06 Ekim 2010

Yüzde 10 barajı tek seçimlik indirilsin!

22 Temmuz 2007 genel seçimlerinde yaklaşık 5 milyon seçmenin iradesi parlamentoya yansıyamadı...

22 Temmuz 2007 genel seçimlerinde yaklaşık 5 milyon seçmenin iradesi parlamentoya yansıyamadı, daha doğrusu yansıtılmadı. 4 milyon 574 bin 420 seçmenin oyu, tercih ettikleri siyasi partiler yüzde 10 barajının altında kaldığı için boşa gitti. 
3 Kasım 2002 seçimlerinde parlamentonun temsil niteliği açısından ortaya çıkan tablo çok daha vahimdi. Barajı geçemeyen partilere oy veren 11 milyon 959 bin 26 seçmenin iradesi parlamentoya yansımadı. 
Seçim barajının yarattığı çarpıklık, milyonlarca seçmenin iradesinin parlamentoya yansıyamamasıyla sınırlı değil. Boşa giden oylar, yüzde 10 barajını aşarak parlamentoya giren partilerin toplumdan aldığı desteğin çok üzerinde bir oranla TBMM'de sandalye sahibi olmasını da sağlıyor.
Örneğin 2007 seçimlerinde geçerli oyların yüzde 46,58'ini alan AKP, parlamentodaki sandalyelerin yüzde 62'sine sahip oldu. AKP'nin 3 Kasım 2002 seçimlerinde aldığı oy yüzde 34,43 iken 550 üyeli TBMM'de ele geçirdiği sandalyelerin oranı yüzde 66 olabilmişti!
2007 seçimlerinde seçmenden aldığı oyla parlamentoda sahip olduğu sandalye sayısı arasında orantısızlık bulunmayan CHP de, 2002 seçimlerinde aynı adaletsizlikten dolayı fazladan sandalye kazanmıştı. 2002 seçimlerinde geçerli oyların yüzde 19,41'ini alan CHP, milletvekilliklerinin yüzde 32'sini elde edebilmişti.
Çeyrek yüzyıldır milyonlarca seçmenin en temel demokratik hakkının gasp edildiği, “temsilde  adalet” ilkesini yerle bir eden bir tablo karşısındayız.
Bu tablo, yeni anayasa girişimleri nedeniyle de vahim sonuçlar doğurmak üzere. Yeni anayasayı yapacak parlamentonun, yine temsil yetersizliğiyle şekilleneceği bir genel seçime doğru gidiyoruz.

'Tek seçimlik baraj indirimi' önerisi

AKP'nin 2007 yılında hazırlattığı, sonra da bir daha kapağını açmadığı anayasa taslağını hazırlayan komisyona başkanlık eden Prof. Ergun Özbudun, tam da bu nedenle ciddiye alınması gereken bir öneride bulunuyor. Özbudun, “yeni anayasayı yapacak parlamentonun temsil niteliğinin yüksek olması için hiç olmazsa bir kereliğine seçim barajının indirilmesini” öneriyor.
TÜSİAD'ın yayımladığı Görüş dergisinin dün yayımlanan yeni sayısı için Ferhat Boratav'ın moderatörlüğünde “Yeni anayasa nasıl yapılmalı” başlığıyla yapılan yuvarlak masa toplantısına katılan Prof. Özbudun'un önerisini aynen aktarıyoruz: 
“... Geçici bir hüküm ilave etmek suretiyle önümüzdeki yasama dönemi için seçilecek meclisin bir kurucu meclis olarak çalışacağı yasaya bağlanabilir ve eğer yüzde 10 seçim barajının -tümüyle indirilmesi istenmiyorsa- sadece o seçime mahsus olarak mesela yüzde 5 gibi daha kabul edilebilir bir orana indirilmesi sağlanabilir. Bu yüzde 10 barajının temsilde adalet sistemine aykırı olduğu haklı noktaları da olan bir görüş, dolayısıyla, anayasa yapımı gibi son derece hayati bir görevi ifa edecek bir kuruluşun daha geniş bir temsile dayanması ve daha çoksesli olması gerekir. Eğer bütün seçimler için barajın indirilmesi istenmiyorsa veya mümkün değilse -ki şu anda mümkün olacağını tahmin etmiyorum- o zaman hiç değilse bu kurucu meclis biçiminde çalışacak meclis bakımından geçici bir madde ile böyle bir husus kabul edilebilir. O zaman o kurucu meclisin temsil kapasitesi de artar. Ve tabii son söz halkın olduğuna göre, referanduma sunulma opsiyonu da muhafaza edilmelidir...”

Anayasa'nın 67. maddesi büyük bir mutabakatla değişebilir

“Seçim kanunlarında yapılan değişiklikler, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde yapılacak seçimlerde uygulanmaz” hükmünü taşıyan Anayasa'nın 67. maddesinin, Haziran 2011'de yapılacağı anlaşılan seçimler nedeniyle Özbudun'un önerisini hayata geçirmeye olanak bırakmadığı düşünülebilir. Ancak, barajın indirilmesini isteyen CHP ve BDP ile “ilk seçimlerde barajı aşamayacağı” yolunda yorumlara konu olan MHP'nin, Anayasa'nın 67. maddesinin değiştirilmesine büyük bir istekle destek vereceklerini söylemek için müneccim olmaya gerek yok.
Bir hafta içinde değiştirilebilecek Anayasa'nın ardından, Milletvekili Seçimi Kanunu'nun 33. maddesinde yer alan “yüzde 10 barajı”nı kaldırmak tek rakamın rötuşlanmasına bakıyor.
Elbette bu süreçte, yüzde 10 barajını hararetle savunan AKP'nin görüşü tayin edici olacak. AKP'nin referandumda kabul ettirdiği son pakette; yürütme organının yargı üzerindeki etkileri konusunda Özbudun başkanlığındaki komisyona 2007'de hazırlattığı taslakta yer alan önerilerin tam aksini yapmayı tercih ettiğini biliyoruz.
Özbudun da, Görüş dergisi için katıldığı tartışmada, saygın hukukçuların katılımıyla 2007'de hazırladıkları taslak konusundaki AKP'nin tutumu için, “Partinin merkez kademelerinde görüştüler. Fakat kamuoyu önünde sahiplenmediler” şerhini düşüyor.
Prof. Özbudun'un “hiç olmazsa yeni anayasa için tek seçimlik baraj indirimi” önerisinin de aynı akıbete uğramamasını dileyelim. 
Umalım ki “adalet” AKP'nin adında kalmasın.  
Umalım ki yüzde 10 vesayeti, bu barajı “siyasi istikrar” gerekçesiyle savunanları “temsilde adalet” adına gelecekte utandırmasın... 


 

Yazarın Diğer Yazıları

‘Haber elemanı’ arkadaşlar; nerede bu Almanya paraları, söyleyin bölüşelim!

Bir değil, iki değil, üç değil, dört değil… Devletin tam beş kez denetleyerek dışardan tek bir kör kuruş bulamadığı T24’te varlığını iddia ettiğiniz Alman sermayesi her neredeyse haber verin, bölüşelim! Bulamıyorsanız, gazetecilik yaptığınızı öne sürerek yıllardır inşa ettiğiniz utanç müzenize, bu nadide ‘Alman sermayesi’ eserinizi de ekleyelim…

Tolga’yla birlikte bütün hayal kırıklıklarının en güzelini yaşıyoruz!

Çalışmalarıyla mesleğini onurlandıran bir gazeteci, hâkimin büyük bir maddi hatayı da tutanağa geçirdiği bir kararla tutuklandı. Tutuklama talep edenler ve tutuklama kararı verenlere göre, Tolga Şardan “istihbarat örgütünün Cumhurbaşkanlığı’nın talimatıyla yargıdaki yolsuzluk iddialarını araştırdığını yazarak” halkı korku ve paniğe sevk etti!

T24 14 yaşında; nasıl da yılları buldu bir mısra boyu macera…

Bağımsız, sorumlu, güvenilir, yüksek profesyonel ve etik standartlarda gazetecilik, sadece gazetecilerin değil toplumun bütün katmanlarının meselesi haline gelmedikçe, sesimizi kısanlar sadece başkaları olmaz!