Merkez Bankası Murat Uysal bugün düzenlediği toplantıda, izlediği politikalara yönelik son dönemde dile getirilen eleştirilere örtük yanıtlar verdi. Ekonomistler Uysal’ın ne demek istediğini anladı, ya halk? Ekonomiyi yakından izlemeyenler de anlasın diye Uysal’ın sözlerinin Türkçe mealini çıkardım...
Ne dedi?
“Swap ilişkimiz olan birkaç merkez bankasıyla ilişkiyi güçlendirmek için görüşmelerimiz devam ediyor. Sadece bunlarla sınırlı değil daha fazla sayıda merkez bankasıyla swap hattı kurulması görüşmeleri sürüyor. Süreç devam ettiği için detaylı bilgi veremiyorum.”
Ne demek istedi?
Koronavirüs salgını sonrasında ülkeler dolara sıkışınca (Çünkü herkesin dolarla borcu, ödemesi var) Amerikan Merkez Bankası içlerinde Meksika ve Brezilya’nın da yer aldığı 14 ülkenin merkez bankasına Swap kanalıyla dolar verdi. Karşılığında bu ülkelerin kendi paralarını aldı. Az buz deği, Brezilya merkez bankasına verdiği paranın tutarı 60’ar milyar dolar. Endonezya Merkez Bankası'na da repo ile 60 milyar dolarlık kaynak sağladı. Türkiye, Amerika’nın Swap’la (veya başka bir kanaldan) dolar verdiği ülkeler arasında yok. Oysa Türkiye’nin de böyle bir kaynağa ihtiyacı var. Çünkü önümüzdeki bir yıl içinde 170 küsür milyar dolarlık dış borcun vadesi geliyor. Turizm çökmüşken ve ihracat gerilirken bu kadar dövizin nereden bulacağı sorusu piyasayı geriyor. Doların 7 liraya çıkmasının nedenlerinden biri bu. Türkiye Amerika’yla Swap yapmak konusunda istekli. Reuters daha önce Türkiye’nin Swap hattı açılması için Amerika ile görüştüğünü yazdı. Murat Uysal, “Daha fazla sayıda merkez bankasıyla swap hattı kurulması görüşmeleri sürüyor” diyerek bu görüşmeleri kastediyor...
“Swap ilişkimiz olan birkaç merkez bankasıyla ilişkiyi güçlendirmek için görüşmelerimiz devam ediyor” diyerek ise Katar ve Çin’le olan Swap anlaşmalarını kastediyor. Katar’dan Swap’la 5 milyar dolar, Çin’den 1 milyar dolar gelmişti. Bu paralar Türkiye için yetersiz. Uysal, bu ülkelerle Swap limitinin artırılması için görüştüklerini ima ediyor...
Ne dedi?
“Rezervlerdeki dalgalanma normal ve geçici.”
Ne demek istedi?
Merkez Bankası’nın rezervlerinde yaşanan erime herkesin dilinde. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın brüt rezervleri martta bir önceki aya göre yüzde 14.5 azalarak 92.1 milyar dolara geriledi. Bloomberg, bundan zorunlu karşılıkları, altını ve Swap yoluyla bankalardan alınan dövizi çıkarınca rezervlerin aslında eksiye inmiş olduğunun görüldüğünü savunuyor. Buna karşılık Merkez Bankası öteden beri brüt rezervlerin dikkate alınması gerektiğini söylüyor... Öyle veya böyle rezervlerde hızlı bir erime yaşandığı aşikar. Eski bankacı Kerim Rota Twitter’da yaptığı yorumda, mart ayında Merkez Bankası'nın rezervlerinden 14.1 milyar dolar daha satıldığını kaydederek son 15 ayda net uluslararası rezervlerden 65.7 milyar dolar harcandığını belirtmişti. Murat Uysal rezervlerdeki azalmanın “normal ve geçici” olduğunu savunuyor...
Ne dedi?
“Önümüzdeki dönemde cari dengede ilk etapta ihracat ve turizmde yavaşlama var. Ama ithalatta da azalma söz konusu. Petrol fiyatlarında düşüş var. Önümüzdeki dönem cari dengede ılımlı seyir olacak. Yıl içinde dengeli seyir oluşmasını ve bu kanaldan rezervlere baskı gelmemesini öngörüyoruz.”
Ne demek istedi?
Rezervlerdeki erimenin piyasaları gerdiği sır değil. Çin, Rusya gibi gelişmekte olan ülkelerin aksine Türkiye Merkez Bankası’nın kasasında kısa vadeli döviz borçlarını ödeyecek kadar rezerv yok. Piyasalar bir buna, bir de turizmde yaşanan çöküşe bakıp, “Türkiye uçurumun kenarında” diye endişeleniyor. Murat Uysal işte bu yöndeki endişelere yanıt verip, “Tamam ihracat ve turizm yavaşladı ama petrol fiyatlarında da büyük düşüş var. İlkinden kaybettiğimizi ikinciden sağlayacağımız kazançla kapatırız” diyor.
Petrol fiyatlarındaki düşüş gerçekten de Türkiye’nin işine yarayacak. Çünkü Türkiye enerji ithalatına çok yüksek bir fatura ödüyor. Petrol fiyatlarında yüzde 30’luk düşüşün Türkiye’ye 12 milyar dolar kazandıracağı tahmin ediliyor. Murat Uysal’ın kafasındaki hesap şöyle: “Türkiye’nin turizmden yıllık geliri yaklaşık 35 milyar dolar. Koronavirüs nedeniyle bunun yarısı gitse, 17.5 milyar dolar eder. Petroldeki düşüşten 12 milyar dolar gelse, sorun kalmamış olur.”
Ne dedi?
“Kurlar üzerindeki baskının kademeli şekilde azalacağını ifade edebilirim.”
Ne demek isedi?
Görüldüğü gibi Murat Uysal, piyasaların Türkiye ile ilgili endişelerinin abartılı olduğuna inanıyor ve “Yeteri kadar dövizimiz var. Turizm ve ihracattaki düşüşü de petrol fiyatlarındaki azalma ile telafi ederiz. Türkiye’nin döviz sorunu olmadığını gören piyasa bize yine kredi açar. Böylece dolar yavaş yavaş düşer” diyor.
Ne dedi?
“Kur seviyesiyle ilgili bir savunma mekanizmamız yok ama finansal istikrar açısından tümüne bakmamız lazım. Bazen sadece faiz ile yönetemeyeceğimiz dönemler olabilir.”
Ne demek istedi?
Yukarıda da değindiğimiz gibi Merkez Bankası’na yönelik en önemli eleştirilerden biri, rezervlerdeki dövizin TL’yi savunmak için bozuk para gibi harcanmış olması. Merkez Bankası başka ülke merkez bankalarından farklı olarak piyasaya ne zaman, ne tutarda müdahalede bulunduğunu açıklamıyor. Merkez Bankası piyasaya müdahale ediyor mu o bile resmen belli değil. Murat Uysal, “Sadece faiz ile yönetemeyeceğimiz dönemler olabilir” diyerek müdahaleleri örtük biçimde de olsa doğruluyor.
Ne dedi?
“Yüzde 7,4 enflasyon beklentisi ile makul bir reel faiz noktasındayız. İçinden geçilen süreçte gelişmiş ve gelişen ülkeler belirgin faizleri indirdiler. Aslında tüm dünyada reel faizler aşağı geldi.”
Ne demek istedi?
Dolardaki yükselişin bir başka sebebi, Merkez Bankası’nın arka arkaya yaptığı faiz indirimleriyle Türkiye’nin negatif reel faiz vermeye başlamış olması. Bilindiği gibi reel faizi hesaplamak için Merkez Bankası’nın açıkladığı faiz oranından enflasyon oranı çıkarılıyor. Şu anda yıllık enflasyon oranı yüzde 12’lerde. Merkez Bankası’nın gösterge faizi ise yüzde 8.75. Pek çok ekonomist enflasyonun politika faizinden çok yüksek olmasına dikkat çekip, “Yabancı yatırımcı para kaybedeceği bir ülkeye neden gelsin, neden TL cinsinden varlıklara yatırım yapsın?” diyor. Murat Uysal bu eleştirilere yanıt olarak, “Ben mevcut enflasyon oranını değil yıl sonu enflasyon oranına ilişkin beklentiyi temel alırım. Politika faizi yıl sonu enflasyon beklentisinin üzerinde. Yani negatif faiz verdiğim eleştirisi yanlış” demeye getiriyor.
Bu bir yorum değil meal yazısı...