18 Haziran 2020

Yabancı yatırımcıyı suya götürüp susuz getirme hikâyesi: Özel sektörün kurduğu Turkcell devletin eline nasıl geçti?

Turkcell’de fırtına yılda bir kez yapılan şirket genel kurulunda kopacaktı. O toplantı 2010-2014 arasında bir türlü yapılamadı. Çünkü devlet Hükümet komiserini göndermiyordu

Gündemden kısa bir haber: "Telia'nın Turkcell'deki hisselerinin satışı için Türkiye Varlık Fonu (TVF) ile görüştüğü belirtildi."

Bu kısa haberin arkasında çekişmelerle, entrikalarla, saray oyunlarıyla dolu koca bir tarih var.

Turkcell’i Çukurova Holding’in patronu Mehmet Emin Karamehmet ve Murat Vargı 1994’te kurmuş, daha sonra İsveçli telekomünikasyon şirketi Sonera’yı (Şimdiki adıyla Telia) ortak almışlardı. 2000 yılına gelindiğinde şirketin ortaklık yapısı şöyleydi: Turkcell Holding A.Ş. (yüzde 51; Turkcell Holding'in hisse yapısını yazının sonunda aktaracağım), Çukurova Grup Şirketleri (yüzde 15.5), Sonera Holding (yüzde 13.3), halka açık (yüzde 10.5) ve diğer hissedarlar (yüzde 9.7).

2001 Krizi'nde devlet Çukurova Holding’in bankaları Yapı Kredi ve Pamukbank’a el koyunca Karamahmet’in sıkıntıları başladı. Mali zorluktan kurtulabilmek için Turkcell’deki hisselerinin bir kısmı karşılığında Rus Alfa’dan borç aldı. Telia buna karşı çıktı: Sözleşmeye göre hisse devrinde önceliğin şirketin diğer ortaklarında olduğunu, Alfa’nın hisselerinin kendisine verilmesi gerektiğini öne sürüyordu.

Kısacası Telia, bu toz duman içinde Turkcell’in tamamını ele geçirme hayaline kapılmıştı. Alfa’ya devredilen veya rehnedilen (Çukurova, Alfa’ya hisse devri yapılmadığı, borç karşılığı hisse rehni yapıldığını savunuyordu) hisselerinin kendisine verilmesi için yurtdışında tahkime gitti.

"Ele geçirme hayaline" dedim çünkü başka ülkelerde normal sayılabilecek böyle bir girişime AK Parti iktidarının izin vereceğini düşünebilmek için bence Türkiye siyaseti konusunda zır cahil olmak gerekiyordu. Telia bu boş hayalin peşinde yıllarca koşacaktı…

Bununla birlikte o dönemi yakından bilen kaynaklar, Telia’nın hayalinin o kadar da boş olmadığını, Hükümet’in şirkete Turkcell’i devralabileceği işareti verdiğini söylüyor...

Turkcell’de fırtına yılda bir kez yapılan şirket genel kurulunda kopacaktı. O toplantı 2010-2014 arasında bir türlü yapılamadı. Çünkü devlet Hükümet komiserini göndermiyordu.

Derken iktidar, Gordiyon’un düğümünü kılıçla kesti: Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından alınan bir kararla Turkcell’in yönetim kurulu lağvedilmiş, yeni yönetim kurulunun "bağımsız" üyelerden oluşacağı ilan edilmişti. Bağımsız? Canım, ortaklardan bağımsız, yoksa Türkiye’de devletten bağımsız iş yapmaya kim cesaret edebilir? "Bağımsız" yönetim kurulu üyeleri arasında eski Bakanlar Atilla Koç, Hilmi Güler gibi isimler vardı. Turkcell aslında o gün devlete geçmişti.

Bir süre sonra Turkcell’in CEO’su değişti. Microsoft’tan transfer edilen ve kimseye eyvallah deme ihtiyacı bulunmayan Süreyya Ciliv gitti, yerine 2015’te Kaan Terzioğlu geldi. Yeni CEO şirkette kapsamlı bir "reorganizasyona" girişti. Şirkete Çukurova’nın yönetiminde atanan tecrübeli yöneticilerin değiştirildiği, yerlerine iktidara yakın isimlerin getirildiği söyleniyordu. Kıskançlıktan! Türkiye’de hiç böyle bir şey olabilir mi?

Bir süre sonra Turkcell, çok ses getiren, Nil Karaibrahimgil’in oynadığı "Özgür kız" reklamlarını kaldırdı. Özgür kız mı, tövbe tövbe… Ve Turkcell’in, ismi yurtlarında yaşanan çocuk tacizleriyle anılan Ensar Vakfı’na sponsor olduğu ortaya çıktı.

Bu arada Mehmet Emin Karamehmet, Rus Alfa’ya borçlarını ödeyebilmek için Ziraat Bankası’ndan 1.6 milyar dolar kredi kullanmış, bunun için Çukurova’nın Turkcell’deki hisselerini teminat göstermişti. 2018 yılında yönetim kuruluna Telia, Alfa ve Çukurova’dan birer temsilci alınmasına karar verilince Çukurova’ın temsilcisi Ziraat Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın oldu.

Geldik bugüne... "Telia'nın Turkcell'deki hisselerinin satışı için Türkiye Varlık Fonu (TVF) ile görüştüğü belirtildi" haberinin arkasında saray oyunlarıyla dolu koca bir tarih olduğunu söylerken haksız değilmişim, öyle değil mi?

Telia’nın hisselerinin Varlık Fonu'na satışı karşılığında alacağı 530 milyon dolar, Turkcell'in piyasa değerinin yüzde 54 altında bir tutara karşılık geliyor. Bunu kurtardıklarına da seviniyorlardır bana kalırsa. Nitekim Bloomberg dün, Telia’nın Turkcell’deki hisselerini uzun zamandır satmayı istediğini ama hissedar yapısıyla ilgili belirsizlik nedeniyle alıcı bulamadığını belirterek, "Şirket Türkiye’den çıkabilmek için yüksek bir fiyat ödemeyi göze aldı" diyordu.

Türkiye’ye artık neden doğrudan yabancı yatırımcı gelmiyor sizce?

Son olarak Turkcell’in hisse yapısıyla ilgili teknik bilgi:

Turkcell Holding A.Ş.’nin yüzde 47’si Telia'ya (Eski Sonera) ait. Kalan yüzde 53’lük payı elinde bulunduran Cukurova Telecom Holdings’in ise yüzde 51’i Çukurova Holding’e, yüzde 49’u da Rus Letterone’ın (Alfa Telekom Turkey’in çatı şirketi) kontrolünde. Kamuyu Aydınlatma Platformu’nda (KAP) yer alan bilgilere göre borsada işlem gören yüzde 49’luk hisse oranı dışında Turkcell’deki dolaylı ortaklık yapısı şu şekilde: Sonera Holding B.V. (yüzde 24.02), Çukurova Grup Şirketleri (yüzde 13.76) ve Alfa Telekom Turkey Limited (yüzde 13.22).


(Hisse yapısı için kaynak: Habertürk.)

Yazarın Diğer Yazıları

Helalleşme yazısı

Helalleşelim. Ama ayrılmayalım

Cumhurbaşkanı Erdoğan faiz indirimi konusunda neden ısrarcı? Kafasındaki plan ne?  

Muhtemelen (İki aydır olduğu gibi) kur akışa bırakılacak, faiz indirimleri sürecek, seçim öncesi olası atakları karşı rezerv açığı kapatılmaya çalışılacak, inançla yola devam edilecek.

Anadolu burjuvazisi şimdi ne düşünüyor?

2018’e kadar amasız, fakatsız destekledikleri AKP’nin arkasında dimdik duruyorlar mı hâlâ? Yoksa ekonomideki, dış politikadaki maceracılıktan, beceriksizlikten bezdiler mi?

"
"