15 Mart 2012

Biliyorum doktor, sen o doktor değilsin...

Doktor, sen insan bedenine “bıçak parası”ndan tarifeler yazmadın. Bedenine dokunduğun insanlığa borcunu, hayır, hiçbir zaman unutmadın...

 

Doktor...

Dün Tıp Bayramı'ydı. “Kutlu olsun” diyesim yok. Okuduk ki; biraz mutsuz, gelecekten biraz umutsuzsun.

Hepimiz eline doğduk doktor, ocağına düştük, hâlâ düşüyoruz, ömrümüz oldukça düşeceğiz.

Biliyorum sen o doktor değilsin.

Sen, bizim kardeşimizi, ömrünün son günlerinde bile yöneticisi olduğu üniversite hastanesi yerine anlaşmalı olduğu özel hastanelere sürükleyip oralarda ölüme yatıran tüccarlardan değilsin.

Kadro doldurup kürsü işgal ettiği üniversitede tek hastaya bile bakamayacak hale gelmiş piyasa doktoru sen değilsin.

Sen değilsin o, kamudaki işinden muayenehanesine hasta taşıyan.

Gizli, açık, yarı açık, örtülü, örtüsüz reklam yapan medya doktoru şarlatanlardan değilsin sen.

Tabipler Birliği Etik Kurulu'nun o reklamcı, o gizli anlaşmalı, o tüccar doktorlara nedense göz yummasına kayıtsız kalan doktor sen değilsin.

Hastasından nakit dışında ödeme kabul etmeyen, makbuz kesmeyen, vergiden kaçan o kayıt dışı doktor, biliyorum sen değilsin o.

Hastasını hor gören, derdini pek dinlemeyen otokrat yemini etmiş o doktor sen değilsin.

Yıllarca Anadolu'yu dolaşan hocan Türkan Saylan'ın “Polis gidiyor, savcı gidiyor, öğretmen gidiyor ama hekim arkadaşım gitmiyor Doğu'ya” dediği doktor, hayır sen değilsin.

Sen, bu ülkede Milli Güvenlik Kurulu tutanaklarından bile daha iyi saklanan Sağlık Şûrası dosyalarındaki hekim hatalarının muhasebesini yapmayanlardan değilsin.

Siyaseti “sağlığı metalaştırmak”la suçlarken tüccar meslektaşına tek söz etmeyen de, hekim örgütünün bu konudaki kararlı sessizliğine katlanan da elbette sen değilsin.

Bazı çekimlerin, kimi tahlillerin bu ülkede neden tuhaf fiyatlarla yapıldığı, neden asgari tarifelerin bile maliyetlerden çok uzağa düştüğü sorusunu umursamayan sen değilsin.

Evet, o doktor sen değilsin.

Sen, devlet elinde işkence görmüş insanlara “sağlam” raporu verenlerden değilsin.

Cezaevlerinde, sorgularda insanlara yapılan işkencelere katılan “Dr. Mengele”lerden olmadın hiç.

Sen, tacize, tecavüze uğramış çocuklara “ruh sağlığı ve beden bütünlüğü bozulmamıştır” diyecek kadar insanlığa ihanet etmedin.

Sen, bir çocuk bahçesi gibi gördüğü Anadolu'ya kendi isteğiyle giden Doktor Ceyhun Atuf Kansu'ları, karış karış bu memleketi dolaşıp yoksulları cüzam taramasından geçiren Profesör Türkan Saylan'ları, halk sağlığında anıtlaşan Profesör Nusret Fişek'leri unutanlardan olmadın.

Doktor, sen insan bedenine “bıçak parası”ndan tarifeler yazmadın. Bedenine dokunduğun insanlığa borcunu, hayır, hiçbir zaman unutmadın.

Biliyorum, ne sınavlardan geçtin ve hayat seni kim bilir nerelerde sınadı.

Ama asıl sınav önünde Doktor.

Halkın arkanda giderek azalıyor, neden?

Ve neden hakkını ararken sesin artık duyulmuyor?

“Kabahat senin, demeğe dilim varmıyor ama...”

Kabahatin çoğu, senin başını öne eğenlerde kardeşim!

Yazarın Diğer Yazıları

T24 15 yaşında: Anlatmadan anlayamazsan, anlatınca da anlamazsın!

T24, gazetecilikten başka hiçbir şeye ait olmayan bir yer. Editörlerimiz, muhabirlerimiz ve yazarlarımız; kelimelerle ifade edilemeyecek büyük bir çıkarsızlıkla bağımsız gazeteciliğin kurumsallaşmasına eşsiz katkılar sağladılar. 15 yıldır ilgilerini, övgülerini, eleştiri ve uyarılarını esirgemeyen takipçilerimize de sonsuz teşekkürler…

‘Haber elemanı’ arkadaşlar; nerede bu Almanya paraları, söyleyin bölüşelim!

Bir değil, iki değil, üç değil, dört değil… Devletin tam beş kez denetleyerek dışardan tek bir kör kuruş bulamadığı T24’te varlığını iddia ettiğiniz Alman sermayesi her neredeyse haber verin, bölüşelim! Bulamıyorsanız, gazetecilik yaptığınızı öne sürerek yıllardır inşa ettiğiniz utanç müzenize, bu nadide ‘Alman sermayesi’ eserinizi de ekleyelim…

Tolga’yla birlikte bütün hayal kırıklıklarının en güzelini yaşıyoruz!

Çalışmalarıyla mesleğini onurlandıran bir gazeteci, hâkimin büyük bir maddi hatayı da tutanağa geçirdiği bir kararla tutuklandı. Tutuklama talep edenler ve tutuklama kararı verenlere göre, Tolga Şardan “istihbarat örgütünün Cumhurbaşkanlığı’nın talimatıyla yargıdaki yolsuzluk iddialarını araştırdığını yazarak” halkı korku ve paniğe sevk etti!

"
"