27 Ağustos 2020

Cari açık doğalgazla kapanır mı, yoksa Bakan Albayrak yanılıyor mu?

Türkiye işsizlerine iş bulabilmek için en az yüzde 5, o da yetmez, yüzde 6-7 büyümek zorunda. İyi de bir sorun var: Ekonomik büyüme arttığında cari açık da artıyor

Karadeniz'de bulunan doğalgaz rezervi Türkiye'nin kronik meselesi cari açığı kapatır, hatta cari fazla vermemize neden olur mu? Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak bu görüşte. Önceki akşam televizyon yayınında şöyle diyordu: "Artık Türkiye'nin cari açık değil cari fazla, döviz fazlası vereceği dönemi konuşacağız. Ülkenin yılda 40 milyar dolar enerji ithalatına para ödediği dönemde Türkiye bu keşifleriyle, adımlarıyla, milli enerji adımlarıyla önümüzdeki yıllarda bir de bakmışız ki cari fazla, döviz fazlası veriyor."

Cari açık deyip geçmemek lazım, Türkiye'nin ezel ebed meselesinden söz ediyoruz, ne zaman artsa kriz çıkıyor.

Cari açık, mal, hizmet alımı için Türkiye'nin yurtdışına ödediği para ile ihracat, turizm, eğitim hizmetleri vb. karşılığında Türkiye'ye giren para arasındaki fark demek. Türkiye kronik olarak cari açık veren bir ülke.

2018'de doların bir gecede 7.26'ya çıktığı Rahip Brunson Krizi aslında cari açık kaynaklı bir krizdi. O yıl Türkiye'nin cari açığı 60 milyar dolara ulaşmıştı. Perşembenin, yani krizin gelişi çarşambadan belliydi. Kriz sadece bir tetikleyiciye bakıyordu. O tetikleyici de Rahip Brunson olayı olmuştu.

Dolar o yıl yüzde 30'dan fazla değer kazanınca ithalat azaldı. Bu arada ekonomi de durgunluğa girdi. Böylece cari açık kapandı. Geçen yıl cari fazla verdik.

Ama bu yıl ekonomiyi canlandırmak için kamu bankaları düşük faizli kredi pompalamaya başlayınca cari denge yine açık verdi. Şu anda cari açık yıllık bazda 11 milyar doları geçmiş durumda. Ocak-Haziran döneminde ise 19.8 milyar dolara yükseldi.

Şimdi gelelim kritik soruya: Karadeniz'deki doğalgazın cari açığı bitirmesi mümkün mü?

Türkiye doğalgaz ithalatına yılda 12-13 milyar dolar para ödüyor. Eğer Karadeniz'de bulunan rezerv tam kapasiteyle üretim yapıyor olsaydı, bugün itibarıyla gerçekten de cari açığı kapatabilirdi. Çünkü bu yılın cari açığı, yukarıda gördüğümüz gibi şimdilik 11 milyar dolardan ibaret.

İyi de bu yıl normal bir yıl değil ki. Koronavirüs salgını nedeniyle Türkiye'nin durgunluğa girdiği, ekonominin daraldığı, en iyimser tahminle yüzde 0 büyüyeceği bir yıl, bu yıl.

Türkiye yüzde 0'lık büyümeyle uzun süre gidemez. Çünkü yaklaşık 8 milyon işsiz var. (Ücretsiz izne çıkarılan ve devletten ödenek alanları ve umudunu kestiği için iş aramayanları da katarak söylüyorum.) Bu korkunç bir rakam. Türkiye işsizlerine iş bulabilmek için en az yüzde 5, o da yetmez, yüzde 6-7 büyümek zorunda.

İyi de bir sorun var: Ekonomik büyüme arttığında cari açık da artıyor. Çünkü yerli üretim, ara malı ithalatına bağımlı. Daha çok üretim daha çok ithalat; daha çok ithalat daha çok cari açık demek. Ekonomi yüzde 6-7 büyümeye ulaştığında cari açık da 50 - 60 milyar dolara dayanıveriyor. Bu yıl kredilerle ekonomiye biraz gaz verince cari açık 20 milyar dolara çıkıverdi bile.

Yılda 12-13 milyar dolar doğalgaz ithalatı, 50 - 60 milyar dolarlık cari açığın yanında devede kulak.

Zaten Karadeniz'de bulunan 320 milyar mektreküplük rezervin Türkiye'nin ihtiyacını ancak 6 - 7 yıl karşılayabileceğini hesaplanıyor. (Türkiye yılda 45 - 50 milyar metreküp doğalgaz tüketiyor.)

Özetle Bakan Albayrak yanılıyor, doğalgazın cari açığı kapatması mümkün değil. Cari açığı kapatmanın yolu hâlâ Almanya'nın, Japonya'nın yolundan geçiyor: Teknoloji geliştirmekten, katma değerli üretimden. Yani kan, ter, gözyaşından.

Halkı olmayacak beklentilere sokmamak, ona gerçeği söylemek gerek.

Gerçek şu: Doğru ekonomi politikalarını uygulayacak insanları iktidara getirmezseniz Türkiye'nin burnu krizlerden kurtulmayacak.

Doğalgazın cari açığı kapatıp kapatmayacağını video ile de anlattım, yazıyla yetinmeyenler için:

 

Yazarın Diğer Yazıları

Helalleşme yazısı

Helalleşelim. Ama ayrılmayalım

Cumhurbaşkanı Erdoğan faiz indirimi konusunda neden ısrarcı? Kafasındaki plan ne?  

Muhtemelen (İki aydır olduğu gibi) kur akışa bırakılacak, faiz indirimleri sürecek, seçim öncesi olası atakları karşı rezerv açığı kapatılmaya çalışılacak, inançla yola devam edilecek.

Anadolu burjuvazisi şimdi ne düşünüyor?

2018’e kadar amasız, fakatsız destekledikleri AKP’nin arkasında dimdik duruyorlar mı hâlâ? Yoksa ekonomideki, dış politikadaki maceracılıktan, beceriksizlikten bezdiler mi?

"
"