11 Kasım 2009

GAZETECİLER CEMİYETİ İLKELERİNİ ÇÖPE Mİ ATTI?

Türkiye'de, “etik çalışma ilkeleri” açıklanmış mesleklerle açıklanmayanların icrası arasında hiçbir fark yoktur.

Türkiye'de, “etik çalışma ilkeleri” açıklanmış mesleklerle açıklanmayanların icrası arasında hiçbir fark yoktur. Etik ilkeleri açıklanmış mesleklerin diğerlerinden en önemli farkı raflarıdır. Bazı meslekler için belirlenen ve doğruca rafa kaldırılan etik ilkeler vardır, o kadar.


Gazetecilerin, harcamaları karşılanarak şirket gezilerinde ağırlanmasını, Türkiye'ye domuz gribi aşısı satan ilaç devi Novartis'in Afrika'ya düzenlediği basın turundan hareketle günlerdir www.t24.com.tr sayfalarında irdeliyoruz.


Sabah Gazetesi Okur Temsilcisi Yavuz Baydar, 9 Kasım Pazartesi günü “Bedava Seyahatler” başlığıyla yayımlanan yazısında, durumu, dünyadaki saygın gazetelerden örnekler de vererek eleştirdi.


'Baydar kadar uzaklara gitmeyelim'


Gelin biz dünya uygulamalarını çok iyi bilen meslektaşımız Yavuz Baydar kadar uzaklara gitmeyip şu satırları takip edelim:

* Gazeteci; bir bilginin, haberin yayımı ya da yayımlanmaması karşılığı hiçbir maddi veya manevi avantajın peşinde olamaz. Gazeteci, devlet başkanından milletvekiline, işadamından bürokratına kadar, haber kaynağı olarak da kabul edilen kişi ve kurumlarla iletişimini ve ilişkisini meslek ilkelerini gözeterek yürütür.

* Gazeteci; mesleğini reklamcılıkla, halkla ilişkilerle veya propagandacılıkla karıştıramaz. İlan-reklam kaynaklarından herhangi bir telkin, tavsiye alamaz, maddi çıkar sağlayamaz.

* Haber ve yorum metinleri veya görüntüleri ile ilan-reklam amaçlı metinlerin ayrımı hiçbir karışıklığa yer bırakmayacak ölçüde yapılmalıdır.

* Yayın öncesi kararlarla ve yayınlarla ilgili önyargı, kuşku yaratacak her cinsten kişisel hediye ve maddi menfaat reddedilmelidir.


Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin tozlu rafları


Bu ilkeleri, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin (TGC) raflarından indirdik. TGC'nin yayımladığı “Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi”nin kapağını sildik, tozlarını üfledik ve yukarıdaki özeti yaptık.


Evet; bu ilkeleri, ne yazık ki, kendi yöneticileri de Novartis dahil birçok gezide ağırlanan TGC bile rafa kaldırmış durumda. Cemiyete önerimiz, hiçbir şey yapamıyorsa en azından bu ilkelere bağlı olmadığını, çöpe attığını açıklaması.


Doğan Tılıç'la medyayı anlamak


Değerli meslektaşım Doğan Tılıç, “Medyayı Anlamak” adlı kitabında, beş halkadan söz ediyor. Tılıç; bir ülkedeki sosyo-politik yapı ve kültürü ifade eden “Medya Atmosferi” ile “Medya Sahipliği”, “Medya Kurumları”, “Gazeteciler” ve “İzleyiciler”i medyayı çevreleyen etmenler olarak iç içe beş halka biçiminde sıralıyor. “Medya Atmosferi” ile “Medya Sahipliği” en etkili halkalar olarak öne çıkıyor.


Medyanın sorunlarının tek nedene indirgenemeyeceğini de gösteren bu şemada elimizde olan tek şey kendimiziz, yani gazeteciler.


Gazetecinin kendisine ikram ettiği!


Gazeteciler hiç olmazsa kendilerine el atmayıp araziye uyarsa, medyada mali ihtiyaçların aşırı tedarikinin yarattığı sermaye yapısından kaynaklanan sorunlardan adeta faydalanmış sayılmazlar mı?


Şirket gezilerinde bedava ağırlanma; zaten siyasi gelenekler, medya sahipliği ve medya kurumlarının sınırlamaları altında bulunan “gazeteci”nin kendisine ikram ettiği tek “baskı”dır.


Siyasi alışkanlıklar ve medya sahipliğinin yarattığı sorunlar boyumuzu aşıyor, biliyorum. Ancak bu genel sorunlara, gazetecilerin kişisel zaaflarını örten bir “kara delik” gibi sığınmak da yakışmıyor.


Gazetecinin; toplumun da, şirketlerin de, medya patronlarının da gözünde itibar kazanmasının yolu tenezzül zaafına düşmemekten geçiyor.


Hiç olmazsa bunu yapamaz mıyız?


“İçimden bir ses 'belki' diyor...”

Yazarın Diğer Yazıları

T24 15 yaşında: Anlatmadan anlayamazsan, anlatınca da anlamazsın!

T24, gazetecilikten başka hiçbir şeye ait olmayan bir yer. Editörlerimiz, muhabirlerimiz ve yazarlarımız; kelimelerle ifade edilemeyecek büyük bir çıkarsızlıkla bağımsız gazeteciliğin kurumsallaşmasına eşsiz katkılar sağladılar. 15 yıldır ilgilerini, övgülerini, eleştiri ve uyarılarını esirgemeyen takipçilerimize de sonsuz teşekkürler…

‘Haber elemanı’ arkadaşlar; nerede bu Almanya paraları, söyleyin bölüşelim!

Bir değil, iki değil, üç değil, dört değil… Devletin tam beş kez denetleyerek dışardan tek bir kör kuruş bulamadığı T24’te varlığını iddia ettiğiniz Alman sermayesi her neredeyse haber verin, bölüşelim! Bulamıyorsanız, gazetecilik yaptığınızı öne sürerek yıllardır inşa ettiğiniz utanç müzenize, bu nadide ‘Alman sermayesi’ eserinizi de ekleyelim…

Tolga’yla birlikte bütün hayal kırıklıklarının en güzelini yaşıyoruz!

Çalışmalarıyla mesleğini onurlandıran bir gazeteci, hâkimin büyük bir maddi hatayı da tutanağa geçirdiği bir kararla tutuklandı. Tutuklama talep edenler ve tutuklama kararı verenlere göre, Tolga Şardan “istihbarat örgütünün Cumhurbaşkanlığı’nın talimatıyla yargıdaki yolsuzluk iddialarını araştırdığını yazarak” halkı korku ve paniğe sevk etti!

"
"