22 Kasım 2011

25 soruda internette resmî filtre ve sansür

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'nun (BTK) 22 Şubat'ta aldığı karar...


Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'nun (BTK) 22 Şubat'ta aldığı karar uyarınca “güvenli internet için devlet filtresi” dönemi bugün başlıyor. Gönüllülük esasına dayanan uygulama uyarınca, isteyen kullanıcılar internette içeriğini devletin belirlediği “aile” veya “çocuk” filtrelerini (profillerini) ücretsiz olarak kullanabilecekler.
Peki, devlet filtresi uygulamasıyla birlikte gündeme gelen “sansür” tartışması ve BTK'nın eleştirilmesinin nedeni ne? İnternet ortamındaki yayınlara ilişkin temel sorun bugün başlayacak gönüllü devlet filtresi mi, yoksa mevzuatta sorunlu düzenlemeler var mı?
Bu köşede daha önce de ele aldığımız bu konuyu, güncel gelişmeler eşliğinde bir kez daha soru ve cevaplarla irdeleyelim:

1- İnternet ortamında yapılan yayınlar hangi mevzuata dayanarak denetleniyor? 

Bu konudaki temel düzenleme, TBMM'de 4 Mayıs 2007'de kabul edilen, 23 Mayıs 2007’de Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ve tam adı “İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun” olan yasada bulunuyor. 5651 sayılı bu yasa, tartışmalara neden olan “erişimin engellenmesi” yöntemlerini de düzenliyor. 

9 yasa ve 1 KHK ile internete erişim engellenebiliyor 

2- İnternet sitelerinin kapatılmasına, cezalandırılmasına, erişimlerinin engellenmesine dayanak olan başka yasalar da var mı?  

Devlete internete erişimi engelleme olanağı veren tam 9 yasa ile 1 kanun hükmünde kararname bulunuyor. Temel düzenleme olan 5651 sayılı yasayı aşağıda özel olarak inceleyeceğiz. Bilgi Teknolojileri İletişim Başkanlığı’nın T24’e gönderdiği listeye göre diğer 8 yasa ile KHK’nın adları ve internet sitelerine erişimin engellenmesine ilişkin madde numaraları şöyle: 
Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun Ek-4 üncü maddesi; Tütün Ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 8. maddesinin beşinci fıkrasının (k) bendi; Türk Ticaret Kanunu’nun haksız rekabete ilişkin hükümleri (eski kanunda 56 ve 58., yeni kanunda  54, 55 ve 56. maddeler); Terörle Mücadele Kanunu’nun 6. maddesinin 4. fıkrası; Türk Medeni Kanunu’nun 24 ve 25. maddeleri; Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 101. maddesi; Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında Bahis Ve Şans Oyunları Düzenlenmesi Hakkında Kanun’un 5. maddesi; Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş Ve Görevleri Hakkında Kanun’un 6. maddesi; Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 9, 76 ve 77. maddeleri. 

3- Temel düzenleme olan 5651 sayılı yasa neden eleştiriliyor? 

5651 sayılı yasa iki temel sorun nedeniyle eleştiriliyor. Birincisi; internete erişimin hangi durumlarda engelleneceğini belirleyen “katalog suçlar”ın kapsamı. İkincisi de; yargının yanı sıra idareye de yayın durdurma yetkisi veren hükümleri. 

4- Katalog suçlar ne anlama geliyor? 

Katalog suçlar, 5651sayılı yasa gereğince internet sitelerine erişimin engellenmesine dayanak olarak gösterilen “suç listesi”ni ifade ediyor. Yasadaki listede sayılan bu “suç”ların işlendiğine kanaat getirilmesi durumunda idare ya da yargı internet sitesine erişimi derhal engelleyebiliyor. 

İnternete erişimi engelleyen 8 suç

5- Erişimi engelleyen “katalog” suçlar hangileri?

Katalog suçlar 5651 sayılı yasanın 8. maddesinde sayılıyor. “Erişimin engellenmesi kararı ve yerine getirilmesi” başlığını taşıyan bu maddede katalog suç olarak sayılan 8 fiilin 7’si Türk Ceza Kanunu’ndan aynen bu maddeye nakledilen fiiller. Bunlar; 1- intihara yönlendirme, 2- çocukların cinsel istismarı, 3- uyuşturucu ve uyarıcı madde kullanımını kolaylaştırma, 4- sağlık için tehlikeli madde temini, 5- müstehcenlik, 6- fuhuş 7- kumar oynanması için yer ve imkân sağlama.
TCK’da yer alan bu fiiller dışında Atatürk Aleyhinde İşlenen Suçlar Hakkında Kanun’da yer alan suçlar da 8. maddede “katalog suçlar” arasında sayılıyor. 

6- Katalog suçlar ile diğer suçlar nasıl takip ediliyor? 

Katalog suçlara ilişkin takibi BTK’ya bağlı Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) yapıyor. Ancak katalog suçlar dışında kalan yayınlara ilişkin başvuru, ihbar ve şikâyetlere ilgili mahkemeler bakıyor. Örneğin “hakaret” suçuna ilişkin bir başvuru ile TİB değil, mahkemeler ilgileniyor. Bu nedenle bazen bir mahkemenin kapattığı bir siteden BTK veya TİB’in haberi olmayabiliyor. 

7- Katalog suçlar nasıl tespit edildi? 

Çocuk pornosu skandalına ilişkin Bursa’ya uzanan soruşturma sırasında internet sitelerindeki yayını denetleyen hiçbir yasa olmadığından hareketle konu 2007’de TBMM gündemine geldi. Öncelikli amaç, kimsenin tartışma konusu bile yapmadığı çocukların istismarının önlenmesiydi. Ancak daha sonra katalog suçlara “müstehcenlik” ve “Atatürk aleyhinde işlenen suçlar” da dahil edildi. 

8- Neden? 

YouTube’un Türkiye’den erişiminin engellenmesine de neden olan Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun’da sayılan suçların internet yayınlarını düzenleyen yasaya dahil edilmesi, TBMM’de CHP’nin girişimi üzerine oldu. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın internet medyası temsilcileriyle buluşmasında, bu yasanın uygulamasının internet yayınları açısından sorun yaratabileceğini düşündüklerini, ancak istismar edilebileceği nedeniyle CHP’nin girişimine karşı çıkamadıklarını söyledi. 

En tartışmalı katalog suçu: Müstehcenlik 

9- Katalog suçlar kapsamıdaki ‘müstehcenlik’ neden tartışma yaratıyor? 

Çünkü müstehcenliğin üzerinde uzlaşmaya varılmış hiçbir tanımı bulunmuyor. Bir fotoğraf kimine göre “estetik”, kimine göre “erotik”, kimine göre ise “pornografik” olarak değerlendirilebiliyor. İdarenin yaklaşımını esas aldığı Yargıtay’ın bile “müstehcenlik” konusunda birbirinden farklı kararları bulunuyor. Örneğin Yargıtay Ceza Genel Kurulu, “Aman Tanrım bu ne güzellik” ve “Kadın değil felaket” başlıklarını taşıyan fotoğraflı bir haberi “müstehcen yayın” kapsamında cezalandırmakta direnen yerel mahkemenin kararını bozdu. Bozma gerekçesinde “tenasül (üreme) organları görünmediği için yayının müstehcen sayılamayacağına” hükmetti. Ancak bir başka Yargıtay kararında, “tenasül organlarının görünmemesinin” bir yayının müstehcen sayılmaması için yeterli olamayacağı belirtildi. 

10- İdare müstehcenlik çerçevesini nasıl çiziyor? 

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı Tayfun Acarer’in Mayıs ayında internet medyası temsilcileriyle yaptığı toplantıda, “Yargıtay kararlarının da üzerinde bir normla konuya çok esnek yaklaşıldığı” savunuldu. Örnek olarak, “cinsel ilişki gösterimi” dışında bir içeriğe müdahale edilmediği belirtildi. 

Müstehcenlikte yargı kararı bile aranmıyor 

11- Yasaya göre erişim nasıl engelleniyor?  

Katalog suçlardan birinin varlığı durumunda erişim; soruşturma aşamasında hâkim, kovuşturma aşamasında mahkeme kararıyla durdurulabiliyor. Gecikmesinde sakınca olan hallerde savcı da erişimi engelleyebiliyor. Bu durumda savcılık kararının 24 saat içinde hâkim onayına sunulması gerekiyor. 
Ancak 8. madde, “katalog suç” kapsamındaki yayının yurtdışından yapılması veya yurtiçinden yapılsa da “çocukların istismarı” ya da “müstehcenlik” söz konusu olduğunda BTK’ya bağlı olarak çalışan Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’na da (TİB) doğrudan yayın durdurma yetkisi veriyor. İnternet sitelerine erişimin, “müstehcenlik” gibi tartışmalı bir konuda yargı kararı bile aranmadan durdurulabilmesi, yasanın en sorunlu düzenlemelerinden birini oluşturuyor. 

Devlet filtresi nasıl çıktı

12- “Devlet filtresi” uygulaması nereden çıktı? 

BTK, 22 Şubat 2011’de “İnternetin güvenli kullanımı” başlığını taşıyan bir karar aldı. Karar, 22 Temmuz 2010'da Tüketici Hakları Yönetmeliği'ne eklenen “isteyen tüketicinin güvenli internet kullanma hakkına ücretsiz olarak sahip olabileceği” hükmüne dayandırıldı. BTK kararına, 6 aylık bir hazırlık süresinden sonra 22 Ağustos 2011’de yürürlüğe gireceği hükmü de eklendi. Karar uyarınca, 22 Ağustos 2011’den sonra internete ancak BTK’nın belirlediği “aile profili”, “çocuk profili”, “yurtiçi profil” adları verilen filtrelerle girilebilecek ya da “standart profil” tercih edilecekti. Ancak 22 Ağustos'a gelindiğinde, üç aylık bir deneme süresinden sonra uygulamaya geçilmesine karar verildi. Böylece uygulamanın başlangıç tarihi 22 Kasım 2011'e ertelendi.

13- Bugünden itibaren dileyen kullanıcılar 22 Şubat'ta belirlenen dört profilden birini mi seçecek?

Hayır, zira, BTK, başlangıçta belirlediği “yurtiçi profil” uygulamasından vazgeçti. “Standart profil” de, zaten mevcut durumunu sürdürmek, yani devlet filtresini kullanmak istemeyenleri tarif ettiği için, BTK yönetimi tarafından “yanlış adlandırma” denilerek düzenlemede ayrı bir kategori olmaktan çıkarıldı. Sonuç olarak bugünden itibaren dileyen kullanıcılar, içeriğini devletin belirlediği “çocuk” ya da “aile” filtrelerini kullanabilecekler.

Sosyal paylaşım sitelerine erişim engeli

14- Bu profillerin çerçevesi ne? 

BTK’nın açıklamalarına göre; 
Kurum tarafından işletmecilere gönderilecek “çocuk” ve “aile” filtrelerinde sadece devletin belirlediği alan adları, IP adresleri ve portlara erişim mümkün olacak.
BTK'nın resmi internet sitesinden link verilen güvenlinet.org adresinde de iki profi için şu açıklamalar veriliyor:

Çocuk Profili:
Pedagoji, sosyoloji ve psikoloji alanlarında uzman akademisyenlerin bulunduğu bir komisyon tarafından belirlenen kriterlere uygun kategorilerdeki sitelere erişilebilen profildir.
Çocuk profili ile eğitim,ödev, bankacılık uygulamaları, alışveriş, müzik-oyun-eğlence, haber, e-posta, resmi ve kamu siteleri,tatil, özel şirketler, eğitim kurumları, e-devlet gibi pek çok farklı türden siteye erişebilirsiniz.

Aile Profili:
Kumar, uyuşturucu, fuhuş, müstehcenlik, şiddet, terör, dolandırıcılık, zararlı yazılım gibi kategorilerdeki siteleri engelleyen profildir. Çocuk profiline ek olarak kişisel sitelere, forum ve paylaşım sitelerine erişim sunar. Ayrıca sosyal medya, oyun ve sohbet kategorilerini ise ayrı ayrı seçme imkânı sunar.

15- BTK'nın verdiği bilgilere göre, devlet filtresinde sosyal paylaşım sitelerine erişim kısıtlanıyor mu?

“Çocuk profili”nde kısıtlanıyor. Zira “aile profili” konusunda bilgi verilirken “Çocuk profiline ek olarak kişisel sitelere, forum ve paylaşım sitelerine erişim sunar” ifadesi kullanılarak “çocuk” filtresinde sosyal paylaşım sitelerine erişim sağlanmadığı belli ediliyor. 
“Aile profili”nde ise sosyal paylaşım sitelerine “seçenekli” olarak erişim sağlanıyor. Yani aile filtresi uygulayan bir kullanıcı bu filtrede ayrıca “sosyal medya” sitelerini seçerse paylaşım sitelerine erişebiliyor.

16- Çocuk filtresine yer almayan, ancak almak isteyen sosyal paylaşım siteleri ve bu kapsamdaki diğer siteler ne yapacak?

İnternet Kurulu Başkanı Serhat Özener'in açıklamasına göre, “Sitemiz 13 yaş ve altındaki çocuklar için zararlı içerik taşımamaktadır” görüşüyle itiraz edebilecek. İnternet Kurulu da, yapacağı toplantıda bu itirazı değerlendirecek. İtiraz kabul edilirse itiraz eden site de devletin “çocuk filtresi”ne dahil edilerek erişilebilir olacak. Aynı prosedür, “aile filtresi”ne takılmak istemeyen siteler için de geçerli olacak.


Filtreleri belirleyen kurul

17- Filtrelerin içeriğini kim belirleyecek? 

İnternet Kurulu bünyesinde oluşturulan Güvenli İnternet Hizmeti Çalışma Kurulu tarafından tespit edilecek. Kurul, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı koordinasyonunda 11 üyeden oluşacak. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'ndan 3, İnternet Kurulu'ndan 2, BTK'dan 2 ve psikoloji, pedagoji, sosyoloji ile diğer ilişkili alanlarda uzmanlığı olan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından teklif edilecek 8 kişi arasından BTK tarafından seçilecek 4 üyeden oluşacak kurul, filtreler kapsamında engellenen sitelerin listelerini belirleyecek Kurulun yapısı konusunda BTK Başkanı Tayfun Acarer şu bilgiyi veriyor:
“11 kişiden ibaret bir grup. Bu grupta psikologlar, pedagoglar, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'ndan, Dijital Oyunlar Federasyonu'ndan ve İnternet Kurulu'ndan temsilci var. Bunların yaptığı çalışmalar pasif bir şey değil. Sürekli değişen bir şey olacak. Çünkü siz bir site olarak 'benim aile profilinde olmam lazım' diye bu çalışma grubuna itiraz edebilirsiniz. Çalışma grubu bunu devamlı değerlendirecek. Bu tamamen bir teknik çalışma.''

18- Peki İnternet Kurulu kimlerden oluşuyor?

İnternet Kurulu, Ulaştırma Bakanı'nın onayıyla çalışmaya başlayan, bu bakanlığa öneriler sunmak üzere kurulan ve ağırlıklı olarak kamu kurumları temsilcilerinden oluşan 37 kişilik bir kurul. Kurulda Ulaştırma Bakanlığı ve üniversiteler 4'er; Milli Eğitim, Adalet, Kadın ve Sosyal Politikalar, İçişleri bakanlıkları 1'er; RTÜK, DPT, TÜRKSAT, Türk Telekomünikasyon ve TT NET 1'er, GSM şirketleri 3, BTK 2 üyeyle temsil ediliyor.  
Sivil toplum kesiminden de kurulda internet servis sağlayıcıları, Türkiye Bilişim Derneği, Türkiye Bilişim Vakfı, Tüm Telekomünikasyon İşadamları Derneği, Mobil İletişim Sistemleri ve Araçları İşadamları Derneği, Telekomünikasyon ve Enerji Hizmetleri Tüketici Hakları ve Sektörel Araştırmalar Derneği, Bilgi Teknolojileri Derneği, İnternet ve Hukuk Platformu, Bilgi Güvenliği Derneği, IBC Danışmanlık Ltd., Yazılım Sanayicileri Derneği, Mobil Servis Sağlayıcı İşadamları Derneği, Bilişim Sanayicileri Derneği ve internet medyası da kurulda 1'er kişiyle temsil ediliyor.

Filtre seçmek zorunlu değil 

19- Filtrelerden birini seçmek zorunlu mu? 

Hayır. Eğer bir kullanıcı, aile ya da çocuk profillerinden birini istemezse hiçbir şey yapmasına gerek kalmadan internetteki mevcut durumunu sürdürebilecek. Sadece, filtre isteyen kullanıcılar servis sağlayıcılarına taleplerini iletecek. Bu kullanıcılar, servis sağlayıcılardan alacakları şifrelerle herhangi bir ücret ödemeden devlet filtresi kullanabilecekler. 

20- Bir abone tek filtre mi kullanabilecek, isteyen istediği anda filtreden çıkabilecek mi?

BTK açıklamalarına göre, bir abone birden fazla filtre kullanabilecek. Örneğin, çocuk filtresi isteyen bir ebeveyn, akşam evine döndüğünde aile filtresine geçebilecek. İdarenin açıklamasına göre, devlet filtresi kullanabilen kullanıcılar istedikleri anda filtre uygulamasından çıkabilecek.

21- Sansür tartışması nereden çıkıyor? 

Özellikle çocukları için “güvenli internet” arayan insanlara devletin filtre hazırlamasından kaynaklanıyor. Bugünden itibaren, talep edenler çocuk ya da aile filtreleriyle internete servis sağlayıcıların vereceği şifrelerle girilebilecek. Takip konusunda iyi bir sicili bulunmayan devletin, kullanıcıların hangi sitelere girdiğini izleyebileceği öne sürülüyor. Ancak BTK yönetimi, bunun ne teknik kapasite, ne de yasal açıdan mümkün olacağını söylüyor. İnternet Kurulu Başkanı Serhat Özener de, devletin kullanıcıları takip edeceği kuşkusu için “paranoya” ifadesini kullanıyor.

22- Mevcut özel filtreler de geçerliliğini koruyacak mı? 

Evet. İsteyen bugünden sonra devletin hazırladığı filtreleri, isteyen halen piyasada olan filtreleri, isteyen her ikisini birlikte kullanabilecek ya da isteyenler hiçbir filtre kullanmayacak.

23- Türkiye'de kaç internet kullanıcısı var ve devlet filtresi uygulamaya girmeden önce  bunlardan kaçı filtre kullanıyordu?

BTK Başkanı Tayfun Acarer'in verdiği bilgiye göre, Türkiye'de yaklaşık 11,5 milyon aktif internet aboneliği var. Acarer, aile yapısı dikkate alındığında bu sayının yaklaşık 40 milyon internet kullanıcısına tekabül ettiğini söylüyor. Yine Acarer'in verdiği bilgiye göre, bugüne kadar internette kendisine filtre uygulayan kullanıcı sadece 22 bin. Acarer, sayının düşük olmasını “özel filtrelerin paralı olmasına, interneti yavaşlatmasına ve uygulama prosedürlerinin caydırıcılığına” bağlıyor. Acarer'e göre parasız olarak sunulan devlet filtresi diğer sakıncaları da ortadan kaldıracak. 

Temel sorun müstehcenlik takıntısı

24- Tartışmada kim haklı; devlet mi, “internetime dokunma” diyenler mi? 

“İnternetime dokunma” diyenler. Zira güvenli internet için filtre şu anda da mevcut ve isteyen özellikle çocuğu için istediği filtreyi kullanabiliyor. Devlet, bu filtrelerin servis sağlayıcılar tarafından tüketicilere ücretsiz verilmesini zorunlu hale getirir, ancak kendisi içerik belirlemeyebilirdi. Avrupa’da da özellikle küçüklerin korunması için güvenli internet arayışı var, ancak filtre içeriğini kendisi belirleyen bir ülke bilinmiyor. Devletin doğrudan işin içine girmesi ve halk için “güvenli internet coğrafyası” çizmeye kalkışması demokratik ölçütler açısından sorun içeriyor. Mevzuatta “suç” olarak tanımlanan içerikler zaten filtreden önce yasal yollarla engellendiğinden insanlar istediği siteye girer, istemediğine girmez, çocuğu için istediği filtreyi kullanır ya da kullanmaz. Burada hiçbir seçenek devleti ilgilendirmez. 

25- İnternetin denetiminde temel sorun ve çözüm yolu ne?

Bu alanda temel sorun, devletin ve egemen siyasetin müstehcenlik ve pornografiyi “nerede görülürse yok edilmesi gereken öncelikli tehdit” olarak görmesinde. Nitekim Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın, resmi filtre uygulamasını eleştiren TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner'e “kendisi iktidara gelirse porno oynatmaya izin verebileceği” yolunda tuhaf bir karşılık vererek, 5652 sayılı yasada zaten yasaklanmış bulunan pornografik içerikten söz etmesi dikkat çekmişti. 
BTK Başkanı Acarer de,  yeni uygulama için, “Düzenleme özellikle müstehcenlik ile ilgili sitelerde ciddi bir alternatif olacak diye düşünüyorum. Kişinin rahatsız olduğu bir şey varsa kendisine güvenli bir ortam temin ediyoruz” ifadesini kullandı. 
Diğer yandan, aile ve çocuk filtrelerine dahil edilen ya da çıkarılan siteler konusundaki kriterler bugüne kadar tatmin edici bir resmi açıklamayla kamuoyuna duyurulmadı. Filtre kullanımının yaygınlaşması durumunda dışarıda bırakılan sitelerin durumu önemli bir tartışma konusu olacak.
İnternet uygulamalarında şeffaflık, kullanıcı ile devlet arasındaki diğer önemli sorun. Örneğin devlet, bugüne kadar hangi sitelerin kapatıldığına ilişkin bir liste yayımlamaktan kaçındı. BTK Başkanı Tayfun Acarer, mayıs ayında bu konuda şeffaf bir uygulamaya geçilebileceğini açıkladı, ancak bu konuda hâlâ bir adım atılmadı.
Sonuç olarak; küçüklerin zararlı içerikten korunması önemli bir ihtiyaç olmakla birlikte, idareye kadar uzanan erişim engeli yetkileri tanınması ve resmi “filtreler” oluşturulmasına tepki gösterenler haklı. İdareye tanınan erişim engelleme yetkisinin kaldırılması, engelleme sınırlarının daraltılması ve  internet ihtisas mahkemelerinin kurulması çözüm yolunda önemli adımlar olarak görünüyor.

Yazarın Diğer Yazıları

T24 15 yaşında: Anlatmadan anlayamazsan, anlatınca da anlamazsın!

T24, gazetecilikten başka hiçbir şeye ait olmayan bir yer. Editörlerimiz, muhabirlerimiz ve yazarlarımız; kelimelerle ifade edilemeyecek büyük bir çıkarsızlıkla bağımsız gazeteciliğin kurumsallaşmasına eşsiz katkılar sağladılar. 15 yıldır ilgilerini, övgülerini, eleştiri ve uyarılarını esirgemeyen takipçilerimize de sonsuz teşekkürler…

‘Haber elemanı’ arkadaşlar; nerede bu Almanya paraları, söyleyin bölüşelim!

Bir değil, iki değil, üç değil, dört değil… Devletin tam beş kez denetleyerek dışardan tek bir kör kuruş bulamadığı T24’te varlığını iddia ettiğiniz Alman sermayesi her neredeyse haber verin, bölüşelim! Bulamıyorsanız, gazetecilik yaptığınızı öne sürerek yıllardır inşa ettiğiniz utanç müzenize, bu nadide ‘Alman sermayesi’ eserinizi de ekleyelim…

Tolga’yla birlikte bütün hayal kırıklıklarının en güzelini yaşıyoruz!

Çalışmalarıyla mesleğini onurlandıran bir gazeteci, hâkimin büyük bir maddi hatayı da tutanağa geçirdiği bir kararla tutuklandı. Tutuklama talep edenler ve tutuklama kararı verenlere göre, Tolga Şardan “istihbarat örgütünün Cumhurbaşkanlığı’nın talimatıyla yargıdaki yolsuzluk iddialarını araştırdığını yazarak” halkı korku ve paniğe sevk etti!

"
"