Mehmet Akif Ulusoy’un, henüz yerleşmeye başladığı Gelir İdaresi
Başkanlığı koltuğundan apar topar uzaklaştırılması, geniş bir açıyla
üzerinde durmayı gerektiren önemli bir operasyon. Operasyonu
değerlendiren Maliye bürokratları, Ulusoy’un, kendisini 16 Kasım
2007’de bu göreve atayan AKP hükümeti tarafından “harcandığını”
düşünüyor.
Bu noktaya nasıl gelindi, operasyonun nasıl bir arka
planı var, Ulusoy’un yerine Mehmet Kilci atanırken hangi kıdemli ismin
üzeri çizildi, Maliye’nin zirvesindeki koltukta da revizyon zamanı
yaklaştı mı?
Soruları yanıtlamak için, uzun ve sıkıcı bir yazıyı göze alarak filmi biraz geri saralım:
-
Gelir İdaresi Başkanlığı, AKP iktidarı döneminde, 16 Mayıs 2005’te
kuruldu. Bakanlık içindeki Gelirler Genel Müdürlüğü’nün kaldırılmasıyla
oluşturulan başkanlık, yasadaki kuruluş amacında da vurgulandığı üzere,
gelir politikalarının uygulanmasında devletin en önemli örgütü olarak
öne çıkıyor, vergi denetiminde çok kritik bir işlev yerine getiriyor.
-
Gelir İdaresi Başkanlığı’na atanan bütün isimler AKP’nin seçtiği
bürokratlar. İlk başkan Osman Arıoğlu, 22 Ocak 2003’te Gelirler Genel
Müdürlüğü görevine vekâleten atandı. Hesap Uzmanı olan Arıoğlu, genel
müdürlüğün yerine kurulan Gelir İdaresi Başkanlığı’nın başına atanan
ilk isim.
- Arıoğlu’nun hem Gelirler Genel Müdürlüğü, hem de
Gelir İdaresi Başkanlığı’na “vekâleten” atanmasının nedeni, asalaten
atama kararnamesinin 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’den üç kez
geri dönmesi.
Arıoğlu ayrılmaya böyle zorlandı
-
Ancak Arıoğlu’nun emekliliğe zorlanmasına neden olan gelişme Sezer’in
değil, kendisini oturduğu koltuklara getiren Maliye Bakanı Kemal
Unakıtan’ın vetosu oldu. Unakıtan, Cumhurbaşkanlığı’na Abdullah Gül’ün
çıkmasının ardından Maliye Teftiş Kurulu Başkanlığı ve Bütçe ve Mali
Kontrol Genel Müdürlüğü koltuklarına Cemal Boyalı ve Naci Ağbal’ın
asaleten atanması için Köşk’e kararname göndermiş, ancak Arıoğlu’nu bu
listeye dahil etmemişti. Bu duruma “üzüldüğünü” duyuran Arıoğlu,
Unakıtan’ın kendisini refüze ederek “vekâlet”te tutması nedeniyle
bakanlık içinde zor durumda kaldı ve görevden ayrılmaya zorlandı.
-
Unakıtan ile bürokratı arasındaki kriz şu formülle çözüldü. Arıoğlu 9
Ekim 2007’de Gelir İdaresi Başkanlığı’na asaleten atandı. Atamanın
ardından koltuğundan fiilen kalktı, beş hafta sonra, yani 16 Kasım
2007’de de emekli ayırıldı. Evet, ayrılmadı, ayırıldı! Unakıtan’ın,
asalaten atamadan sonra ayrılmak istemeyebilir düşüncesiyle Arıoğlu’nun
elinden bir istifa dilekçesi aldığı da konuşuldu.
Sezer Ulusoy’u veto etmemişti
-
Gelir İdaresi Başkanlığı’na, Arıoğlu’ndan sonra 16 Kasım 2007’de yine
bir hesap uzmanı olan Mehmet Akif Ulusoy atandı. Burada önemli bir
ayrıntının altını çizelim. 10. Cumhurbaşkanı Sezer, Arıoğlu’nun aksine,
Ulusoy’un defterdarlık gibi görevlere atanmasını veto etmedi.
-
Mehmet Akif Ulusoy’un, Doğan Yayın Holding Başkan Yardımcısı Soner
Gedik ile yaptığı telefon görüşmesi, operasyonda etkili oldu. Gedik’in,
29 Ocak’ta Ulusoy ile yaptığı görüşmede konu, Doğan Yayın Holding’te
geçmişte yapılan vergi incelemeleriydi. 24 Şubat’ta bazı internet
sitelerinde yayımlanan ses kayıtlarında “Unakıtan’ın tavsiyesi ve
yönlendirmesi üzerine Ulusoy’u aradığına” ilişkin sözlerinin
kesildiğine işaret eden Gedik, vergi incelemelerinde yapılan bazı
hatalardan duydukları endişe nedeniyle gizlice kaydedilen o görüşmeyi
yaptığını, yasal olmayan hiçbir girişimde bulunmadıklarını belirtti.
-
Soner Gedik’in holdingteki vergi incelemeleri konusunda işaret ettiği
bazı noktalara yapıcı bir üslupla yanıtlar veren Ulusoy, ses
kayıtlarının yayımlanmasından sonra açıklama yapmadı. Dün kendisini
arayan gazetecilere izne ayrıldığını söylemekle yetindi ve Türkiye’nin
Lefkoşa Büyükelçiliği’ne Maliye Müşaviri olarak atandı. Ulusoy, kamu
yönetiminin zirvelerindeki bir görevden KKTC’deki kızağa çekilmeyi
kabul edecek mi, yoksa selefi Osman Arıoğlu gibi emekliliğini mi
isteyecek, henüz bilmiyoruz.
Kıdemli Başkan Yardımcısı neden çizildi?
-
Düne kadar Gelir İdaresi Başkan Yardımcısı olan ve başkanlığa atanan
Mehmet Kilci, yine Maliye Müfettişi olan Özelleştirme İdaresi Başkanı
Metin Kilci’nin kardeşi. Kayserili olan Kilci kardeşler, Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül’ün hemşehrisi.
- Gelir İdaresi Başkanlığı’na Mehmet
Kilci’nin atanması, kurumda kıdemli başkan yardımcısı olan Bülent
Taş’ın neden tercih edilmediği sorusunu da gündeme getirdi. Bürokrasi
koridorlarında konuşulan tahminlerden birisi, Taş’ın adının Soner
Gedik-Mehmet Akif Ulusoy görüşmesinde geçmesinin başkanlığa atanmasını
önlediği yolunda. Gizlice kaydedilen o görüşmede gündeme gelen dosya
konusunda “Bülent'in görüşlerine itibar ederim… Raporu işleme
konulmadan önce Bülent'e okutturacağım” diyen Ulusoy’un kastettiği
kişinin Bülent Taş olduğunu belirtelim.
Unakıtan yerine Canikli mi düşünülüyor?
-
Ulusoy operasyonunun büyük bir “aciliyet” içinde yapıldığı anlaşılıyor.
Ulusoy’un, kendisini bu göreve getiren Kemal Unakıtan’ın ABD’den
dönmesini beklemeden görevden alınması, hükümetin, bu konuda beklemeye
tahammülü olmadığını gösteriyor.
- Maliye Bakanı Unakıtan da,
Gelir İdaresi’nin ilk başkanı Osman Arıoğlu da, ikinci başkanı Mehmet
Akif Ulusoy da Maliye’nin seçkin kurumu Hesap Uzmanları Kurulu kökenli.
Gelir İdaresi Başkanlığı’na getirilen Mehmet Kilci ile bu koltuğa ilk
kez bir Maliye Müfettişi atandı. Bu sonucun, AKP Grup Başkanvekili
Nurettin Canikli tarafından sağlandığı konuşuluyor. AKP’nin
kurucularından olan, Yeni Şafak’ta yazılar yazan Canikli de 1879’da
kurulan ve Türkiye’nin en seçkin kurumlarından olan Maliye Teftiş
Kurulu’ndan yetişme bir müfettiş.
- Bürokrasi ve siyaset
koridorlarında, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “Abi” diye hitap ettiği
Kemal Unakıtan’ı, sağlık sorunlarını da gerekçe göstererek yerel
seçimlerden sonra Maliye Bakanlığı’ndan alabileceği, yerine son
tartışmada Doğan Holding’e karşı sert çıkışıyla da dikkat çeken
Canikli’yi getirebileceği konuşuluyor.
- Mehmet Akif Ulusoy
için, mesai arkadaşları, “Ahlaklı, militan tutumlardan hoşlanmayan,
uzmanlığına saygı duyulan bir bürokrat” değerlendirmesini yapıyor, ama
hemen ardından “Onun döneminde de AKP kadrolaşması sürdü” diye
ekliyorlar. “Öyleyse neden görevden alındı” sorusuna meslektaşlarının
verdiği yanıtla noktalayalım:
“Yeterince sert bulunmamış
olabilir. Ulusoy, AKP’ye yakın medyada da Soner Gedik görüşmesi
nedeniyle çok yıpratıldı. Ayrıca bu operasyonla, hükümetin hoşlanmadığı
gruplarla ilişkiler konusunda bürokrasiye sıkı bir gözdağı verilmiş
oluyor!”