23 Nisan 2021

Ergenlere ebeveynlik: Ergenler siber zorbalıktan nasıl korunur?

Ebeveyn denetimi siber zorbalığı ve mağduriyeti azaltıyor mu?

Ergenlerdeki siber zorbalığa, akran zorbalığının sanal ortama taşınmış hâli diyebiliriz. Akran zorbalığı ergenlerin kişilik gelişimine, sosyal gelişimine ve benlik algısına zarar veriyor. Çok ağır vakalarda majör depresyona, müdahale edilmeyen hallerinde ise intihara kadar götürebilen bir şiddet türü.

Siber zorbalığın yaygın olan üç türü var

İlki, kişi ile ilgili sanal ortamda, gruplarda dedikodu yapılması, kişinin özel bilgi ve fotoğraflarını utandıracak şekilde yayılması. Kişinin konuşmalarını kopyalama, yazışmalarını başkalarına gönderme. Kişinin resimleriyle oynayarak başkalarına gönderme.

İkincisi, zorbanın kendini mağdur gibi tanıtarak onun adına başkalarına saldırması. Bu mağdurun cep telefonunu ya da elektronik posta hesabını ele geçirerek ya da onun adına sahte bir kimlik oluşturarak yapılıyor.

Üçüncüsü, kişiye sürekli mesaj gönderme, ısrarla arama, tehdit içeren elektronik postalar gönderme, cinsel içerikli mesajlar yollama, yanlış yönlendirme yapan mesajlar atma.

Siber zorbalık ile ilgili yapılan araştırmaların ortaya çıkardığı veriler şöyle:

  • Kızlar erkeklere göre daha çok mağduriyet yaşıyor.
  • Türkiye’de erkek ergenler siber zorbalığa daha yatkın ve daha çok yapıyor.
  • Yaşla birlikte ergenler arasında siber zorbalık artıyor. 14- 15 yaş arası yükselişe geçiyor. 8. sınıf siber zorbalığın en çok görüldüğü dönem oluyor.
  • Lise öğrencilerinin yüzde 17,4’ü siber zorbalığa maruz kalıyor, yüzde 15,5 siber zorbalık yapıyor.
  • Üniversite dönemlerinde en az bir kez siber zorbalığa uğramış genç sayısı yüzde 55,3 iken en az bir kez siber zorbalık yapmış olanların oranı yüzde 22,2
  • Siber zorbalık yapanların yüzde 38’i bunu eğlence amaçlı yapıyor. Geriye kalanların yüzde 25’i intikam alma amacıyla, yüzde 6’sı kendisini kötü hissettiği için yapıyor. yüzde 31’i de neden yaptığı konusunda bir fikri olmadığını söylüyor.

Bu rakamlar pandemi öncesi dönemdeki araştırmalarda elde ediliyor. Son bir yılı kapsayacak şekilde yapılan bir araştırmada bundan çok daha yüksek oranlar ortaya çıkarabilir.

Ergenler siber zorbalıktan nasıl korunur?

Siber zorbalıktan korunmak için ergenlere önerilen maddeler halinde sıralanmış listeler var. Ailenle paylaş, ailenden izin al, içeriği ailenle belirle, ailene söyle gibi öneriler yer alıyor.

Buradaki ilk sorumuz: Kendisini ailesine yakın hissetmeyen, ailesiyle ilişki kuramayan bir ergen bunu yapar mı?

Ebeveynlere yüklenen misyon ise çocuğun internet kullanımını kontrole almak, denetimsiz bırakmamak ve çocuğun sosyal medya kullanımını azaltmak.

İkinci sorumuz: Ebeveyn denetimi siber zorbalığı ve mağduriyeti azaltıyor mu?

Önerileri, araştırma sonuçlarıyla birleştirince siber zorbalığın düşmek yerine artıyor olmasının gösterdiği tek bir şey var: Bunlar zorbalığın önüne geçemiyor. Bunlar geçersiz öneriler değil ama, alt yapı sağlam olmayınca önerilerin bir anlamı kalmıyor.  

Sorun nasıl aşılır?

Ergenler için en önemli olan şeyin arkadaşlık ilişkileri ve bir gruba ait olma isteği olduğunu kabul etmek gerekiyor. Onların bu dönemde en çok uğraştıkları şey kendilerine sosyal kimlik inşa etmek. Bu noktada da desteklenmesi gereken arkadaşlık ilişkilerinde sınırlar yasaklar koymak yerine doğru iletişim yollarını kullanarak nitelikli arkadaşlık ilişkileri kurmalarını sağlayabilmek.

Ebeveyn-ergen ilişkisine dair yapılan tüm araştırmaların gösterdiği en belirgin şey: Katı ebeveyn tutumu ergenin ebeveynleri ile olan bağını zayıflatıyor, geri çekilmesine neden oluyor. Aynı zamanda katı ebeveyn tutumu siber zorbalığı arttırıyor. Siber zorbalıktan mağdur olan ergenlerin yardım almasını engelliyor.

İnterneti yasaklamak, sınır koymak ergen dünyasını anlamamaktan geliyor. Özellikle bu dönemde ergene "interneti kullanmayacaksın, sadece derslerin için kullanacaksın" dediğinizde elindeki bütün eğlenceyi almış, dünya ile olan bağlantısını koparmış, sosyalleşme kanalını kapatmış oluyorsunuz. İnternet yaşamımızın bir parçası, bunu kabul ederek başladığımızda onu yapılandırmak, şekillendirmek ve sorun kaynağı haline gelmeden kullanmak daha kolay bir hale geliyor.

İnternetin bir araç olduğunu, bu aracı amacımıza uygun kullanmayı nasıl başarırız, güvenliği nasıl sağlarız gibi konuları kuralcı olmadan anlatmak, bilinçlendirmek ergenleri siber zorba olmaktan, siber mağduriyetlerden korumanın en kolay yolu.

İllâ kural koyacaksınız, kuralları mantıklı açıklamalar ile, isteklerle birleştirerek eş katılımlı bir liste yapın. Böyle bir listeye sadık kalınması daha kolay olur. Kuralların karşılıklı iki tarafı kapsıyor olması adaleti sağlar.  

Yine de, kuralcılıktan daha iyi bir şey var: Teknolojiyi birlikte kullanmak.

Bilgisayar ya da cep telefonu üzerinden oynanan oyunlar yerine oyun konsolları üzerinden birlikte oynayıp eğleneceğiniz oyunları seçmek birlikte geçirdiğiniz vakti eğlenceli hâle getirebilir. Benzer şekilde telefon ve bilgisayar oyunlarını da birlikte oynayabilir, eğlenebilirsiniz.

Bizim hanenin bu haftaki seçimleri

Haftanın İzlencesi: Ölmek İçin On Üç Sebep. Dört sezonluk bir dizi. İhanet ve zorbalığa maruz kalan bunun sonucunda intihar eden genç bir lise öğrencisinin hayatını anlatıyor. Aynı isimli romandan uyarlama.

Haftanın Genç Kitabı: Yeşil Kiraz, Gülten Dayıoğlu. Çevresi ile sürekli ruhsal, sosyal ve kültürel bir çatışma içinde olan genç kızı anlatıyor. 10 yaş üstü okuyucular için uygun.

Haftanın Konsol Oyunu: The Sims.

Haftanın Akıllı Telefon Oyunları: Water Sort Puzlle, Cryptogram, Energy: Anti Stress Loops



Siber zorbalık verileri için kullandığım kaynak:

Aktepe E.(2013) Ergenlerde Siber Zorbalık ve Siber Maduriyet, Yeni Syposium, 51, 31-36. http://yenisymposium.com/Pdf/EN-YeniSempozyum-bb558d77.PDF

Yazarın Diğer Yazıları

Yetişkinlikte mutlu ve özgür olmanın yolu nedir?

Yolunda gitmeyen durumlara neden olan yaklaşımları bulup onları daha anlamlı, daha yaşanabilir biçimde yaşamımıza yerleştirdiğimizde var olana katkı sunmuş, üretken bir kimliğin içine girmiş oluyoruz. Buna ise yetişkinlik deniyor

En az üç çocuk ve ekonomik kriz

İktidara duyulan güven ve onun teşvikleri ile üç ve daha fazla çocuk doğurmuş aileler için krizin boyutları çok daha ağır hissediliyor

Düş görenleri uyandırma zamanı geldiyse açılsın perde

Belki de olması gereken bir hikâyenin parçalarını tamamlıyoruz hep beraber, bir şey ya da biri eksik kalsa bozulacak hikâye

"
"