15 Temmuz 2010

BAŞBAKAN, RESMÎ KÜRT RAPORUNU CHP İLE PAYLAŞACAK MI?

Kılıçdaroğlu'nun bu sözleri, selefi Deniz Baykal'ın Başbakan ile görüşmek...

“Sayın Başbakan ülkeyi yönetiyor, terör konusunda bizim bildiklerimizden çok daha fazlasını biliyordur. Çözüm konusunda da mutlaka devletin belli organları belli projeler üretmiş, belli görüşleri Sayın Başbakan'a sunmuşlardır. Bu çerçevede Sayın Başbakan herhalde bize bilgi verecektir.”
Bu sözler, Başbakan Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarına bugün ev sahipliği yapacak olan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na ait. Siyasete girmeden önce bürokraside üst düzey görevlere gelen ve siyasete girdikten sonra devletten iyi haber aldığını gösteren çıkışlar yapan Kılıçdaroğlu'nun yukarıdaki sözleri Sabah gazetesinde yayımlandı. (14 Temmuz 2010)

Erdoğan'a 'sır saklama' sözü


Sabah'ta yayımlanan söyleşide, Erdoğan'dan talep ettiği “devlet organlarının ürettiği projeler ve görüşler” konusunda Kılıçdaroğlu'nun tahmine değil, güvendiği bilgilere dayandığını gösteren önemli bir ifade daha var:
“Sayın Başbakan, 'Size aktardığım bilgileri kamuoyu ile paylaşmayın' derse ona da saygı duyarız. Bunu kimseyle paylaşmayız. Siyasetteki etik değerlere önem veren bir partiyiz.”
Kılıçdaroğlu'nun bu sözleri, selefi Deniz Baykal'ın Başbakan ile görüşmek için koyduğu “kamera” barajına itibar etmemek bir yana, içeride konuşulanları da sızdırmama taahhüdünü de içeriyor.
Kürt sorununa çözüm konusunda yine eksik başlayan, bu nedenle umutları önemli ölçüde azaltan bir turda Başbakan. Zira Kürt sorununa, bir kez daha, Kürtleri en homojen tabanla temsil eden partiyle görüşmeyerek çözüm aranıyor. Bu tutum ne kadar gerçekçiyse, Başbakan'ın turundan alınacak sonuçlar da aynı ölçüde etkili olacaktır.
Ancak bu durum iktidarla ana muhalefetin Kürt sorunu için buluşmasını önemsiz kılmıyor. Her gün insanların hayatına mal olan bir sorun, en küçük olasılıklara bile kapıları açık tutmayı gerektiriyor. “Bu kez hiç olmazsa buluşabildiler, en azından konuşabildiler” diye teselli arayacak kadar umutlarımızı kıran bir sorun karşısındayız.

Yeni sınır ötesi operasyonların gölgesinde buluşuyorlar

İktidar ve muhalefet, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Kuzey Irak'ta yeni operasyonlara hazırlandığına yönelik belirtilerin alabildiğine arttığı bir dönemde uzun süredir ilk kez bir araya geliyor. Bu bağlamda, Türkiye'ye veda etmeye hazırlanan ABD'nin Ankara Büyükelçisi James Jeffrey'nin Hürriyet'te Sedat Ergin'e, “Türk hükümetinin başvurusu üzerine, Türk uçaklarının operasyonları için Irak'ta hava sahasını boşalttıklarını ve daha sık operasyonu mümkün kılacak bir çalışma içinde olduklarını” söylemesi önemli.
“Aynı zamanda Türkiye'nin Kuzey Irak'ta değişik platformlar (harekât sistemleri / araçları) kullanması konusuna bakıyoruz. Platform meselesinin ayrıntılarına giremem. Çünkü bu düşmanın kullanabileceği taktik bir bilgidir” diyen ve bu sözleriyle Türkiye'nin Kuzey Irak'taki Bamerni'de kurduğu üs benzeri seçenekleri de akıllara getiren Jeffrey'nin yeni görev yerinin Bağdat Büyükelçiliği olduğunu hatırlatalım.

Başbakan, Kılıçdaroğlu'nu, Ayata'yı unutmadan dinlemeli

Başbakan'ın da Kılıçdaroğlu'ndan beklentileri var:
“Ben bu görüşmelerin terörle mücadelede ortak bir tavır belirlenmesinde etkili olacağını söylemek isterim. Bizim söylediklerimiz kadar onların söylediklerini de dinleyeceğiz. Bize ne katkıda bulunacaklar, bizim için önemli olan o. Madem icra biziz, tavsiyeleri olacaktır, bunları alalım ve uygulamaya koyalım.”
Başbakan'la Kürt sorunu üzerine görüşme, “Kılıçdaroğlu CHP'si”nin önemli bir üslup ve içerik farkı koyup koyamayacağı açısından da dikkatle izleniyor.
Diğer yandan Başbakan'ın, “güncel” bir Kürt raporu hazırladıklarını da açıklayan Kılıçdaroğlu'nu dikkatle dinlemesi önemli. Zira Kılıçdaroğlu'nun görüşlerine büyük bir önem verdiği ve CHP Parti Meclisi'ne girmeye ikna ettiği Prof. Sencer Ayata, geçmişte Güneydoğu'da Kürtçe ve Arapça bilen uzmanlarla saha araştırmaları da yürütmüş olan, uluslararası düzeyde büyük bir saygınlığı bulunan önemli bir sosyolog. Yeni dönemde CHP'nin Kürt sorunu için gündeme getireceği çözüm önerilerinin Prof. Ayata'nın da birikimi ve görüşlerini yansıtacağından emin olabilirsiniz.

Evet, Başbakan'ın elinde resmî bir Kürt raporu var

Gelelim, Kılıçdaroğlu'nun CHP ile de paylaşılmasını beklediği “Kürt sorununa çözüm için devletin belli organlarının ürettiği ve Başbakan'a ilettiği projeler ile görüşler”e...
Güvenilir kaynaklardan aldığımız bilgiler, Kılıçdaroğlu'nun bu konuda doğru duyumlara sahip olduğunu gösteriyor. Süreci yönetemese de PKK'nın provokatif saldırılarına rağmen Kürt açılımı politikasından vazgeçmeyeceğini ısrarla vurgulayan Başbakan Erdoğan'ın önünde önemli bir resmî rapor bulunuyor.
Erdoğan'ın, “Kürt açılımı” konusundaki en önemli hareket noktalarından birisi olduğu söylenen bu gizli rapor bugüne kadar kamuoyuna yansımadı. Ancak terör saldırıları karşısında bile Başbakan'ın açılım kararlılığını destekleyen en önemli dayanağın bu resmî rapor olduğu belirtiliyor. Rapor, devletin önemli bir güvenlik biriminin imzasını taşıyor.
Erdoğan-Kılıçdaroğlu buluşması, Başbakan'ın bu rapordaki bilgileri paylaşma talebine karşı sergileyeceği tutum açısından da kritik bir önem taşıyor. Görüşmenin heyetler halinde yapılacak olması bu rapordaki bilgilerin paylaşımını zorlaştırabilir. Ancak iki lideri başbaşa bir görüşme için tekrar bir araya getirebilecek bir sürecin temeli de atılabilir.
İktidar veya muhalefet fark etmez, kan dökülmesini önleyemeyen bir siyaset ne itibar kazanabilir, ne de gerçek bir iktidar...

Yazarın Diğer Yazıları

T24 15 yaşında: Anlatmadan anlayamazsan, anlatınca da anlamazsın!

T24, gazetecilikten başka hiçbir şeye ait olmayan bir yer. Editörlerimiz, muhabirlerimiz ve yazarlarımız; kelimelerle ifade edilemeyecek büyük bir çıkarsızlıkla bağımsız gazeteciliğin kurumsallaşmasına eşsiz katkılar sağladılar. 15 yıldır ilgilerini, övgülerini, eleştiri ve uyarılarını esirgemeyen takipçilerimize de sonsuz teşekkürler…

‘Haber elemanı’ arkadaşlar; nerede bu Almanya paraları, söyleyin bölüşelim!

Bir değil, iki değil, üç değil, dört değil… Devletin tam beş kez denetleyerek dışardan tek bir kör kuruş bulamadığı T24’te varlığını iddia ettiğiniz Alman sermayesi her neredeyse haber verin, bölüşelim! Bulamıyorsanız, gazetecilik yaptığınızı öne sürerek yıllardır inşa ettiğiniz utanç müzenize, bu nadide ‘Alman sermayesi’ eserinizi de ekleyelim…

Tolga’yla birlikte bütün hayal kırıklıklarının en güzelini yaşıyoruz!

Çalışmalarıyla mesleğini onurlandıran bir gazeteci, hâkimin büyük bir maddi hatayı da tutanağa geçirdiği bir kararla tutuklandı. Tutuklama talep edenler ve tutuklama kararı verenlere göre, Tolga Şardan “istihbarat örgütünün Cumhurbaşkanlığı’nın talimatıyla yargıdaki yolsuzluk iddialarını araştırdığını yazarak” halkı korku ve paniğe sevk etti!

"
"