Aysun Altay, 22 yaşındaymış. Aysun'a öz ağabeyi tecavüz etmiş. Aysun iki kez bileklerini keserek intihar etmeye çalışmış. Ağabeyi cezaevine girmiş, Aysun Manisa'ya erkek arkadaşının yanına taşınmış. Sevdiği, güvendiği bir erkeğin yanına sığınmış yani. Onun yanında çalışıyormuş. Dayanamamış tüm bu olanlara. Erkek arkadaşına ait silahla kendini vurmuş. Kalbinden.
Bakıyorum fotoğraflarına. Benden farklı bir kadın göremiyorum. Bakıyorum hakkında yazılanlara, bizimkilerden farklı bir hikâye okuyamıyorum. Cinsel taciz, sanıyoruz ki bizim sınıfa, çevreye ait değil. Tecavüz mağduru birkaç kadın tanıyorum. Kendi öz ağabeyi, kendi erkek arkadaşı, kendi ailesinden bir erkek tarafından tecavüze uğramış kadınlar hepsi. Bu kadınlar gökten düşmedi, ben arayıp da bulmadım. Hepsi benim çevremden insanlar, uzağımdan değiller. Bu erkekler gökten düşmedi, ben arayıp da bulmadım. Hepsi bu kadınların yakınları. Hepsi uzaktan da olsa tanıdığım erkekler. Emin olun, bu konular hakkında konuşmaya açık insanlar olsanız, hepinizin etrafında cinsel taciz mağduru kadınlar var. Tek fark, size anlatmaya utanıyorlar. Bu yaşadıkları kendi suçlarıymışçasına, utanıyorlar. Bilmiyorsunuz, bilmediğinizi sanıyorsunuz, konuşmuyorsunuz, kolayınıza geliyor. Yargılamıyorum.
Sonra ne bileyim işte, ben tecavüzden mizah olmaz diyorum, yine yakınımdan biri, bana sansürcü diyor. Ben “amk” yazmayın, bir insanın cidden "a…a koymayı" cinsel şiddet olarak, küfür olarak kullanmayın diyorum, yine yakınımdan biri "ne alakası var, ben kimseye tecavüz etmiyorum ki" diyor. Tecavüzü şiddet öğesi olarak, eril dilde tehdit olarak kullanmak, tecavüzü doğurmuyormuş gibi savunma yapıyorlar. Biz kadınlar, doğurganız, evet doğru. Oysa doğurganlık sadece bir canlıya yaşam vermek değil. Bir kültürü doğurmak da var. Ataerkinin doğurduğu bir kültür de var. Tecavüz kültürü gibi. Sapıklık değil, hastalık değil, bir erkeğin cinsel hazlarını tatmin etme adına bir insana rızası dışı cinsel tacizde bulunması değil bu kültür. Ataerkinin, erki kanıtlamak adına bir insanın cinsel özgürlüğüne saldırması bu. Daha güçlü olduğunu, domine edebildiğini gösterme yöntemi bu. Bunlardan bahsediyorum ama; sonra ne bileyim işte, sansürcü, feminazi, faşist falan oluyorum.
Ben bi' şeyler olmaktan çok sıkıldım. Biraz da siz bi' şeyler olun artık. Ataerki denen virüsü yayan canlılar olun mesela. Dini de, kapitalizmi de, kadın ve erkeği sömüren tüm sistemi kuran ataerkinin yayılmasını da sağlayan canlılar olun. İthamdan öte, net bir gerçek olun mesela. Olmaz mı? Bir kere de siz bi' şeyler olun.
Hadi, cinsiyetçilikle doğurduğunuz bu kültürün içinde suçlular siz olmayın, tamam, o zaman mağdurlardan biri olun mesela, olur mu?
2015 yılında geçen 8 ay içerisinde, erkek şiddetiyle ölen (resmi rakamlarla) 166 kadından biri olun. Çorbayı sofraya sıcak koymadı diye dövülen kadın olun. Otobüse şortla binmiş olması gerekçe gösterilerek taciz edilen, kendini savunduğu için tekme atılan, kimse yanında olmadığı için tekme tokat otobüsten indirilen kadın olun. Kadınlar okumaz diyen bir babaya sahip olduğu için eğitim göremeyen kadın olun. Gay olduğu için kendi ailesi tarafından dövülen, cinsel yönelimden ötürü ceza verilemeyeceği için evindeki eşyalardan terör örgütü suçlamasıyla hakkında suç duyurusunda bulunan gay olun. Sadece seks işçisi olduğu için, kendi isteği dışında cinsel saldırıya uğramış ve hak arama yoluna taş konduğu için dava açamamış bir transekssüel olun. Eve geç saatte döndüğü için taksici tarafından tacize uğrayan, kendini ancak telefonla bir erkeği yalandan arayarak "sahibim var" imajıyla korumak zorunda olan kadın olun. Sırf kadın olduğu için, mecliste siyaset yaparken, kadınlığından ötürü susması gerektiği söylenen kadın vekil olun. Evli olduğu için doğurma olasılığı bulunduğu düşünülen ve bu yüzden iş bulamayan kadın olun. 28 kişi tarafından tecavüze uğrayan, oturamadığı için dörtten fazla ameliyat geçiren, tüm bunlara rağmen eril yargının "rızası var" diyerek davasındaki suçluları salıverdiği 13 yaşındaki kız olun.
Olamıyorsunuz değil mi? Ne ataerkinin sorumluluğunu alan taraf olabiliyorsunuz, ne de ataerkinin mağdur ettiği taraf.
Siz taraf olmayayım derken, aslında çok da net taraf olurken, biz her gün Aysun Altay oluyoruz. Aysun'un tarafında oluyoruz. Öyle bir erk var ki karşımızda, her uyandığımız günde, her aldığımız nefeste, her attığımız adımda onunla mücadele ediyoruz. Kolay değil, her gün binlerce can veriyoruz. Hem de düzene göre içinde bulunduğumuz durumun adı ne savaş, ne de katliam.
Kolay değil, her gün, şu düzende sistematik olarak yok sayılmak, yok edilmek ve buna karşı mücadele etmeye çalışmak. Aysun'u öldüren silahın tetiğini, Aysun'un değil, eril düzenin çektiğini bilmek. Yine de yılmıyoruz işte, size inat falan da değil, baskılanmaya inat, özgürce yaşayabilme umuduyla, her gün mücadele ediyoruz.
Biz yeterince sustuk artık, madem bizden taraf değilsiniz, bizi bastıran ve yok saymaya devam eden bu sisteme (farkında olmadığınızı iddia ederek) katkıda bulunuyorsunuz, o zaman biraz da siz susun artık. Aysun sonsuza dek sustu nasılsa. Biraz da siz susun.
@DilaraGurcu