28 Nisan 2023

TÜİK kararının önemi

Mahkeme, kanuni görevlerini hatırlattığı TÜİK'e "Bu verileri gizleyemezsin" demeye getirmiş

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 10 aydır enflasyonla ilgili çok önemli bir veriyi yayımlamıyor. Adı: Madde sepeti ve ortalama madde fiyatları listesi. Aslında bu verileri toplayıp derlemek, TÜİK'in temel görevi. Zaten toplamayı sürdürüyor da. Fakat 2022 Mayıs ayından bu yana kamuoyuna açıklamayı durdurdu.

DİSK dün bu konuda açtığı davayı kazandığını kamuoyuna duyurdu. Ankara 6. İdare Mahkemesi'nin oybirliğiyle aldığı karar, bilgi edinme hakkının ihlal edildiğinin altını çiziyor. Mahkeme, kanuni görevlerini hatırlattığı TÜİK'e "Bu verileri gizleyemezsin" demeye getirmiş. TÜİK de haberin duyulmasından sonra hızla açıklama yaparak bu kararda taraf olmadıklarını duyurmuş

Doğru olmasına doğru. Ama gerçeğin küçücük bir kısmını yansıtıyor. O nedenle tablonun ve hakikatin tamamını örtüyor. Tıpkı verileri örttüğü gibi.

Şu nedenle:

DİSK bu davayı Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu'nun kararına karşı açtı ama prosedür gereği böyle olmak zorunda olduğu için.

DİSK, davadan aylar önce asıl muhatap TÜİK'e CİMER üzerinden başvuruyor. Ortalama madde fiyatı listesi verilerini istiyor. TÜİK vermiyor. Vermediği gibi çok da ilginç bir gerekçe gösteriyor. (Bu gerekçeyi aşağıda paylaşacağım.) Bunun üzerine DİSK, bu işleme itiraz için Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu'na başvuruyor. Çünkü kural böyle. Bu Kurul da DİSK'in itirazını reddediyor. Çünkü TÜİK, Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu'na da olumsuz yanıt veriyor.

Şimdi bu durumda TÜİK bu kararın nasıl muhatabı olmaz? Evet, resmi olarak davalı değil. Ama dava baştan sona, kendisinin istenen bilgileri vermemesine dayanıyor. Onun için geçiniz. TÜİK topu Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu'na başvurarak sorumluluktan sadece şeklen kurtulabilir.

Öte yandan önemli bir husus daha var, dikkatlerden kaçmaması gereken: İçinde çok sayıda kıdemli hukukçu, yüksek yargıç ve bilim insanının yer aldığı Bilgi Edinme Değerlendirme Kurumu, TÜİK gerekçesini yeterli ve yerinde görmüş, bu nedenle DİSK'in itiraz başvurusuna bilgi talebinin karşılanamayacağı yönünde karar vermiş. Dava da bu işlem üzerine açılmış zaten. Mahkeme de bu işlemi iptal ediyor.

Soru şu: Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu'nun bu işlemi TÜİK'in tutumundan daha mı az sorunlu? Bilgi Edinme Kanunu'nun açık hükümlerine karşın bilginin sansürlenmesine dolaylı onay veren bu karar ayrıca tartışılmayı hak ediyor.

Yanlış anlama oluyormuş

Gerek DİSK'in dava dilekçesi, gerekçe Ankara 6. İdare Mahkemesi'nin kararı okunduğunda, bütün bu verileri açıklamamakla ne kadar hukuka aykırı bir tutum izlediğini daha net görmek mümkün. TÜİK, DİSK'in ilk başvurusuna verdiği yanıtta, veri yayımlamayı durdurmasına gerekçe olarak aylık olarak yayımlanan ortalama madde fiyatlarına dair tablonun "Kamuoyunda yanlış anlama ve yanıltıcı değerlendirmelere sebebiyet verdiğini" savunuyor. Örnek olarak da otomobil fiyatları ile sebze meyve fiyatlarını veriyor. TÜİK, DİSK'e geçen yıl ilk başvurusunda verdiği cevapta bu örnekleri, -çok da anlaşılır olmayan biçimde -şöyle açmış:

"Fiyat derleme işleminin "madde çeşidi" düzeyinde yapılıp, Dünya genelinde ortalama fiyatların tamamını yayınlayan neredeyse hiçbir ülke bulunmamasına rağmen, ülkemizde "madde" düzeyinde yayınlanıyor olması, söz konusu tablonun kamuoyunda yanlış değerlendiriliyor olmasının temel sebebidir. Örneğin; "madde" düzeyinde benzinli ve dizel olarak ortalama fiyatı yayınlanan otomobil için kırktan fazla marka ve modelin fiyatı derlenmekte, madde çeşidi düzeyinde derlenen bu fiyatların geometrik ortalaması "otomobil (madde)" fiyatı olarak yayınlanmaktaydı. Netice olarak benzinli araç fiyatı olarak kamuoyuna sunulan madde fiyatı, takip edilen tüm benzinli araçların ortalama fiyatını yansıtmaktaydı. Bu durum homojen olmayan tüm maddeler için geçerlidir.

Bu minvalde verilebilecek bir diğer örnek ise taze sebze ve meyve fiyatlarıdır. Mevsimsel geçişlerde fiyat hareketliliği yüksek olan ürünlerden, taze meyve ve sebze fiyatları haftada bir kez olmak üzere ayda dört kez derlenmektedir. Söz konusu madde fiyatları tablosunda Kurumumuz tarafından dört kez (her hafta) derlenmiş olan taze sebze ve meyve fiyatının ortalaması hesaplanarak yayınlanmaktaydı. Ancak, kamuoyunun son haftadaki (en güncel) fiyatlara odaklanması nedeniyle, Kurumumuz tarafından açıklanan dört haftanın ortalamasına dayalı taze sebze ve meyve fiyatları da diğer ürünler gibi sıklıkla tartışma konusu olmaktaydı.

"Kurumumuza haksız eleştiriler"

"Taze sebze ve meyvede genel olarak sezon girişi olan aylarda, dört hafta ortalaması, son hafta fiyatından yüksek olabilirken, sezon sonunda ise son hafta fiyatlarına kıyasla daha yüksek ortalama fiyatlar oluşabilmekteydi. Kamuoyunda ise madde bazında son hafta fiyatlarından daha yüksek ortalama fiyat açıklandığında herhangi bir eleştiri gelmezken, tam tersi durumlarda Kurumumuz haksız eleştirilere maruz bırakılmaktaydı."

6. İdare Mahkemesi'nin iptal kararında, TÜİK'in DİSK'e gönderdiği yazıdan alıntılar var. Buna göre TÜİK, "dünya genelindeki ulusal istatistik ofislerinin büyük çoğunluğunun madde düzeyinde fiyat yayımlamadığını" belirtiyor ve şöyle diyor:

"Bu kapsamda Avrupa Birliği'ne üye ve aday ülkeler, EFTA ülkeleri, ABD ve Kanada'nın da yer aldığı 33 ulusal istatistik ofisinin internet siteleri de incelendiğinde, madde düzeyinde tüm fiyatları yayınlayan herhangi bir ülkenin bulunmadığı görülmüştür. Bu kapsamda, ilgili ülkelerden 17'sinin hiçbir şekilde fiyat bilgisi paylaşmadığı, 9'unun seçilmiş maddelerin aylık ortalama fiyatlarını, 4'ünün seçilmiş maddelerin yıllık ortalama fiyatlarını, 3'ünün ise sadece aylık enerji fiyatlarını yayınladığı tespit edilmiştir. (...)"

19 yıl sonra neden? 

DİSK'in dava dilekçesinde tarihsel bir arkaplan bilgisi de anımsatılmış. TÜİK'in madde sepeti ve ortalama madde fiyatlarını Ocak 2003'ten bu yana açıkladığı, onun öncülü olan istatistik kurumlarının, seçilmiş gıda maddelerinin ortalama fiyatlarının 1933 yılından bu yana derleyip yayımladığı belirtiliyor. Bu veri seti derlenmeden enflasyonun hesaplanamayacağı vurgulanıyor. Gerçekten de TÜİK, "yanlış anlama" "yanlış değerlendirme" gibi kamuoyuna üstten bakan sübjektif gerekçeyi bir yana bırakıp, neden 19 yıl sonra madde sepeti ve ortalama madde fiyatlarını yayımlamayı bıraktığını, bunun ardında bir talimat olup olmadığını açıklamalıdır.

Bu açıklamayı belki de TÜİK'in. 6. İdare Mahkemesi kararına karşı yapacağı itirazda görürüz belli mi olur. Hukuk yollarını tüketmek kamuda da asıl olduğu için TÜİK bu karara itiraz edecektir. Bakalım itiraz gerekçesi ne olacak.

Tabii bu kararın önemli sonuçlarından biri de açıklanmayan bütün verilerin geriye dönük olarak açıklanmasını talep etme hakkını doğurmasıdır.

Çiğdem Toker kimdir?

Çiğdem Toker, Diyarbakır'da doğdu. Denizli Lisesi'nden mezun oldu. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Gazeteciliğe üniversite öğrencisiyken Anka Ajansı'nda başladı. Günaydın, Ankara Ulus gazetelerinde, Nokta dergisinde stajlar yaptı.

Anadolu Ajansı'nın sınavlarını (1988) kazanarak, adliye, Devlet Güvenlik mahkemeleri (DGM), yüksek yargı muhabiri olarak çalıştı. 1990-1993 yıllarında haftalık Ekonomik Panorama dergisinde; sonrasında da kesintisiz 15 yıl Hürriyet Gazetesi Ankara Bürosu'nda ekonomi muhabiri olarak görev yaptı. Burada maliye, vergi, özelleştirme, enerji, rekabet politikalarını izledi. 1994 ve 2001 ekonomik krizlerini, IMF ile ilişkileri, kriz kapsamında çıkarılan kanunların TBMM'deki yasama süreçlerini haberleştirdi. Çeşitli ülkelerde Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası toplantıları muhabir olarak takip etti.

Habertürk gazetesinin ilk Ankara temsilcisi olarak gazetenin Ankara bürosunu kurdu. İstifa ederek ayrıldı. İnternet gazetesi T24'ün ilk yayınlarında OECD'nin "Futbolda Kara Para Aklama" raporunu konu alan dizi yazısıyla yer aldı. Köşe yazarı ve Ankara Temsilcisi olarak çalıştığı Akşam gazetesinden, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun (TMSF) el koyma sürecinde kendi isteğiyle ayrıldı.

2013-2018 yılları arasında Cumhuriyet gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. Gazetenin sahibi konumundaki Cumhuriyet Vakfı yönetimi değiştikten sonra kendi isteğiyle ayrıldı. 2018'de katıldığı Sözcü gazetesindeki yazılarına 2022 Kasım ayında ‘küçülme' gerekçesiyle son verildi. Fox TV kanalında yayımlanan "Orta Sayfa" adlı haber programında yorumcu olarak yer alıyor.

Eleştirel finans haberciliği olarak da tanımlanan yazıları hakkında kimileri astronomik, çok sayıda manevi tazminat davası açıldı. Konusu bir imar haberi olan yazısı hakkında hapis cezası istemiyle yargılandı. Kamu ihaleleri ve şirketleri konu alan çok sayıda yazısı da Sulh Ceza hâkimlikleri kararlarıyla erişime engellendi.

Kitapları

- Adım da Benimle Beraber Büyüdü- Abdüllatif Şener, Doğan Kitap, 2008

- "Türkiye'de Sağlıkta Kamu Özel Ortaklığı - Şehir Hastaneleri" kitabına makale katkısı, İletişim Yayınları, 2018

- Kamu İhalelerinde Olağan İşler - Tekin Yayınevi, 2019

Ödülleri

- İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi "En Başarılı İktisat Muhabiri Ödülü" (1995)

- Sabah Gazetesi "Muammer Yaşar Bostancı Haber Yarışması Büyük Ödülü" (1997)

- Türkiye Ziraat Odaları Birliği "Basında Tarım Ödülü" (2000)

- Milliyet Gazetesi "Abdi İpekçi Barış ve Dostluk Ödülü" – "Taksiyarhis'in Zehra Teyzesi" başlıklı röportaj (2001)

- Türkiye Gazeteciler Cemiyeti-TGC "Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü" |"Evcil'in Dönüşü" dosyası – (2005)

- European Press Prize "The Mystery of the Secret Funds" – "Yorumcu Ödülü"nde kısa liste (2015)

- Halkevleri "Basın Ödülü" (2016)

- Uluslararası Şeffaflık Derneği Ödülü (2016)

- İstanbul Tabip Odası "Basında Sağlık Ödülü" (2016, 2018 ve 2019)

- TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi "Emre Madran Koruma Ödülü" (2017 ve 2019)

- Eskişehir - Bilecik Tabip Odası "Halk Sağlığı Ödülü" (2017)

- ÇGD "Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Ödülü" (2017)

- ÇGD Bursa Şubesi "Meslekte Dayanışma Ödülü" (2018)

- Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü "Uluslararası Cesaret Ödülü - Kısa liste" (2018)

- Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü – "Kamu İhalelerinde 21/b Usulü" dosyası-(2018)

- Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği "Önder Kadınlar Ödülü" (2019)

- Rekabet Derneği "Adil Rekabete Katkı Ödülü" (2019)

- TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası "Hasan Balıkçı Onur Ödülü" (2020)

- Halkevleri Dayanışma Ödülü (2020

- Ankara Tabip Odası – "Şehir hastanelerinin ekonomi politiğini tüm gerçekliğiyle ortaya koyarak kamuya ve sağlık çalışanlarına etkilerini görünür kılan haberleri" nedeniyle (2021)

- TMMOB Şehir Plancıları Odası - Kent Planlama Basın Ödülü (2021)

- İzmir Gazeteciler Cemiyeti "Hasan Tahsin Basın Özgürlüğü Ödülü" (2021)

- SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği "Yılın Kadınları" Ödülü (2021)

- Alanya Gazeteciler Cemiyeti - Ulusal Basında Yılın Gazetecisi Ödülü (2021)

 

Yazarın Diğer Yazıları

Bir "kaçış rampası" olarak Dışişleri Vakfı

Şimdiden "Paralel Dışişleri" diye nitelenmeye başlanan Vakıf girişiminin, üç yıllık tasarruf genelgesinden bir kaçış olduğu açık

Şimşek'e kimler soru sorabilir?

Tasarruf tedbirleri konusunda "dostlar alışverişte görsün" mahiyetindeki toplantının biz gazetecileri ilgilendiren en önemli boyutu; güya bu kadar önem atfedilen, haftalar öncesinden davul çalar gibi anons edilen bu toplantının bitiminde soru alınmamasıydı

TÜİK kimin tarafında duruyor?

TÜİK; DİSK’in zorunlu olarak Bilgi Edinme Kurulu’nun bağlı olduğu Adalet Bakanlığı’na açtığı davada çıkan karara itiraz etmiş. Madem taraf değilseniz bu itiraz ne? Bitmedi: TÜİK, bir de Adalet Bakanlığı aleyhine dava açıyor. Yetmiyor, Danıştay Başsavcılığı’na TÜİK olarak “Bu kararları bozun” diyor