05 Aralık 2009

Başsavcı neden sorguya katılmadı?

AKP Hükümeti'ne karşı darbe planı hazırladıkları gerekçesiyle eski Kara, Hava ve Deniz kuvvetleri komutanları sorgulandı.

 

AKP Hükümeti'ne karşı darbe planı hazırladıkları gerekçesiyle eski Kara, Hava ve Deniz kuvvetleri komutanları sorgulandı. Aynı dönemde Jandarma Genel Komutanı olan Şener Eruygur, İkinci Ergenekon İddianamesiyle  açılan davada sanık olarak yargılanıyor. Darbe eğilimlerine direnen dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök de, 25 Nisan 2009'da “tanık” olarak ifade verdi.

Böylece AKP'nin iktidara geldiği 3 Kasım 2002'den sonra yüksek komuta kademesini oluşturan “bütün” isimler “darbe girişimi” soruşturmasında savcı karşısına çıkmış bulunuyor. Türkiye, Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir olaya tanık oluyor. Darbe günlükleri soruşturmasının sonucu da, önemli bir “içtihad” olarak tarihe geçecek.


Başsavcı Vekili neden sorguda?


Üç eski kuvvet komutanının darbe günlüklerinden hareketle yapılan sorgulamalarına Ergenekon savcılarının yanı sıra İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Turan Çolakkadı da katıldı.
Diğer sorgulamalarda genel olarak yer almayan Çolakkadı'nın eski komutanların ifadesi alınırken sorgulamaya katılmasının nedeni, Adalet Bakanlığı'nın 1 Ocak 2006 tarihli genelgesine dayanıyor. Söz konusu genelge, Başbakanlık, bakanlık, genelkurmay başkanlığı, kuvvet komutanlığı gibi görevlerde bulunan şüphelilerin sorgulamasının bizzat başsavcılar tarafından yapılması hükmünü öngörüyor. Genelge “başsavcının gerekli görmesi halinde sorgulamaya vekilini de gönderebileceğini” hükme bağlıyor.


Başsavcı neden gitmedi?


İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengin Engin'in, “cumhuriyet tarihinde bir ilk” olma özelliğini taşıyan eski kuvvet komutanlarının sorgulanmasına Adalet Bakanlığı'nın genelgesine rağmen neden nezaret etmediği önemli.

Engin'in, Ergenekon sürecindeki bazı gelişmelerden rahatsız olduğunu tahmin etmek zor değil. Örneğin Engin, Ergenekon tutuklularından Kuddisi Okkır'ın hâkim karşısına çıkamadan ve ihtiyaç duyduğu tedaviyi göremeden ölmesi üzerine “gelişmelerden haberdar olmadığını, olayı çok üzücü ve çok korkunç bulduğunu” açıklamıştı.

Keza Aykut Cengiz Engin, Ergenekon sürecinde 1 Temmuz 2008'de yapılan ve Şener Eruygur'dan Hurşit Tolan'a, Sinan Aygün'den Mustafa Balbay'a uzanan büyük gözaltı operasyonunun “kendisinin talimatıyla yapıldığı” haberlerini yalanlamıştı.

Nihayet Adalet Bakanlığı müfettişlerinin talebi üzerine “Ergenekon örgütünün yargıya sızdığı” iddialarıyla telefonu dinlenen hâkim ve savcılar arasında Aykut Cengiz Engin'in de bulunduğunun ortaya çıkması, zincirin son halkası olmuştu. Ergenekon savcılarının, dinlenen bu telefonlara ilişkin konuşmalarda bir suç delili görmediklerini Adalet Bakanlığı'na ilettiklerini not edelim.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin'in, Ergenekon sürecinin en önemli sorgulamalarına, “şüpheli” olarak kendisinin telefonunun da dinlendiği bir soruşturma kapsamında olduğu için nezaret etmediği anlaşılıyor. Eğer çok önemli başka bir mazereti bulunmuyorsa, Engin'in tutumunun yerinde bir gerekçeye dayandığını söyleyebiliriz.


Sorgu tarihi perşembe günü belli değil miydi?


Engin'in eski kuvvet komutanlarının sorgulanmasına kendisi yerine vekâleten gönderdiği Başsavcı Vekili Turan Çolakkadı'nın perşembe günü gazetecilere yaptığı kısa açıklama, özetlemeye çalıştığımız süreç açısından dikkat çekiyor. Çolakkadı, “emekli komutanların ifadelerenin ne zaman alınacağı” sorusunu “Ne zaman geleceklerine karar vermedik” diye yanıtladı. Bu sözlerin üzerinden iki gün geçmeden, Aytaç Yalman, İbrahim Fırtına ve Özden Örnek ifade vermek üzere Beşiktaş Adliyesi'ne girdiler.

Ergenekon savcıları, emekli komutanların sorgusu için cumartesi gününü kesinleştirdikten sonra İstanbul Başsavcılığı'na geç haber vermiş olabilirler. Bu olasılık doğru değilse, sorgu tarihinin, Çolakkadı'nın gazetecilere yaptığı açıklamadan sonra kesinleştiğini düşünebiliriz.

Darbe girişimi soruşturmasının eski kuvvet komutanlarıyla sınırlı kalmayabileceğini, darbe günlüklerinde kendilerine atfen önemli ifadeler bulunan bazı orgenerallere de uzanabileceğini belirterek noktalayalım.

Yazarın Diğer Yazıları

T24 15 yaşında: Anlatmadan anlayamazsan, anlatınca da anlamazsın!

T24, gazetecilikten başka hiçbir şeye ait olmayan bir yer. Editörlerimiz, muhabirlerimiz ve yazarlarımız; kelimelerle ifade edilemeyecek büyük bir çıkarsızlıkla bağımsız gazeteciliğin kurumsallaşmasına eşsiz katkılar sağladılar. 15 yıldır ilgilerini, övgülerini, eleştiri ve uyarılarını esirgemeyen takipçilerimize de sonsuz teşekkürler…

‘Haber elemanı’ arkadaşlar; nerede bu Almanya paraları, söyleyin bölüşelim!

Bir değil, iki değil, üç değil, dört değil… Devletin tam beş kez denetleyerek dışardan tek bir kör kuruş bulamadığı T24’te varlığını iddia ettiğiniz Alman sermayesi her neredeyse haber verin, bölüşelim! Bulamıyorsanız, gazetecilik yaptığınızı öne sürerek yıllardır inşa ettiğiniz utanç müzenize, bu nadide ‘Alman sermayesi’ eserinizi de ekleyelim…

Tolga’yla birlikte bütün hayal kırıklıklarının en güzelini yaşıyoruz!

Çalışmalarıyla mesleğini onurlandıran bir gazeteci, hâkimin büyük bir maddi hatayı da tutanağa geçirdiği bir kararla tutuklandı. Tutuklama talep edenler ve tutuklama kararı verenlere göre, Tolga Şardan “istihbarat örgütünün Cumhurbaşkanlığı’nın talimatıyla yargıdaki yolsuzluk iddialarını araştırdığını yazarak” halkı korku ve paniğe sevk etti!

"
"