Türkiye cumhurbaşkanı seçiyor. Halk ilk kez kendi cumhurbaşkanını seçiyormuş. Hadi canım sende!
Türkiye’de halk oyuyla ilk cumhurbaşkanı 7 Kasım 1982’de seçildi. 1982 Anayasası ve Kenan Evren’in cumhurbaşkanlığı birlikte onaylandı ve Anayasanın geçici birinci maddesi gereği Kenan Evren yüzde 91.4 oyla cumhurbaşkanı seçildi. Evren bir plebisitle (dayatma bir referandumla) seçilmişti. Bu seçimin hangi koşullarda yapıldığını biraz feraset sahibi ve vicdanı taşlaşmamış herkes biliyor. Artık bu saatte, bunlardan söz etmenin anlamı yok.
1982 Anayasasına ve Kenan Evren’in cumhurbaşkanlığına karşı bir avuç insanın gizlice yürüttüğü “hayır” kampanyası sırasında apartmanların posta kutularına hayır bildirileri atarken bile umudumuzu yitirmemiştik. Şimdi hep birlikte bir Kırmızı Pazartesi’yi bekliyor gibiyiz...
Biz Kırmızı Pazartesi’yi bekleye duralım. Pazar günü sandığa bile gidemeyecek olanlar var. Onları düşünerek, onların yerine ve onlar için sandığa gitmeli.
Soma katliamının üçüncü ayı yaklaşıyor. 13 Mayıs’tı öldüklerinde. 13 Ağustos’a birkaç gün kaldı. Belki 13 Ağustos’ta ikinci kez halk oyuyla seçilmiş bir cumhurbaşkanı olacak memleketin. Ama onlar oy kullanamamış olacak. Soma’da katledilen 301 maden işçisi oy kullanamayacak. Ölümlerinden siyaseten sorumlu olanların kaderinde, onlar söz sahibi olamayacak.
“Bunlar olağan şeylerdir. Literatürde iş kazası denilen bir olay vardır. Bunun yapısında, fıtratında bunlar var. Hiç kaza olmayacak diye bir şey yok” diyenlerin aday olduğu seçimde ölü işçilerin oyu olmayacak. Gözleri açık, elleri birbirine kavuşmuş bu seçimi izleyecekler, oy bile kullanamayacaklar.
Sadece onlar mı? Temmuz ayında iş cinayetlerine kurban giden 123 işçi, Ocak ayından bu yana ölen 1101 işçi ve 2002’den bu yana, inşaatlar yükselsin, sermaye büyüsün ve patronlar semirsin diye cinayete kurban giden 14 binden fazla işçi de oy kullanamayacak.
Son 12 yılda 14 binden fazla işçi iş cinayetlerinde öldü. Pazar günü gözleri açık seçimi izleyecekler. Çaresizler, vicdanınızın sesini dinlemedikçe seslerini duyamazsınız.
“Hafıza beşer nisyan ile maluldür”, insanın fıtratında unutmak varmış. Bu Pazar her şeyi unutsanız da Soma’da ölen 301 işçiyi, son 12 yılda ölen 14 bin işçiyi unutmayın.
Sadece onlar mı? Abdullah Cömert, Ethem Sarısülük, Ali İsmail Korkmaz, Ahmet Atakan, Medeni Yıldırım, Mehmet Ayvalıtaş, İrfan Tuna, Mustafa Sarı ve diğerleri de bu Pazar halkın ikinci kez seçtiği Cumhurbaşkanlığı seçiminde oy kullanamayacak.
Oysa hepsi yaşıyor olabilirdi? Belki bazıları sandığa gider, belki bir kısmı sandığa bile gitmezdi. Ama hepsi yaşıyor olabilirdi. Onların ölümleri ile bu Pazar ve bu Kırmızı Pazartesi arasında kuvvetli bir bağ var unutma.
Bu Pazar oy kullanamayacak binlerce ölü işçiyi, belki bu seçimde ilk kez oy kullanabilecek ölü gençleri düşün, sonra vicdanın ne söylüyorsa onu yap.