08 Temmuz 2023

Şehir hastaneleri projelerinin örümcek ağını andıran şirket ve banka ilişkileri

"Küresel kapitalizme eklenmenin göstergesi, 25 yıl sonra bu hastanelerin devlete posası kalacak"

Şehir hastaneleri...

Ağırlıklı olarak şehir merkezinden uzak yereler inşa edilen dev binalar... Yürüyen merdivenleri, güvenlik görevlileri, hastaları karşılayan personeli, marketleri, büyük oto parkları ile daha çok AVM'lere benziyor.

Covid 19 pandemisi sürecinde kamuoyunu sık sık bilgilendiren Prof. Dr. Kayıhan Pala, şehir hastaneleri konusunda da uyarılarda bulunan bir isim. 

CHP milletvekili olarak parlamentoya giren Kayıhan Pala, artık TBMM çatısı altında iktidarın sağlık politikalarını mercek altına alıyor. 

Şehir hastaneleri üzerine yıllardır çalışan Pala'ya göre Kamu-Özel Ortaklığı ile yapılan bu hastaneler İngiltere'den alınmış bir model. Bu modelde hastaneyi özel şirketler inşa ediyor. Devlete kiralıyor. Kiralama süresi en az 25 yıl olmakla birlikte 49 yıla kadar da çıkabiliyor. Yap-kirala-devret (YKD) yöntemiyle yapılan bu hastaneler devletin kasasını sünger gibi emiyor.

Devlet sadece kira bedeli (P1) ödemiyor, çekirdek hizmet dışındaki hizmetlere de ödeme yapıyor. P2 denilen bu hizmetler arasında temizlik, çamaşırhane, yemekhane, otopark, özel güvenlik, görüntüleme cihazları gibi hizmetler var. 

2023 bütçe tahminine göre 27 milyar 716 milyon TL sadece kullanım (kiralama), 18 milyar 946 milyon TL de hizmet bedeli ödenecek. Tabii ki TL cinsinden belirlenen bedeller döviz cinsi ve ÜFE'deki değişimlere göre güncelleniyor. 

Şehir hastaneleri konusunda Sağlık Bakanlığı ve şirketler arasında imzalanan sözleşmeler özel hukuk hükümlerine tabi. 

Kayıhan Pala'nın Duvar'a verdiği bilgi de şöyle: "Şehir hastaneleri Sağlık Bakanlığı bütçesini rehin aldı. 13 tane şehir hastanesine aktarılan kullanım ve hizmet bedelleri Sağlık Bakanlığı bütçesinin yaklaşık beşte biri, yüzde 20’si. 13 hastaneye bütçenin yüzde 20’sini veriyorsunuz. Geri kalan yüzde 80’ii 800 üstünde devlet hastanesine, 8 bin kadar aile sağlığı merkezine, 3 bin 200’ün üstündeki 112 acil servis ve ambulans sistemine, bin tane Toplum Sağlığı Merkezi'ne ayırıyorsunuz. Ayrıca 750 binin üzerindeki sağlık çalışanının özlük haklarına buradan para ayırıyorsunuz."

Şehir hastaneleri ağı

Peki bu hastaneleri kimler inşa ediyor, hangi firmalar işletiyor, hangi uluslararası şirketler kredi verdi, nasıl bir ağ var?

Bununla ilgili şehir hastanesi projelerinde ihale verilenlerden hareketle şirket, banka ve kredi kuruluşları arasındaki ilişkiler haritalandırıldı.

Haritayı hazırlayan "Devlet ve Sermayenin Yeniden Üretiminde Denetim Mekânı Olarak Şehir Hastaneleri" başlıklı doktora tezini hazırlayan araştırmacı Yağız Alp Tangün

Haritada renkler çeşitli kategorileri imliyor. 

'Kırmızı' toplar ne kadar büyükse o bir şehir hastanesinin büyüklüğünü, maliyetini ve hastaneyi yapmak için ilişki ağının büyüklüğünü anlatıyor. 

Örneğin, Başakşehir Çam Sakura Şehir Hastanesi büyük 'kırmızı top'la gösterilmiş. Çam Sakura’yı, bugüne kadar 3 milyon 200 bin metrekare alanda 7 bin 100 yatak kapasiteli şehir hastanesi yapan Rönesans şirketi ile sağlık alanındaki dev şirketlerden Japon Sojitz Sojitz Hospital PPP Investment BV ile birlikte inşa etti. 

Ağdaki ilişkilere göre yedi banka ve kredi kuruluşuna borçlandı bu iki şirket. Bunlar şunlar: 

Standard Chartered Bank, Sumitomo Mitsui Banking Corporation, The Iyo Bank, Ltd., Japan Bank for International Cooperation, Nippon Life Insurance Company, The Bank of Tokyo-Mitsubishi UFJ ve The Bank of Tokyo-Mitsubishi UFJ

Tangün’ün doktora tezindeki haritada, proje için sağlanan finansal kaynak da 'mor' renkle gösterilmiş. Kategorinin adı da 'Borçlanır.' 

Haritadaki Turkuaz renk, hastanenin hangi şirket tarafından işletildiğini imliyor. İşleten firma genelde hastaneyi yapan firma oluyor. Devlet o firmaya hem kira hem de hizmet bedeli ödüyor. 

Haritanın çeperindeki şehir hastaneleri ise 21 B, yani davet usulü ihale ile yapılan hastaneler. Onların uluslararası finans kuruluşlarıyla bağı haritada gösterilmemiş.

 

Başakşehir Çam Sakura Şehir Hastanesi bir örnek...

Yağız Alp Tangün göre "Bu hastanelerin finansal kaynağını daha çok yabancı banka ve kredi kuruluşları sağlıyor. Bu ağ Türkiye'nin küresel kapitalizme eklemlenmesinin bir göstergesi ve 25 yıl sonra devlete bu hastanelerin posası kalacak. Devlet kendi yapsaydı bu hastaneleri daha az maliyetli olacaktı. Üstelik bu hastanelerin yüzde 70 hasta garantisi var. Garanti karşılanmazsa açığı yine devlet ödeyecek. Yap-kirala-devret yöntemiyle yapılan bu hastaneler dövize endeksli olduğu için de vakum gibi. Devletin parası bir sermaye fraksiyonuna aktarılıyor. Çünkü her firma bu ihaleleri alamıyor."

Şehir hastanelerinden sonra şehir merkezindeki birçok hastane kapatıldı. 

Peki bu şehir hastanelerinde hastalar ne tür deneyimler yaşıyor? Fiziken büyük binalarda hizmetler nasıl? 

Sağlık Bakanlığı'nın "bina işletmesi ile uğraşılmadan sadece tıbbi hizmete odaklanılması" amacıyla kiraladığı bu hastaneler nasıl yönetiliyor? Bu da başka bir yazının konusu olsun.

Candan Yıldız kimdir?

Candan Yıldız, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunu.

Gazeteciliğe HBB’de On’da On Haber Program editörlüğü ile başladı.

Kanal D, TV 8, Birgün Gazetesi, CNNTürk, İMC TV, Halk TV’de muhabirlik, editörlük, ana haber editörlüğü ve haber program koordinatörlüğü yaptı.

Haber kanallarında çeşitli program formatları yarattı. Radyo ve Gazetecilik Ödülleri En İyi Program Ödülü/(1997), Çağdaş Gazeteciler Derneği En İyi Haber Program Ödülü/ (2002) ödülünü aldı.

Avustralya’da SBS Türkçe Radyo Haberler servisine haber yaptı.

 
"Öteki Sesler" isimli belgesel yaptı. "Dicle’nin Göz Yaşları" ile "Şiddete Karşı Anlatılar-Ayakta Kalma ve Dayanışma Deneyimleri" ortak çalışmalarda yazarlık yaptı.

T24’le birlikte internet gazeteciliğine adım attı.

Yazarın Diğer Yazıları

Meşenin öyküsünde demlenmek

Bir meşe ağacı başlı başına bir eko sistemmiş. Üzerinde 600 canlı türü barındırıyormuş.

Marmaris Kızılbük’teki beton yığını için sürpriz açıklama: Erdoğan incelenmeye alınmasını istedi!

AKP’nin 31 Mart’ta Muğla Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday gösterdiği Prof. Dr. Aydın Ayaydın, yerel seçimlerden önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Marmaris İçmeler’deki Kızılbük’te büyük bir çevre ve hukuk mücadelesine sahne olan Sinpaş Holding’in dev inşaatının üzerinden helikopterle geçerken, kendisine “Hoca, seçilirsen burayı incelemeye al” dediğini açıkladı