TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi toplantısının basına açık ve kapalı bölümlerinde öne çıkan üç konu oldu. Toplantıya damgasını vuran temel konu, teröre karşı ne yapılması gerektiği üzerindeki görüşlerdi. Öne çıkan ikinci konu, hükümetin batı dünyasında sorgulanan dış politikasında “aşırı taahhütler”e girmesinin ve “eksen kayması” tartışmalarının iş dünyasında yarattığı tedirginlikti. Üçüncü konu da, Anayasa değişikliği paketiyle yargı üzerindeki yürütme organı ağırlığının artırıldığı yönündeki görüşler oldu.
Aldığımız bilgilere göre, toplantının basına kapalı ilk bölümünde, TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner'e, geçen hafta ABD'de Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'ı da kapsayan görüşmeleri konusundaki izlenimlerini hükümete aktarma fırsatı bulup bulmadığı soruldu.
TÜSİAD Başbakan'dan yanıt bekliyor
Ümit Boyner, Türkiye'ye döner dönmez Başbakan Tayyip Erdoğan'dan randevu talep ettiklerini, ancak “muhtemelen gündemin yoğun olması nedeniyle” hükümetten henüz bir yanıt alamadıklarını anlattı.
Ümit Boyner ABD'deki temasları konusunda bilgi verirken, Mavi Marmara gemisine uluslararası sularda baskın düzenleyerek 9 kişiyi öldüren İsrail'in, hükümetin beklentisinin aksine, Türkiye'den özür dilemeyeceği izlenimini de TÜSİAD üyelerine aktardı.
TÜSİAD heyetinin ABD izlenimleri, üyeler arasında, Türkiye, Brezilya ve İran arasında uranyum takasına ilişkin olarak imzalanan “Tahran Anlaşması”nın ABD'de yarattığı hoşnutsuzluğun İsrail'i Mavi Marmara gemisine baskın yapmak konusunda cesaretlendirdiği yorumlarına neden oldu.
TÜSİAD'ın ABD gezisinden çıkan izlenimin, hükümetin Tahran ve Hamas'a yakınlığından rahatsız olan Washington'un, Türkiye'den özür dilemesi yolunda İsrail'i zorlamayacağı yolunda olduğunu söyleyebiliriz.
Cem Boyner: Kürtler hiç Türkleri muhatap almadı
1989-1990 döneminde TÜSİAD Başkanlığı yapan, kurduğu Yeni Demokrasi Hareketi ile 1995 seçimlerine katıldıktan sonra aktif politikayı bırakan Cem Boyner de, toplantıda söz alarak Kürt sorunu konusundaki görüşlerini dile getirdi. TÜSİAD yönetiminin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile yapacağı görüşmede “yumuşak bir lisan” kullanılmasını öneren Cem Boyner, ilginç bir gözlemini de üyelerle paylaştı.
Boyner, “Kürtler 30 yıldır muhatap olarak Türkler'i almadı. Hep Türkiye Cumhuriyeti'ni ve izlenen politikaları muhatap aldılar. Böyle olunca da savaş ve uyuşturucu baronları süreçte etkili oldu” görüşünü dile getirdi.
'Taşeron söylemine katılmıyorum'
Tırmanan terör sorunu nedeniyle hükümetten gelen “taşeron” söylemine “kesinlikle katılmadığını” vurgulayan Cem Boyner, “Açık olan yaraya sinek konar. Bu yarayı iyileştirmeliyiz” dedi.
'Egemen Bağış'ın PKK'lılara ilişkin açıklaması ilk ve önemli'
Cem Boyner, çatışmalarda yaşanan can kayıpları konusunda Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış'ın, "ocağına ateş düşenlerin sadece şehitlerin ailesi olmadığını, kandırılmış çocukların aileleri de acı çekiyor" sözlerini hatırlattı. Boyner, Bağış'ın PKK'nın yaşadığı can kayıpları nedeniyle ailelerin çektiği acıya işaret eden Bağış'ın tutumunun "bir ilk" olduğunu ve bu yaklaşımın çok önemli olduğunu söyledi.
Mustafa Koç: Türkiye ve İsrail birbirinden ayrılamaz
Kayseri kökenli olan ve hükümet çevreleri ile muhafazakâr sermayeye yakın olan Boydak grubundan Mustafa Boydak da, toplantının basına kapalı bölümünde görüşlerini dile getirdi. Boydak, Türkiye-İsrail krizini değerlendirirken, “Artık olan oldu. Şimdi ilişkileri normalleştirmeliyiz” dedi.
TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Mustafa Koç, Boydak'a, “pragmatik ve yapıcı” tutumundan dolayı teşekkür etti ve şu saptayı yaptı:
“Türkiye ve İsrail demokrasi ile yönetilen ve laik olan bölgedeki yegâne ülkeler. Birbirine ihtiyacı olan Türkiye ve İsrail birbirinden vazgeçemez.”
TÜSİAD Yüksek İstişare Kurulu'nun üyelerle yapılan basına kapalı oturumunun ilk bölümünde konuşulanlara ilişkin aldığımız bilgiler özetle böyle...