"Sen niye böyle oldun? Eskiden hiç böyle şeyler yapmazdın!"
"Ne zamandır gizli işler çeviriyorsun?"
"Sana neler oluyor? Çok daha düzenli ve uyumluydun. Şimdi sürekli benimle kavga etme derdindesin. Kendine gel."
"Sürekli uyuyorsun, çok tembelleştin."
Cümleler tanıdık geldi mi?
İyi niyetle doğru yolu gösterme çabası ile yaklaşan ebeveynin farkında olmadan düştüğü iletişim hatalarına örnekler.
Bu iletişim tarzı ergenlik döneminde yaşanan çatışmaları arttırıyor.
Bu biçimdeki cümlelerin verdiği mesajlar: Seni sorguluyorum, yargılıyorum ve seni anlamıyorum.
Daha derinde; seni anlamaya niyetim yok, şu anda tek amacım seni değiştirmek. Davranış ve seçimlerini onaylamıyorum, çünkü hatalı buluyorum.
Bu mesajlar karşı tarafa ulaştığında iletişim sürüyor gibi dursa da sürmüyor. Çünkü diğer taraf geri çekiliyor.
Yanlış iletişim tarzı ile yaklaşmak ergenlerde iki belirgin sonuç doğuruyor:
İlki ergenin öfkelenmesi. Kendini savunacak bir yola girmesi.
İkincisi gözyaşlarına boğularak geri çekilmesi. Anlaşılamayacağı düşüncesine girerek derin bir yalnızlık hissi oluşması.
Bu aslında sadece ergen çocuğunuzla yaşadığınız bir problem olmayabilir. Genel üslubunuz ve yaklaşımınız olarak ilişkilerinizi baltalıyor olabilir.
Buna iletişimde talep etme-gerçi çekilme örüntüsü deniliyor.
Nedir talep etme- geri çekilme?
Bir tarafın iletişim içinde bir sorunu çözme çabası içindeyken diğer tarafın buna karşılık geri çekilmesi anlamına geliyor.
Burada temel sorun ilişki içinde hiyerarşik bir düzen oluşturma.
Sorunu çözme çabası ile kurulan iletişimde değişim talebinde bulunmak, hatalarını kabul ettirme amacında olmak. "Bana göre değişmelisin" beklentisi ile yaklaşmak.
Oysa sorunun çözülmesi için bir tarafın değişmesi ya da hatalı olması gerekmiyor. İlişki karşılıklı empati, kabul, hoşgörü ve saygı ile beslenir. Yani anlamak, anlamaya istekli olmaktan geçiyor.
Hatalı bulan, değişmesini isteyen bir yaklaşım oluştuğunda diğer kişi karşılığında çekilmeyi, konuşmamayı ve kendini savunmayı seçiyor. Böylece ortada çözülmemiş bir sorun varken bir de yanına kırgınlık, öfke ve kopukluk eklemiş oluyoruz.
Ergenlik doğası gereği sancılı. Yetişkinliğe adım atılan bu dönemde bireyselleşmenin sancıları, duygusal dalgalanmalar, kafa karışıklığı çok sık görülüyor.
Üzerine aile içi iletişimde karışık mesajların verilmesi, sorgulayıcı cümleler ile iletişim kurma tarzı ergenlik döneminde hem birey olma sancısını arttırıyor hem aile içi iletişimde kopuklukların, ulaşılmazlığın ortaya çıkmasına neden oluyor.
Ergen zaten kendini sorguluyor. Bedenindeki değişikliklere alışmaya çalışıyor. Hormonlarının yarattığı etkilerle tanışıyor.
Bir taraftan sizden öğrendiği değer, davranış kalıplarını kendi sosyal çevresi ile uyumlamaya çalışıyor. Diğer taraftan arkadaşları ile yakın olma gayesi ile onlara benzemeye çalışıyor.
Bu dönem sunulan desteğin, cesaretlendirmenin iradesi güçlü ve farkındalıklı bir birey oluşturma potansiyeli çok yüksek. Fakat ebeveynler daha çok endişeli, eleştirel, düzeltici bir üslup ile yetişkinliğe adım atmış olan çocuklarının kendilerinden uzaklaşmasını çaresizlik içinde kabullenmek zorunda kalıyor.
Oysa, iletişiminizi sağlıklı tutabilirseniz bu bir kopuş olmaktan çok, bu dönemi daha uzun süreli farklı boyutta bir ilişkinin temellerinin atıldığı dönem haline getirebilirsiniz.
Talep etme geri çekilme örüntüsünü bozmak, değiştirmek elinizde. Onun birey olduğunu kabul ederek başlayın. Seçimleri var, tercihleri var, ilgi alanları var. Kendine özgü bir yorumlama biçimi var. Gelecek ile ilgili belki sizin onaylamayacağınız hayalleri var. Bunları görmeye, anlamaya istekli olun.
Yapılan araştırmalar gösteriyor ki, ebeveynlerde ergenlere benzer bir yaklaşım sergiliyor. Onlar da ergenlerin konuşmak istedikleri konuları önemsemiyor. Düşüncelerini saçma, değersiz buluyor. Diyalogu sürdürmek yerine geri çekilmeyi seçiyor. Yani talep etme-geri çekilme süreci iki taraflı olarak yaşanıyor.
Kabul edilmesi gereken bir gerçek var ki; çocuklarımızın önceliklerimizi dikkate almalarını istiyorsak bizim de onların önceliklerinin farkında olmamız, dikkate almamız gerekiyor.
Bunun yolu ebeveynlerin, ergenlerin önem verdiği konulara ilgi göstermesi, onların bu konulardaki konuşma isteğini önemsemesi, kabul etmesi.
Bunun dışında tek taraflı talepte bulunmak, biliyorum, sana öğreteceğim, doğru yolu göstereceğim gibi yaklaşımlarla kurulan iletişimler her zaman karşılıksız kalıyor. Daha da kötüsü bir tarafın ezilmesi, kendini ifade edememesi, anlaşılmıyorum hissi ile dolmasına neden oluyor. Bu da düşük özsaygı ile sonuçlanıyor.
Ergenlikte ortaya çıkan birçok riskli davranışın, uyuşturucu ve alkol kullanımının düşük özsaygı ile ilişkili olduğunu gösteren çalışmalar var.
Bizim hanenin hafta seçimleri
Haftanın şiirsel öğretisi:
Çocuklar
Çocuklarınız sizin çocuklarınız değil, Onlar kendi yolunu izleyen Hayat'ın oğulları ve kızları. Sizin aracılığınızla geldiler ama sizden gelmediler. Ve sizinle birlikte olsalar da sizin değiller. Onlara sevginizi verebilirsiniz, düşüncelerinizi değil. Çünkü onların da kendi düşünceleri vardır. Bedenlerini tutabilirsiniz, ruhlarını değil. Çünkü ruhlar yarındadır, Siz ise yarını düşlerinizde bile göremezsiniz. Siz onlar gibi olmaya çalışabilirsiniz ama sakın onları Kendiniz gibi olmaya zorlamayın. Çünkü hayat geriye dönmez, dünle de bir alışverişi yoktur. Siz yaysınız, çocuklarınız ise sizden çok ilerilere atılmış oklar. Okçu, sonsuzluk yolundaki hedefi görür Ve o yüce gücü ile yayı eğerek okun uzaklara uçmasını sağlar. Okçunun önünde kıvançla eğilin Çünkü okçu, uzaklara giden oku sevdiği kadar Başını dimdik tutarak kalan yayı da sever.
Halil Cibran
|
Haftanın izlencesi: Mona Lisa Smile. Oldukça eski bir film ve çok izlenmiş olmasına rağmen anlamını koruyor. Var olma isteğini ve çabasını yeniden hatırlamak için izlenebilir.
Haftanın dinlencesi: Con Mucha Nata, Ara Malikian. Ruhumuz dinlensin, en azından özgürlüğün dansını hissedelim.
Haftanın kitabı: Bir Genç Kızın Anıları, Simone De Beauvoir. 1994 yılında Payel Yayınları tarafından yayınlanmış. Bir genç kızın bütün sorunlarını ince ayrıntıları ile işleyen bu kitabı roman rahatlığı ile okuyabilirsiniz. Yeni baskısı yok, ama sahaflarda bulma ihtimaliniz çok yüksek. Gerçekten okumaya değer.
Haftanın genç Kitabı: Dağın Ay'la Buluştuğu Yer, Grace Lin. Altın Kitaplar tarafından yayınlanmış. Hayal gücünü zenginleştiren bu kitap aile, mutluluk, dostluk temalarını işleyen bir masalı deneyimleme şansı sunuyor. 10 yaşından itibaren okunabilir.