Bugün, gündemin delice hızı içinde kaynayıp gittiğini düşündüğüm dört önemli haberden söz edeceğim. Önce Capital dergisinin Eylül sayısında yer alan Ferit Şahenk röportajı, sonra Vakıf Yatırım'ın dolardaki yükselişten kazanç elde eden şirketlerle ilgili raporu, ardından Sabancı Holding'in krizin ortasında satışa çıkardığı şirketlerin kaderi ve son olarak yine Capital’den, yurtdışındaki Türk şirketlerinin ciroları.
Şeytan bazen ayrıntıda gizlidir.
1) KUR FARKINDAN 1 MİLYAR TL KAZANMAK
Evet kriz, döviz borcu olan şirketleri fena vurdu. Ama bunun tersi de doğru: Krize kasası dövizle dolu giren şirketlere de bir anlamda talih kuşu kondu... Vakıf Yatırım geçen hafta, krizde en fazla kur kazancı elde edecek olan şirketlerle ilgili bir rapor yayınladı. Vakıf Yatırım’a göre borsa şirketleri arasında 30 Haziran itibarıyla en çok döviz fazlası olanlar, Doğan Holding ve Şişe Cam’dı.
Vakıf Yatırım’ın, şirketlerin 2018 Haziran sonu döviz pozisyonlarını korudukları ve kurların Eylül ayını 31 Ağustos tarihindeki seviyelerinden kapatacağı varsayımıyla yaptığı hesaplamalara göre üçüncü çeyrekte, Türk Hava Yolları 2.2 milyar TL, Doğan Holding 1.2 milyar TL, Şişecam 946 milyon TL kur farkı kazancı elde edebilecek.
Buna karşılık bir de üçüncü çeyrekte en fazla kur farkı zararı yazabilecek şirketler var. Onların başında da, 5.4 milyar TL ile Türk Telekom geliyor...
2) ŞAHENK NEREDE HATA YAPTI?
Doğuş Holding'le bankalar arasındaki yeniden yapılandırma görüşmeleri geçtiğimiz ay tamamlanmıştı. Tarafların iki yılı ana para ödemesiz 2 + 4 yıl ödemeli plan üzerinde anlaştığı medyaya yansıdı. Capital dergisi Yayın Direktörü Rauf Ateş’in Ferit Şahenk’le yaptığı röportajdan, ailenin bankalara 3.6 milyar dolar teminat verdiğini öğreniyoruz: “Bu anlaşmayla birlikte aile de imza verdi. Yüzde 150’ye yakın teminat koyuyoruz. 2.3 milyar Euro düzeyinde, 5 şirketin kredisinden söz ediyoruz. Doğuş Holdingin bütün kredi portföyünün yüzde 42’sini kapsayacak bir anlaşma olacak. Bunun için vereceğimiz teminatın tutarı ise 3.6 milyar Euro’yu buluyor. Burada hem teminat hem Aile’nin imzası çok önemli. Rahmetli babam Ayhan Şahenk, ‘Sen inandığını göster ki herkes göstersin, inansın’ derdi. Babamın sözü çok önemli... Biz bu anlaşmada bu inancı da göstermek istiyoruz", diyor Ferit Şahenk.
İnsan elde olmadan düşünüyor, gösterilen teminatlar arasında ailenin yurtdışındaki malları da var mı acaba? Şahenk, Capital’deki söyleşisinde yurtdışındaki yatırımlarının bilançosunu şöyle çıkarıyor:
"3’ü Türkiye, 3’ü Hırvatistan, 4’ü Yunanistan’da olmak üzere 10 marinamız var. Montenegro’da (Karadağ) bir işletme yapıyoruz. Bir de inşallah yakın zamanda Ortadoğu’nun gözde mekanlarından birinde işletme almak için imza atacağız. Ayrıca Bersolana ve Marsilya’da 2 adet mega yatlar için bakım ve onarım merkezi var. 8’i yurtdışında olmak üzere 21 otel var. 2 otel yapım aşamasında. Biri Galataport bünyesinde açılacak Peninsula, diğeri Yunanistan’daki Four Seasons."
(Şahenk röportajda, işlerinin yurtdışında olan kısmının yüzde 19 ile sınırlı olduğunu söylüyor.)
Doğuş Holding, kredi yapılandırması için bankalara başvurduğunda herkes çok şaşırmıştı. Çünkü Garanti Bankası'nı toplamda 8 milyar dolara satan Şahenk Ailesi'nin nakit zengini olduğu düşünülüyordu. Ben de o dönemde T24'te, "Şahenk'in 8 milyar doları nereye gitti?" başlıklı bir yazı yazmıştım. Ferit Şahenk, Capital dergisinin Eylül sayısında yer alan röportajda bu borcun nereden çıktığını şöyle anlatıyor: “Bizim de hatalarımız vardı. Bunu görmek lazım. Yoksa faiz şöyle oldu, kur buraya gitti ile gelinen durumu açıklamak mümkün değil. Bizim de grup olarak öngörülü olmamız gerekirdi... Bir kere yaptığımız bazı yatırımlar hareketler oldu. Finansman tekniklerinde de hatalar yapmışızdır."
3) SABANCI’NIN ŞANSSIZLIĞI
İçinden geçtiğimiz günlerin önemli gelişmelerinden bir başkası, Sabancı Holding'e ait Teknosa'nın yüzde 75 hissesi için daha önce 90 milyon dolar teklif eden Alman MediaMarkt'ın, kurdaki çalkantı nedeniyle satın almadan vaçgeçmesiydi. MediaMarkt'ın en az ekim ayına kadar teklifini yeniden gözden geçireceği ve satın almaktan vazgeçip vazgeçmediğine karar vereceği belirtiliyor.
Sabancı Temmuz ayında Teknosa'nın yanı sıra 3 çimento şirketini, ana hissedarı olduğu Çimsa'ya ait Kayseri ile Niğde Çimento ile Akçansa'ya ait Ladik Çimento'yu da satışa çıkarmıştı. Reuters, 18 Temmuz tarihinde geçtiği haberde, Sabancı'nın çimento fabrikalarının satışı için Ünlü & Co'ya yetki verdiğini bildiriyordu... Teknosa'da olduğu gibi çimento fabrikalarında da muhtemel alıcıların kriz nedeniyle bekle - göre geçtiğini tahmin etmek güç değil...
4) GELECEĞE YÖN VERECEK DİNAMİK
Türkiye ekonomisi artık küresel ekonominin ayrılmaz parçası. Bu gerçeği göz önünde bulundurmadan krizin ekonomiye etkilerini anlamak güç. Capital dergisinin Eylül sayısında, yurtdışında kurulu en büyük 50 Türk şirketiyle ilgili ilginç bir de araştırma var. Birinci sırada Türkiye’de bankalardan kredilerinin yeniden yapılandırılmasını isteyen Ülker, yani İngiltere’deki adıyla Pladis var. Pladis’in toplam cirosu 4.7 milyar dolar. Arçelik’in Hollanda operasyonlarını yöneten Ardutch’ın cirosu 2.9 miyar dolara ulaşmış. Arçelik’in İngiltere’deki şirketi Beko PLC 496, Romanya’daki şirketi Arctic ise 469 milyon dolar ciro elde ediyor. Listede Arçelik’in daha pek çok şirketi var. Koç Holding şirketi Arçelik için “Gerçek anlamda küresel ilk Türk şirketi” demek yanlış olmaz. Ama sadece Koç değil, büyük grupların birçoğu küresel ekonomiye sağlam biçimde eklemlenmiş.
Anadolu Grubu’nun Rusya’daki şirketi Efes Bereweries 770 milyon dolar, Şişecam’ın bu ülkedeki şirketi 262 milyon dolar ciro elde ediyor. Hüsnü Özyeğin’in şirketi Fiba Grubu’nun Rusya’daki perakende sektörü satışları da 130 milyon doları bulmuş…
Eskiden Avrupa Birliği’ne, “Onlar ortak, biz pazar” sloganıyla karşı çıkılırdı. Yukarıdaki tabloda görüleceği gibi bugün kim ortak, kim pazar, eskisi kadar net değil...