Sayın Cumhurbaşkanı,
Devlet adamlığı, sadece doğru projeleri hayata geçirmek değil aynı zamanda yanlış projelerden “Ne derler?” diye düşünmeden cesurca vazgeçebilmektir. Önceki gün açılışlarını yaptığınız İstanbul-İzmir Otoyolu ve Bursa Şehir Hastanesi’nin yapımında “kamu-özel işbirliği” yönteminin tercih edilmesinin ne kadar yanlış olduğunu siz de görüyor olmalısınız. İstanbul-İzmir Otoyolu’nu kullananlar, köprü ve otoyola, gidiş dönüş için en az 592 TL ödeyecek. Aynı yol uçakla 226 TL tutuyor. Sayın Cumhurbaşkanı, kurmaylarınıza "Yahu böyle saçmalık olur mu?" diye çıkışmış olmalısınız.
Bu saçmalığın sebebi, Sayın Cumhurbaşkanı, İstanbul-İzmir Otoyolu’nu kamu-özel işbirliği yöntemiyle yaptırıp işletmesini özel sektöre bırakmanızdır.
İngilizcede “Public private partrnership” (PPP) denen “kamu-özel işbirliği” yöntemi, sizin bulduğunuz bir model değildi. İngiltere’de ortaya çıkıp oradan dünyaya yayıldı. Başta Dünya Bankası olmak üzere uluslararası kurumlar tarafından size de tavsiye edildi. Sayın Cumhurbaşkanı, lütfen saygısızlık olarak algılamayın ama korkarım onların dolduruşuna geldiniz. Size, "Kamu-özel işbirliği” sayesinde “Devletin cebinden para çıkmadan” hastane, yol yapılacağı söylenmişti. Sayın Cumhurbaşkanı, aradan geçen zamanda anlaşıldı ki, bu yöntemde devletin kasasından daha az değil, daha çok para çıkıyor!
Size Bilkent Şehir Hastanesi’ni örnek vermek isterim...İhale teorisi ve uygulaması uzmanı Prof. Dr. Uğur Emek’in hesaplamalarına göre Bilkent Şehir Hastanesi, devlet tarafından yapılmış olsaydı harcanacak paradan yüzde 173 daha pahalıya mal edildi!
Bir örnek de Kayseri’den, Sayın Cumhurbaşkanı…1.583 yataklı Kayseri Şehir Hastanesi için ihale tarihinde 427 milyon TL başlangıç yatırımı yapılması ve 25 yılda işletmeci şirkete 3 milyar 443 milyon TL ödenmesi öngörülüyordu. Oysa mesela devletin kendi kurup işlettiği Erzurum’daki 1.200 yataklı hastane 193 milyon TL’ye, yani bu tutarın yarısına mal edilmişti!
Sayın Cumhurbaşkanı, Sağlık Bakanlığının verilerine göre şehir hastanelerinin 1 metrekaresi 848 dolara, bir yatağı ise 243.362 dolara mal oluyor. Bakanlık bu rakamları açıkladığında 1 dolar 3.8 TL’ydi. Kısacası o dönemde şehir hastanelerinde bir yatağın Türk parası cinsinden maliyeti 654.785 TL idi. Aynı dönemde devlet hastanelerinde ise bir yatağın maliyeti 269.991 TL olarak hesaplanmıştı. Yani dolar patlamadan önce bile kamu-özel işbirliğiyle yapılan şehir hastanelerinde yatak maliyeti, devlet hastanelerinin iki katıydı!
Sayın Cumhurbaşkanı, kamu-özel işbirliği projeleriyle ilgili sorunlar keşke bunlardan ibaret olsa. Daha önemli, çok daha önemli bir sorun var; şimdi yüksek müsaadenizle ona geliyorum.
Bildiğiniz gibi Sayın Cumhurbaşkanı, kamu-özel işbirliği projelerinde işletmeci şirketlere hasta ve araç garantileri verdiniz. Garanti edilen rakamlara ulaşılamazsa aradaki fark devlet kasasından ödeniyor.
Mesela Osmangazi Köprüsü için işletmeci şirkete günde 40 bin araç garantisi verildi. 4 ayrı kesimden oluşan İstanbul-İzmir Otoyolu’nda da garantiler günde 17 bin ile 35 bin araç arasında değişiyor. Şehir hastanelerinde ise yüzde 70 doluluk garantisi verildiği biliniyor.
Sayın Cumhurbaşkanı, sizin de bildiğiniz gibi halk pahalı geldiği için Osmangazi ve Yavuz Sultan Selim Köprülerini kullanmıyor. Osmangazi’de günlük 35 dolar + KDV olan geçiş ücreti nedeniyle eksik kalan 5 milyon 501 bin 38 araç için geçen yıl işletmeci şirkete Hazine'den 1 milyar liradan fazla para ödediniz.
Bu daha başlangıç Sayın Cumhurbaşkanı. Kamu-özel işbirliği projeleri bütçede bir kara deliğe dönüşecek. Bütçe açığını kapatabilmek için sigaraya, elektriğe zam üzerine zam yapmak zorunda kalacaksınız.
“Dünya kadar para veriyoruz ama kaymak gibi yolları kullanan halkın hayır dualarını alıyoruz” diyebilseniz keşke. O zaman kamu-özel işbirliği projelerinin belki bir mantığı olurdu. Heyhat, 592 liralık İstanbul-İzmir Otoyolu için kim hayır duası eder?
Olabilir, Sayın Cumhurbaşkanı, herkes hata yapabilir. Büyük devlet insanları, yanlışlarından cesaretle dönebilenlerdir. (“Devlet adamlığı” cinsiyetçi bir kelime olduğu için devlet insanı dememi umarım anlayışla karşılarsınız.)
Gelin, henüz sözleşmesi yapılmamış kamu özel işbirliği projelerinden vazgeçin. Hayata geçmiş olanların hasta ve araç garantilerini de yeniden müzakere edin, TL’ye çevirin.
Bir kararnameye bakar Sayın Cumhurbaşkanı. Cumhurbaşkanlığı sistemine böyle cesur kararlar için geçmedik mi?
Arz ederim.