06 Ağustos 2024

CHP’deki kadın kolları seçimine müdahale, parti içine dair ne söylüyor?

Siyasi partilerde erkek yöneticilerin kadın kollarıyla kurduğu ilişki eşit olmayınca tepeden müdahaleler cinsiyet eşitliği mücadelesini zedeler. Kadın kollarının araçsallaştırılması, siyaset sahasının en emektar cinsini karar süreçlerinde etkin kılmaz

CHP Kadın Kolları Kurultayı (Fotoğraf: CHP Basın)

T24 yazarı Murat Sabuncu, konuşulan yazısında CHP’deki iç karışıklığın büyüdüğüne dikkati çekmişti.

Pazar günü yapılan 15. Olağan CHP Kadın Kolları Kurultayı’ndan çıkan sonuç, kurultay günü yaşananlar, partideki bazı erkek siyasetçilerin kurultaya müdahale ettiğine ilişkin açıklamalar, iç karışıklığı gidermeye dönük pansumanın yapılmadığını gösteriyor.

Kadın adayların söylediklerine tek tek bakalım ki fikir versin.

Merve Kır, kendisi  CHP Kadın Kolları MYK Üyesi, 8 yıldır Zonguldak İl Kadın Kolları Başkanlığı görevini yürütüyor. Teşkilattan gelen bir isim. Adaydı ve son anda adaylıktan çekildi.

Kır, X hesabından “Sonuçlar neticesinde başkan seçilen Asu Kaya'dan ziyade, ondan daha fazla emeği olan, çaba sarf eden Veli Ağbaba ve Ulaş Karasu’yu tebrik ediyorum” diyerek mevcut yönetimde etkili olan isimlerin kurultaya müdahale ettiğini açıktan söyledi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve PM üyesi Aylin Nazlıaka da kurultay öncesi yaptığı açıklamada, “kadınların baskı altına alınmadığı, özgür iradeleriyle oy kullandığı” bir kurultay  temennisinde bulunarak kadın delegelere baskı yapıldığını ima etmiş oldu.

CHP’de hâlâ “kol” statüsünde olan kadın kollarının ağırlığının olup olmadığı, yüzde 33 olan cinsiyet kotasının parti içindeki cinsiyetçi mücadeleyi tek başına güçlendirip güçlendirmediği her seçimli kurultay süreçlerinde kendini açık eder.

Kurultay süreçleri bir partiye dair çok şey söyler.

CHP tüzüğüne göre olağan kongre süreçleri, kadın kolları genel başkanlığınca hazırlanacak seçim yönergesi ile düzenlenir.

Mevcut kadın kolları başkanlığı, olağan kurultayda sandıkları il alfabetik sırasına göre hazırlamış ve oy kullanılacak kabine telefonla girilmemesi kararı almış. Ama kurultay günü “teamüle” uygun değil denilerek sandıklar alfabetik sıraya göre sıralanmamış. Konuştuğum bazı CHP’li isimler alfabeye göre olmasını istemediler çünkü hangi kadın delegenin kime oy verdiği belli olacaktı yorumunu yaptılar.

Kimi kadın delegelerin kaldıkları otelde ziyaret edilerek ikna edilmeye çalışıldığı, kullanılan oyun fotoğrafının çekilmesinin istendiği yönünde iddialar da var.

Bütün bu müdahaleler CHP’deki iktidar mücadelesinin bir iz düşümü…

CHP’deki ekipleşmelerin (Kılıçdaroğlu-Özel-İmamoğlu) kadın kolları seçimine yansıdığı açık.

Öğrendiğim kadarıyla Kemal Kılıçdaroğlu ve Ekrem İmamoğlu’nun seçimlere dolaylı ya da doğrudan bir müdahelesi olmamış.

Eylül ayında yapılması planlanan tüzük kurultayının seçimli kurultay olup olmayacağı da müdahelelerin nedenini açıklıyor gibi.

662 kadın delegenin oy kullandığı seçimde, 487 oyla CHP’nin yeni kadın kolları başkanı seçilen Asu Kaya’ya gelince…

Asu Kaya, Osmaniyeli bir hekim. Yeni CHP’li… “Partide emeği olan, örgütlerle bağı olan bir isim değil” yönünde eleştiriler var.

Siyasi partilerde erkek yöneticilerin kadın kollarıyla kurduğu ilişki eşit olmayınca tepeden müdahaleler cinsiyet eşitliği mücadelesini zedeler.

Kadın kollarının araçsallaştırılması, siyaset sahasının en emektar cinsini karar süreçlerinde etkin kılmaz.

Parti içi demokrasinin turnusol kağıdıdır seçimlerde o yapının kendi adayını çıkarabilmesi, teşkilatların iradesinin aday seçimlerine yansıması…

T24’e konuşan eski İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Tunç Soyer mevcut yönetimin kapsayıcı olmadığını, CHP’nin daha demokratik bir örgütlenmeye gideceğini umduğunu söylemişti.

CHP’de “değişimle” başlayan yeni süreç “eski” siyaset biçiminin değişmediği sürece dönüşürse -ki emareler o yönde- tabanın siyaseti kurma, yayma, örgütleme, motive etme, harekete geçirme “kolları” da zayıflamış ya da kesilmiş olur.

Parti içi “hakimiyet” müdahaleleri günü kurtarabilir ama geleceği biraz zor… Diğer yandan 1927 yılında “Cumhuriyetçilik”, “Halkçılık”, “Milliyetçilik” ve “Laiklik”, 1935 yılında “Devletçilik” ve “Devrimcilik” ilkelerinden oluşan Altı Ok ambleminde değişikliğe gidileceği yönünde Özgür Özel’den gelen açıklamaları düzeltmek parti sözcüsü Deniz Yücel’e düştü. Eğer parti tabanında ve parti içinde tartışılsaydı bu şekli değişiklik, “Değişiklik söz konusu değil” açıklaması yapılmazdı herhalde…

Altı Ok’taki “Devletçilik” okunun yarısının yeşile, diğer yarısının mora boyanması isteğinden geri adım atılması “değişim” iddiasının zayıflığına işaret mi bilinmez ama yerel seçimlerde aldığı oyu koruyan hatta daha da artıran bir partinin farklı kesimlerin temel sorunlarına yanıt üretmeye çalışması, o kesimleri inandırması ve bunu somut adımlarla göstermesi, renklerle uğraşmaktan daha elzem olsa gerek…

Candan Yıldız kimdir?

Candan Yıldız, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunu.

Gazeteciliğe HBB'de On'da On Haber program editörlüğü ile başladı.

Kanal D, TV 8, Birgün Gazetesi, CNNTürk, İMC TV, Halk TV'de muhabirlik, editörlük, ana haber editörlüğü ve haber program koordinatörlüğü yaptı.

Haber kanallarında çeşitli program formatları yarattı. Radyo ve Gazetecilik Ödülleri En İyi Program Ödülü/(1997), Çağdaş Gazeteciler Derneği En İyi Haber Program Ödülü/ (2002) ödülünü aldı.

Avustralya'da SBS Türkçe Radyo Haberler servisine haber yaptı.

"Öteki Sesler" isimli belgesel yaptı. "Dicle'nin Göz Yaşları" ile "Şiddete Karşı Anlatılar-Ayakta Kalma ve Dayanışma Deneyimleri" ortak çalışmalarda yazarlık yaptı.

T24'le birlikte internet gazeteciliğine adım attı.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Vicdanımızın Hatıra Defteri: Tarihi iyiler de yazar

Belgeselde başkasının acısına yüz çevirmeyen Rum, Ermeni, Türk, Kürt, Hristiyan, Yahudi, Alevi ve Sünnilerin öyküleri var

Araştırma: Kürt milliyetçiliği yükseliyor

 İstanbul'da yaşayan Kürt ile Diyarbakır'da yaşayan Kürt'ün öncelikleri ve siyasal tercihi dönüşüyor

"
"