21 Şubat 2019

Sebze enflasyonunun üstü örtülen sebebi: Gübredeki özelleştirme

Gübre fabrikalarını özelleştirenlerin aklına cari açığın patladığı dönemlerde gıda enflasyonun patlayacağı gelmiş miydi, bilinmez

“Her derde deva” ilaçlar gibi siyaset ve ekonomide de her derde deva olduğu iddia edilen bazı formüller var. “Askeri vesayetin kaldırılması”, 7-8 yıl öncesine kadar bunlardan biriydi mesela. Türkiye’nin askeri vesayet sorunu olmadığını iddia edecek değilim. Ama askeri vesayet öyle bir anlatılmıştı ki, her şeyin ondan türediği, dolayısıyla bir kez ortadan kaldırılınca, Türkiye’nin tüm sorunlarının çözüleceğini düşünmemek elde değildi. Sonuç: Askeri vesayet büyük oranda kaldırıldı, Türkiye’nin bugünkü durumu ortada...

Özelleştirme de 1980’li ve 90’lı yıllarda Türkiye’ye her derde derman ilaç gibi sunulmuştu. Siyasiler ve ekonomistler öyle bir tablo çizmişlerdi ki, ekonominin bütün sorunlarının, bütçe açığının, verimsizliğin, işsizliğin sebebinin devlet işletmeleri olduğuna, özelleştirmeler bir kez yapılınca tüm sorunların çözüleceğine inanmamanız mümkün değildi...

Aradan geçen sürede on milyarlarca dolarlık özelleştirme yapıldı, pek çok başka şeyle birlikte gübre fabrikaları da özelleştirildi. Sonuç: En temel tarımsal girdilerden biri olan gübre dolara endeksli hale geldi. Tıpkı Seka kapatılınca kağıt fiyatlarının dolara endeksli hale gelmesi gibi. (Seka’nın özelleştirilmesinin Türkiye’yi kağıtta nasıl dışa bağlı hale getirdiğini ve bunun kültür hayatına etkilerini T24’te anlatmaya çalışmıştım: https://t24.com.tr/yazarlar/baris-soydan/seka-ozellestirmesi-kitaplarin-koprulere-kurban-edilmesinin-oykusu,20383)

Tarımsal üretimde kullanılan girdilerden mazotta neredeyse tamamen, tarım ilacı ve gübrede yaklaşık yüzde 90 oranında, özellikle sera tohumlarında önemli düzeyde yurt dışına bağımlıyız. Bu nedenle döviz fiyatındaki en ufak bir artış çiftçinin üretim maliyetini önemli ölçüde artırıyor. Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Ahmet Atalık’ın Tarım ve Orman Bakanlığı ile Et ve Süt Kurumu’nun verilerinden derlediği verilere göre 2018 yılında mazotun fiyatı yüzde 23.2, ülkemizde en yaygın kullanılan üre gübresinin fiyatı yüzde 69 ve DAP gübresinin fiyatı yüzde 63 oranında artış gösterdi.

Mazotun fiyatındaki artış oranı Eylül ayında yüzde 35’e, DAP gübresinde Ağustos ayında yüzde 104’e, üre gübresinde Ağustos ayında yüzde 114’e kadar yükseldi. Dünya gazetesi tarım yazarı Ali Ekber Yıldırım, Ağustos ayında, “Fiyat arttı, çiftçi gübre alamıyor" başlıklı yazısında şöyle diyordu: “Hammadde bakımından gübrede yüzde 90’nın üzerinde dışa bağımlı olan Türkiye, dövizdeki artışa bağlı olarak fiyat artışlarını kontrol edemiyor.” Aynı günlerde Ekşi Sözlük’te gübre zammıyla ilgili açılan başlığa girilen bir entry’de ise şöyle denmişti: “Anadolu’nun en ücra köyünden organik diye aldığınız meyve ve sebzede bile bu gübreler kullanılmakta. O yüzden gübre zamları meyve sebzeye yansıyacak.”

Kısacası perşembenin gelişi çarşambadan belliydi.

Sadece gübre ve mazot değil, tarım ilacı fiyatları da 2018 yılı içinde yüzde 50 - yüzde 80 arasında arttı. Ahmet Atalık’ın cümleleriyle, “Tarımsal girdilerin satış fiyatlarının çok sık değişmesi üzerine bayilere sürekli fiyat listesi fakslamaktan bıkan firmaların bir kısmı satışını durdururken, bir kısmı da dolar üzerinden satış fiyatı listesi göndermeye başladı. Ani yükselen fiyatlar karşısında çiftçi tarım ilacı ve gübreye ulaşmakta güçlük yaşadı.”

Fiyatlardaki hızlı artış çiftçinin gübre kullanımını geriletti. İthalatımız yaklaşık 5.4 milyon tondan 2018 yılında 4.3 milyon tona indi. Yani yüzde 19 düştü.

Gübre fabrikalarını özelleştirenlerin aklına Türkiye’nin kronik bir cari açık sorunu olduğu, cari açığın patladığı dönemlerde doların da patladığı, bunun gübre fiyatlarını ve haliyle gıda enflasyonunu patlatacağı gelmiş miydi, bilinmez. Ama gübre fabrikalarının özelleştirilmesi tam da buna yol açtı. Sendikalar ve ziraat odaları o dönemde bu uyarıyı yapmış ama dinletememişlerdi. TÜGSAŞ 2005’te özelleştirilirken Petrol-İş sendikasının Samsun Şube Başkanı Necdet Kan şöyle demişti örneğin: “Devlet gübre sektöründen elini çekerse, ekmeğin fiyatı bugün 250 bin lira ise 600 bin liraya yükselir...”

Gıda fiyatlarındaki artışın pek konuşulmayan başka nedenleri de var. Devam edeceğiz...

 

Yazarın Diğer Yazıları

Helalleşme yazısı

Helalleşelim. Ama ayrılmayalım

Cumhurbaşkanı Erdoğan faiz indirimi konusunda neden ısrarcı? Kafasındaki plan ne?  

Muhtemelen (İki aydır olduğu gibi) kur akışa bırakılacak, faiz indirimleri sürecek, seçim öncesi olası atakları karşı rezerv açığı kapatılmaya çalışılacak, inançla yola devam edilecek.

Anadolu burjuvazisi şimdi ne düşünüyor?

2018’e kadar amasız, fakatsız destekledikleri AKP’nin arkasında dimdik duruyorlar mı hâlâ? Yoksa ekonomideki, dış politikadaki maceracılıktan, beceriksizlikten bezdiler mi?