16 Kasım 2020

Demek ki iktidar değişse, ekonomi bir ayda toparlanacak

Son bir haftada yaşananlar iktidar değiştiğinde Türkiye'de olabileceklerin, bu ülkenin potansiyelinin fragmanıdır

Son bir haftada olup bitene baktığınızda sizin de aklınıza gelmiyor mu bu? Nasıl oldu da dolar bir haftada 8.50'den 7.63'e düştü? Hazine ve Maliye Bakanı ile Merkez Bankası Başkanı değişti. Başka? Erdoğan "acı ilacı" içmekten, "demokrasi ve hukuk reformu" yapmaktan söz etti. Başka? 1112 gündür hapiste tutulan iş insanı Osman Kavala'nın serbest bırakılacağı haberleri yayıldı. Başka? Başka bir şey yok, hepsi bu.

Bir bakan ve bir Merkez Bankası Başkanı değişti, Erdoğan ağızlara bir parmak bal çaldı diye ekonomide bahar havası esiyorsa, bir de gerçekten demokrasi ve hukuk reformu yapıldığını, "acı ilacın" gerçekten içildiğini (mesela kamu ihale kanununda eskiye dönüldüğünü), haksız yere hapiste tutulanların serbest bırakıldığını düşünün... Demek ki o zaman ekonomi kanatlanıp uçacak. Aristo mantığıyla da baksak böyle, Wittgenstein mantığıyla da baksak böyle.

Bunu aslında Ali Babacan uzun zamandır söylüyordu. Bundan bir yıl önce T24'te Şirin Payzın'ın konuğu olarak katıldığı programda şöyle demişti: "Açıkçası kurumsal yapılanma, işin altyapısı maksimum 30 gündür. Bir anda değiştiririz her şeyi, Merkez Bankası ile ilgili sorunları bir anda çözebiliriz." 

Babacancı değilim ama bu konuda haklı olduğunu düşünüyorum. Türkiye'nin yüzlerce yapısal sorunu var ama bir sorun hepsinden öncelikli: Güven. Artık kimse iktidara güvenmiyor. Yarın malınıza el konulmayacağının, iktidarı eleştirdiniz diye hapse atılmayacağınızın, vergi cezası kesilmeyeceğinin veya iş yaptığınız sektörle ilgili kuralların bir gecede bir Cumhurbaşkanlığı kararıyla değişmeyeceğinin, ithal etmeye hazırlandığınız ürüne bir sabah yüzde 30 gümrük vergisi konulmayacağının garantisi var mı? Yok. Yeni ABD Başkanı Biden'la atar - gider yaşanmayacağının veya Türkiye'nin Suriye'de Rusya'yla, Libya'da Fransa'yla çatışmayacağının, doların bir gecede 9 - 10 TL'ye çıkmayacağının garantisi var mı peki? O da yok. Güvenin olmadığı, insanların önlerini göremediği yerde yatırım olmaz. Türkiye'de olan işte bu: Kimse artık yatırım yapmıyor çünkü kimse artık iktidara güvenmiyor.

Yatırım yapmamak ne kelime, yatırımı olanlar da kaçıyor. Yandaş patronların bile servetlerini yurtdışına kaçırdığı, iktidarın en yakınındaki müteahhitlerden birinin Londra'da onlarca gayrimenkul satın aldığı söyleniyor… Bir zamanlar senede 20 - 25 milyar dolar doğrudan yabancı sermaye giren ülkeye artık sadece 7 - 8 milyar dolar geliyor. Onların da önemli kısmı, TC vatandaşlığı almak için gayrimenkule, konuta… Portföy yatırımlarında da durum farklı değil: Son bir yılda 13.5 milyar dolarlık kısa vadeli sermaye Türkiye'yi terk etti.

Yatırım olmadan 8 milyon işsize (geniş anlamda) nasıl iş bulunacak? Türkiye yoksulluktan nasıl kurtulacak? Bu aralar sık sık alıntı yaptığım iktisatçı Ha - Joon Chang, bir kitabında şöyle diyor:

"Bir ülkenin yatırım oranıyla ekonomik büyüme oranı arasındaki ilişki, iktisadın tartışmasız kabul edilen az sayıdaki gerçeğinden biridir. Yatırım oranı, bir ülkenin üretim kabiliyetini ve ekonomisini geliştirip geliştiremediğinin en iyi göstergesidir. Bugüne kadar hiçbir ekonomi gayrisafi yurtiçi hasılasının yüzde 25'ini yatırıma ayırmadan uzun süreli 'mucize' büyüme oranlarına (Kişi başına yüzde 6 ve daha fazla) ulaşamadı."

TÜİK'in verileri açık, Türkiye'de yatırımlar durmuş durumda. Başkanlık sistemine geçildiğinden beri bu böyle.

Başkanlık sistemine geçince yatırımlar neden durdu? Parasızlıktan mı? Beceriksizlikten mi? İnsan kaynağı yetersizliğinden mi? İnsanların yarın ne olacağını, başlarına ne geleceğini bilmemelerinden mi yoksa? Doğru cevap d şıkkı, güven eksikliği.

Para bulmak yıllar, becerikli, bilgili bir insan kaynağını oluşturmak on yıllar sürer. Ama güven bir ayda geri gelir. Güvenilir bir iktidarın iş başına gelmesine, ekonomi yönetiminin "Kartal İmam Hatip'ten tanıdıklara" değil liyakatli insanlara emanet edilmesine, kimsenin Cumhurbaşkanı'nı eleştirdiği için hapse atılmayacağı, vergi cezası kesilmeyeceği, kuralların bir gecede değişmeyeceği garantisinin verilmesine bakar. O zaman insanlar önlerini görmeye, yatırım yapmaya başlar. Hayır, Türkiye'nin tüm sorunları bir ayda çözülmez, bu ülkede büyük bir eşitsizlik, büyük bir adaletsizlik var. Yoksulluk, Kürt sorunu, Aleviler, cinsiyet eşitliği, bunlar başka mesele. Her şeyi ekonomi çözmez. Ama yeni kurulan fabrikalarda, yeni açılan işyerlerinde 8 milyon işsizden bir milyonunun iş bulması, bir milyon insanın emeğiyle onurlu bir hayat kurması da bir şeydir. Önemli bir şey!

Son bir haftada yaşananlar iktidar değiştiğinde Türkiye'de olabileceklerin, bu ülkenin potansiyelinin fragmanıdır.

Yazarın Diğer Yazıları

Helalleşme yazısı

Helalleşelim. Ama ayrılmayalım

Cumhurbaşkanı Erdoğan faiz indirimi konusunda neden ısrarcı? Kafasındaki plan ne?  

Muhtemelen (İki aydır olduğu gibi) kur akışa bırakılacak, faiz indirimleri sürecek, seçim öncesi olası atakları karşı rezerv açığı kapatılmaya çalışılacak, inançla yola devam edilecek.

Anadolu burjuvazisi şimdi ne düşünüyor?

2018’e kadar amasız, fakatsız destekledikleri AKP’nin arkasında dimdik duruyorlar mı hâlâ? Yoksa ekonomideki, dış politikadaki maceracılıktan, beceriksizlikten bezdiler mi?

"
"