Önce haber: Merkez Bankası’nın dün yayınladığı Haftalık Para ve Banka İstatistikleri, rezervlerdeki erimenin sürdüğünü gösterdi. Merkez Bankası’nın toplam rezervleri, geçen hafta 5 milyar 852 milyon dolar azalarak 89 milyar 554 milyon dolara geriledi.
Şimdi yorum. Ama önce bir soru: 89.5 milyar doların ne kadarı gerçek rezerv? Bu soruyu sormamız lazım çünkü Merkez Bankası’nın rezervlerine bankalar ve bu arada Katar’la yaptığı Swap’lar da dahil.
Swap para takası demek. Bankalar ellerindeki dövizi Merkez Bankası’na veriyor, Merkez Bankası da karşılığında, belirli bir süre için TL sağlıyor. Böylece bankalar, kasalarını tıka basa dolduran dolar-Euro yerine TL ile kredi verme imkanına kavuşuyorlar; Merkez Bankası’nın rezervlerinde de bol bol döviz görünüyor. Alan razı, satan razı...
İyi de Swap’ların bir sahibi ve bir vadesi var. Swap’ları çıkarırsak Merkez Bankası’nın döviz rezervi ne kadar? Bloomberg’in cevabı: Sıfırın bile altında. “Yok daha neler!” dediniz değil mi?
Bloomberg’in hesabı şöyle: Merkez Bankası’nın brüt rezervlerinden bankaların zorunlu karşılıklarını (Evet, onlar da Merkez Bankası’nın rezervlerinde görünüyor) ve diğer bazı yükümlülükleri düşünce net rezervin 26.3 milyar dolar olduğunu görüyoruz. Ama daha Swap’la borç alınan parayı çıkarmadık. Onlar ne kadar? “Şubat’ta yayınlanan son resmi veriye göre 25.9 milyar dolar” diyor, Bloomberg. Katar’ın 2018’deki kriz esnasında Türkiye’ye sağladığı Swap imkanının da bu tutara dahil olduğunu belirtelim.
Bloomberg’in hesabına göre kısa vadeli Swap’lar da çıkarıldığında Merkez Bankası’nın gerçek rezervi sıfırın da altına iniyor. “Yok daha neler” diye burun kıvrılıp geçilecek bir iddia değil...
Merkez Bankası’nın dolarları nereye gitti? Kutsal bir davaya, TL’nin müdafaasına. Eski bankacı Kerim Rota’nın ironik sözleriyle amaç, “Yıllardır Türk Lirası üzerine oyun oynayan dış mihrakların elini yakmak, bir daha da bu tür spekülasyonlara cüret edemeyecek bir noktaya getirmekti.”
Kerim Rota’nın ekonomist Haluk Bürümcekçi’nin raporlarından yola çıkarak yaptığı hesaba göre Merkez Bankası’nın bu amaç uğruna kamu bankaları aracılığıyla piyasaya sattığı tutar 60 milyar doları geçti.
Peki amaç hasıl oldu, TL’nin değeri korundu mu? Dış mihrakların eli yandı, bir daha da bu tür spekülasyonlara cüret edemeyecek hale getirildiler mi? Maalesef… Dolar bütün müdahalelere rağmen, makro ekonomik bozulmanın etkisiyle önce 6 lirayı geçti, sonra Koronavirüs’ün etkisiyle 6.80 TL’e dayandı.
Özel sektörün önümüzdeki bir yılda ödemesi gereken 170 milyar dolar dış borcu var. Bu, diğer gelişmekte olan ülkelere göre çok yüksek bir tutar. Kritik nokta, Merkez Bankası’nın rezervlerinin kısa vadeli dış finansman ihtiyacını ne oranda karşıladığı... Bu oran çok düşükse küresel sermaye “Riskli ülke” yaftasını yapıştırıp geçiyor... Türkiye şu anda dünyanın en riskli ülkelerinden biri...
IMF’nin yeniden gündeme gelmesinin, “IMF’ye başvuralım” sözünün yeniden dolaşıma girmesinin sebebi işte bu... Ekonomist Murat Üçer, Türkiye’nin ödemeler dengesi krizine yol açmadan ekonomiyi kurtarmanın yolunu bulması gerektiğini belirterek, “Bunu kendi başına yapması çok zor, normatif olarak konuşacak olursak tek pratik çözüm bir IMF programı” diyordu önceki gün.