25 Aralık 2013

Erdoğan, AKP Programı'nda yolsuzluk için hangi sözleri vermişti?

Siyasi partilerin, iç işleyişi düzenleyen "tüzük" dışındaki temel belgesi "program"dır. Siyasi Partiler Kanunu'na göre, partilerin merkez organları programa uymakla yükümlüdür.

Siyasi partilerin, iç işleyişi düzenleyen "tüzük" dışındaki temel belgesi "program"dır. Siyasi Partiler Kanunu'na göre, partilerin merkez organları programa uymakla yükümlüdür.

Parti programları, bu yasal yükümlülüğün üzerinde siyasi bir ağırlık taşır. Zira, partiler oyunu istedikleri seçmene bu programlarla "söz" verirler. Türkiye'deki gelenek aksi yönde, ancak parti programları dikkatle takip edilmesi gereken belgelerdir.

 

Bu köşede daha önce "AKP iktidarının AKP Programı'yla imtihanı" , "AK Parti Programı ne diyor, AKP'nin anayasa paketinde ne var?", "Bugün grev yasaklayan imzalar, dün hangi sözlerin altına atılmıştı ...""Gezi Parkı eylemleri suçsa, AK Parti Programı o suçun delili sayılır!""Erdoğan, medya için ne söz verdi, ne yaptı?" başlıklı yazılar yayımlandı.

Bu yazılarda Erdoğan ve hükümetinin genel olarak demokrasi açığı tartışmalarındaki tavrı; özel olarak ifade ve medya özgürlüğü, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı, grev hakkı ve yeni anayasa yaklaşımları konularındaki icraatı, AK Parti Programı'nda halka verilen sözlerle  karşılaştırılıyordu.

AK Parti Programı'nı bu kez de, yolsuzluk ve rüşvet iddialarını içeren operasyonun ardından Erdoğan'ın tavrı ve hükümetin icraatı üzerinden okudum.

Malum, Erdoğan, dört bakanı ile üç bakan çocuğunun da adı geçen yolsuzluk soruşturması için "kirli operasyon, ihanet, yolsuzluk kılıfı altında hükümetimizi hedef alıyorlar" gibi bir söylem tutturdu, emniyette eşi görülmemiş bir görevden alma dalgası gerçekleştirdi, savcı ve polisi suçladı, nihayet yargının talimatıyla operasyon yürüten kolluk güçlerini amirlerine bilgi vermeye zorlayan yönetmelik değişikliğine gitti. Bütün bu süreçte, adı geçen bakanların hiçbiri görevden alınmadı veya istifa olmadı.

Sizi, sözü daha fazla uzatmadan; 14 Ağustos 2001'de kurulan ve 3 Kasım 2002'de iktidara gelen AKP'nin kamuoyuna taahhütlerini içeren "AK Parti Programı"nda yolsuzluklara, adli kolluğa, yargıya ve kuvvetler ayrılığına ilişkin olarak verdiği sözlerle başbaşa bırakıyorum. Yolsuzluk soruşturması üzerine Başbakan'ın öfkeyle söylediklerini ve icraatını unutmadan okuyun, bakın bakalım AKP, parti programında kendisini eleştirenlere hiç söz bırakmış mı:

 

'Yolsuzluk ve despotluk en yoğun mücadele alanımız'

- Toplumları ve devletleri tahrip eden yozlaşma, yolsuzluk, usulsüzlük, çıkarcılık, iltimas, hukuk önünde ve fırsat açısından eşitsizlik, ırkçılık, partizanlık, despotluk gibi olumsuzluklar partimizin en yoğun mücadele alanlarıdır."

- Kamusal yaşamın her alanında tam şeffaflık ve hesap verme anlayışını hakim kılacak (...) bir siyasi program takdim ediyoruz."

- Siyasetin kirlenmesini önleyen yasal düzenlemeler yapılacaktır,

- Siyaset bir rant aracı görüntüsünden kurtarılacaktır,

- Seçimle gelen herkesin kanunen vermek zorunda olduğu mal bildirimi şeffaf olarak kamuoyunun bilgi ve denetimine sunulacaktır.

- Milletvekili ve bakanların yargılanmaları önündeki anayasal engeller kaldırılacak; dokunulmazlık, tüm kamu görevlilerinin yargılanabilmeleri önündeki engeller ve ayrıcalıklarla birlikte ele alınacak ve milletvekillerinin meclis çalışmalarındaki oy ve sözlerine inhisar ettirilecektir.

 

 

'Kuvvetler ayrımı uygulanacak, yargıç güvencesi korunacak'

- Yasama, yürütme ve yargı erkleri arasındaki ilişkiler açık, net ve anlaşılabilir bir biçimde belirtilecektir.

- Kuvvetler ayrımı ilkesi hassasiyetle uygulanacaktır. Yasama, yürütme ve yargı güçleri arasında ve denge denetim sağlanacaktır.

- Kurallara uymama alışkanlığı ortadan kaldırılacak, kayıt dışılık her alanda önlenecek, kanunlar ve kurallar konuldukları amaç doğrultusunda uygulanacak ve bunların kalitesi evrensel standartlara kavuşturulacaktır.

- Yargıç tarafsızlığı ve yargı bağımsızlığı tam olarak sağlanacak, yargıç güvenceleri korunacaktır.

- Yargıçların; örgütlü suçlar, haksız rekabet, döviz işlemleri, sigortacılık, kara para aklama ve sermaye piyasası suçları gibi alanlarda uzmanlaşmaları sağlanacaktır.

 

Programın 'Yolsuzluklarla Mücadele' bölümünden

 

'Kamu gücüyle yapılan yolsuzlukla öncelikli'

- Ülkemiz son yıllarda siyasi iktidarın kötüye kullanılmasından kaynaklanan bir yolsuzluklar kıskacına girmiştir. Her geçen yıl kamu yönetimindeki yolsuzlukların hacmi daha da artmaktadır. Kamu gücünün kötüye kullanılması sonucu ortaya çıkan yolsuzluklar başta olmak üzere, her türlü yolsuzlukla mücadele partimizin öncelikli politikaları arasında olacaktır.

Partimiz bu amaçla aşağıdaki politikaları izleyecektir:

- Yolsuzluklarla mücadele için kapsamlı bir program hazırlanıp derhal uygulamaya konulacaktır. Kamu yönetiminde şeffaflık ve ihale mevzuatının yeniden düzenlenmesi bu program çerçevesinde ele alınacaktır.

- Yolsuzlukların önlenmesi, tespiti ve soruşturulmasında görev alacak tüm kurum ve kuruluşlar arasında koordinasyonu sağlayacak bir birim kurulacak, bu birim yolsuzluklara karşı oluşturulacak politikaların ve alınacak önlemlerin koordinasyonunu sağlayacak, yolsuzluklarla mücadele stratejisini sürekli izlemeye alacaktır.

- Yolsuzluklarla mücadele alanında faaliyet gösteren sivil toplum örgütlerinin yolsuzluk denetimine katılmaları sağlanacak, sivil toplum örgütlerinin bu alanda yapacakları çalışmalardan doğrudan ve hızlı bir biçimde yararlanılacaktır.

- Yolsuzluk yapılma ihtimali yüksek kamu yönetimi alanlarında çalışacak personelin belirlenmesinde özel kriterler getirilecek, bu personelin denetimi de özel bir usule tabi tutulacaktır.

 

'Savcılıkların yetkisi artırılacak'

 - Kamu Yönetimi’ndeki yolsuzluklarla mücadele için ilgili başsavcılıkların yetkileri artırılacaktır.

- Tüm kurum ve kuruluşlarda yolsuzlukları izlemek üzere özel birimler kurulacaktır. Bu iç denetimin yanında bağımsız dış denetim kurumlarından da yararlanılacaktır. Yolsuzluk bu birimlerce tespit edildiğinde sorun derhal uzman savcılıklara havale edilecektir.

- Maliye Bakanlığı kamu görevlileri tarafından yapılan mal bildirimlerinin doğruluğunu araştıracak bir sistem oluşturacaktır.

- Yürürlükteki anayasanın parlamentoya verdiği Sayıştay’a denetim yaptırma yetkisi kanuni düzenlemeye kavuşturulacaktır.

 

'Adli kolluk kurulacak'

- Kolluk kuvvetlerindeki uyum ve hiyerarşiyi bozmamak kaydıyla, adli kolluk kurulacaktır.

- Türkiye’nin, Avrupa Konseyi çerçevesinde oluşturulan “Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubu”na (GRECO) iştiraki gerçekleştirilecek, Konsey tarafından hazırlanan ve henüz Türkiye’nin imzalamadığı, “Yolsuzluklar Hakkında Ceza Hukuku Sözleşmesi” ile “Yolsuzluklar Hakkında Medeni Hukuk Sözleşmesi” vakit geçirilmeden imzalanıp onaylanacaktır. Yolsuzlukların önlenmesi için uluslararası işbirliğine önem verilecektir.

- Kamu yönetiminde şeffaflık, hesap verme sorumluluğu ve öngörülebilirlik, yönetimin her alan ve kademesine yerleştirilmelidir.

- Haklı zayıfları, haksız güçlülere karşı korumak, vazgeçilmez prensiplerimizden biridir. Bu nedenle programımız, bir kısım veya kesimin huzur ve mutluluğunu değil, herkesin huzur ve mutluluğunu sağlamayı hedeflemektedir.

 

Twitter: @DOGANAKINT24

Yazarın Diğer Yazıları

T24 15 yaşında: Anlatmadan anlayamazsan, anlatınca da anlamazsın!

T24, gazetecilikten başka hiçbir şeye ait olmayan bir yer. Editörlerimiz, muhabirlerimiz ve yazarlarımız; kelimelerle ifade edilemeyecek büyük bir çıkarsızlıkla bağımsız gazeteciliğin kurumsallaşmasına eşsiz katkılar sağladılar. 15 yıldır ilgilerini, övgülerini, eleştiri ve uyarılarını esirgemeyen takipçilerimize de sonsuz teşekkürler…

‘Haber elemanı’ arkadaşlar; nerede bu Almanya paraları, söyleyin bölüşelim!

Bir değil, iki değil, üç değil, dört değil… Devletin tam beş kez denetleyerek dışardan tek bir kör kuruş bulamadığı T24’te varlığını iddia ettiğiniz Alman sermayesi her neredeyse haber verin, bölüşelim! Bulamıyorsanız, gazetecilik yaptığınızı öne sürerek yıllardır inşa ettiğiniz utanç müzenize, bu nadide ‘Alman sermayesi’ eserinizi de ekleyelim…

Tolga’yla birlikte bütün hayal kırıklıklarının en güzelini yaşıyoruz!

Çalışmalarıyla mesleğini onurlandıran bir gazeteci, hâkimin büyük bir maddi hatayı da tutanağa geçirdiği bir kararla tutuklandı. Tutuklama talep edenler ve tutuklama kararı verenlere göre, Tolga Şardan “istihbarat örgütünün Cumhurbaşkanlığı’nın talimatıyla yargıdaki yolsuzluk iddialarını araştırdığını yazarak” halkı korku ve paniğe sevk etti!

"
"