Karamsarlık bizi depresyona sokar mı?
Olumsuz düşünce ve karamsarlıktan uzaklaşmak bizi daha başarılı yapar mı?
Toz pembe bir hayat bizim daha mutlu, özgüvenli olmamızı sağlar mı?
Bütün soruların cevabı HAYIR.
İyimser bir bakış açısı bizi çoğu zaman daha ılımlı, daha pozitif ve daha sevimli bir insan yapar. Olayları yorumlayışımız onlarla kurduğumuz ilişkiyi ve onları yönetme sürecimizi etkiler. Çoğu zaman bir duruma sevgi ve hoşgörü ile yaklaşmak konuyu daha kolay, daha rahat çözümlememizi sağlar.
İyimserliğin de bir haddi sınırı var.
Ne zaman bir duruma, bir konuya iyimser yaklaşmalıyız?
İyimserlik, pozitif düşünce sanatı ancak bir başlangıçta veya bir felaket anında acil yardım butonu olarak kullanılabilir. Bunun dışında zarar verme potansiyeli taşıyan yaklaşımlardır.
Yeni bir şeye başlıyorsak, durumla ilgili kendimize olan güvenimiz, inancımız yeterli değil ise iyimserlik ve umut bizim en temel yardımcılarımızdır. Yeni başladığımız bir işin iyi, güzel, başarılı olacağına inandığımız da motivasyonumuz yüksek olur.
Diyelim ki bir iş yeri açma isteğiniz var. İşlerin kötüye gideceğini, hedefinize ulaşamayacağınızı düşünürseniz muhtemelen iş yeri açmaktan vazgeçersiniz. Yeni işinizle ilgili bütün kör noktaları hesaplamaya çıkmaz sokakları görmeye yeltenirseniz gözünüz korkar, geri çekilirsiniz.
Özel hayatınızda bir yakınlaşmaya başlayacaksınız bütün aşkların ayrılıkla sonuçlanacağı ya da ilişkilerin her zaman problemli olacağına inanırsanız aşktan da, sevgililikten de uzak durursunuz.
Örnekleri çoğaltmak mümkün; Evlenmek, aile kurmak, kariyer hedefi belirlemek, taşınmak, mülk satın almak, maddi yatırımda bulunmak, diyet/detoks programına başlamak, dil öğrenmeye başlamak, egzersize başlamak gibi birçok konuyu bunun içinde değerlendirebilirsiniz.
Özetle yeni bir başlangıçta iyimser kalmak, güzel sonuçları olacağına inanmak size hareket alanı sağlar.
Tam bu noktada kontrol altında tutulması gereken birkaç faktör var.
Çevrenizdeki insanlar: Yeni başlangıç ve kararlarınızı paylaştığınız insanların konuyla ilgili düşünceleri, söylenceleri negatif bir tutum içeriyorsa motivasyonunuzu düşürür. Hatta söylemesine gerek yok, sezgisel olarak olumsuz, alçaltıcı, küçültücü tutum ve davranışların etkisine girebilirsiniz. Bu nedenle düşünsel boyutta tasarladığınız ve eyleme geçtiğinizde sizi strese sokan yenilikleri paylaşırken çevrenizdeki insanların kişilikleri, yaşama bakış açılarına dikkat etmeniz koruyucu bir etki sağlar.
Bu nedenle empati becerinizi, değerlendirme kapasitenizi kullanmak, bu becerileri geliştirmek için yatırımda bulunmak yaşam kaliteniz üzerinde gözle görülür bir etki yaratacaktır.
Olumsuz hikayelere odaklanmak: Başka insanların tatminsiz yaşam deneyimlerinden, hikayelerinden yola çıkarak bir değerlendirme yapmak, konuyu bu açıdan değerlendirmek yine benzer bir motivasyon düşüklüğü yaratır.
Kendi bakış açınızın farkında olmak: Bu çok kısa yazılabilecek bir konu değil ama, özetle şunu söylemekte fayda var: Hiç farkında olmadığınız bakış açılarına bağlı olabilirsiniz. Analiz yeteneği, mantıksal düşünme eğilimi fazla olan kişilerin en büyük dezavantajıdır. Bir konu, durum önünüze geldiğinde istemsizce bütün yönlerini hesaplıyor olabilirsiniz. Sizi birçok alanda koruyan, geliştiren bu özelliğiniz yeni bir başlangıçta korku, endişe gibi duyguların ortaya çıkması ile sonuçlanır.
Bir karar aşamasındayken düşüncelerinizi, duygularınızı, isteklerinizi iyimser, sevgi dolu tutun. Başkalarından onay beklemeyin. Destek aramayı bırakın.
Kararınızı verdikten ve harekete geçtikten sonra karamsar olun, şikayet edin, mızmızlanın ve olumsuz olabilecek durumları aklınıza getirmeye başlayın.
Ne yaman çelişki, kim bunu yapmak ister?
Yaratıcı yanı kuvvetli, yaşamda iddialı olan, tuttuğunu koparmak isteyen herkesin bunu yapması gerekiyor.
Başta iyimser sonra karamsar olmak bize ne sağlar?
Yapılan araştırmalar gösteriyor, arzu dolu hayalinin peşinden giden başarıya ulaşan insanların en büyük özelliği karamsarlıktan sağlanan motivasyon.
Yolun ortasındayken henüz olası olmayan kötü sonuçları hesaplayıp önceden tahminlerde bulunarak açıkları, gedikleri kapatıyorlar. Analiz, matematik ve mantık üçü bir arada hayal kurtarmaya başlıyor.
Bunu yapanlar motivasyonlarını koruyor, özgüvenlerini pekiştiriyor. Başlarına gelmesi muhtemel olmayan durumları zihinlerinde yaratarak motivasyonlarını yüksek tutuyorlar. Bu şekilde başarıya ulaşıyorlar.
Diyelim ki taşınacaksınız. Evi buldunuz. Kiraladınız ya da satın aldınız. Artık geriye kalan eşyaların toparlanıp nakledilmesi. Tam bu noktada karamsar, kötümser hayaller devreye giriyor ve olabilecek bütün kötü sonuçları irdeliyorsunuz. Akla hayale gelmeyecek olanlar dahil.
Mesela eşyaları taşıyan kamyonun aslında bir hırsızlık örgütüne ait olduğu, eşyaları diğer eve götürmek yerine alıp kaçacağını düşünüyorsunuz. Bu ihtimal üzerine nakliye firmasının güvenilirliği sorguluyor, araştırma yapıyor, sonunda bu konuda şüphelerinizi yok ediyorsunuz. Böylece her şeyin kendi kontrolünüz altında olduğu hissiyle motivasyonunuz yükseliyor.
Bunun motivasyonu yüksek tutmasının, öz güveni pekiştirmesinin nedeni ise en kötüyü düşündükten sonra ondan sakınmak için güdülenip mahvolmamak için gerekli her ayrıntıyı hesaba katıyor olmanız.
Bu tür bir yaklaşımın kendine güveni beslemesi gerçekçi bir plandan, iyi düşünülmüş olasılık hesabından gelir.
İşe koyulmuş bir insanı baltalamak istiyorsanız ona her şeyin iyiye gideceğini, hayatının çok güzel olacağını anlatın. Öylesine rahatlayacaktır ki performansını ortaya koymaktan uzaklaşacaktır. Çünkü teşvik edilmek kaygıyı tamamen bırakmaya neden olabilir. Devamında da isteksizlik, plansızlık yaratır.
Kaygı, korku bize iyi geliyor. Kabul edelim, kullanalım.
Başarılı olmak, hedeflerinize ulaşmak istiyorsanız ve çıkılmış bir yolun ortasındaysanız sorun kendinize:
Bu işten başıma gelecek en büyük felaket nedir?
Bu felaketi nasıl önlerim?
Ardından şunlarla tamamlayın:
Bu felaket başıma gelmeden önce yapacaklarım listesi yapın.
Felaket başıma geldiğinde yapacaklarım listesi yapın.
Arsız karamsarlığa yolu açın. Hayata meydan okuyun.
Arsız hayaller kurun. Hiç çekinmeden. Ardından arsız hayallerinizi karanlık karamsarlıklara boğun ve yarattığı motivasyonun, başarının keyfini sürün. Hayatlarımız buna değer.