21 Nisan 2023

418 milyar doların ayrıntıları

Kılıçdaroğlu'nun talebi ve bilgisi doğrultusunda hazırlanan raporda, 18 kişiden oluşan uzman heyetin tahminlerine göre, bu süre zarfında bu beş ana sektörde, "iş insanları, üst düzey siyasiler ve bürokratlar" tarafından en az 418 milyar dolar tutarında haksız kazanç sağlandı. İktidarın el değiştirmesi durumunda bu tutarın toplam 180 milyar dolarının geri alınabileceği tahmin ediliyor. Kurulacak temiz yönetim ile de her sene 50 milyar dolar tasarruf edilmesi öngörülüyor

Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nun son aylarda tekrar ederek vurguladığı AKP dönemi uygulamalarına bağlı olarak kamu kaynakları üzerinden oluşan 418 milyar dolarlık haksız kazancın 180 milyar dolarlık kısmının, beş yıllık bir dönemde geri alınması öngörülüyor. Bu öngörü, 14 Mayıs seçimlerinin ardından yargının ve denetim kurumlarının tamamen bağımsız çalışacağı varsayımına dayanıyor.

Kılıçdaroğlu'nun adaylık sürecinde öne çıkan bu söylemi ve andığı tutarlar; alanında uzman kıdemli denetim elemanı, yargı mensubu, bürokrat teknokratlardan oluşan 18 kişilik bir grubunun hazırladığı kapsamlı bir çalışmanın sonuçlarından biri. (CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu'nun geçtiğimiz günlerde konuyla ilgili olarak Uğur Dündar'a bir mülakat verdiğini anımsatalım.)

Bugün T24 okurlarıyla Erdoğdu'nun sözünü ettiği çalışmadaki verilerin raporda yer aldığı biçimiyle orijinal tablosunu paylaşacağım. Geniş hacimli, kapsamlı olduğunu öğrendiğim raporun tamamının, kamuoyuyla paylaşılması bu aşamada değişik nedenlerle doğru bulunmuyor. Bununla birlikte, 18 kişilik uzman ekibin 2022 yılının neredeyse tamamı süresince (11 ay) üzerinde çalıştığı sektörler ve analizlerin genel çerçevesi ile temel sonuçları, kademeli olarak mecralara aktarılacak.

Tabloya yansıyan tutarlardan görülebileceği gibi, AKP iktidarı uygulamalarına fatura edilen 20 yıllık kamu zararı ve yolsuzluk çalışması beş ana sektör incelenerek oluşturuldu:

- Kamu ihaleleri

- İmar ve İnşaat işleri

- Vergi, prim ve cezalar

- Banka ve sermaye piyasaları

- Enerji ve madencilik

Bu sektörlerin küresel ölçekte yolsuzluk ve rüşvetin yaygın olduğunun altı çiziliyor. Türkiye özelinde söz konusu sahalarda kamunun uğratıldığı zarar çalışılırken, kamu ihalelerinin envanteri, TÜİK verileri, Sayıştay raporları, özelleştirme operasyonları, iddianameler, soruşturmalar, imar uygulamaları, ruhsat işlemleri ve bu sahada yapılan haberler temel alındı. Kamu zararı hesaplanırken makroekonomik veriler analiz edildi. Yolsuzlukla etkin mücadele yapılması halinde, geri alınabilecek tutar ve sonrasında da "temiz" yönetim sonucu sağlanacak tasarrufun yıllık olarak tahmin edilmeye çalışıldığı belirtiliyor. Görüştüğüm kaynaklar, yolsuzluğun genel olarak örtülü yapılması dolayısıyla, ölçeğinin çıkarmanın tahmin ve varsayımlara dayanmasının kaçınılmaz olduğunun altını çiziyor. Bu yanıyla da rapordaki hesaplamaların, tartışmaya da açık olduğu ifade edilmekle birlikte, ihtiyatlı davranıldığı için gerçek kamu zararının altında bile kalmış olabileceği vurgulanıyor.

Kamu ihaleleri ilk sırada

Kılıçdaroğlu'nun talebi ve bilgisi doğrultusunda hazırlanan bu raporda, 18 kişiden oluşan uzman heyetin tahminlerine göre, bu süre zarfında bu beş ana sektörde, "iş insanları, üst düzey siyasiler ve bürokratlar" tarafından en az 418 milyar dolar tutarında haksız kazanç sağlandı. İktidarın el değiştirmesi durumunda bu tutarın toplam 180 milyar dolarının geri alınabileceği tahmin ediliyor. Kurulacak temiz yönetim ile de her sene 50 milyar dolar tasarruf edilmesi öngörülüyor.

Sektörler arasında kamu ihaleleri, yolsuzluk riskinin en yüksek olduğu alan olarak ilk sıraya yerleşti. Buna karşılık, görece düşük risk içeren kredi ve teşvik uygulamalarında yolsuzluk risk on binde 3 olarak kayda geçti.

Rapordaki önemli bir değerlendirmeyi şöyle özetlemek mümkün:

"Gerçeklikte çok yüksek olduğu bilinen yolsuzluk oranının genele yayılması konusunda dikkatli davranıldı. Sözgelimi Telekom, Tekel, SEKA gibi büyük özelleştirmelerde satılan kamu varlıklarının gerçek değerlerinin üçte birine hatta dörtte birine satıldığın yönelik güçlü kanıtlar olmasına rağmen özelleştirmelerde toplam kamu zararı hesaplanırken, gerçek değerlerinin yüzde 20 altına satıldığını varsayarak hesap yapıldı.

Kamu ihalelerindeki yolsuzluk riski, açık ihalelerde yüzde 10,

kapalı ihalelerde ise ihale bedelinin yüzde 30'u olarak hesaplandı."

Bu çalışmanın ihale türlerine göre tutar ve kamu zararı tahminleri ise aynı raporda iki ayrı kategoride incelendi. Kamu harcama ihaleleri ve kamu gelir ihaleleri.

Kamu harcama ihalelerindeki ayrıntılar raporda şöyle yer alıyor:

İhaleler iki büyük kategoride

İhale yolsuzluğu tahmini, yukarıdaki tabloda görünen toplam 133 milyar dolarla sınırlı değil. Asıl ihale yolsuzluğu toplamı, 203 milyar dolar. Çünkü rapordaki ikinci kategori olan Kamu Gelir İhaleleri incelemesinde; mevzuatı ayrı kanunlarda yer alan özelleştirme, Kamu Özel İşbirliği, kapsam dışı satışlar, kamu satışı ve kiralamaları ve varlık satışları tahminleri analiz ediliyor.

Bu ihale kategorisindeki yolsuzluk tahmini tutarı ise 70 milyar dolar.

Böylece biri 133, diğeri 70 milyar dolar olmak üzere toplam 203 milyar dolarlık ihale yolsuzlukları, 418 milyar doları oluşturan beş sektörün incelendiği ana tablodaki ilk sıraya yerleşiyor.

AKP'nin 20 yıllık kamu ihaleleri serüveninde 2022 yılı sonu itibariyle hesaplanan 203 milyar dolarlık kamu zararı tahmini, mevcut iktidar ve onunla iş yapanların yüksek tepkisini de yeterince izah ediyor.

İyi bayramlar dilerim.

Çiğdem Toker kimdir?

Çiğdem Toker, Diyarbakır'da doğdu. Denizli Lisesi'nden mezun oldu. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Gazeteciliğe üniversite öğrencisiyken Anka Ajansı'nda başladı. Günaydın, Ankara Ulus gazetelerinde, Nokta dergisinde stajlar yaptı.

Anadolu Ajansı'nın sınavlarını (1988) kazanarak, adliye, Devlet Güvenlik mahkemeleri (DGM), yüksek yargı muhabiri olarak çalıştı. 1990-1993 yıllarında haftalık Ekonomik Panorama dergisinde; sonrasında da kesintisiz 15 yıl Hürriyet Gazetesi Ankara Bürosu'nda ekonomi muhabiri olarak görev yaptı. Burada maliye, vergi, özelleştirme, enerji, rekabet politikalarını izledi. 1994 ve 2001 ekonomik krizlerini, IMF ile ilişkileri, kriz kapsamında çıkarılan kanunların TBMM'deki yasama süreçlerini haberleştirdi. Çeşitli ülkelerde Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası toplantıları muhabir olarak takip etti.

Habertürk gazetesinin ilk Ankara temsilcisi olarak gazetenin Ankara bürosunu kurdu. İstifa ederek ayrıldı. İnternet gazetesi T24'ün ilk yayınlarında OECD'nin "Futbolda Kara Para Aklama" raporunu konu alan dizi yazısıyla yer aldı. Köşe yazarı ve Ankara Temsilcisi olarak çalıştığı Akşam gazetesinden, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun (TMSF) el koyma sürecinde kendi isteğiyle ayrıldı.

2013-2018 yılları arasında Cumhuriyet gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. Gazetenin sahibi konumundaki Cumhuriyet Vakfı yönetimi değiştikten sonra kendi isteğiyle ayrıldı. 2018'de katıldığı Sözcü gazetesindeki yazılarına 2022 Kasım ayında ‘küçülme' gerekçesiyle son verildi. Fox TV kanalında yayımlanan "Orta Sayfa" adlı haber programında yorumcu olarak yer alıyor.

Eleştirel finans haberciliği olarak da tanımlanan yazıları hakkında kimileri astronomik, çok sayıda manevi tazminat davası açıldı. Konusu bir imar haberi olan yazısı hakkında hapis cezası istemiyle yargılandı. Kamu ihaleleri ve şirketleri konu alan çok sayıda yazısı da Sulh Ceza hâkimlikleri kararlarıyla erişime engellendi.

Kitapları

- Adım da Benimle Beraber Büyüdü- Abdüllatif Şener, Doğan Kitap, 2008

- "Türkiye'de Sağlıkta Kamu Özel Ortaklığı - Şehir Hastaneleri" kitabına makale katkısı, İletişim Yayınları, 2018

- Kamu İhalelerinde Olağan İşler - Tekin Yayınevi, 2019

Ödülleri

- İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi "En Başarılı İktisat Muhabiri Ödülü" (1995)

- Sabah Gazetesi "Muammer Yaşar Bostancı Haber Yarışması Büyük Ödülü" (1997)

- Türkiye Ziraat Odaları Birliği "Basında Tarım Ödülü" (2000)

- Milliyet Gazetesi "Abdi İpekçi Barış ve Dostluk Ödülü" – "Taksiyarhis'in Zehra Teyzesi" başlıklı röportaj (2001)

- Türkiye Gazeteciler Cemiyeti-TGC "Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü" |"Evcil'in Dönüşü" dosyası – (2005)

- European Press Prize "The Mystery of the Secret Funds" – "Yorumcu Ödülü"nde kısa liste (2015)

- Halkevleri "Basın Ödülü" (2016)

- Uluslararası Şeffaflık Derneği Ödülü (2016)

- İstanbul Tabip Odası "Basında Sağlık Ödülü" (2016, 2018 ve 2019)

- TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi "Emre Madran Koruma Ödülü" (2017 ve 2019)

- Eskişehir - Bilecik Tabip Odası "Halk Sağlığı Ödülü" (2017)

- ÇGD "Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Ödülü" (2017)

- ÇGD Bursa Şubesi "Meslekte Dayanışma Ödülü" (2018)

- Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü "Uluslararası Cesaret Ödülü - Kısa liste" (2018)

- Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü – "Kamu İhalelerinde 21/b Usulü" dosyası-(2018)

- Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği "Önder Kadınlar Ödülü" (2019)

- Rekabet Derneği "Adil Rekabete Katkı Ödülü" (2019)

- TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası "Hasan Balıkçı Onur Ödülü" (2020)

- Halkevleri Dayanışma Ödülü (2020

- Ankara Tabip Odası – "Şehir hastanelerinin ekonomi politiğini tüm gerçekliğiyle ortaya koyarak kamuya ve sağlık çalışanlarına etkilerini görünür kılan haberleri" nedeniyle (2021)

- TMMOB Şehir Plancıları Odası - Kent Planlama Basın Ödülü (2021)

- İzmir Gazeteciler Cemiyeti "Hasan Tahsin Basın Özgürlüğü Ödülü" (2021)

- SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği "Yılın Kadınları" Ödülü (2021)

- Alanya Gazeteciler Cemiyeti - Ulusal Basında Yılın Gazetecisi Ödülü (2021)

Yazarın Diğer Yazıları

Truva Bakır Maden’in sermayesi 2 milyara çıktı

Kazdağları bir kez daha tehdit altında. Hem de ekolojik sömürü için. Dileriz bu defa ÇED olumlu kararının iptali için açılan idari yargıdaki dava, çok geç olmadan sonuçlanır

Türkiye, AKP ve hizalı şirketlerin tapulu malı mıdır?

Ulaşım hizmeti fonksiyonuyla bilinen iki büyük garı, kültür sanat diktesiyle, tepeden inmeciliğiyle işlevsizleştiremezsiniz. Kamusallığın en birincil anlamı, yönetimlerin herkesin hakkını hukuku gözeterek hizmet sunması, kaynakları buna göre seferber etmesidir

İktidarın gündem “becerisi” ve 2025 bütçesi

Vatandaşın ayakta kalma savaşı verdiği, verirken yoklukla sınanıp ezildiği bu dönemde, asıl gündemin, yoksulluğun, açlığın, eşitsizliğin, başka hangi hamlelerle gölgelendiğini de izleyip göreceğiz

"
"