Ankara Emniyeti karışabilir, askerdeki köstebek açıklanabilir
Bülent Arınç'a suikast planı iddialarıyla ilgili olarak yaşadığımız süreç, devlet, hükümet ve güvenlik bürokrasisi arasındaki ilişkilerin üç boyutlu resmini önümüze koymuş bulunuyor: Askerden her “melaneti” bekleyen bir hükümet, siyasete müdahale geçmişiyle her işe kalkışabileceği konusunda birikim yaratmış bir askeri bürokrasi ve bir kez daha su yüzüne çıkan polis-asker karşıtlığı.
Son olayda, hükümetin “askerden her melaneti beklediğini” gösteren iki noktanın altını çizebiliriz.
Birincisi; Hükümetten hiç kimsenin, “vahim bir olay” açıklaması yapmadan önce askerle bir diyalog kurmaya gerek duymaması. Başbakan Tayyip Erdoğan da, yardımcıları Bülent Arınç ile Cemil Çiçek de emniyet tarafından önlerine konulan ilk bilgileri, hüküm tesis etmek için yeterli bulmuş görünüyorlar.
İkincisi; hükümet ve AKP'den gelen bütün mesajların, “Bülent Arınç'a iki subay tarafından suikast hazırlığı yapıldığı” yolundaki iddiaları teyit etme noktasında buluşması.
Örneğin Başbakan Erdoğan, Suriye'ye giderken “Arınç'a suikast planı” iddialarına ilişkin soru üzerine “Süreç vahim, umarım yargı endişeleri giderir” dedi.
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısından sonra “Türkiye'de kimsenin ayrıcalığı bulunmadığını” vurgulayarak askere mesaj verirken “Bu konu önemlidir. Temennimiz, ibret-i müessir olacak tarzda bir an evvel sonuçlandırılması” ifadesini kullandı.
Arınç 'Çok ciddi' dedikten sonra geri çekildi
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 21 Aralık Pazartesi günü, Ankara Emniyet Müdürü Orhan Özdemir'in yanı sıra terörle mücadeleden sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay'dan bilgiler aldıktan sonra önemli açıklamalar yaptı. “Yakalanan subayların üzerinden silah çıktığını” (Genelkurmay subayların üzerinde ve araçlarında silah bulunmadığını açıkladı), “durumları şüpheli görülen subayların Genelkurmay'da çalıştığını”, “zaten hep tehdit altında olduğunu”, “dinleme amaçlı araçlar kiralandığını”, “konuyu MGK'ya götürebileceğini” belirten Arınç olay için Star gazetesinden Şamil Tayyar'a “Çok ciddi” dedi.
Arınç'ın, çarşamba günü Genelkurmay Başkanlığı'nca yapılan açıklamadan sonra perşembe günü suikast iddialarını teyit eder görünen mesajlardan uzak durduğunu ve daha önce “emniyetten aldığı bilgilere göre konuştuğunu” belirterek topu polise attığını not edelim.
AKP yönetiminden de benzer açıklamalar yapıldığını belirtip, geçelim.
Orhan Özdemir ne diyecek?
Pazartesi günü görüştüğü Ankara Emniyet Müdürü Orhan Özdemir'in kendisini arayarak bilgi vermek istediğini daha önce duyuran Arınç, düne kadar suikast iddiasını teyit eder görünen sözlerini, polisten aldığı bilgilere dayandırdı.
Tam bu tartışmalar sırasında AKP Elazığ Milletvekili Feyzi İşbaşaran, “polis içinde çeteler bulunduğunu, tarikatçılarla karşıtlarının çatıştığını” içeren açıklamalarıyla dikkat çekti.
İşbaşaran, “çetelerle mücadele eden Ankara Emniyet Müdürü Özdemir'in, başarılı olup İstanbul'a atanmasını engellemeye çalışan polislerce yanıltıldığını, AKP'lilerin de “bu kesimin yanıltma amaçlı iddialarını soruşturmadan üzerine atladığını” söylüyor.
Suikast hazırlığıyla suçlanan subayın elindeki kâğıdı yutmaya çalıştığı iddiası için “komik” diyen İşbaşaran, polis içindeki grupların hükümet ile TSK'yı karşı karşıya getirmeye çalıştığının altını çiziyor.
Ankara Emniyeti karışabilir
Hükümetin iki numaralı ismine suikast planı yapıldığı iddiaları, önce sert çıkan Bülent Arınç'ın “suikast çok ciddi bir iddia” diyerek geri çekilmesi ve daha önce yaptığı açıklamaları emniyetten aldığı bilgilere dayandırması ve son olarak İşbaşaran'ın dile getirdiği görüşler Ankara Emniyet Müdürlüğü'nün önemli gelişmelere sahne olacağını gösteriyor.
Ankara'daki görevine temmuz ayında başlayan Emniyet Müdürü Orhan Özdemir, önümüzdeki günlerde bazı açıklamalar yapmak durumunda kalabilir.
'Köstebek' açıklaması gelebilir
Yine önümüzdeki günlere ilişkin bir tahminimizi paylaşalım.
Genelkurmay Başkanlığı, polisin yakaladığı iki subayın, “bilgi sızdıran bir personeli izleme” göreviyle Arınç ve çok sayıda AKP'linin oturduğu bölgede bulunduklarını açıklamıştı. Genelkurmay tarafından durumu deşifre edilen bu personelin kim olduğu ve kime ne sızdırdığı konusunda önemli gelişmelere tanık olabiliriz. Aksi halde Genelkurmay Başkanlığı'nın sahiplendiği iki subayın durumuna ilişkin tartışmanın süreceğinden emin olabilirsiniz.