Enes Kara'yı hatırlıyor musunuz?
Tıp öğrencisiydi. Elazığ'da Nur Cemaati'ne ait yurtta kalıyordu. İntihar etti. İntihar öncesi bıraktığı videoda cemaat yurdunda kalmak istemediğini, baskı altında olduğunu söylemişti.
Enes Kara'nın ölümü 'intihar' gerekçesiyle soruşturulmadan, araştırılmadan kapatıldı. Enes'i intihara sürükleyen nedenlerle kimse ilgilenmek istemedi, ne ailesi, ne de ilgili bakanlıklar.
Enes Kara da, ne kadar denetlendiği belirsiz olan cemaat yurdu da konuşulmaz oldu.
Bir buçuk yıl sonra, bu kez Şanlıurfa'nın Eyyübiye ilçesine bağlı Beşat Mahallesi'ndeki bir cemaate bağlı medresede yatılı kalan Abdülbaki Dakak'ın intihar ettiği iddiasını konuşuyoruz.
Olayı ortaya çıkaran Şanlıurfa Kulis TV Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Yetim.
Mehmet Yetim'le konuştum.
Abdülbaki Dakak 12 yaşında ve bir yıl önce bu medreseye getirilmiş ailesi tarafından. Bu medresede yatılı olarak kalıyormuş.
Aile ise Ceylanpınar'da yaşıyor. Oğlunu teslim ettikleri medrese ise Eyyübiye İlçesi'nde. Arada yaklaşık 140 km uzaklık var.
Medresenin adı Beşat Medresesi. 2018'de Eyyübiye Belediye Başkanı Mehmet Ekinci tarafından açılışı yapılmış.
Açılışa Semerkand Vakfı Eyyübiye Temsilcisi Halil Şişkin de katılmış. Semerkant Vakfı Menzil Cemaati'ne ait bir vakıf.
12 yaşındaki Abdülbaki üç gündür aranıyormuş. Gazeteci Yetim, jandarmayla konuştuğunu, edindiği bilgiye göre Abdülbaki'nin kaybolduğu gün medreseden çıktığını akşam dönmeyince ailenin haberi olduğunu söyledi. Bunun üzerine de aile kayıp ilanı veriyor sosyal medyada.
Tabii şunu sormadan geçemeyeceğim...
Anadolu Ajansı neden Abdülbaki'nin "İlçe kırsalındaki Karaali Mahallesi’ndeki evinden çıktığını" yazdı.
Çünkü Karaali Mahallesi de Eyyübiye İlçesi'ne bağlı. Oysa aile Ceylanpınar'da yaşıyor. En az 140 km uzakta...
Üç günlük aramanın sonucunda 12 yaşındaki çocuk asılı halde bulunuyor. Haberlerde medresenin bahçesine yakın bir ahırda asılı bulunduğu iddiası var. Ama benim konuştuğum Beşat Mahalle Muhtarı Ömer Kaya sorularıma çok da yanıt vermek istemedi. Ancak Abdülbaki'nin asılı olarak bulunduğu bilgisini doğruladı. Erkek çocuklarının kaldığı medresenin imamının Abdülhakim olduğunu ifade etti. İmam Abdülhakim'in ailenin akrabası olduğunu söyleniyor.
Muhtarla konuşurken telefonu oğlu aldı ve muhtarın kendisini iyi ifade edemediği gerekçesiyle kendisinden yardım istediğini söyledi.
Muhtarın oğlu, Abdülbaki'nin ailesi tarafından zorla oraya gönderildiğini, çocuğun bir kaç kez kaçtığını, ailenin de okuması için, Kur'an öğrenmesi için medreseye gönderdiğini söyledi.
Medreseye yakın ahırda cenazesi bulunan Abdulbaki'nin kendisini nasıl astığı da mutlaka araştırılmalı. Bu çocuk daha 12 yaşında!
Muhtar Ömer Kaya Duvar gazetesindeki haberde "Bu çocuk birkaç defa ailesine ve beraber kaldığı arkadaşlarına burada kalmak istemediğini belirtti. Hatta 2 defa eve dönüyor ama yine getiriliyor. En son kayboldu" demiş.
Benim yaptığım görüşmede ise "Hiçbir sıkıntısı yoktu" dedi ya da demek zorunda kaldı.
Şanlıurfa Barosu da sürecin içinde... Savcılıkla görüşme yaptıklarını öğrendim.
Baro Başkanı Abdullah Öncel'le de görüştüm. Öncel, baronun Ceylanpınar temsilcisi avukatın aile ile görüştüğünü ancak ailenin 'Rabbim öyle takdir etmiş, kaderdir' dediğini aktardı. Konuştuğum kişiler de bunu teyit etti. Babanın 'takdir-i ilahi' dediğini ifade etti.
Öncel Baro olarak olayı takip edeceklerini, suç duyurusunda da bulanacaklarını belirtti.
Diğer yandan Abdulbaki Dakak'ın ön otopsi raporu da çıkmış. Rapora göre sol ön kol dışta 2 adet 2 santimlik birbirine paralel sıyrık varmış.
Sol kol üste ise 3 santimlik yara yer alıyormuş. Anal ve genital muayene de ise 'post mortem dilatasyon dışında özellik görülmedi" ifadesine yer verilmiş. Anlamı ölüme bağlı doğal şişme ya da genişleme demek.
12 yaşında bir çocuğun asılı bulunması 'intihar' denilerek geçiştirilecek mi yoksa derinlemesine araştırılacak mı?
İntihar olsa bile sürecin kendisi hiç kimseyi, devlet kurumlarını ilgilendirmeyecek mi?
Yine herkes susacak mı?
Candan Yıldız kimdir?
Candan Yıldız, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunu.
Gazeteciliğe HBB’de On’da On Haber Program editörlüğü ile başladı.
Kanal D, TV 8, Birgün Gazetesi, CNNTürk, İMC TV, Halk TV’de muhabirlik, editörlük, ana haber editörlüğü ve haber program koordinatörlüğü yaptı.
Haber kanallarında çeşitli program formatları yarattı. Radyo ve Gazetecilik Ödülleri En İyi Program Ödülü/(1997), Çağdaş Gazeteciler Derneği En İyi Haber Program Ödülü/ (2002) ödülünü aldı.
Avustralya’da SBS Türkçe Radyo Haberler servisine haber yaptı.
"Öteki Sesler" isimli belgesel yaptı. "Dicle’nin Göz Yaşları" ile "Şiddete Karşı Anlatılar-Ayakta Kalma ve Dayanışma Deneyimleri" ortak çalışmalarda yazarlık yaptı.
T24’le birlikte internet gazeteciliğine adım attı.
|