23 Eylül 2010

Bürokraside alkol fişlemesi var, mahallede baskın...

Türkiye'nin 81 valisi var, hiçbiri davetlerde, açılışlarda, kutlamalarda eline kadeh almıyor...

Türkiye'nin 81 valisi var, hiçbiri davetlerde, açılışlarda, kutlamalarda eline kadeh almıyor.

İstanbul'un 39 ilçesinde 39 kaymakam, prototol gereği katıldıkları davetlerde, yemeklerde alkollü içkiye yakın durmaktan korkuyor. Türkiye'nin yaklaşık bin ilçesini merkezi idare adına yöneten diğer kaymakamların durumu da farklı değil.

Kamuda, belediyeler dahil 69 genel müdürlük var. Genel müdürlerin neredeyse tamamının korkulu rüyası alkollü içkiyle görüntülenmek.

Türk kamu örgütlenmesinde en yüksek devlet memurluğu müsteşarlık. Hazine, MİT, Dış Ticaret gibi Başbakanlığa bağlı olanların yanı sıra bütün icracı bakanlıklarda bulunan müsteşarlıkların başındaki hiçbir ismin elinde, protokol gereği katıldıkları davetlerde içki kadehi göremezsiniz.

Alkol üzerinden “sağ-sol” edebiyatı yaptığımız sanılmasın. Türkiye'de çok yapıldı bu; ülkenin sağı-solu inanca göre tarif edilebildi!

Kimin temsil ettiği bile tartışmalı olan sağı, solu bir kenara bırakın, mesele Türkiye bürokrasisinde yazılı olmayan bir “alkol” fişlemesinin yürürlükte olması.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin işlettiği tesislerde kaç yıldır alkollü içki servisi yapılmadığını hatırlıyor musunuz? Bugün Yıldız Korusu'ndan Emirgânda'ki köşklere,  Beykoz'daki Hıdiv Kasrı'ndan Üsküdar'daki belediye tesislerine kadar her yerde 16 yıldır alkol yasağı uygulanıyor. Belediyeye göre tesislerde alkollü içki servisi yapılması Anayasa'nın 58. maddesine aykırı. Madde gençlerin “alkol alışkanlığından korunmasını” içeriyor. Aynı maddeye dayanarak alkollü içki satan lokantalar için de durumdan vazife çıkaran olur mu, bir dönem bazı AKP'li isimlerin yönettiği belediyelerde gündeme gelen “kırmızı sokak” uygulaması tekrar hortlar mı, bilemiyoruz.

3 Kasım 2002'den beri yapılan iki milletvekilliği genel seçimi, iki genel yerel seçim ve iki referandumda halkın önemli bir bölümünden destek alan AKP'nin, her sandık sınavından sonra gündeme gelen “AKP'ye oy vermeyenlerin hayat tarzına müdahale kaygısı”, zaman zaman ölçüsüz iddialarla savunulsa da, bu manzaradan kaynaklanıyor.

Tophane'deki sanat galerilerine biber gazı, demir ve sopalar eşliğinde ve yer yer polisin gözleri önünde tekbir de getirirek yapılan saldırı, Türkiye'nin zihinsel ikliminde ciddi bozulmalar olduğunun alarm veren işareti olarak değerlendirilmeli.

İstanbul'un eğlence ve sanat merkezi Beyoğlu ilçesinde yapılabilen bu saldırı, ister istemez Anadolu'da neler olup bittiğini düşündürüyor. Prof. Binnaz Toprak'ın kendisinden randevu alarak Başbakan'a da anlattığı Anadolu'daki “mahalle baskısı” araştırmasında ortaya konan veriler, Beyoğlu'nda demir çubuklar ve sopalarla ayaklanmış bulunuyor.

Başta Başbakan Tayyip Erdoğan olmak üzere AKP temsilcileri sık vurguladıkları bir görüşte önemli ölçüde haklıdır; birey değil, devlet laik olur.

Ancak bürokrasiden belediye tesislerine, Anadolu'dan İstanbul'daki sanat galerilerine kadar uzanan bir çizgide alkol gibi sembolleri hedef almak, AKP'nin öne sürdüğü tezin aksine, laikliği,  “yaşam tarzına müdahale” kaygısı yaşayan insanların meselesi  haline getiriyor. Bugün “güncel meselesi” laiklik olan çok sayıda insan var Türkiye'de.

Bürokrasi demiştik...

2003'ü 2004'e bağlayan yılbaşı gecesi kendisine soru yönelten kıdemli gazeteciye “edepsiz” diye çıkışırken Başbakan'dan duyulan sözler, bürokrasideki alkol fişlemesinin yazılı olmayan genelgesi olarak hükmünü ifade ediyor:

“Ağzı leş gibi alkol kokuyor!..” 

 

Yazarın Diğer Yazıları

T24 15 yaşında: Anlatmadan anlayamazsan, anlatınca da anlamazsın!

T24, gazetecilikten başka hiçbir şeye ait olmayan bir yer. Editörlerimiz, muhabirlerimiz ve yazarlarımız; kelimelerle ifade edilemeyecek büyük bir çıkarsızlıkla bağımsız gazeteciliğin kurumsallaşmasına eşsiz katkılar sağladılar. 15 yıldır ilgilerini, övgülerini, eleştiri ve uyarılarını esirgemeyen takipçilerimize de sonsuz teşekkürler…

‘Haber elemanı’ arkadaşlar; nerede bu Almanya paraları, söyleyin bölüşelim!

Bir değil, iki değil, üç değil, dört değil… Devletin tam beş kez denetleyerek dışardan tek bir kör kuruş bulamadığı T24’te varlığını iddia ettiğiniz Alman sermayesi her neredeyse haber verin, bölüşelim! Bulamıyorsanız, gazetecilik yaptığınızı öne sürerek yıllardır inşa ettiğiniz utanç müzenize, bu nadide ‘Alman sermayesi’ eserinizi de ekleyelim…

Tolga’yla birlikte bütün hayal kırıklıklarının en güzelini yaşıyoruz!

Çalışmalarıyla mesleğini onurlandıran bir gazeteci, hâkimin büyük bir maddi hatayı da tutanağa geçirdiği bir kararla tutuklandı. Tutuklama talep edenler ve tutuklama kararı verenlere göre, Tolga Şardan “istihbarat örgütünün Cumhurbaşkanlığı’nın talimatıyla yargıdaki yolsuzluk iddialarını araştırdığını yazarak” halkı korku ve paniğe sevk etti!

"
"