22 Şubat 2016

Kış Güneşi, "İntikamım acı olacak" diyor

Prodüksiyonu sağlam bir intikam hikayesi karşımızda.

“İnsan düş içinde düş görüyorsa, uyanması yakındır…” sözüyle yola çıkan; yapımcılığını Endemol Shine Türkiye’nin üstlendiği, başrollerini; Şükrü Özyıldız ve Aslı Enver’in paylaştıkları, Murat Onbul’un yönetmenliğini yaptığı ‘Kış Güneşi’ dizisi bu akşam Show TV’de başlıyor.

Diziyi dün ön gösterimde izledik, o nedenle 'spoiler' vermemeye çalışıyorum.

Sinema salonunda dizi gösterimleri enteresan oluyor, diziler televizyon adlı kitle iletişim aracının doğasına uygun çünkü…

Dizi için ilk sözüm: Aslı Enver ve özellikle de Şükrü Özyıldız'ın enfes oyunculukları oldu... Şükrü’yü belki de televizyonda ilk defa bu denli, bir diziyi iki karakterle sırtlarken görüyoruz. Ekip için de bu anlamda çekimlerin zor olduğu aşikar. Burada da reji ve kurgunun başarısı büyük.

Ve de müthiş bir karakter oyuncusu çok sevdiğim Hakan Boyav, tecrübesini konuşturuyor. Onu iyi bir festival filminde görmeyi çok istiyorum.

 Cast çok başarılı, çok iyi oyunculardan oluşuyor: Şenay Gürler, Mahir Günşiray, Hakan Boyav, Başak Parlak, Hakan Gerçek, Berrak Kuş, Gamze Süner Atay ve Mehmet Esen…

Dizi günümüzle başlayıp, flashback'le devam edip tekrar günümüze dönüyor. Özellikle kaza sahnesi çok başarılı olmuş, belli ki ekip özenli çalışmış. Genel olarak dizilerimizin sorunu olan flashback yaptık o zaman renkleri değiştirmeliyiz sorunu burada da baş gösteriyor.

Bu anlamda tek doğru örneğimiz bence 'Suskunlar' idi. O geçişleri efektsiz, renk değişimsiz harika bir kurguyla hissettirmeden veriyordu.

‘Kış Güneşi’nde de temel sorun diğer tüm dizi ve filmlerimizde olduğu gibi aşırı müzik kullanımı, artık lütfen birileri müdahale etsin. Dizinin süresi de uzun diğer dizilerimiz gibi malum, Mahsun Kırmızıgül dizileri ve filmlerindeki yoğun, her sahnede müzik kullanımı çok rahatsız edici. Bu anlamda bütün dizi ve film sektörüne bir workshop düzenlemeli sanki artık…

Dizi sürelerimizin uzunluğuna hala bir formül geliştiremedik insanoğlu olarak, yıllardır yazdık çizdik, yazıyoruz çiziyoruz hala… Nice deneme yapıldı edildi ama yine 100 dakikadan kısa olmuyor, olmuyor. Hal böyle olunca, haydi artık burada bitmeli dediğim hiçbir yerde biten bir ilk bölüm olmuyor. Diğer Bölüme kalsaydı dediğim malzemesini biraz bolca harcayıp, hızlı akıyor. Hızlı sonuca ulaşıyor.

Ancak, bir sonraki bölümü merak etmemiz için fazlasıyla öğe de verdiğinden, izleyicinin de yoğun ilgi göstereceği kadrosu, prodüksiyonu sağlam bir intikam hikayesi karşımızda.

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Ali Kemal Çınar: Zayıf yönlerini görüp bunun üzerine gitmek, ancak güçlü gördüğün yönlerinin varlığından cesaret alarak yapılabilir

Ali Kemal Çınar ile son filminden Kürt sinemasında birey olma sorunsalına, Diyarbakır'dan Türkiye Sineması'nın geleceğine uzanan bir söyleşi gerçekleştirdik

Ulaş Tosun: Merhaba Canım'ın yarattığı etki, belki tasarlanmış estetiğin bir kere daha çöküşü olarak yorumlanabilir

Merhaba Canım benim için sansürün ve otosansürün tüm gücünü hissettiğim bir çalışma oldu

"
"