Seçim sonuçlarının çıktıları çok…
Konjonktürel mi ya da kalıcı mı olacak, göreceğiz…
Örgütsel yapısı zayıf olan partilerin oy alamadığı bir gerçek.
Seçimden seçime örgütlenme faaliyetini kabartan partilerin sonucu değiştiremediği bir gerçek.
Milliyetçilik hatta ırkçı siyasetler arası rekabetin başka bir düzeyine geçtiğimiz bir gerçek.
Toplumun dörtte birinin radikal sağa meylettiği bir gerçek.
AKP'nin oy kaybettiği bir gerçek ancak seçmenleriyle organik bir ilişki ağına sahip olduğu da bir gerçek.
Akademisyen Cihan Tuğal'ın T24'teki yayınımda söylediği gibi, "Hayır, yardım hareketleri bireyi özneleştiriyor, dönüştürüyor." Solun yapmadığı yapamadığı şey...
AKP'nin yarattığı milliyetçi ve dini iklimin meyvelerini başka partilerin topladığı da bir gerçek.
İç Ege ve Orta Anadolu gerçeğini çözemeyen bir sol, sosyal demokrat siyaseti olduğu da bir gerçek.
Seküler, ulusalcı milliyetçiliğin yükseleceği bir döneme girdiğimiz bir gerçek.
Yeşil Sol'un oy kaybettiği, taban tepkilerinden, parti yönetiminin "Sonuçlar başarılı değil, değerlendirip gereğini yapacağız" sözlerinden partide değişimler olacağı bir gerçek.
TİP ve Yeşil Sol'un çoğu yerde birbirinden vekil almadığı ama kimi yerlerde birbirine vekil kaybettirdiği de gerçek… Bakınız Adana…
(Eğer TİP ve Yeşil Sol ortak liste ile girseydi...)
Seçim sonuçlarının Millet İttifakı için de sonuçlar üreteceği bir gerçek.
2018'deki kurduğu sistem çöken Onursal Adıgüzel istifa etti. Ancak öğrendiğim kadarıyla Adıgüzel'in kurduğu sistemde bu kez çok sorun çıkmamış teknik olarak.
Asıl sorunun ANKA verilerinden çıktığı konuşuluyor. ANKA'nın AA'ya alternatif olarak veri girişi sağlayabileceği büyük bir iddiaydı. Zira AA'nın yıllara dayalı bir deneyimi, devlet gücü, teknik kapasitesi ve eleman gücü var. Genel Müdür Serdar Karagöz seçim günü AA çalışanlarının 50 bin sandığa doğrudan ulaşabileceğini söylemişti.
Kemal Kılıçdaroğlu'nun seçim kampanyasındaki etkili isimlerden olan, iletişim başındaki isim Tuncay Özkan'ın ANKA' yı alternatif olarak devreye alması bir yere kadar anlaşılır.
Ancak sandık hilelerini tecrübe etmiş bir toplumsal gerçeklikte seçim gecelerinde psikolojinin yönetilmesinin önemli olduğu çok kez anlaşılmıştı.
Örneğin İnce'nin aday olduğu 2018 seçimlerinde İsmail Küçükkaya'nın kendisine gelen "Adam kazandı" mesajını ekrandan okumasının ne kadar etkili olduğu görülmüştü
İşte bu nedenle ANKA'nın Kılıçdaroğlu'nu düşük gösteren verileri (açılan sandıkları AA gibi stratejik sandıklardan seçmemişler belli ki) devreye girince, Halk TV ve Sözcü TV de buradan beslenince umutların yelkeninin erken söndüğü, söndürüldüğü bir gece oldu.
Oysa o gece (14 Mayıs) geç saatlere kadar kritik illerin il seçim kurullarının önünde kuyruklar vardı (Diyarbakır). Büyük şehirlerde Kılıçdaroğlu'nun güçlü olduğu bölgelerin veri girişleri de itirazlardan dolayı geç yapıldı. Yani umudu diri tutabilecek bir ANKA verisi ilk saatlerde yoktu. CHP'nin kendi sistemini baz alarak yayın yapan Tele 1'de durum tam tersiydi.
Gazetecilerin tanıklıkları da önemli… Bahar Feyzan o geceyi CHP Genel Merkezi'nde izleyen gazetecilerden biri. Feyzan dedi ki "O gece Tuncay Özkan'ın Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş'a yaptıklarını başkanlara saygımdan anlatmıyorum."
Feyzan'ın anlatmadığı şey CHP Genel Merkezi'nin 12. katında seslerin yükselmesi mi, İmamoğlu'nun süreci yönetemedikleri yönünde sert çıkışları mı?
Bir diğer dikkati çeken şey de Faik Öztrak'ın sadece bir kez konuşması "AA manipüle etmesin" demekle yetinmesi… Neden sonrasında hiç açıklama yapmadığını bilmiyoruz.
Acaba Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş'ın düzenli aralıklarla çıkıp kamuoyu bilgilendirmesine mi tepki verdi? Kaldı ki, 2019 seçimlerinde AA verilerine karşı İmamoğlu düzenli açıklama yapması seçimin kaderini belirlemişti.
İmamoğlu'nun o gece de benzer bir siyaset izlemesi, seçmenlere umut veren konuşmalar yapması ikinci turdaki ağırlığını artırabilir.
Evet Cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura kaldı. Tayyip Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun 2.5 milyon oy önünde. Diğer yandan sandığa gitmeyen 12 milyon civarında bir oy var. Kılıçdaroğlu "Ben buradayım" diyerek seçmeni bir arada tutmak için bir adım attı. 12 günde geri çekilmeyeceğini hissettirdi. Sinan Oğan denkleminin hem imkanları hem zorlukları, umudu kırılan seçmenin yeniden ayağa kaldırılması, Kürt seçmenin motive edilmesi...
Zorlu bir 12 gün olacak. Belki bu kez son sözü sandığa beklenen kadar gitmeyen gençler söyleyecek.
Candan Yıldız kimdir?
Candan Yıldız, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunu.
Gazeteciliğe HBB’de On’da On Haber Program editörlüğü ile başladı.
Kanal D, TV 8, Birgün Gazetesi, CNNTürk, İMC TV, Halk TV’de muhabirlik, editörlük, ana haber editörlüğü ve haber program koordinatörlüğü yaptı.
Haber kanallarında çeşitli program formatları yarattı. Radyo ve Gazetecilik Ödülleri En İyi Program Ödülü/(1997), Çağdaş Gazeteciler Derneği En İyi Haber Program Ödülü/ (2002) ödülünü aldı.
Avustralya’da SBS Türkçe Radyo Haberler servisine haber yaptı.
"Öteki Sesler" isimli belgesel yaptı. "Dicle’nin Göz Yaşları" ile "Şiddete Karşı Anlatılar-Ayakta Kalma ve Dayanışma Deneyimleri" ortak çalışmalarda yazarlık yaptı.
T24’le birlikte internet gazeteciliğine adım attı.
|