24 Nisan 2017

İngiltere'yi heyecan verici 7 hafta bekliyor

İşçi Partisi lideri Corbyn: Seçilirsek vergilerini ödemeyen zengin hırsızların kurallarına uymayacağız

Başbakan Theresa May bir sene önce başbakan olduğundan beri defalarca “erken seçime gidilmeyeceğini” söylemesine karşın 6 Haziran’da bir erken genel seçim yapılması için düğmeye bastı.

May'in söylediğinin tam aksini yapmasının önemli nedenlerinden biri, partisinin 2015 genel seçimi sırasında yaptığı yolsuzluklar. May’in açıklamasından bir gün önce Crown Prosecution Service (İngiltere Başsavcılığı) Muhafazakâr Parti’nin 30 kadar milletvekili hakkında iddianame hazırlanmakta olduğunu duyurdu. Muhafazakâr Parti, 2015 genel seçiminde çeşitli kritik seçim bölgelerinde seçim kampanyası harcama kurallarını ihlal etmiş! Eğer suçlu bulunurlarsa vekillikleri düşecek. Şu anda mecliste hükümet ve muhalefet arasındaki fark sadece 12. Bu dava hükümeti düşürecek potansiyele sahip.

Seçim kararının ardındaki diğer bir sebep May’in anketler üzerinden yaptığı hesap. Anketlerde partisi ve ana muhalefetteki İşçi Partisi arasında 20 puanlık bir fark görünüyor. May’in hesabına göre, yeni bir seçimle mecliste partisi ezici çoğunluğu kazanacak. Ondan sonra hükümet davalardan etkilenmez ve istediği “sert Brexit”i gerçekleştirebilir. Theresa May, Brexit müzakerelerinde takınacağı tutum için halktan güçlü bir onay almak istiyor. May, İngiltere’de yaşayan milyonlarca Avrupa Birliği vatandaşının haklarını Brexit pazarlıklarında bir koz olarak görüyor. Sermayeye daha fazla özgürlük verirken çalışanların payına yasal haklarının eriyip yok olması düşecek.

Corbyn engellilerin ve işsizlerin hükümet politikalarından çektiklerini anlatırken bunu komik bularak gülen Başbakan May’in bu fotoğrafı çok tartışıldı.

İngiltere’de seçim kampanyaları her zaman kısa sürer. Seçime 7 hafta kaldı. Uzmanlara göre solcu Jeremy Corbyn liderliğindeki İşçi Partisi’nin hiç şansı yok.

Ancak May’den önceki Muhafazakar Partili başbakan David Cameron da kazanabileceğinden emin bir şekilde Brexit için referanduma gitmişti. Kaybetti ve işinden oldu. Şimdi de anketlerde %45 olan May, %25’lerdeki İşçi Partisi’yle karşı karşıya.

İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn: Vergilerini ödemeyen zengin hırsızlarının kurallarına uymayacağız

Ancak Fransa seçim kampanyasında Jean-Luc Mélenchon’un beklenmeyen hızlı yükselişi halkın acı çektiği bu dünyada ani değişikliklerin mümkün olduğunu gösteriyor.

Jeremy Corbyn’in kampanya açılış konuşması çarpıcıydı:

“Tam iki sene önce İşçi Partisi liderlik seçiminde bana 200’e 1 bir şans veriyorlardı. Şimdi bütün medya bu seçim için oldubitti diyor. Onlara göre politikanın kuralları var. Onlara göre bu kurallara uyum göstererek güçlü ve zenginlere boyun eğmezsen, gerçek değişimin imkânsız olduğunu kabul etmezsen seçimi kazanamazsın.Tabii ki kazanmamızı istemiyorlar. Çünkü biz kazanınca egemenler değil, halk kazanıyor. İşçi, öğretmen, öğrenci, yoksul kazanıyor.


Corbyn: Seçilirsek vergilerini ödemeyen zengin hırsızların kurallarına uymayacağız

Kurallara uymadığımdan şikâyet ediyorlar. Onların rahatlar kulübüne layık değiliz. Vergilerini ödemeyen zenginler tarafından yönetilmeye mecbur bırakılmamızı kabul etmiyoruz.

Evet, kurallara göre oynamıyoruz ve 8 Haziran gününde seçilirsek kurallara uymayacağız. 

Bu sistem zengin hırsızlarının sistemidir. Her şey onlara göre ayarlı. Ancak her şey değişebilir ve değişecek.

May’in tepkilerinden biri tanıdık gelebilir. TV panellerine diğer parti lideriyle beraber çıkmayacağını açıkladı.  Ama kanalların cevabı Türkiye için hiç de tanıdık değil. BBC ve ITV, May gelse de gelmezse paneller yapacaklarını şimdiden açıkladı. Buna “boş koltuk” politikası diyorlar; Theresa May’in masada koltuğu olacak, gelmezse koltuk boş kalacak. May’in bu tavrı ve kanalların buna cevabı şimdiden onu May’i zayıflatıyor.

Başbakan May diğer parti lideriyle TV panellerine çıkmayacağını açıkladı.  Ama televizyonlar “May’in masada koltuğu olacak, gelmezse boş kalır” diyorlar.

Merkezde yer alan Liberal Demokrat Parti 2015 seçiminde neredeyse yok olmuştu. 2010 seçimdeki bütün vaatlerinden vazgeçerek Muhafazakârlarla 2010-2015 yılları arasında koalisyon hükümetine girdikleri için seçmenleri tarafından cezalandırıldı. Bu seçimde bir kaç koltuk geri kazanacaklarını umut ediyorlar. Ancak liderleri Tim Fallon açık bir homofobik.  Fallon, eşcinselliğin bir günah olduğunu savunuyor. Eşcinsel evliliğin yaygın toplumsal kabul gördüğü, sporcular ve sanatçıların cinsel tercihlerini saklama gereği duymadığı İngiltere’de homofobik olmak seçimde ciddi bir dezavantaj yaratabilir. Eskiden eşcinsel politikacılar kimliklerini saklıyorlardı. Şimdi Tim Fallon eşcinsellik konusunda görüşlerini açıklamaktan kaçınıyor.

İskoçya ve Kuzey İrlanda’da başka faktörler ön planda. İskoçya’da ikinci bir bağımsızlık referandumu gündemde; Kuzey İrlanda’da ise Birleşik Krallık’tan ayrılıp düşük bir olasılık olsa da Güney İrlanda ile birleşme tartışılıyor.

Brexit referandumu zar zor yorumlanan politik bir süreç. Çıkış tarafında sadece ırkçılar ve milliyetçiler yoktu; “Lexit” (Sol Çıkış) öneren Avrupa Birliği’nin neo-liberal politikalarına karşı çıkan solcular da vardı. Kalma tarafında Avrupa Birliği’nin içinde İngiliz sermayesinin çıkarlarının daha iyi korunacağını düşünenler vardı. Ayrıca Avrupa Birliği’nde kalınarak göçmenlerin ve işçilerin haklarının daha iyi korunacağını ve çevre koruma politikalarının daha etkin olacağını düşünen solcular da bu kampta yer aldı.

Şimdi anketlere göre, beğenip beğenmediklerinden bağımsız olarak İngiltere halkının %78’i AB referandumunun sonucunu kabul ediyor. 8 Haziran genel seçiminde daha net bir sağ-sol seçenekle karşı karşıya gelinecek. Sert Brexit için onay isteyen muhafazakârlar bir tarafta. Brexit sırasında göçmenlerin hakları, işçilerin haklarını, çevrenin hakların sadece savunmak değil iyileştirmeye çalışan, uzun süre sonra en sol liderliğe ve politikalara sahip olan İşçi Partisi diğer tarafta.

Net ve radikal bir politik tercih olacak. Corbyn’e karşı neredeyse bütün sermaye güçleri, bütün medya dizilecek. Corbyn’in yanında ise sadece heyecanla sol politikaları benimseyen, muhafazakârların egemen sınıf savaşı politikasına karşı ötekileştirilenlerin, emekçilerin sınıf savaşını vermek isteyen İşçi Partisi’ne üye olan ve olmayan tahminen bir milyon kişilik bir aktivist ordusu yer alacak. Her iki ülke arasındaki bir dizi önemli farka rağmen ABD’de denenmemiş Trump-Sanders seçimine benzetilebilir.

İngiltere’yi heyecan verici 7 hafta bekliyor.

"
"