Enflasyon bir süredir ekonominin yumuşak karnını oluşturuyor: Geçtiğimiz kasım ayında yüzde 13’e kadar yükselmişti, 2017’yi yüzde 11,9 ile kapattı. Bu yıl başında, tek haneli rakamlara kolay kolay gerilemeyecek gibi görünüyordu.
Bu hafta ocak ayı enflasyon verileri açıklandı. Ve yıllık enflasyonun beklenmedik bir şekilde yüzde 10,3’e düştüğü ortaya çıktı. Beklenmedik diyorum çünkü piyasanın beklentisi, enflasyonun ocakta en fazla yüzde 10,6’ya gerileyeceği şeklindeydi…
Tamam, enflasyon hâlâ çift haneli seviyelerde, hâlâ yüksek. Ama şimdi, uzun bir aradan sonra ilk kez, martta enflasyonun tek haneli rakamlara (yüzde 9’lu seviyelere) inme ihtimali belirdi.
“Ha yüzde 9, ha yüzde 10, ne fark eder?” diyenler olabilir. Ama bazı sektörler için enflasyonun yüzde 9 mu, 10 mu, 11 mi, 12 mi olduğu, yaşamsal önemde. Bu sektörlerin başında inşaat geliyor.
Enflasyonun yükselmesi geçtiğimiz yıl inşaatta işlerin durmasına yol açtı. Çünkü enflasyon yükselince bankalar faizleri yükselttiler. Konut kredisi faizleri “psikolojik eşik” olarak tanımlanan yüzde 1’i geçti. Kimse konut kredisi almaz oldu. (Konut kredisi almak isteseniz de, bankalar vermiyor. Ama bu, başka bir hikâye.) Banka kredisiyle yapılan satışları gösteren ipotekli konut satışları çok sert düştü. (İpotekli satışlar kasımda yüzde 24, Aralık’ta yüzde 30 azaldı.)
Enflasyon, beklentilerin de üzerinde düştüğüne göre, faizleri indirmeleri için bankalar üzerindeki baskı artacaktır. Nitekim önceki gün Cumhurbaşkanı Erdoğan, enflasyonun düşmesi için faizlerin aşağı gelmesi gerektiğini belirterek Merkez Bankası ile Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) bu konuda rol üstlenmesi gerektiğini söyledi.
Peki nasıl oldu da enflasyon beklentilerin üzerinde düştü?
Enflasyondaki düşüş büyük oranda, geçtiğimiz aylarda çok hızlı artan gıda enflasyonundaki yavaşlamadan kaynaklandı. Yatırım bankası Goldman Sachs’ın raporundan okuyalım:
“Gıda enflasyonundaki düşüş büyük oranda sebze enflasyonundaki düşüşten kaynaklandı. Aralık ayında yüzde 23,6 artan sebze fiyatları, Ocak’ta yüzde 6,3 geriledi. Enflasyondaki 1,6 puanlık düşüşün 1,1 puanı sebze fiyatlarındaki düşüşten geldi.”
Bir başka finans kurumu, Şeker Yatırım da, enflasyondaki düşüşün sebze fiyatlarındaki düşüşten kaynaklandığını doğruluyor:
“Gıda enflasyonunda yıllık bazda yüzde 13,8'den yüzde 8,8'e doğru keskin bir düşüş gerçekleşti (Kasım'da da yüzde 15,8 idi). Bu keskin düşüş temel olarak, geçen yıl Ocak'ta yüzde 34'e varan sebze meyve fiyatlarındaki artışın bu yıl normalleşmesinden kaynaklanıyor.”
Size de ortada bir gariplik var gibi gelmiyor mu? Kış ayları “işlenmemiş gıdanın”, Türkçesi, sebze fiyatlarının arttığı mevsimdir. Sebze-meyve fiyatları kışın yükselir, taze mahsulün çarşı, pazara çıktığı yaz aylarında düşer.
Bunu istatistikler de doğruluyor. Yine Goldman Sachs’tan okuyalım:
“...Ocak, sebze fiyatlarının yükseldiği aydır. Geçtiğimiz dört yılın Ocak aylarında sebze fiyatları çift haneli oranlarda artmıştı.”
Önceki dört kış hep artan sebze fiyatları bu kış nasıl düştü?
Sebze-meyve toptancılığı dünyasıyla yakın ilişkileri bulunan bir arkadaşım, geçen ay sebze fiyatlarında büyük bir düşüş hissetmediğini; bununla birlikte arz-talep oynaklığının sebze fiyatlarını çok etkilediğini, arz fazlasının oluştuğu dönemlerde fiyatlarda sert düşüşler görülebildiğini söylüyor.
Sebzedeki şaşırtıcı düşüşe dair bir başka açıklama, küresel ısınma. Yatırım bankası J.P. Morgan, sebzedeki düşüşü, kışın sıcak geçmesine bağlıyor...
Hangi açıklamanın doğru olduğunu, sebzede geçen ay tam olarak neler yaşandığını bilmek zor. Bildiğimiz tek şey, Hükümet’in gıda fiyatlarına büyük önem verdiği ve yeni kurulan “Gıda İzleme Komitesi” aracılığıyla fiyatları zapturapt altına almaya çalıştığı...
Enflasyon martta muhtemelen yüzde 9’lu seviyelere inecek. Peki sonra ne olacak? Açıklaması güç başka olaylar gerçekleşmediği sürece yeniden çift hanelere yükselecek. Çünkü mevsimsel değişimlerden etkilenmeyen ve enflasyonun gelecekte gideceği yönü gösteren ürünlerde (İktisatçılar buna çekirdek enflasyon diyor) enflasyon hala çok yüksek; yüzde 12,2. Enflasyonun yaza doğru yeniden çift hanelere çıkması sürpriz olmayacak.
Bu nedenle bankalar, konut faizlerini indirmekte aceleci davranmayacaktır. Ama Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözlerinden de anlaşılacağı üzere iktidarın acelesi var.