30 Ağustos 2024

DPT yeniden açılabilir mi?

Özel şirket çıkarlarını öne aldığı, sözleşmeleri gizli tutulduğu, süreç aşamaları kapalı kapılar ardında gerçekleşen ve her sene bütçeden döviz üzerinden milyarların aktığı KÖİ projeleri ile DPT'nin kapatılması arasında çok ilginç bir zamansal çakışmayı dikkatinize sunmak isterim

Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) yeniden açılsın mı diye zihin egzersizleri yapılıyormuş. Ekonomi kulisi niteliğinde bu haberi, gazeteci Erdal Sağlam, "Mesele Ekonomi" adlı program yayınında dile getirdi.

Böyle bir ihtimalin gerçek olma ihtimali düşük olsa bile, içinde bulunduğumuz koşullar nedeniyle özel bir ilgi ve tartışmayı hak ediyor. Çünkü darbe ertesi kurulan (1960) bir kuruluş olmasına karşın, bilimsel ve teknik yaklaşımların ağır bastığı DPT'nin yarım asır boyunca ekonomi politikaları açısından siyasete ve hatta özel sektöre de yön çizdiğini hatırlatmak gerekiyor. Öte yandan DPT, ülkenin ekonomik kalkınmasına yönelik hedefler için çalışan kamu görevlileri bakımından da on yıllar boyu bir okul görevi gördü. DPT'den yetişen bir çok isim, siyaset ve akademide öne çıktı.

Kapatıldığı iklim

Böyle bir ihtimalin yani DPT'nin tekrar açılma ihtimalinin neden düşük olduğunu değerlendirirken, DPT'nin kapatılış iklimini hatırlamak gerekiyor. 12 Eylül 2010 referandumu sonuçları, AKP iktidarının gücünü tahkim etti. "Vesayet" zaten AKP iktidarı sözlüğünün en sık kullanılan kelimelerinden biriydi. Askeri vesayet, yargı vesayeti, bürokratik vesayet diye uzayıp giden bir listeleri vardı ve isteyip de atamadıkları her adımı bu vesayet türlerinden birine DPT de AKP iktidarı ve iktidar elitleri nezdinde "bürokratik vesayet"in cisimleştiği kurumlardan biriydi. İmar barışından ekonomik krize, yap-işlet-devret projelerinden bölgesel kalkınmadaki önceliklere kadar Türkiye'nin ekonomik çıkarlarını önceleyen tespit ve raporları bazen "cansıkıcı" ya da "ayakbağı" olabiliyordu.

DPT'nin kapatılıp yerine Kalkınm Bakanlığı'nın kurulması, o dönem çok iyi bir şey gibi sunuldu. Sözde DPT'nin işlevleri güçlendirilecekti. Gelin görün ki, genellikle alanında uzmanlaşmış teknokrat kimlikli kişilerden seçilen, yani bürokrat olan "müsteşar"lar yerine, milletvekili olarak seçilmiş yani özü itibariyle siyasi kişilerin bakan olduğu bir yapıydı kurulan.

DPT o kadar ayakbağı olarak görünüyordu ki, bir çok kurumun işlevsiz hale getirilip kapatıldığı "partili cumhurbaşkanlığı"na geçiş bile beklenmedi. DPT, partili cumhurbaşkanlığna geçiş anahtarı olan 2017 referandumundan altı sene önce kapatıldı.

O tarihlerde AKP'nin ekonomi politika ve kararlarına bakmak, DPT'nin neden vesayet makamı veya ayak bağı gibi görüldüğü konusunda fikir verebilir.

KÖİ ile DPT kapatmadaki çakışma

Özel şirket çıkarlarını öne aldığı, sözleşmeleri gizli tutulduğu, süreç aşamaları kapalı kapılar ardında gerçekleşen ve her sene bütçeden döviz üzerinden milyarların aktığı KÖİ projeleri ile DPT'nin kapatılması arasında çok ilginç bir zamansal çakışmayı dikkatinize sunmak isterim.

Bu köşede sık sık eleştirel açıdan yer verdiğimiz KÖİ projelerini kamu kaynakları açısından sorunlu hale getiren bir çok aksayan yanı mevcuttur. Bunlardan biri de paranın karşılığı analizinin yeterince yapılmamış olmasıdır. Kısaca, projeden sağlanan yarar ile kamudan harcanan kaynaklar arasında kamu lehine bir denge var mı yok mu gözetilmeksizin verilmiş kararlardır.

Her sene artan tutarlarda bütçeden kaynak çıkmasına yol açan KÖİ projelerinin, Yap İşlet Devret metoduyla yapılan büyük ulaştırma projelerinin çoğu 2011 ve sonrasında olgunlaştırılarak hayata geçirilmiştir. Bugün bizden saklanan 3. Köprü, 3. Havalimanı gibi projeler ile sonrasındaki Yap İşlet Devret metoduyla yaptırılan projeler 2010'lu yılların ikinci yarısında atağa geçmiştir.

DPT'nin 2011 yılında kapatılmadığı varsayımı altında, bütçeyi tüketen, kaynak dağılımın bozan bu projelerle ilgili önemli tartışmalar çıkacağını öngörmek zor değildir. Yolcu başına, araç başına dolar ve Euro üzerinden uzun yıllar sürecek gelir garantilerinin verildiği projelerin (GİZLİ) uygulama sözleşmeleri bu kadar rahat hazırlanıp uygulanamazdı. Başka bir deyişle, kamudan ve hatta TBMM'den bile saklanan bu sözleşmelere, eğer açık olsaydı DPT'nin görüş bildirmesi, raporlar düzenlemesi gerekecekti.

* * *

DPT yeniden açılsın mı, diye konuşulurken, bugün sıklıkla OVP açıklamalarıyla izlediğimiz Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın DPT'nin kapatılarak dönüştürüldüğü yıl 2011'de Kalkınma Bakanlığı'nın ilk bakanı olduğunu hatırlatalım. "DPT'nin yeniden kurulması lazım" dediği iddia edilen Yılmaz'ın, kimi nasıl ikna edeceği ise hepimizin bildiği sır olsa gerek.

Çiğdem Toker kimdir?

Çiğdem Toker, Diyarbakır'da doğdu. Denizli Lisesi'nden mezun oldu. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Gazeteciliğe üniversite öğrencisiyken Anka Ajansı'nda başladı. Günaydın, Ankara Ulus gazetelerinde, Nokta dergisinde stajlar yaptı.

Anadolu Ajansı'nın sınavlarını (1988) kazanarak, adliye, Devlet Güvenlik mahkemeleri (DGM), yüksek yargı muhabiri olarak çalıştı. 1990- 1993 yıllarında haftalık Ekonomik Panorama dergisinde; sonrasında da kesintisiz 15 yıl Hürriyet Gazetesi Ankara Bürosu'nda ekonomi muhabiri olarak görev yaptı. Burada maliye, vergi, özelleştirme, enerji, rekabet politikalarını izledi. 1994 ve 2001 ekonomik krizlerini, IMF ile ilişkileri, kriz kapsamında çıkarılan kanunların TBMM'deki yasama süreçlerini haberleştirdi. Çeşitli ülkelerde Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası toplantıları muhabir olarak takip etti.

Habertürk gazetesinin ilk Ankara temsilcisi olarak gazetenin Ankara bürosunu kurdu. İstifa ederek ayrıldı. İnternet gazetesi T24'ün ilk yayınlarında OECD'nin "Futbolda Kara Para Aklama" raporunu konu alan dizi yazısıyla yer aldı. Köşe yazarı ve Ankara Temsilcisi olarak çalıştığı Akşam gazetesinden, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun (TMSF) el koyma sürecinde kendi isteğiyle ayrıldı.

2013- 2018 yılları arasında Cumhuriyet gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. Gazetenin sahibi konumundaki Cumhuriyet Vakfı yönetimi değiştikten sonra kendi isteğiyle ayrıldı. 2018'de katıldığı Sözcü gazetesindeki yazılarına 2022 Kasım ayında 'küçülme' gerekçesiyle son verildi. Fox TV kanalında yayımlanan "Orta Sayfa" adlı haber programında yorumcu olarak yer alıyor.

Eleştirel finans haberciliği olarak da tanımlanan yazıları hakkında kimileri astronomik, çok sayıda manevi tazminat davası açıldı. Konusu bir imar haberi olan yazısı hakkında hapis cezası istemiyle yargılandı. Kamu ihaleleri ve şirketleri konu alan çok sayıda yazısı da Sulh Ceza hâkimlikleri kararlarıyla erişime engellendi.

Kitapları

- Adım da Benimle Beraber Büyüdü- Abdüllatif Şener, Doğan Kitap, 2008

- "Türkiye'de Sağlıkta Kamu Özel Ortaklığı - Şehir Hastaneleri" kitabına makale katkısı, İletişim Yayınları, 2018

- Kamu İhalelerinde Olağan İşler - Tekin Yayınevi, 2019

Ödülleri

- İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi "En Başarılı İktisat Muhabiri Ödülü" (1995)

- Sabah Gazetesi "Muammer Yaşar Bostancı Haber Yarışması Büyük Ödülü" (1997)

- Türkiye Ziraat Odaları Birliği "Basında Tarım Ödülü" (2000)

- Milliyet Gazetesi "Abdi İpekçi Barış ve Dostluk Ödülü" – "Taksiyarhis'in Zehra Teyzesi" başlıklı röportaj (2001)

- Türkiye Gazeteciler Cemiyeti- TGC "Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü" |"Evcil'in Dönüşü" dosyası – (2005)

- European Press Prize "The Mystery of the Secret Funds" – "Yorumcu Ödülü"nde kısa liste (2015)

- Halkevleri "Basın Ödülü" (2016)

- Uluslararası Şeffaflık Derneği Ödülü (2016)

- İstanbul Tabip Odası "Basında Sağlık Ödülü" (2016, 2018 ve 2019)

- TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi "Emre Madran Koruma Ödülü" (2017 ve 2019)

- Eskişehir - Bilecik Tabip Odası "Halk Sağlığı Ödülü" (2017)

- ÇGD "Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Ödülü" (2017)

- ÇGD Bursa Şubesi "Meslekte Dayanışma Ödülü" (2018)

- Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü "Uluslararası Cesaret Ödülü - Kısa liste" (2018)

- Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü – "Kamu İhalelerinde 21/b Usulü" dosyası- (2018)

- Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği "Önder Kadınlar Ödülü" (2019)

- Rekabet Derneği "Adil Rekabete Katkı Ödülü" (2019)

- TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası "Hasan Balıkçı Onur Ödülü" (2020)

- Halkevleri Dayanışma Ödülü (2020)

- Ankara Tabip Odası – "Şehir hastanelerinin ekonomi politiğini tüm gerçekliğiyle ortaya koyarak kamuya ve sağlık çalışanlarına etkilerini görünür kılan haberleri" nedeniyle (2021)

- TMMOB Şehir Plancıları Odası - Kent Planlama Basın Ödülü (2021)

- İzmir Gazeteciler Cemiyeti "Hasan Tahsin Basın Özgürlüğü Ödülü" (2021)

- SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği "Yılın Kadınları" Ödülü (2021)

- Alanya Gazeteciler Cemiyeti - Ulusal Basında Yılın Gazetecisi Ödülü (2021)

 

Yazarın Diğer Yazıları

Belediyeler Birliği'nden çarpıcı deprem raporu

TBB'nin raporu, aradan 18 ay geçmesine karşın, deprem bölgesinde temel sorunların bütün ağırlığıyla sürdüğünü belgeliyor

 Vahdettin Köşkü'nde Kalkınma Fonu

Vahdettin Köşkü'nde kurulan TVF'nin Büyüme ve Kalkınma Alt Fonu isimli yeni operasyonu ile 12-13 Eylül Dubai ve Abu Dabi'deki görüşmeler arasındaki bir bağlantı olup olmadığını ama daha önemlisi bunun Türkiye'nin kalkınmasına SOMUT faydasını bakalım bize kim anlatacak

OVP fotoğrafı kimin için?

Her şey, yeni dönemde "esneklik" adı altındaki daha güvencesiz çalışma hayatı için. Yeni nesil çalışma biçimleri, sektörel dönüşümler, esnek ve verimli yapı ifadelerinin zaten dipte olan güvencesizliğin daha da derinleşeceği anlamına geliyor

"
"