02 Mayıs 2009

Erdoğan'ın sandık ve Milli Görüş ayarı

Revizyonda öne çıkan iki ölçüt, geçmiş ve gelecek seçim ile bakanların Milli Görüş referansı.

29 Mart yerel seçimlerinin ardından yaptığı ilk açıklamada “Vatandaşın verdiği mesajı aldık, gereğini yapacağız” diyen Başbakan Tayyip Erdoğan, uzun süredir beklenen kabine revizyonunda Bakanlar Kurulu’nu önemli ölçüde değiştirmiş oldu.
Boyutu nedeniyle “yeni bir kabine” yorumlarına neden olan, 9 yeni bakanın atanması, 8 bakanın koltuğunu kaybetmesi, 7 bakanın da görev alanının değişmesiyle sonuçlanan revizyon konusunda dikkat çeken noktaları şöyle sıralayabiliriz:
- Erdoğan AKP’nin TBMM’deki grup yönetiminden iki ismi önemli bakanlıklara getirirken, parti yönetiminden kimseyi kabineye almadı. AKP Grup başkanvekillerinden Sadullah Ergin Adalet Bakanlığı’na, Nihat Ergün de Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’na atandı. Parti yönetiminden bazı isimlerle kabinede koltuğunu kaybeden bazı isimlerin grup yönetimine getirilme olasılığı yüksek görünüyor.
- Bakanlık için adı geçen isimlerin önemli bir bölümü kabineye giremedi. Mir Dengir Mehmet Fırat, Nurettin Canikli, Salih Kapusuz, Ömer Çelik, Reha Denemeç ve Antalya Belediye Başkanlığı’nı kaybeden Menderes Türel’i bu isimler arasında sayabiliriz. Tahminlerde isimleri öne çıkmayan Mustafa Demir, Cevdet Yılmaz ve Selma Aliye Kavaf ise bakan oldular.
Ekren’in gitmesi, Şimşek’in Maliye Bakanı olması sürpriz
- Erdoğan ekonomi yönetimini önemli ölçüde değiştirmiş bulunuyor. Revizyonun önemli sürprizlerinden birisi, Bakanlar Kurulu’nun yeni isimlerinden Prof. Nazım Ekren’in kabine dışında kalması oldu. Krizin faturasının, ekonominin koordinasyonundan sorumlu olarak Başbakan Yardımcılığı görevini yürüten Ekren’e kesildiği söylenebilir. Kabine dışında kalabileceği yorumları yapılan Hazine’den sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Şimşek’in, Nurettin Canikli veya Nazım Ekren için tahmin yürütülen ve en önemli koltuklardan birisi olan Maliye Bakanlığı’na getirilmesi de beklenmiyordu. Dışişleri Bakanlığı’nda ağırlık yaratamadığı düşünülen Ali Babacan, Gül ve Erdoğan’ın en güvendiği isimlerden birisi olarak tekrar ekonomi yönetiminin başına getirildi.
- Revizyon, "Milli Eğitim Bakanlığı'na getirilen ilk kadın" olan Nimet Çubukçu’nun kabinede sadece “kadın” görüntüsü için bulunmadığını da ortaya koydu. Kadın ve aileden sorumlu Devlet Bakanlığı’ndan en önemli birkaç bakanlıktan birisi olan Milli Eğitim’in başına getirilmesi, Erdoğan’ın en güvendiği isimler arasında Çubukçu’nun da bulunduğunu gösteriyor.
- Kabineye ikinci kadın bakan olarak gireceği yolunda yorumlar yapılan Gaziantep Milletvekili Fatma Şahin yerine Erdoğan’ın tercihi Selma Aliye Kavaf oldu. Başbakan; Fatma Şahin’in, Mehmet Şimşek’in ardından Gaziantep’ten ikinci isim olarak kabineye girmesinin “bölgeler arası dengesizlik” görüntüsü yaratacağını düşünmüş olabilir. İkinci kadın bakan olarak kabineye giren Denizli Milletvekili Selma Aliye Kavaf’ın, daha önce AKP Kadın Kolları’nda görev yaptığını hatırlatalım ve bu atamayla Ege bölgesi dengesinin gözetilmiş olabileceğini belirtelim.
- Cevdet Yılmaz da kabineye Devlet Bakanı olarak girdi. Yılmaz'ın, AKP'nin 29 Mart yerel seçimlerinde zorlandığı Doğu-Güneydoğu'da belediye başkanlığı kazanarak teselli bulduğu merkezlerden birisi olan Bingöl'ün milletvekili olduğunu hatırlatalım.
Arınç Milli Güvenlik Kurulu’nda ilk kez askerle yan yana
- Bayındırlık ve İskan Bakanlığı için “bir Karadenizli gitti, bir Karadenizli geldi” diyebiliriz. Trabzon Milletvekili Faruk Nafiz Özak Bayındırlık Bakanlığı’ndan Devlet Bakanlığı’na kaydırılırken, yerine Samsun Milletvekili Mustafa Demir getirildi.
- İkiye bölünmesi gündemde olan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na getirilen Taner Yıldız, enerji konularında Başbakan’a danışmanlık yapan bir isim. Cumhurbaşkanı Gül’ün memleketi Kayseri’den milletvekili seçilen Yıldız, elektrik mühendisi.
- Kabine revizyonu nedeniyle Milli Güvenlik Kurulu’nun üç yeni üyesi olacak. Bu isimler Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Dışişleri Bakanı Prof. Ahmet Davutoğlu ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin. Astsubay bir babanın çocuğu olan Arınç, siyasi hayatında ilk kez askerlerle aynı kurulda görev üstlenmiş olacak.
Milli Görüş rekabetine karşı Arınç formülü
- Revizyonla kabineye kuvvetli isimler atanmış bulunuyor. Bunların başında, parti içinde ve milli görüş tabanında büyük bir ağırlığı olan Bülent Arınç geliyor. Yaptığı sert çıkışlar nedeniyle AKP yönetiminde zaman zaman endişe kaynağı olan Arınç’ın, revizyon açıklandıktan sonra NTV’de Ruşen Çakır ile Banu Güven’in sorularını yanıtlarken, “Sözlerim elbette daha yumuşatıcı, daha uyumlu olmalıdır. Hayat devam ediyor ve biz de hayattan tecrübe kazanıyoruz” demesi, üslubundan duyulan kaygılara bir ölçüde hak verdiğini gösteriyor. İslami tabanda AKP ile alabildiğine sert bir rekabete giren Saadet Partisi’ndeki yukarı doğru hareketlenmenin de, Milli Görüş tabanında saygı duyulan Arınç’ın Başbakan Yardımcılığı’na getirilmesinde rol oynadığını düşünebiliriz. Olağanüstü bir gelişme yaşanmazsa, AKP’nin bu kabineyle genel seçimlere gideceğini unutmamak gerekiyor.
- Kabineye giren kuvvetli isimlerden biri de, Gül ve Erdoğan’ın büyük güven duydukları ve 2002 yılından beri AKP iktidarının dış politikasında belirleyici rol oynayan Prof. Ahmet Davutoğlu. Dışişleri Bakanı olan Davutoğlu, parlamento dışından kabineye giren tek isim oldu.
Yerel seçimde kaybedenler gitti
- Kabine dışında kalan isimlerde öne çıkan en önemli ortak payda; 29 Mart yerel seçimlerinde AKP’nin kaybettiği illerin milletvekili olmaları. AKP’nin belediye başkanlığı kazanamadığı Mersin’de Kürşad Tüzmen, Ordu’da Hilmi Güler, Kastamonu’da Murat Başesgioğlu (İstanbul Milletvekili ancak memleketi Kastamonu), Eskişehir’de Kemal Unakıtan, Van’da Hüseyin Çelik, Antalya’da Mehmet Ali Şahin kabine dışında kaldılar. Deniz Feneri dosyasında ismi yıpranan Şahin ile Çelik ve Başesgioğlu için sadece seçimi kazanamamak değil, AKP’nin elinde olan Antalya, Van ve Kastamonu’daki belediye başkanlıklarını kaybetme eleştirisi yapıldığını da not edelim.
- Kabine dışında kalan bazı isimlerde dikkat çeken diğer ortak paydayı meslektaşımız Ruşen Çakır “Milli Görüş kökenli olmamaları” sözleriyle dile getirdi. Gerçekten de, kabine dışında kalan Kürşad Tüzmen, Murat Başesgioğlu, Hüseyin Çelik, Said Yazıcıoğlu gibi isimler Milli Görüş kökeninden gelerek AKP’ye katılmış siyasetçiler değil.
Erdoğan’ın vazgeçemediği iki isim: Ömer Dinçer ve Cemil Çiçek
- Yazdığı bazı makaleler nedeniyle Cumhuriyet rejimi ve laiklik karşıtlığının yanı sıra “bilimsel hırsızlık”la da (intihal) suçlanan Ömer Dinçer, Erdoğan tarafından Başbakanlık Müsteşarlığı ve milletvekilliği koltuklarının ardından bakanlığa da taşınmış bulunuyor. Erdoğan’ın en güvendiği ve danıştığı isimler arasında yer alan Dinçer, yeni kabinede Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nı üstlenecek.
- “Revizyon değil yeni hükümet kuruldu” yorumları, yapılan değişikliğin çapının büyüklüğü nedeniyle yersiz değil. Ancak seçim sonuçlarını yorumlarken “DTP Ermenistan sınırına dayandı” sözüyle ve benzer yaklaşımları nedeniyle büyük eleştiriler alan Cemil Çiçek’in Başbakan Yardımcılığı koltuğunu koruması, “yeni kabinedeki en kuvvetli eski çizgi” olarak değerlendirilebilir. Aklında genel seçimler bulunan Erdoğan, koyu milliyetçi söylem konusunda pragmatik davranmayı tercih etmiş görünüyor.

Yazarın Diğer Yazıları

T24 15 yaşında: Anlatmadan anlayamazsan, anlatınca da anlamazsın!

T24, gazetecilikten başka hiçbir şeye ait olmayan bir yer. Editörlerimiz, muhabirlerimiz ve yazarlarımız; kelimelerle ifade edilemeyecek büyük bir çıkarsızlıkla bağımsız gazeteciliğin kurumsallaşmasına eşsiz katkılar sağladılar. 15 yıldır ilgilerini, övgülerini, eleştiri ve uyarılarını esirgemeyen takipçilerimize de sonsuz teşekkürler…

‘Haber elemanı’ arkadaşlar; nerede bu Almanya paraları, söyleyin bölüşelim!

Bir değil, iki değil, üç değil, dört değil… Devletin tam beş kez denetleyerek dışardan tek bir kör kuruş bulamadığı T24’te varlığını iddia ettiğiniz Alman sermayesi her neredeyse haber verin, bölüşelim! Bulamıyorsanız, gazetecilik yaptığınızı öne sürerek yıllardır inşa ettiğiniz utanç müzenize, bu nadide ‘Alman sermayesi’ eserinizi de ekleyelim…

Tolga’yla birlikte bütün hayal kırıklıklarının en güzelini yaşıyoruz!

Çalışmalarıyla mesleğini onurlandıran bir gazeteci, hâkimin büyük bir maddi hatayı da tutanağa geçirdiği bir kararla tutuklandı. Tutuklama talep edenler ve tutuklama kararı verenlere göre, Tolga Şardan “istihbarat örgütünün Cumhurbaşkanlığı’nın talimatıyla yargıdaki yolsuzluk iddialarını araştırdığını yazarak” halkı korku ve paniğe sevk etti!

"
"