"Devlet yalan söylemez!"
Resmi enflasyon verisiyle ilgili bunu söyleyen, hem de iktidarla herhangi bir çıkar ilişkisi içinde bulunmadığını bildiğimiz iktisatçılar var. Naifliklerine şaşırıyorum.
Sabahattin Ali öldürüldüğünde dönemin güçlü adamı Samet Ağaoğlu neden, "Hayatta öyle hadiseler vardır ki, bunların üzerine eğilmenin bir faydası yoktur. Olan olmuştur. Eğildiğimiz zaman, çıkacak olan netice daha ağır hatalar doğurur" demişti?
Uğur Mumcu öldürüldüğünde neden Mehmet Ağar, "Bir tuğla çekilirse duvar yıkılır" diye konuşmuştu?
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Covid-19 vakalarıyla ilgili verileri aylarca neden gizledi?
Çünkü bu topraklarda devletin âli çıkarları her şeyin üstünde gelir. Devletin yüce çıkarları söz konusuysa gerçekler teferruattan ibarettir.
* * *
Falih Rıfkı Atay, Birinci Dünya Savaşı sırasında Cemal Paşa ile bulunduğu Suriye cephesindeki gözlemlerini anlattığı "Zeytindağı" adlı eserinde şöyle der: "Şarkta yalan ayıp değildir." İçinde bulunduğumuz coğrafyanın zihniyetini çok iyi yansıttığı için belki de, kitap unutuldu, geriye neredeyse bir atasözüne dönüşen bu söz kaldı. Şarkta yalan ayıp değildir. Hele işin içinde devletin yüce çıkarları varsa!
Ama gün gelir, yüce çıkarlar için söylenmiş o yalanlar devletin ayağına dolanır.
Desen: Selçuk Demirel
* * *
Türkiye İstatistik Kurumu'na (TÜİK) inanacak olursak, yıllık enflasyon yüzde 15'te. Bankaların mevduat faizi kaç? Yüzde 18-19 civarında. Demek ki, enflasyonun üstünde faiz veriyorlar. Öyleyse vatandaşın dolarını, Euro'sunu bozdurup TL'ye geçmesi gerekmez mi? Ama döviz mevduatları Merkez Bankası'nın kallavi faiz artırımına rağmen çözülmüyor. Neden acaba?
Çünkü TÜİK istediği kadar enflasyonun yüzde 12'de, 13'te veya 14'te olduğunu açıklasın, Ayşe Teyze resmi veriye değil, kendi gözüne inanıyor. Onun enflasyonu belki yüzde 20, belki yüzde 25... Faiz bu seviyeye çıkmadan da TL'ye dönmeye niyeti yok.
Merkez Bankası faizi yüzde 25'e çıkaracak değil ya. (Her şeyden önce Cumhurbaşkanı buna karşı çıkar.) Öyleyse çare?
"Efendim, verilerin itibarını artırmamız gerek."
"Nasıl?"
"Şöyle bağımsız-tarafsız diye bilinen ekonomistlerden bir danışma kurulu oluştursak; veriler onlar tarafından denetleniyormuş izlenimi yaratsak..."
* * *
TÜİK önceki gün "Fiyat İstatistikleri Danışma Kurulu" adlı bir kurul kurulduğunu duyurdu. İçinde iktidara yakın olmayan, bağımsız diye bilinen ekonomistler yer alıyor. Resmi açıklamaya göre kurulun görevi, "Fiyat istatistikleri yöntem ve hesaplamaları konusunda" tavsiyede bulunmak. İyi de bilimsel bir çalışmayı davul zurnayla ilan etmenin ne gereği var? Amaç, verilerin bağımsız denetimden geçtiği havası yaratmak olmasın?
Eğer öyleyse sorunun birkaç PR hamlesiyle çözülemeyecek kadar derinde olduğunu hatırlatmak isterim. Ayşe Teyze resmi enflasyona neden inanmıyor?
1) Çünkü çarşı pazarda gördüğü artış oranları TÜİK'in açıkladığı oranlardan farklı.
2) Çünkü Prof. Dr. Veysel Ulusoy liderliğinde bir grup akademisyen tarafından oluşturulan Enflasyon Araştırma Grubu'nun (ENAGrup) ölçtüğü enflasyon, TÜİK'ten bazen 2, bazen 3 kat fazla çıkıyor.
3) Çünkü TÜİK, "Fiyat verilerini topladığınız marketlerin listesini açıklayın" çağrılarını ısrarla duymazdan geliyor. "Açıklansa güvensizliği ortadan kaldıracak liste açıklanmadığına göre işin içinde bir iş var" diye düşünülüyor.
4) Çünkü TÜİK eski Başkanı Birol Aydemir, "Verilere artık ben de güvenmiyorum" dedi.
5) Çünkü TÜİK'in veri toplamak için sahaya çıktığı dönemlerde yüksek makamların ricasıyla kampanya yaptırıldığı ve fiyatların düşürüldüğü iddiaları ayyuka çıktı.
6) Çünkü Merkez Bankası'nın oluşturduğu, kamuoyuna açıklanmayan ve geçmişte büyük bir başarı yüzdesi ile enflasyonu tahmin eden "MBTÜFE" ile TÜİK'in verisi arasındaki ilişkinin koptuğu biliniyor.
7) Çünkü şarkta yalan ayıp değildir.