04 Kasım 2020

Uzaklarda olma psikolojisi

Yakınları enkaz altında kalan ya da Covid-19'dan hastanede yatan göçmenler var. Uzakta olma psikolojisini, psikoterapist Arzu Ferguson anlattı

Uzmanlar hayat boyu yaşanan en stresli üç şeyin boşanma, ölüm ve evini terk etmek olduğunu söylüyor. Bir de gidilen yer Kanada, Avusturalya, Yeni Zelanda gibi dünyanın öbür uçlarına düşüyorsa, kültür farkı ve adaptasyon süreci biraz daha zorlu oluyor. Fakat adapte olduktan sonra da konu kapanmıyor.

Diyorlar ki "Gitmişsin, artık arkana bakma!"

"Türkiye haberlerini okuma, önüne bak!"

Yok "Evde dolma pişirme, Türkçe müzik dinleme. Alışman zor olur!"

Valla hiç de öyle olmuyor.

Dolma pişirip, bulunduğunuz ülkeye alışmak arasında ters bir orantı yok.

Tam tersi paralel iki çizgi. İkisi de aynı anda olabiliyor.

İnsanın kalbi iki ülkede de gayet güzel atabiliyor.  

Fakat bazı zamanlarda...

Bazı zamanlarda bedenin uzakta olması zor geliyor, acı geliyor.

Eşleri, dostları, komşuları enkaz altında kalan, yakınları Covid-19'dan hastanede yatan göçmenler var.

Uzakta olma, yardımcı olamama, ne yapacağını bilememe hissi fena.

"Atlayıp gidelim" diyenler bulundukları ülkenin seyahat kısıtlamalarına takılabiliyor, 10-12 saat farkı olan bölgelerde telefonla bile aile üyelerine ulaşmak, haber almak mümkün olamayabiliyor.

Türkiye Psikyatri Derneği'ne göre "Ruhsal Travma" şöyle tanımlanıyor:

Kişiyi aşırı korkutan, dehşet içinde bırakan, çaresizlik yaratan, çoğu kez olağandışı ve beklenmedik olayların yol açtığı etkilere ruhsal travma diyoruz. İnsan hayatında sıkıntı ve üzüntü yaratan pek çok olay olur, ancak bunların tümü ruhsal travma yaratmaz.

Olay: -korku, dehşet veya çaresizlik hissi yaratmışsa, olayda: -kişinin kendisinin veya yakınının ölüm veya yaralanma tehlikesi varsa...

Uzaktan da olsa, travma yaşayan yakınlarımıza nasıl destek olabileceğimizi, kendi kaygılarımızı ve endişelerimizi nasıl yönetebileceğimizi merak ediyor ve 20 yıldır Kanada'nın Ontario eyaletinde yaşayan ve birçok konuyla birlikte Bütünleştirici Travma Tedavisi, Yas ve Kayıp Tedavisi konularında da uzmanlığı bulunan psikoterapist Arzu Ferguson'a ulaşıyorum.

Ferguson, 1999 Marmara Depremi'ni Silivri'de yaşamış. Evleri hasar gördüğü için bir süre arabada yaşamak durumunda kalmış, bir hafta kadar başka bir şehirde bulunan eşinden haber alamamış. Dünyanın neresinde olursa olsun, yıkıcı deprem haberlerinden etkilendiğini ve o günlere geri gittiğini söylüyor. 

Arzu Ferguson

Psikolog olsam da korku, öfke ve çaresizliğe bağışıklığım yok 

"Terzi kendi söküğünü nasıl dikiyor?" diye sorduğumda Ferguson şöyle cevap veriyor. "İlk olarak kendime güvende olduğumu hatırlatıyorum. Mümkün mertebe depremle ilgili haberleri az izlemeye çalışıyorum. Meditasyon ve farkındalık egzersizleri yaparak şu ana ve olumlu düşüncelere odaklanıyorum. Psikolog da olsam, travma uzmanı da olsam korku, endişe, öfke, çaresizlik gibi duygulara bağışıklığım yok maalesef."

İzmir Depremi'nde yakınlarını kaybedenlere ve tüm Türkiye'ye başsağlığı ve sabır dileyerek, sözü konunun uzmanına devrediyorum.

Ferguson memlekette travmalar yaşanırken uzaklarda olma duygusunu ve travmayla başa çıkma yöntemlerini anlattı.

Uzaklarda olma psikolojisi nasıl bir şey?

- Göçmen psikolojisi: Gelinen ülkenin dilini, sosyal ve kültürel kodlarını öğrenmeye çalışıyoruz. Kişi adaptasyon sürecine başlamıştır ve yeni ülkesini kısmen kabul etmiştir, ancak kendisini ifade etmekte yaşadığı zorluklar, yeni bir kimliğin kazanılma çabası, geçmişteki kayıplar, eski kimliği tekrardan gözden geçirme bu süreci etkiler. Göçmen ve mültecilerde en çok görülen psikolojik rahatsızlıklar travma, depresyon ve anksiyete problemleridir.

- İkincil Stres Tepkisi: Hali hazırda böyle bir psikolojinin içinde olan biz göçmenlerin anavatanda yaşanan deprem gibi doğal bir afetten, kendileri orada olmadığı halde sanki depremi yasamış gibi hissetmeleri olasıdır. Biz buna Secondary Stress Reaction (İkincil Stres Tepkisi) diyoruz.

- Önceden doğal felaket yaşandıysa: Eğer göçmen daha önce bir deprem veya benzeri bir doğal felaket yaşadıysa, durumdan daha çok etkilenebilir. Hatta, bazen psikiyatrik rahatsızlıklar da ortaya çıkabilir. Bu ruhsal rahatsızlıklar arasında sıklıkla görülenler travma sonrası stres bozukluğu, depresyon, anksiyete, normal olmayan yas tepkisi veya uzamış yas tepkisidir.

- 24 saat haber takip etmeyin: Derin ve uzun süreli etkilenmelerin bir nedeni de sosyal medya, televizyon kanalları ve yazılı basında depremle ilgili haberleri yoğun olarak takip etmektir.

- Yakınlarımızı kaybettiğimizde: Deprem kişide korku, dehşet veya çaresizlik hissi yaratmışsa ya da bir yakınının ölüm veya yaralanma haberi geldiyse ruhsal travma yaşayabilir.

- Travma hissi kişiye göre değişir: Depremin travmatik olarak değerlendirilebilmesi, uzaklarda olan kişinin bu olayı iç dünyasında nasıl anlamlandırdığına bağlıdır. İki kişiden biri için bu felaket, fiziksel ya da psikolojik bütünlüğüne yönelik bir tehdit oluşturmazken; diğeri tehdidi yoğun bir şekilde hissedebilir.

- Suçluluk duygusu yaratabilir: Çaresizlik, yalnızlık hissi, anksiyete artabilir, kişi kendini depresif hissedebilir, iştahsızlık, hazımsızlık, uyku düzensizliği ve baş ağrısı gibi psikosomatik şikâyetler oluşabilir. Ayrıca memleketteki aile ve arkadaşlardan uzak olmak suçluluk duygusu da yaratabilir.

- Pandemi sürecinde elimiz kolumuz bağlı: Öte yandan global bir pandeminin içerisindeyiz. Seyahat özgürlüğümüzün elimizden alınmış olması, çoğu göçmende hayal kırıklığı, endişe, üzüntü ve öfke yaratmış durumda. Yakınlarımıza özlem duyuyoruz, onların sağlığı için endişe ediyoruz . Ancak memlekete ne zaman gidebileceğimizin ve kısıtlamaların ne zaman kalkacağı belli değil. Ailelerine, eşlerine, sevgililerine kavuşmayı bekleyen kişilerde pandemi sürecinin uzaması umutsuzluk ve çaresizlik duygularını artırıyor.

Başa çıkma yöntemleri neler?

- Kabullenme: İlk şokun, tepkinin, kayıp varsa yas sürecinin ardından, yaşanan trajedinin kabullenilmesi, yaşamın yeniden anlamlandırılması ve kalınan yerden yaşamsal sorumluluklara devam edilebilmesi gerekir.

- Alkol ve uyuşturucu ilaçtan uzak durun: Sinir sisteminin ajitasyonunu artıracak çay, kahve, kola ve sigara tüketimi sınırlandırılmalıdır. Yaşanan ruhsal sıkıntının bastırılmasında alkol ve uyuşturucu ilaç kullanımından kaçınılmalıdır. Bunlar kısa ve uzun vadede yeni sorunlara yol açabilir.

- Meditasyon yapın: Rahatlatıcı müzik dinleme, nefes egzersizleri ve gevşeme çalışmaları, anksiyete ve depresyonu hafifletmede başvurulabilecek yararlı yöntemlerdir. Günlük yaşamı düzene koyan bir plan yapılması, belirsizlik nedeniyle kaynaklanan endişeyi azaltmada yardımcıdır.

- Günlük tutun: Bir günlük tutmak, duygu ve düşünceleri dışa vurmanın güvenli bir aracı olmakla birlikte kişinin iç dünyasını yazılı bir gerçekliğe dönüştürerek, üzerinde çalışılabilecek, olumlu değişimler yapılabilecek somut bir zemin yaratır. Olay anına zihinsel geri dönüşler yaşamak ve uykuda kâbuslar görmek sıkça karşılaşılan durumlar olmakla beraber, zamanla bu bulguların azalması beklenir.

- Gerekirse destek alın: Doktorlar, akıl sağlığı uzmanları (psikiyatristler, psikologlar ve sosyal hizmet uzmanları), destek için başvurulacak profesyonellerdir. Tedavinin amacı kişiye, stresle ve söz konusu olduğu takdirde matemle başa çıkma becerilerini kazandırmak olmalıdır. Uygun görülen durumlarda, ilaç tedavisi gerekebilir.

- Uzaktan yapılabilecekler: Travma yaşayan yakınımız ise ona duygularını rahatça ifade edebilme olanağı vermeliyiz. "Korkmayın" demek yerine "Korkman çok doğal" demek daha yapıcıdır. Zihinsel ve bedensel olarak dinlenmelerine teşvik etmeli, ulaşabildikleri yakınlarından yardım istemeleri için cesaretlendirmeli, bir an önce günlük aktivitelerine dönmeleri için onları desteklemeliyiz. Yine gerekirse baskı yapmadan bir profesyonelden yardım almalarını önerebiliriz. 

Yazarın Diğer Yazıları

Dış politikalar uzmanı Ziya Meral: Yeni bir Cumhuriyet mutabakatına ihtiyacımız var

Geçtiğimiz haftaki yazımda AKP seçmeninin tercihini değişimden yana kullanması için "Daha ne olması gerekirdi?" diye bir soru sordum. Bu hafta sizden gelen cevapları derledim ve Kraliyet Birleşik Kuvvetler Enstitüsü (RUSI) ve Avrupalı Liderler Netwörkü kıdemli uzmanı akademisyen-yazar Ziya Meral ile konuştum

Daha ne olması gerekirdi?

14 Mayıs Seçimleri'nin ardından aklımda tek bir soru var. Erdoğan seçmenlerinin değişim istemesi için daha ne olması gerekirdi?

Prof. Dr. Selçuk Şirin: İyi ebeveynlik, çocuğunun geleceğiyle ilgili kararları sandıkta vermekle başlar

Çocuklarım ilk oylarını kullanırken aklıma yazar-akademisyen Prof. Dr. Selçuk Şirin hocamızın bir röportajımızda söylediği "İyi ebeveynlik bilinçli seçmen olmakla, çocuğunun geleceğiyle ilgili kararları sandıkta vermekle başlar. Siyasete karışmıyorsan, siyaset senin çocuğunun geleceğine karışır." lafı geliyor. Tarihi seçime günler kala kendisiyle temasa geçiyor, görüşlerini soruyorum