18 Şubat 2025
Suriye’de El Kaide geçmişi olan HTŞ’nin iktidarı ele geçirmesinin ardından Arap Alevilerine yönelik kaçırma, mallarına el koyma, öldürme, yargısız infaz haberleri farklı kaynaklardan gündeme geldi.
Münih Güvenlik Konferansı’nda konuşan Suriye'deki geçiş yönetiminin Dışişleri Bakanı Esad Hasan Şeybani kapsayıcılık bağlamında “Atacağımız adımlar, Suriyelilerin ortaya koyacakları Suriye kimliği üzerinden kendilerini temsil etme iradesi, sizleri ve tüm dünyayı şaşırtacak" dese de sahada yaşananlara ilişkin tarafların ne dediğini haberlere taşımak gazeteciliğin esası…
Suriye’de taraflardan biri Arap Aleviler… Esad rejimiyle özdeşleştirilen, olağan şüpheli haline getirilen Arap Aleviler gölgede kalıyor. Hak ihlalleri yeterince gündeme gelmiyor.
Arap Aleviler için kutsal olan bir türbenin yakılmasına dair görüntüler sonrası Alevilerin sokağa çıktığını hatırlayalım. Yine Alevi üç hâkimin öldürülmesi, Alevi köylerine yapılan saldırılar olası risk ve tehditlere dair önemli şeyler söylüyor. Son haber şu…
Haberi Hatay’ın önde gelen şeyhlerinden Ehli Beyt Kültür ve Dayanışma Vakfı (EHDAV) Genel Başkanı Ali Yeral paylaştı. Habere göre Alevilerin yoğun olarak yaşadığı, liman kenti Lazkiye'ye Bağlı Beksê köyünden İmad Süleyman Mütevvec isimli belediye temizlik işçisi geçtiğimiz Perşembe günü kaçırıldı. Aleviydi. Cumartesi günü bir siyah poşet içinde beden bütünlüğü tamamen bozulmuş bir halde ölü bulundu. Haberi duyuran Yeral, sosyal medya paylaşımında “Ehli Beyt ile Alevilere duyulan bu kin ve nefret neden, niçin ve ne zamana kadar sürecek? Çoğu kişinin yüreği kaldıramayacağından ve insanlığımızdan da hicap duyduğumuzdan ötürü fotoğraf ve videoyu paylaş(a)mıyoruz. Bunun gibi elimizde yüzlerce delil, foto ve video vardır” diye yazdı.
Esad rejimiyle özdeş görülen Arap Alevilerin yaşadığı ağır insan haklarının da gündeme getirildiği konferansta bu haber paylaşıldı. Demokrasi İçin Birlik’in İstanbul Beşiktaş’ta düzenlediği “Bölgede Barış ve Adalet;; Filistinliler, Kürtler, Aleviler” başlıklı konferansta Arap Alevi toplumundan akademisyen, gazeteci ve sivil toplum örgütleri Suriye’de yaşananları kamuoyuna açıkladı. Konferansı CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik de takip etti. Söz alan katılımcıların ortak vurgusu Alevilere yönelik bir soykırım tehdidinin bulunduğu, münferit gibi gösterilen olayların sistematik olduğu… Laik, demokratik ve çoğulcu bir Suriye’nin olmazsa olmaz olduğu…
Konferansta konuşan Arap Alevileri Derneği (ASİ-DER) Başkanı Tevfik Usluoğlu, Esad rejimi muhalifi, Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nin (SOHR) raporuna paylaştı ve HTŞ’nin Halep operasyonunun başladığı 8 Aralık 2024 tarihinden bu yana 430 kişinin öldürüldüğünü bunların çoğunun da Arap Alevi olduğunu söyledi. Suriye’de vekalet savaşlarının başladığı tarih öncesi nüfus verilerini paylaşan Usluoğlu, Arap Alevilerinin Suriye nüfusunun yüzde 20’sini oluşturduğu bilgisini paylaştı ve ekledi: “Esad döneminin günahı Alevilere yüklenmiş durumda. Kayıp bilim insanları, kayıp askerler, cezaevindeki insanlar hakkında net bir bilgi yok. Halep’te kaçırılan kadınlar var. Bu kadınların akıbeti belli değil. Aleviler öldürülüyor. Hama ve Humus hattında Alevilere yönelik düşük yoğunluklu katliam var. Tehcir ve süpürme eylemi var.”
Akademisyen Hakan Mertcan da genel bir algıyı paylaşarak Suriye devletinin Alevilerin kontrolünde olduğu anlatıyı 1970’lerden sonra (Hafız Esad dönemi) Müslüman Kardeşler’in çok kullandığını, bunun da bugün Alevilere yönelik saldırıların merkezinde işlevsel olarak kullanıldığını, yoksul Alevilerin Fransız işgalinden bu yana orduyu bir iş alanı olarak gördüğünü dile getirdi.
Gazeteci Musa Özuğurlu da Alevilerin Baas Parti ile özdeş tutulmasını eleştirerek şöyle konuştu: “Aleviler iktidar sahibi değildi. İktidarda olan Aleviler vardı. Hafız Esad Alevi olduğu için iktidara gelmedi. Siyasi olarak iktidara geldi. Bir ideolojisi vardı. Bu yapı etnik ve mezhepçi değildi. Aleviler var olan yönetimin bütün nimetlerinden yararlanmış gibi sunuldular. Şam’da iki büyük gecekondu mahallesi var ve burada sadece Aleviler yaşar. Yaygın inanışın aksine Aleviler yoksul. Zengin olanlar toplumun yüzde 1’i bile değil. Alevilerin sesi duyulmuyor. Bugün yaşananların çok daha kötüsü yaşanabilir. Siyasi partiler bu meseleye ilgi göstermiyor.”
Emekli hakim, hukuk-siyaset alanında çalışmalar yapan Orhan Gazi Ertekin de Orta Doğu’da Alevilerin kurucu unsur olamaması durumunda risklere dikkati çekti:
“Üç temel tarihsel sonucu kaçınılmaz olarak beklemek zorundalar. Birincisi katliam -pogrom-soykırım, ikincisi iskân ve tehcir, üçüncüsü asimilasyon. Yoğun bir şiddet potansiyeli var. Ortada bir devlet yok. Colani’nin kartondan devleti var ve nereye gideceğini bilmiyoruz. Çok da güvenmiyorum. Kurucu şiddet döneminde şiddetin kontrol altına alınması, kudret biriktirmek ve arkasından hak biriktirmek, hak alanı inşa etmek. Colani şimdi bunun üzerine yoğunlaşıyor. Öyle bir süreçteyiz ki en çok hukukçuların, hak inşa etmeye dönük kavramlar setini devreye sokacak kişilerin daha fazla konuşması gereken bir dönemdeyiz. Bir ay kadar önce Birleşmiş Milletler’e acil müdahale talebiyle başvuruda bulunduk. Orta Doğu’da ortak yaşam ancak ve ancak inanlarla inanmayanlar, İslam ve cari İslam üzerinden ayırt edilen toplulukların hiyerarşisine dayalı. Bu hiyerarşi kamu üretmemiştir. Bu hiyerarşi eşitlik üretmemiştir. Bugün Orta Doğu çökerken modernlik de çöküyor. Modernliğin ortak yaşam, eşit yurttaşlık, kamu iddiası çöküyor. Yeni bir kamu hukuku yaratmamız gerekiyor.”
Emekli diplomat ve eski CHP Genel Başkan Yardımcısı Ünal Çeviköz de konuşmasında HTŞ’nin yeknesak bir örgüt olmadığını, içinde şeriat yanlılarının olduğunu, bu nedenle de Alevilerin üzerine gidildiğini söyledi.
“AB raporlarında yer alan Alevilere dönük ayrımcılığı reddeden AKP’den Alevilere sahip çıkması beklenmemeli” diyen Çeviköz şu önerilerde bulundu: “CHP ve muhalefet partilerinin Kürtlerin ve Alevilerin karşı karşıya kaldığı, ayrımcılığı, haksızlıkları bir şekilde dile getirmesi ve bunların Avrupalılar tarafından not edilmesini sağlanması lazım. CHP Sosyalist Erternasyonal üyesidir. Burada Suriyeli, İranlı, Iraklı, Kürt, Arap, Hıristiyan partiler vardır. Bu partilerle, sadece Türkiye’de değil, Suriye’de Alevilerin ve Kürtlerin karşı karşıya kaldığı sıkıntıların bir arada dile getirilmesi ve Sosyalist Erternasyonal’in buna sahip çıkması için çalışılması gerekiyor.”
HTŞ iktidarının seçimler ve kurucu anayasa için verdiği tarih Suriye özelinde uzun bir tarih. 4 yıl… Bu esnada devlet yeniden yapılanıyor, bürokratik kadro tamamen değişiyor. Eğitim müfredatı ise farklı toplum kesimlerinin beklentisinden uzak. Kapsayıcılık ve çoğulculuk konusunda açılan kredi ziyan edilecek mi göreceğiz. Ama Arap Alevileri, yeni Suriye yönetiminin en önemli sınavlarından biri olacak gibi görünüyor.
Candan Yıldız kimdir?Candan Yıldız, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunu. Gazeteciliğe HBB'de On'da On Haber program editörlüğü ile başladı. Kanal D, TV 8, Birgün Gazetesi, CNNTürk, İMC TV, Halk TV'de muhabirlik, editörlük, ana haber editörlüğü ve haber program koordinatörlüğü yaptı. Haber kanallarında çeşitli program formatları yarattı. Radyo ve Gazetecilik Ödülleri En İyi Program Ödülü/(1997), Çağdaş Gazeteciler Derneği En İyi Haber Program Ödülü/ (2002) ödülünü aldı. Avustralya'da SBS Türkçe Radyo Haberler servisine haber yaptı. "Öteki Sesler" isimli belgesel yaptı. "Dicle'nin Göz Yaşları" ile "Şiddete Karşı Anlatılar-Ayakta Kalma ve Dayanışma Deneyimleri" ortak çalışmalarda yazarlık yaptı. T24'le birlikte internet gazeteciliğine adım attı. |
“Amaç, baro yönetimini al aşağı etmek, baroyu dizayn etmek, dize getirmek, çökertmek ve çökmek.”
Nisan ayında kent genelinde protestolara neden olan mazbata krizine rağmen Van Büyükşehir Belediyesi’ne kayyım atanması, yeni sürece olan güvensizliği daha da artıracak
“21. yüzyılın bu ilk çeyreğinde dünyada altüst oluşların olduğu bir geçiş döneminden geçiyoruz. Bu altüst oluşların içinde Türkiye yeniden hizalanıyor, hizalanması gerekiyor ve bunu yaparken de Kürtleri bir düşman ve tehdit görerek değil, jeopolitik hesaplamaları üzerinden, çıkarlar üzerinden ortaya bir ittifak çıkıyor”
© Tüm hakları saklıdır.