Kaan Tangöze, Bulutsuzluk Özlemi'yle yaptıkları bir düette rock müziğin sadece gitarla yapılan daha farklı şeyler de anlatan bir müzik olduğunu söylemişti. Elbette Tangöze bunu ilk söyleyen ilk kişi değil. Rock'ın genetiği gereği suyla ve sabunla olan ilişkisi bir hayli içli dışlı. Buna varoluş meselesi de dâhil. Rock elbette bir başkaldırı. Bunu anlatmaya gerek yok.
Ama zaman geçtikçe bu başkaldırının içine -yapılan türle de bağlantılı olarak- varoluşsal sorunlar, insanın ruhsal durumu gibi birçok konu eklendi. Şiirsel sözlerle desteklenen bu konuların en çok yakıştığı müzik türü de kuşkusuz deneysel rock. Kendine açtığı özgür alanda, sınırsız sularda icra edilebilen deneysel rock'ın ülkemizdeki son dönemdeki en iyi isimlerinden birisi Par'ya. Ankara çıkışlı, vokalde Batu İman, bas gitarda Canberk Bulut ve davulda Faik Demirbilekten'ten oluşan grubun isminin hikâyesi Hindistan'daki kast sisteminde köle dahi sayılmayan bir kesimden geliyor. Grup içinde bulunduğumuz dünyanın bu durumuna tepki çekmek için bu ismi tercih etmiş.
On şarkının yer aldığı 'Dünyadışı' albümü ufku olmayan bir manzaraya bakar gibi insanın içine işliyor. Çok kafa yorulacak sözler, vurucu bir vokal ve hepsinin birleşimi müzikal bir deneyim… Par'ya daha çok ses getirecek!
Par'ya ile 3'te 3
Dünyanın tamamının "Par'ya" olduğunu mu düşünüyorsunuz?
Dünyanın yarısının parya, diğer yarısının brahman olduğunu düşünüyoruz. Artık grilerin olmadığı, ya siyah ya beyaz olduğumuz bir dünya var bizce. Ancak maalesef dünyanın çoğunluğu parya. Ezilen, hor görülen ve itilen insanların sayısı her geçen gün artıyor. Biz bunu kendi hayatlarımızda iliklerimize kadar hissettiğimiz için grubun adını Par'ya koyduk. Yalnız bu dışlanma insan ilişkilerinden bahseden bir dışlanma değil. Hayatı sürdürebilmek için gerekli olan şeylerden mahrum kalmak gibi düşünebilirsiniz.
Bir röportajınızda dinleyicinin müziğinizi ilginç bulduğu için dinlediklerini söylemişsiniz. Neresi ilginç geliyor olabilir?
Dinleyicilerin şarkılarımızı ilginç bulması, dinleyicilerin yorumlarından yola çıkarak öğrendiğimiz bir durum. Standart müzik formlarını elimizden geldiğince esnemeye çalışıyoruz ancak bir noktada işin matematiksel kısmına sadık kalıyoruz. Ancak şarkı trafiklerimizi ilginç bulan insanlar olması bizi şaşırtmıyor. Çoğu şarkımızın nakaratı bile yok. Çok kısıtlı vokal partisyonları bulunduran şarkılarımız var. Insanlara ilginç gelmesi, özellikle Türkiye'deki vokal odaklı müziğe alıştıklarını göz önünde bulundurursak şaşılacak bir durum değil. Çoğu kimse grubu sahnede 3 kişi görünce bile şaşırıyor. Dolu bir soundumuz olduğunu, bunu 3 kişiyle nasıl başardığımızı soruyorlar. Tüm bunlardan yola çıkarak vardığımız yargı bu.
Albümdeki şarkılardan herkesin farklı şeyler bulabileceğini düşünüyorum. Katılır mısınız?
Dünyadışı bizim ilk albümümüz. Bu albüm aslında 2 yıllık bir sürecin meyvesi. Albümü oluşturan şarkıların her biri farklı bir yaşam dönemimizi yansıtıyor. Kısaca 3 kişinin 2 yıl boyunca geçirdiği dönüşümü anlatıyor. Herkes kendiyle küçük veya büyük bir yakınlık kurabilir.