26 Aralık 2013

Kabine revizyonu neler diyor, hangi bakan Erdoğan'a sürpriz yapabilir?

Başbakan Tayyip Erdoğan'ın dün gece Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile yaklaşık 1 saat 20 dakika süren görüşmeden sonra açıkladığı kabine revizyonunda, üç ana boyut bulunuyor.

Başbakan Tayyip Erdoğan'ın dün gece Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile yaklaşık 1 saat 20 dakika süren görüşmeden sonra açıkladığı kabine revizyonunda, üç ana  boyut bulunuyor.

Birincisi; yerel seçimlerde aday olan üç bakanın yerine yapılan "rutin" revizyon. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na aday olan Binali Yıldırım'ın yerine Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı'na Karaman Milletvekili Lütfü Elvan getirildi. Gaziantep  Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na aday olan Fatma Şahin'in yerine Sakarya Milletvekili Ayşenur İslam, Hatay Belediye Başkanlığı'na aday olan Sadullah Ergin'in yerine Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ getirildi.

Revizyonda ikinci boyutu; yolsuzluk ve rüşvet iddiasıyla yürütülen soruşturmaya adı karıştıktan sonra dün istifaları açıklanan bakanların yerine atanan isimler oluşturuyor. İstifa eden Muammer Güler'in yerine Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala parlamento dışından İçişleri Bakanlığı'na, Zafer Çağlayan'ın yerine Denizli Milletvekili Nihat Zeybekçi Ekonomi Bakanlığı'na, Erdoğan Bayraktar'ın yerine İstanbul Milletvekili İdris Güllüce Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na getirildi.

 

Bağış'a veto kimin takdiri?

 

Kabine revizyonundaki üçüncü boyut için önce, gece yarısı gergin ve yorgun bir ifadeyle gazetecilerin karşısına çıkan ve soru cevaplamayan Erdoğan'ın kullandığı ifadeleri hatırlayalım:

"Bakanların bir kısmı mevcut gelişmeler nedeniyle görevden affını istediler. Bir kısmının durumu (yerel seçimde) adaylıklarıyla ilgili zaten. Bir kısmı da takdirim çerçevesinde Sayın Cumhurbaşkanımıza teklif ettiğim, kendisinin de onayladığı böyle bir değişiklik oluyor."

Erdoğan, kabine revizyonlarında gelenek olan giden bakanlara teşekkür faslını atladı.

Erdoğan'ın ifadesiyle "Başbakan'ın takdiri" ve "Cumhurbaşkanı'ın onayı"yla kabine dışında bırakılan üç isim var. Bu üç isimden birisi sürpriz olması, birisi muhtemel gelişmeleri haber vermesi, birisi de istifa etmediktenden sonra kabine dışında bırakılmasıyla dikkat çekiyor.

Sürpriz isimden başlayalım. Kocaeli Milletvekili Nihat Ergun'un Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'ndan alınması veya kabine dışında bırakılması beklenmiyordu. Genellikle sakin tavrıyla bilinen Ergun'un tartışma yaratan en önemli çıkışı, Balyoz soruşturması sırasındaki tahliyeler üzerine yaptığı tuhaf açıklamayla olmuştu. Ergun, 4 Nisan 2010'da AKP Bursa İl Başkanlığı'nda yaptığı konuşmada, tahliye kararları için yargıyı suçlamış ve “Görüyoruz ki çeteler sadece çete değilmiş, sadece çete ve avukatından oluşmuyormuş. Meğersem çetenin medyası, rektörü varmış. Maalesef çetenin nöbetçi hâkimi, savcısı oluyor” diyebilmişti.

Ergun'un yerine, ODTÜ'de matematik okumuş, Gümüşhaneli bir işadamı olan Fikri Işık'ın getirildiğini hatırlatıp, devam edelim.

Erdoğan'ın takdiri ile kabine dışında bırakılan ikinci ismin durumu "olası gelişmelere karşı önlem" olabilir mi, bilmiyorum. Ancak, Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, uzun süredir kayınpederi üzerinden yöneltilen yolsuzluk iddialarıyla eleştirilirken kabine dışında bırakılmış oldu.

Erdoğan'ı takdiriyle kabine dışında kalan üçüncü isim de, yolsuzluk ve rüşvet operasyonuna adı karışan ve tutuklanan işadamı Reza Zarrab ile yakın ilişkisi saptanan Egemen Bağış oldu. Erdoğan'ın AB Bakanlığı ve Başmüzakerecilik görevinden aldığı Bağış için iki ihtimal var. Birincisi; Bağış, Erdoğan'ın istifa etmesi istemine direndi. Zira, Erdoğan Bayraktar'ın Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'ndan ayrılırken yaptığı açıklamaya göre, Başbakan adı yolsuzluk operasyonuna karışan bakanlardan "istifa etmelerini ve kendisini rahatlatacak bir deklarasyon yayımlamalarını" istedi. Dün sabah, adı yolsuzluk operasyonuna karışan Muammer Güler ve Zafer Çağlayan sessizce, Erdoğan Bayraktar ise vuruşarak çekildi. Ancak, soruşturmada adı geçen ve rüşvet almakla suçlanan, Zarrab'la "hediye" konuşmaları telefon dinlemelerine takılan Egemen Bağış'tan akşama kadar açıklama gelmedi. Erdoğan gece yarısına doğru kameraların karşısına geçti ve "kendi takdiri" ile görevden aldığı bakanlar arasında Bağış'ı da saydı.

Bağış'ın durumuna ilişkin ikinci ihtimal ise; Erdoğan'ın Bağış'ın istifasını istememesi, ancak bakan atamalarını onaylayan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün bu konuda diretmesi. Nitekim, bu yöndeki söylentiler dün kulislerden internet siteleri ve bazı TV kanallarına yansıdı. Erdoğan'ın gündüz saatlerinde planlanan Gül ile görüşmesinin, Bağış'ın revizyon listesinde yer almamasından kaynaklandığı yazıldı, söylendi. İhtimal Erdoğan da, bu yorumları dikkate alarak Bağış'ın da içinde bulunduğu grubun kabine dışında bırakılması için "kendi takdiri olduğu" vurgusunu yaptı.

Bu "takdir" açıklaması gerçeği yansıtıyorsa Bağış'ın istifa etmeye direndiği, yansıtmıyorsa Bağış'ın kabinede kalmasına Gül'ün direndiği söylenebilir.

 

Erdoğan'ın İçişleri çizgisinde bir aşama: Efkan Ala*

 

Kabine revizyonunda en dikkat çeken yeni isim, kuşkusuz parlamento dışından İçişleri Bakanlığı'na atanan Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala oldu. Ala, Batman'dan sonra Diyarbakır Valiliği gibi kritik bir görevde bulunmuş, sıra dışı profiliyle kentte itibar kazanmış bir bürokrat. Diyarbakır'da insan haklarına özenli yaklaşımıyla dikkat çeken Ala'nın "vali" olarak dile getirdiği "Ne yapalım çocukları öldürelim mi? Taş atanlar çocuktu. Refleksle değil, akılla hareket lazım. Panzeri üzerine sür olmaz", " Camlar, çerçeveler yerine konur, ama can yerine konulabilir mi" benzeri sözler hâlâ akıllarda.

Erdoğan'ın İçişleri Bakanlığı tercihinde İdris Naim Şahin talihsizliği  ve Muammer Güler'den sonra Efkan Ala'ya ulaşan çizgisi hiç kuşkusuz olumlu. Ancak bu atamada dikkat çeken nokta Efkan Ala'ya değil Erdoğan ve AKP Grubu'na ilişkin olarak dikkat çekiyor. Zira Erdoğan, 325 AKP milletvekili yerine dışardan atama yaparak, son operasyonlarla zirve yaptığı anlaşılan güven arayışının TBMM Grubu'nu da aştığını ortaya koymuş oldu.

İnsanlar çeşitli makamlarda karakterlerinin farklı boyutlarını, zaman zaman izleyenleri hayal kırıklığına uğratacak ölçülerde ortaya koyabiliyorlar. Ancak Efkan Ala bu sürprizi yapmaz da, özellikle Diyarbakır'da sergilediği insan haklarına özenli yaklaşımı, polisin sert tavrına karşı tavrını sürdürürse, hayal kırıklığına uğrayan Gezi Parkı sürecinde öldürülen insanlara rağmen "Polis kahramanlık destanı yazdı" diyebilen Başbakan olabilir!

 

Başbakan Yardımcılığı'ndan bakanlığa terfi!

 

Kabine revizyonunda dikkat çeken diğer isim, Başbakan Yardımcılığı'ndan Adalet Bakanlığı'na kaydırılan Bekir Bozdağ oldu. Evet Bozdağ artık Başbakan Yardımcısı değil. Ancak bu görüntü tenzil-i rütbe sanılmasın. Zira Bozdağ, İçişleri'nin yanı sıra Adalet Bakanlığı için de güven arayışında olan Erdoğan'ın iç kabinesinde terfi etmiş oldu.

Bozdağ'ın Adalet Bakanlığı'na atanmasıyla ortaya çıkan ilginç bir görüntü daha var. Malum, Bozdağ, yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasını yürüten savcılar hakkında, bilgi sızdırdıkları iddiasıyla suç duyurusunda bulundu. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu da (HSYK) bu suç duyurusunu kabul etti. Ancak Bozdağ artık Adalet Bakanı olarak HSYK'nın da başkanı. Ve Anayasa uyarınca, hâkim ve savcılar için soruşturma "HSYK Başkanı"nın iznine bağlı. Bir başka deyişle Bozdağ, Başbakan Yardımcısı olarak şikâyetçisi olduğu savcılar hakkında Adalet Bakanı olarak karar verecek! Elbette Sadullah Ergin'in de, Adalet Bakanlığı'ndan ayrılmadan önce "HSYK Başkanı" olarak bu soruşturma iznini vermiş olması muhtemel.

Zafer Çağlayan'ın yerine Ekonomi Bakanlığı'na (Dış Ticaret Bakanlığı demek daha doğru) Denizli Milletvekili Nihat Zeybekçi atandı. Zeybekçi, Marmara Üniversitesi'nin ardından İngiltere'de ekonomi eğitimi almış Denizlili bir işadamı.

 

Gülen'den 'özür' isteyen Başbakan Yardımcısı

 

Bozdağ'ın yerine Başbakan Yardımcılığı'na atanan Ankara Milletvekili Prof. Emrullah İşler, Suudi Arabistan'da "İslami ilimler" okumuş, daha sonra Ankara Üniversitesi'nde "tefsir" konusunda doktora yapmış bir isim. İşler, parlamentoya girmeden önce Başbakanlık Başmüşavirliği yaptı. İşler'in son dönemde dikkat çeken mesajlarına, Twitter'daki hesabında tanık oluyoruz. İşler Twitter'da, Fethullah Gülen'in beddualarının ne anlama geldiğini, "tefsir uzmanı" olarak yorumlayan tweetler attı. Gülen cemaatini eleştiren İşler'in retweet ettiği mesajlardan biri şu:

"11 yılda onlarca kat büyüyen cemaatin maalesef örgüt tarafı küfranı nimette bulunarak başbakanı hançerlemiştir."

Twitter'da yolsuzluk soruşturması kavgasında Erdoğan için kuvvetli mesajlar atan İşler'in Gülen cemaatini eleştiren birkaç tweetini de paylaşalım:

- Bu tavır bizden mi oldu? Kim başlattı. 7 Şubat 2012 neydi? Cemaat paralel devlet olmak isterse bunlar başına gelir.

- Biz duayı da bilir, bedduayı da biliriz. Hocaefendi devirdiği bu büyük çamdan dolayı çıkıp milletten açıkça özür dilemeli.

- Cemaatin tetikçileri Çölaşan'la gurur duyabilir. Lakin cefakar, fedakar ve saf Anadolu çocukları Çölaşan'la nasıl gurur duyacak?

 

Şehircilik Bakanı belediye ekibinden

 

Başbakan,  Erdoğan Bayraktar'ın açıklamalarıyla zor durumda kaldığı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı için, kendisine çok yakın bir ismi tercih etti. Üç dönem Tuzla Belediye Başkanlığı yapan ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanvekilliği de bulunan İdris Güllüce, Erdoğan'ın iç kabinesine de girmiş bulunuyor. Güllüce, çok tartışılan TOKİ projelerinin de başına getirilmiş oldu.

 

Kılıç gitti, Kılıç geldi!

 

Gençlik ve Spor Bakanlığı'na getirilen 37 yaşındaki Akif Çağatay Kılıç, kabinenin en genç bakanı olacak. Almanya'ya göç eden bir ailenin çocuğu olan, bu ülkede okuyan, Türkiye'de Sabancı Holding'de çalıştıktan sonra kurulduğu yıllarda AKP'de, ardından Başbakanlık Özel Kalem Ofisi'nde görev alan Kılıç, kendisi gibi Samsun Milletvekili olan bakanlıktaki selefi Suat Kılıç'la aynı soyadını taşıyor.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na aday olan Binali Yıldırım'ın yerine Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı'na atanan Karaman Milletvekili Lütfi Elvan, İTÜ mezunu bir maden yüksek mühendisi. İngiltere ve ABD'de yüksek lisans yapan Elvan, kabinenin en icracı bakanlıklarından birinde görev alan sürpriz bir isim.

Fatma Şahin'in yerine Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'na atanan Ayşegül İslam da, akademisyen kökenli bir siyasetçi. Ankara Üniversitesi'nde Türk Dili ve Edebiyatı okuyan, siyasetten önce akademide doçent ola ve bürokrasi  görevler üstlenen Ayşenur İslam'ın yayımlanmış 10 kitabı var.

 

Yeni AB Bakanı Çavuşoğlu'nun şansı

 

Bağış'ın yerine AB Bakanlığı'na getirilen Antalya Milletvekili Mevlüt Çavuşoğlu'nun eğitim ve ihtisası Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden ABD Long Island Üniversitesi'nde ekonomi masterına, Ankara Üniversitesi'nde AB uzmanlığına, Bilkent Üniversitesi ve London School of Economics'te "çevre ekonomisi ve sürdürülebilir kalkınma" konusunda doktoraya uzanıyor.  İşadamı kökenli bir siyasetçi olan Çavuşoğlu'nun yeni görevindeki şansı, bu kişisel çizgisinin yanı sıra, Egemen Bağış'ın AB Bakanlığı ve Başmüzakerecilik görevini gayriciddi yaklaşımlarla yürütmesi olacak.

 

Kurtulmuş neden kabineye giremedi

 

Kabine dışında bırakılan ve kabineye giren isimlerden söz ettik. Kabineye alınmaması dikkat çeken bir isimle noktalayalım. Bütün tahminlerde adı Ekonomi Bakanlığı veya Başbakan Yardımcılığı için geçen sosyal politika profesörü Numan Kurtulmuş kabineye giremedi. AKP ekibine karşı Necmettin Erbakan'ın desteklediği isimlerin başında gelen, Erbakan'la yolları ayrılınca HAS Parti'yi kuran, ancak daha sonra bazı yol arkadaşlarının eleştirileri altında AKP'ye katılan Kurtulmuş'un adı, Erdoğan sonrası başbakanlık görevi için de öne sürülmüştü.

Kurtulmuş neden kabineye giremedi?

İstifalar yaşanan parti grubunu kontrol etmekte zorlanacağını düşünen Erdoğan, "öz AKP'li" olmayan Kurtulmuş'u kabineye alırsa doğabilecek tepkileri hesaba katmış olabilir mi?

Bir başka ihtimal, Erdoğan'ın kabinede istediği Kurtulmuş'u, Köşk'ten inerse Başbakanlığın önde gelen adaylarından olacağı bilinen Abdullah Gül'ün reddetmesi olabilir mi?

Revizyon sürecine "kabineye en giremeyen isim" olarak geçen Kurtulmuş'a ilişkin cevapları henüz bilemiyoruz...

_______________________________ 

* Efkan Ala'nın valilik dönemine ilişkin olarak bazı okurlardan gelen eleştiri ve uyarılar var. O eleştirileri de yansıtmak üzere Ala'ya ilişkin İnsan Hakları Derneği raporu ile Evrensel gazetesinin haberini paylaşıyorum.

İnsan Hakları Derneği'nin Diyarbakır raporu

Twitter: @DOGANAKINT24

Yazarın Diğer Yazıları

T24 15 yaşında: Anlatmadan anlayamazsan, anlatınca da anlamazsın!

T24, gazetecilikten başka hiçbir şeye ait olmayan bir yer. Editörlerimiz, muhabirlerimiz ve yazarlarımız; kelimelerle ifade edilemeyecek büyük bir çıkarsızlıkla bağımsız gazeteciliğin kurumsallaşmasına eşsiz katkılar sağladılar. 15 yıldır ilgilerini, övgülerini, eleştiri ve uyarılarını esirgemeyen takipçilerimize de sonsuz teşekkürler…

‘Haber elemanı’ arkadaşlar; nerede bu Almanya paraları, söyleyin bölüşelim!

Bir değil, iki değil, üç değil, dört değil… Devletin tam beş kez denetleyerek dışardan tek bir kör kuruş bulamadığı T24’te varlığını iddia ettiğiniz Alman sermayesi her neredeyse haber verin, bölüşelim! Bulamıyorsanız, gazetecilik yaptığınızı öne sürerek yıllardır inşa ettiğiniz utanç müzenize, bu nadide ‘Alman sermayesi’ eserinizi de ekleyelim…

Tolga’yla birlikte bütün hayal kırıklıklarının en güzelini yaşıyoruz!

Çalışmalarıyla mesleğini onurlandıran bir gazeteci, hâkimin büyük bir maddi hatayı da tutanağa geçirdiği bir kararla tutuklandı. Tutuklama talep edenler ve tutuklama kararı verenlere göre, Tolga Şardan “istihbarat örgütünün Cumhurbaşkanlığı’nın talimatıyla yargıdaki yolsuzluk iddialarını araştırdığını yazarak” halkı korku ve paniğe sevk etti!

"
"