“Benim fabrikamda ve Türkiye’nin genelinde işçi sınıfının yüzde 70-80’i AKP’ye oy verir.”
Bu sözler, CHP Bursa İl Sekreteri ve otomotiv sektöründe faaliyet gösteren E.G. Pres ile E.G. Süspansiyon’un Yönetim Kurulu Başkanı Erol Gülmez’e ait.
Daha önce ben de T24’te birkaç kez işçilerin AKP’ye oy vermesinin garipliğine dikkat çekmeye çalışmıştım. Son olarak Turkey Analyst için bununla ilgili “İşçi sınıfı ve Erdoğan: Aşk hikayesinin sonu mu?” başlıklı bir yazı yazdım.
Kısaca özetleyecek olursak, son 30-40 yılda Gaziantep, Denizli, Manisa, Çorlu-Çerkezköy gibi şehirlerde/ilçelerde hızlı bir sanayileşme yaşandı. Buralara Türkiye’nin dört bir yanından işçi yağdı. Örneğin 1990-2016 yılları arasında Çerkezköy'ün nüfusu yüzde 508 gibi akıl almaz bir oranda arttı. Sonuç: AKP artık Çerkezköy’de birinci parti.
Tıpkı işçi sınıfının yoğunlaştığı diğer kentler, Gaziantep, Denizli, Manisa ve biraz daha eski bir sanayi şehri olan Bursa’da olduğu gibi.
Neden?
Bunda işçilerin geldikleri yerdeki kültürlerini yeni şehirlerine taşımaları kadar, CHP’nin alt sınıfların gündeminden koparak yaşam tarzına odaklı bir siyaset yürütmesinin de büyük payı var, bana kalırsa.
Ne yapmalı?
Erol Gülmez'e göre Ecevit'in bir zamanlar yaptığını. Gülmez, geçmişte Ecevit'in partisi DSP'nin Bursa Osmangazi ilçe başkanlığını yapmış. DSP'nin, CHP'den farklı olarak Bursa'da işçilerden oy almayı başardığını söylüyor. Bunda Ecevit’in dine saygılı laiklik anlayışının payı büyük, ona göre.
Bugün durum farklı. “İşçiler benimle çalışmayı sever, benden memnundur. Ama oy kullanmaya gelince AKP’yi tercih eder” diyor Erol Gülmez.
Son seçimlerden önce CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Gülmez’in fabrikasını ziyaret etmiş, işçilerle tanışmış. İşçiler, CHP’nin asgari ücreti 2 bin 200 liraya yükseltme vaadini bizzat Kılıçdaroğlu'ndan dinlemişler. Kılıçdaroğlu ile fotoğraf da çektirmişler. CHP lideri gittikten sonra Gülmez işçilerine, “Oyunuzu bu kez CHP’ye verirsiniz artık” demiş.
Ama işçiler yine gidip AKP’ye oy vermişler.
Erol Gülmez'e göre CHP'nin işçi sınıfı arasında destek bulamamasının temel sebebi, partiyle ilgili değiştirilmesi güç sabit fikirler.
Bursalı işçiler arasında CHP’yi dinsiz gören de var, Kürt milliyetçiliği yaptığını düşünen de, komünist olduğuna inanan da...
“Bunlar doğru değil!” diyeceksiniz. Haklısınız ama bir PR’cı atasözünün dediği gibi "Algı gerçektir."
CHP’nin tek parti döneminden gelen bagajı, Gülmez’e göre söz konusu algının oluşmasında önemli rol sahibi.
Buna karşılık AKP, bagajsız olmanın avantajına sahip. Ne DP'yi, ne AP'yi, ne ANAP'ı, hatta ne de Refah Partisi’ni sahipleniyor, Gülmez’e göre.
“Krizdeyiz. İşçiler yakında Hanya’yı Konya’ya görürler” diyeceksiniz.
Doğru, Gülmez’e göre, hayat koşullarının ağırlaşması, enflasyon, işsizlik, kaçınılmaz biçimde işçileri etkileyecek. Ama hemen değil, bir süre sonra.
Bugüne kadar Bursa’da çok fazla işten çıkarma olmadı, konkordato da pek gündeme gelmedi. Gülmez’e göre işten çıkarılanlar da, ihbar, kıdem tazminatları ve işsizlik maaşlarıyla günü kurtarıyorlar… Ama havalar soğuyup yüksek gaz ve elektrik faturaları kapıya dayandığında hoşnutsuzluk artacak.
Peki “hoşnutsuzluğun kışı”ndan hangi parti faydalanacak? Gülmez’e göre CHP’den çok muhafazakâr partiler. Başta MHP olmak üzere...