22 Kasım 2014

Sanal bir eylemin gerçek başarı hikâyesi: Julien Blanc’ı devireceğiz!

RSD kadına şiddeti teşvik eden, tecavüzü meşru kılan “eğitim” programlarıyla, öğrenci başına 3000 dolar kazanan bir şirket ve bu şirket artık ifşa oldu

“Bir şeyleri değiştirmek için ben tek başıma ne yapabilirim ki? Sanal kampanyalar neyi değiştiriyor ki?” diye soranlara bu yazım. Genç bir kadının tek başına başlattığı sanal imza kampanyasının, birçok ülkenin dış işleri bakanlığını ilgilendirecek kadar büyüme ve başarıya ulaşma hikâyesini anlatacağım.

Türkiye’de çok yaygın olmasa da birçok ülkede “dating” yani flört etmek üzerine tavsiyelerde bulunan kurumlar ve kişiler oldukça yaygın. Bireylerin birbirleriyle tanışıp, arkadaşlıktan öte bir ilişki kurabilmeleri için taktik vermeyi iş haline getirmiş “pick up artists (PUA)” yani “tavlama sanatçıları” var. Kariyerini böyle çizmiş olanlardan biri de Julien Blanc. Kendisi “Real Social Dynamics (RSD)” adında, erkeklere flört eğitimi vermek üzerine kurulmuş bir şirkette çalışıyor ve şu aralar başı “biraz” belada.

Her şey 2 Kasım günü, California’da yaşayan Jennifer Li’nin, RSD seminer videolarından bir tanesini izlemesiyle başladı. RSD’den habersiz internete sızdırılmış olan bu videoda Blanc, öğrencilerine Tokyo’ya gitmelerini öneriyordu. “Eğer ki Tokyo’da beyaz bir erkekseniz, istediğinizi yapabilirsiniz! Ben s.kmek istediğim Japon kızların başlarından tutup, yüzlerini bacak arama itiyorum.” (Bu sırada eylemi el hareketleriyle gösteriyor.) “Eğer ki tedirgin olurlarsa tek yapmanız gereken Pikachu ya da Pokemon demek!” (Bu sırada öğrenciler gülüyor, ön taraflarda not alanlar var!) “Bu taktik o kadar işi yarıyor ki, daha sonrasında Tokyo sokaklarında dolaşarak beğendiğim her kadını tutup, başını penisime dayadım! Tokyo’da bunu yapabilirsiniz çünkü kimse şikâyetçi olmuyor!” Videonun sonundaysa Blanc’in Tokyo’da bu “taktiğini” gerçekten uyguladığını gösteren ve birçok farklı kadını bu şekilde taciz ettiğini kanıtlayan videoları gösteriliyor. Muhtemelen bu video Blanc’i ifşa etmek isteyen biri tarafından hazırlandı, o kişinin de bu eyleme katkısını unutmamak gerek.

Bu videoya haklı olarak sinirlenen Jennifer Li, Twitter üzerinden #TakeDownJulienBlanc (Julien Blanc’i devireceğiz) hashtagiyle bir kampanya başlattı. Hemen ardından RSD’yi araştırmaya başlayan Li, Blanc’in bir sonraki seminerinin Avusturalya’da Como Melbourne Otel’de gerçekleşeceğini öğrendi. Change.org adlı sanal imza sitesinden, Como Melbourne Otel’e ithafen, bu seminerin iptal edilmesi için bir imza kampanyası başlattı. 50 bin sanal imza toplandı ve otel gelen tepkilerden ötürü seminerin otellerinde gerçekleşmeyeceğini açıkladı. Kampanyasını tek başına basına duyuran ve konsolosluklarla bağlantıya geçen Li önce RSD ile anlaşmalı olan otelleri hedef aldı, insanları bu otelleri aramaya davet etti ve etkinlikler teker teker iptal olmaya başladı. Eyleme geçtiğinin 3. gününde 5 tane otel semineri gerçekleştirmeyeceklerini açıklamıştı bile! RSD etkinliklerinin biletlerinin satış sitesi ile de irtibata geçen Li, bu sitenin de RSD ile anlaşmasını feshetmesi sağladı.

Bu sırada kampanya hızla büyüdüğünden Blanc’in internette daha önceki paylaşımları çıktı ortaya. Instagram hesabında #ChokingWomenAroundTheWorld (dünya çapında kadınların boğazını sıkıyoruz) hashtagiyle kadınların boğazını sıkarkenki fotoğrafları ifşa oldu. Bu hashtag ile öğrencilerini fotoğraf paylaşmaya davet eden Blanc, aynı zamanda Twitter hesabı üzerinden de “müthiş” taktiklerini yazmıştı. Birkaç örnek vermek gerekirse: “En cazibeli kadınlar, özgüven eksikliği olanlardır. Onlara çöp gibi davranmayı unutmayın.” “Ona sahte bir telefon numarası verirseniz, kürtaj masrafını ödemekten kurtulursunuz.” “Reşit olmayan biriyle seks yapmak tecavüz mü? Suçu köpek yaşı hesaplamasına atın.” Bu adamdan daha çok nefret edebilmeniz için tüm tweetlerini yazmak isterdim ama sanırım şu kâfi olacak: instagram hesabında paylaştığı fiziksel ve cinsel şiddeti, güç ve kontrol elde etmek adına kullanma kılavuzu!

Blanc’in ve RSD’nin diğer “eğitmenlerinin” öğrencilerine kadın tavlamak üzerine verdikleri program tek bir algıya dayanıyor: kadınlar üzerinde güç oluşturma. Bu gücü de fiziksel, psikolojik ve cinsel şiddetle oluşabileceğini anlatıyorlar. Kadınlar tarafından ilgi gören, dominant ve güçlü alfa erkeği arketipini böyle tanımladıkları için, öğrencilerine de bu yönde eğitim veriyorlar.

Blanc’e karşı oluşturulan kampanya hızla büyüdü ve konu Avustralya devlet görevlilerine kadar taşındı. Avustralya Göçmen Bakanlığı’na gönderilmek üzerine hazırlanan, Blanc’in vizesinin iptalini talep eden imza kampanyası 10 bin imza topladı ve Avustralya Göçmen Bakanı Scott Morrison “Bu kişi kadını aşağılayan tacizin propagandasını yapmaktadır ve bu değerler Avustralya’da hoş görülmemektedir” gerekçesiyle Blanc’in vizesini iptal etti ve Blanc sınır dışı edildi. Avustralya’nın örneğini Brezilya takip etti ve Blanc’in Brezilya vizesine başvurması durumunda reddedileceğini belirtti. İngiltere’de Blanc’e karşı başlatılan kampanyanın 150 bin imza toplaması sonucu 19 Kasım’da İngiltere de Blanc’e vize vermeyeceğini açıkladı.

Kanada, Almanya, Güney Kore ve Singapur’da da Blanc’e vize verilmemesi üzerine kampanyalar devam ediyor. Aslen ABD vatandaşı olan Blanc hakkında ABD hükümetinin yaptığı açıklama ise Blanc’in suça teşvik eden ve artık uluslar arası boyutta olan eylemlerinin federal suç sayılabileceği ve bu sebeple araştırıldığı üzerine.

Blanc olayların başlamasından tam 3 hafta sonra, sessizliğini bozarak CNN’e konuk oldu ve özür diledi. Amacının aslında sosyal becerileri gelişmemiş olan erkeklere partner bulmaları konusunda destek olmak olduğunu,  eğitimlerinden alınan parçaların konu dışında lanse edildiğini söyledi. Time’da kendi hakkında çıkan “Dünyanın en nefret edilen erkeği bu mu?” makalesine referansla “dünyanın en nefret edilen erkeği oldum” diyerek mağdur edebiyatı yaptı.

Kampanya sadece Blanc üzerinden ilerlemiyor artık. RSD’ye karşı bir kampanya başlatılmış durumda. RSD’nin kurucusu Owen Cook’un “nefret ettiği için s.ktiği” bir kadına nasıl tecavüz ettiğini anlattığı ve RSD eğitmeni Jeffrey Allen’ın “tecavüz kamyoneti” olarak adlandırdığı aracıyla “maceralarını” anlattığı videolar mevcut.

Blanc’e karşı bu kampanyayı “ifade özgürlüğü ihlali” ve “sansüre teşvik” başlıkları altında savunanlar da yok değil! Zaten ne zaman feminist bir kampanya başlasa, aksini “liberter” düzlemde savunan erkekler türer. Bu erkeklerin The Guardian’dan tutun, Forbes’a kadar konu hakkında savunma yaptıkları makaleleri bulup okuyabilirsiniz. Tabii sinir sisteminiz kuvvetliyse!

Mizonjin, yani kadın düşmanlığının başlı başına nefret suçu olması bir kenara dursun, Blanc’in ifade özgürlüğü hakkını savunanlar, bu hakkın tam olarak ne olduğundan habersizler. İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’ni açıklayıcı “Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslar Arası Sözleşme” İfade Özgürlüğü hakkını şöyle açıklar:  “İfade özgürlüğü özel haklar ve sorumluluklar getirir. Bu doğrultuda bazı limitler kanunlar tarafıyla uygulanabilir: başkalarının haklarına ve şöhretine saygı.” Kısaca, ifade özgürlüğü bir başkasına şiddeti teşvik ettiği yerde biter!

RSD kadına şiddeti teşvik eden, tecavüzü meşru kılan “eğitim” programlarıyla, öğrenci başına 3000 dolar kazanan bir şirket ve bu şirket artık ifşa oldu. Hem de sadece bir videonun yayılması ve bu videoyu izleyen genç bir kadının bu konuda harekete geçmesiyle! Bu noktadan sonra yargılanıp yargılanmayacakları bilinmez; fakat birçok ülkenin devlet yetkilisi bu konuda eyleme geçti ve artık bu konuda farkındalık yaratıldı. Bu sanal eylemin kazanımlarının devam edeceğine inanıyorum. Bu nedenle “sanal âlemi” ve “ufak aktivist kampanyalarını” o kadar da küçümsemeyin. Çünkü bir şeyleri değiştirmek için, tek bir insanın harekete geçmesi yeterli olabiliyor çoğu zaman.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Bu dönemde akıl sağlığını korumak

Önemli olan herkesin stabil bir ruh sağlığı için kendine has yöntemlerinin olduğunu anlamak. Size iyi gelen herkese iyi gelmek zorunda değil, bu nedenle lütfen tavsiyelerine uymuyorsunuz diye sizi yargılayanlar yüzünden suçlu hissetmeyin

Ölmek istemiyoruz

Emine Bulut "ölmek istemiyorum" dediğinde, tüm insanların birincil hakkı olan yaşam hakkımızın pamuk ipliğine bağlı olduğu gerçeğiyle yüzleştik

Masum olamaz Nevin gibiler

Geçtiğimiz haftaysa, 23 Mayıs 2019 günü, Yargıtay Yerel Mahkeme’nin vermiş olduğu müebbet hapis cezasını onadı. Zaten 7 yıldır cezavinde olan Nevin, ömrünün sonuna kadar orada kalmaya hapsedildi.

"
"