19 Eylül 2024

Yakılan Afgan işçiyle ilgili bilimsel değerlendirmeyi okuyun ve sorun: Bu dosyadan adalet çıkar mı?

Bilimsel mütalaa, devletin adli tıp kurumunun dosyadaki eksikliklerini de tespit ediyor

Vezir Muhammed Nourtan

Afgan bir göçmeni kaçak bir kömür ocağında kayıtsız, güvencesiz çalıştırmak kolay. O Afgan işçiyi yakmak da ucuz! Ama bu ucuz can düzeninde iyi avukatlar ve iyi kurumlar da yok değil. Zonguldak'ın merkez köyü Köroğlu'na yakın ormanlık alanda yakılmış halde bulunan Vezir Muhammed Nourtani'nin öyküsünü yazmıştım. 10 Kasım 2023 tarihinde yakıldığı için beden bütünlüğü bozulan Afgan işçinin ailesinin avukatı Kerim Bahadır Şeker her nedense devletin adli tıp kurumunun raporuyla yetinmedi. Elindeki bütün belge, bulgu, rapor ve delilleri Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı'na sundu.

Çünkü çok önemli bir rapor ortaya çıktı. Afgan işçi Vezir Muhammed'in nasıl öldüğü, yakıldığı sırada ölü olup olmadığı sorularına yanıt üretecek bilim adil tıp…

Bu sorulara verilecek bilimsel yanıt, ceza davasının seyrini, sonucunu değiştireceği için kritik. 17 sayfalık rapor hazırlayan heyete de teşekkür etmek gerekiyor. Çok titizlikle hazırlanmış. Öyle bir titizlik ki, sanık ifadelerindeki çelişkilere bile dikkat çekilmiş. Hatta skandal denilebilecek tespitlere yer vermiş.

Bilimsel mütalaadan anlıyoruz ki, eğer delil karartılmak istenirse yakmak buna uygun bir eylem.

"Yakılan cesetler üzerinde yapılan tıbbi incelemelerde travmaya bağlı bulguların yok edilme ihtimali cinayet vakalarının aydınlatılmasında kritik bir engel oluşturmaktadır. Yanmış cesetler cinayet delillerini yok amacıyla kasıtlı bir eylem olabileceği yönünden de değerlendirilmeli…"

Yine rapor ölen Afgan işçinin cesedini inceleyen devletin adli tıp kurumuna diyor ki, bizim tespit ettiğimiz şeyler sizin raporunuzda yok!

"Boyun ve göğüs kas bölgelerinde şüpheli renk değişikliği alanları görülmektedir. Bunların otopsi raporuna kaydedilmediği görülmektedir."

Bilimsel değerlendirme çok önemli bir eksikliği giderin diyor. Çünkü Afgan işçinin ölümüyle ilgili iş kazası bilirkişi heyetinin raporunun adli tıp kurumuna gönderilmediğini tespit ediyor. Ve iş kazası heyetinin raporu şu açıdan önemli. Rapor şüphelilerin iddia ettiği gibi Afgan işçinin kalp krizinden öldüğü iddiasına şüpheli yaklaşıyor.

"Ölü muayene tutanağında belirtilen kazalının ileri derecede yakılmasına rağmen hâlâ kırılmış kemiklerinin tespiti, kazalının ağız ve burnunda kan izlerinin bulunması bu kanaatimizi kuvvetlendirmektedir. (Kalp krizinden ölmedi kanaati - CY) Şüpheli Sercan Kayabaş'ın (vinç operatörü) ocak içindeki 125 metre uzunluğundaki desandre başında vinç operatörü, kazalı Vezir Muhammed Nourtani'nin de desandre dibinde çalıştığı esnada desandre içerisinde boş bir vagonun desandre dibinde ya da içerisinde çarparak ağır şekilde kazalandığı…"

Bilimsel değerlendirmede de benzer bir tespit var. Ölümün kuvvetle muhtemel zorlamalı ölüm (kaza/cinayet) sonucu meydana geldiği…

Rapor şüphelilerin çelişkili ifadelerinin de altını çiziyor.

"Her ne kadar Vezir Muhammed'in maden ocağı içinde fenalaşıp ölmesi üzerine korktukları ve yakmaya karar verdikleri yönünde ifade vermiş olsalar da kişinin ölmüş olduğundan emin değillerdir."

Afgan işçinin vücudunda travmatik değişimler var. "Neden bunlar raporda yok" diyor bilimsel değerlendirme. Şüpheli kırıklarla ilgili grafilerin Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Dairesi'ne gönderilmediğini tespit ediyor. Oysa şüpheli kırıklar, ölüm nedeniyle ilgili fikir verecek bulgular.

Afgan işçinin dilinin alt kısmında kurtçuklar oluşmasının yine kanamaya neden olan bir travma olabileceğine vurgu yapılıyor.

Bir raporun gücü diyelim… Diğer yandan da soruşturma dosyalarına giren resmi raporların ne kadar eksik olabileceğine de dikkat kesilelim.

Vezir Muhammed Nourtani'yi hastaneye götürmek yerine arabanın bagajına atan "cesaretin" nereden beslendiğine bakalım Zonguldak 1. Ağır Ceza Mahkemesi kararında vurgu yapacak mı?

Dosyada üçü tutuklu 6 kişi yargılanıyor.

Yerelde "çakal ini" olarak anılan kaçak ocağın sahibi Hakan Körnöş (tutuklu), ortağı görünen Enver Gideroğlu (tutuklu), Ahmet Aydın (tutuklu), Alaatin Çayırlı, Eray Demiro ve ocakta vinç operatörü Sercan Kayabaş tutuksuz yargılanıyor.

Eski MHP Gelik Belde Başkanı ve aynı zamanda kaçak ocağın sahibi, sanık Hakan Körnöş, başka davalardan HAGB'si (Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması) olan biri…

18 Eylül'de görülen duruşmadan Koç Adli Tıp'ın raporunun değerlendirilmesi kararı çıktı. Bir sonraki duruşma 20 Aralık'ta…

Candan Yıldız kimdir?

Candan Yıldız, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunu.

Gazeteciliğe HBB'de On'da On Haber program editörlüğü ile başladı.

Kanal D, TV 8, Birgün Gazetesi, CNNTürk, İMC TV, Halk TV'de muhabirlik, editörlük, ana haber editörlüğü ve haber program koordinatörlüğü yaptı.

Haber kanallarında çeşitli program formatları yarattı. Radyo ve Gazetecilik Ödülleri En İyi Program Ödülü/(1997), Çağdaş Gazeteciler Derneği En İyi Haber Program Ödülü/ (2002) ödülünü aldı.

Avustralya'da SBS Türkçe Radyo Haberler servisine haber yaptı.

"Öteki Sesler" isimli belgesel yaptı. "Dicle'nin Göz Yaşları" ile "Şiddete Karşı Anlatılar-Ayakta Kalma ve Dayanışma Deneyimleri" ortak çalışmalarda yazarlık yaptı.

T24'le birlikte internet gazeteciliğine adım attı.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Dört gündür kayıp olan Rojin Kabaiş'in babası konuştu: Kızımın yurda gelmediğini geç haber verdiler, şikâyetçiyim

Rojin’in babası Nizamettin Kabaiş: Van Yüzüncü Yıl Yurdu, kızımın yurda dönmediğini bize ve emniyete geç haber verdi

"
"