Başbakan Tayyip Erdoğan, cumartesi günü Katar'a giderken Atatürk Havalimanı'nda medya için utanç verici bir açıklama yaptı. Bu açıklamayı gazetelerdeki hiçbir başlıkta görmediniz, haberlerin önemli bir bölümünün içinde okumadınız.
Erdoğan'ın sözlerini, Anadolu Ajansı'nın cumartesi günü 15:18'de geçtiği haberden birlikte okuyalım.
Başbakan'a, Tekel'in kapanan 53 işletmesi ile ilgili olarak “Bu kapanan işletmelerin arazilerinin çok ucuza kapatılmak istendiği yönünde iddialar var... Bu konudaki durum nedir” sorusu yöneltiliyor.
Araziler için çok spekülasyon bulunduğunu hatırlatan Erdoğan, ''AK Parti iktidarı bu milletin kendine ait olan ne menkulünü, ne gayrimenkulünü kimseye peşkeş çekmemiştir. Çekmez, çekilmesine de müsaade etmez'' diyor. Ardından “piyasada bu konuda çok sayıda iş takipçisi olduğunu” vurgulayarak şu ifadeyi kullanıyor:
''Piyasada olduğu gibi medyada da (iş takipçisi) insanlar var. Bunu da açıkça söyleyeyim. Medyada bunun takibini yapanlar, önce kendi patronuna baksınlar, ondan sonra da bu süreci izlesinler.''
Gazeteciye 'iş takipçisi medya patronu' uyarısı
Erdoğan, “bazı medya patronlarının kamuda iş takibi yaptıklarını” belirterek gazetecileri “önce kendi patronlarınıza bakın” sözleriyle uyarıyor.
Erdoğan'ın, halkın güncel sorunlarına iyi nişan aldığını, özellikle sağlık ve toplu konut gibi alanlarda atılan adımların AKP için “iktidarda yıpranma” katsayısını önemli ölçüde düşürdüğünü biliyoruz. AKP'nin 2002'den beri girdiği dört seçimin sonucu ortadayken aksini düşünmek, takıntının gazeteciliğe tercihi olur.
Ancak Başbakan'ın, eleştirilere, dolayısıyla medyaya karşı tahammül sorunu bulunduğunu da biliyoruz.
Erdoğan kadar medyaya nüfuz edebilen olmadı
Erdoğan'ı diğer başbakanlardan ayıran en temel farklardan birisi, sahiplik yapısını da değişteren ölçüde medya üzerinde yaratabildiği etki oldu.
Doğan grubu için hesaplanan rekor vergi aslı ve cezalarının, Başbakan'ın bu gruba karşı saklamadığı görüşlerinden bağımsız olduğunu düşünmek de “takıntının gazeteciliğe tercih edilmesi” sayılmaz mı?
İtirazı olanlara, rekor vergi ve cezaları hesaplayan Gelir İdaresi'nin AKP tarafından atanan bir önceki başkanı Mehmet Akif Ulusoy'un neden ışık hızıyla görevden alındığı konusunda Başbakan Erdoğan'ın yaptığı açıklamayı hatırlatalım. Erdoğan, “Doğan Medya Holding Başkan Yardımcısı Soner Gedik ile yaptığı ve yasadışı yollarla dinlenerek sızdırılan rutin telefon konuşması”nı gerekçe göstererek Ulusoy'u “bizzat” görevden aldığını açıklamıştı.
Doğan grubunun bugün bazı TV ve gazetelerini elinden çıkarmak için pazarlık masasına oturmasını, hükümete ilişkin yayınlarında profil düşürmesini bu süreçten bağımsız olarak düşünemeyiz.
Halkbank desteğiyle Sabah-atv'yi alan Çalık'ı kim yönetiyor?
Diğer yandan, medyada diğer büyük kütleyi ifade eden Sabah-atv grubu da, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) tarafından Başbakan'a en yakın birkaç işadamından biri olan Ahmet Çalık'a satılmış bulunuyor. Bu alışveriş için özel bankalara başvuru yapıp yapmadığını, yaptıysa nasıl bir yanıtla karşılaştığını henüz bilmediğimiz Çalık grubu, Sabah-atv grubunu kamu bankası kredisiyle satın aldı.
Halk Bankası ile Vakıfbank'tan sağlanan 375'er milyon dolarlık kredi ile medya patronu olan Ahmet Çalık'ın holdingini, AKP iktidarı döneminde genel müdürlüğe atanan Başbakan'ın damadı Berat Albayrak yönetiyor. Holdingin Yönetim Kurulu üyelerinden biri, kardeşi Serhat Albayrak.
Yine TMSF'nin sattığı Star gazetesini bir süre sonra satın alan işadamı Ethem Sancak'ın Erdoğan için söylediği “Başbakan idolüm. Bu adama sevdalıyım” sözleri hatırlarda. Sancak'ın, Star ve Kanal 24'e “stratejik ortak” olarak davet ettiği Fettah Tamince, Başbakan'ın tatillerinde en çok tercih ettiği otel zincirinin sahibi.
Evet, sahipleri değişse de medya değişmiyor. Açıklanmaya muhtaç ilişkiler, eski hastalıklar alabildiğine sürüyor.
Çalık, bütün elektrik dağıtım ihalelerine talip
Peki Erdoğan'ın “iş takibi yapmak”la suçlayıp, adlarını açıklamaya gerek görmediği, belli ki isim vermeden uyarmayı daha faydalı bulduğu medya patronları kim? Eskisi gibi “Doğan veya Bilgin grubu” diye kestirme tahminler yapabileceğiniz bir medya coğrafyası kalmadığı için, bilmiyoruz.
Başbakan da “Sabrımız taşarsa biz de bildiklerimizi açıklarız” modelini benimsediğine göre, ancak tahminde bulunabiliriz.
Örneğin; Nevin Donat'ın 13 Şubat Cumartesi günü Milliyet'te yayımlanan haberine göre Uludağ, Çamlıbel, Van Gölü ve Fırat Elektrik Dağıtım şirketlerinin özelleştirme ihalelerinin tamamına talip olan tek medya sahibi grup Çalık Holding. Teklifleri veren Çalık Enerji'nin Ankara AK Plaza'daki Genel Müdürlüğü, Söğütözü'ndeki AKP Genel Merkezi'nin yanı başında bulunuyor...
Başbakan, damadının yönettiği Çalık Holding'i töhmet altında bırakmamak için “iş takibi” yapan medya patronlarını açıklamalı!