13 Ocak 2020

Kanada, uçak kazası kurbanlarının yasını tutuyor

Kanada'nın geri kalanıyla birlikte, yaşadığım şehir Kuzey Vancouver'da da matem havası var. Hayatını kaybedenlerin yakınlarıyla konuştum

Vancouver

Geçtiğimiz Salı gecesi İran'da, Ukrayna Havayolları'na ait Boeing 737 tipi yolcu uçağının kalkıştan kısa bir süre sonra düşmesi sonucu 176 kişi hayatını kaybetti.

Yolculardan 138'i Kiev aktarmalı olarak Kanada'ya uçuyordu.

63'ü Kanadalıydı. 6'sı ise benim de yaşadığım şehir olan Kuzey Vancouver'dandı.

Kuzey Vancouver, İran toplumunun Kanada'daki evi sayılır. Burada yaşayan her 5 kişiden 1'i İran kökenli.

Şehir deyince gözünüzde büyütmeyin. Şişli'nin nüfusu 275 bin ise, buranınki 150 bin. Acı haber, Kanada'nın geri kalanıyla birlikte, küçük ve samimi bir topluma sahip olan şehrimizde şok etkisi yarattı.

İnsanlar sessizce dua ediyor ve ağlıyor

Evimizden 10 dakika uzaklıkta bulunan Amir Pastanesi'nin sahibi Amir Pasavand, uçağın düşmesiyle 17 yaşındaki lise öğrencisi kızı Fatemah Pasavand'ı ve 36 yaşındaki eşi Ayeshe Pourghaderi'yi kaybetti.

Acıyı ve yası paylaşmak için, arada sırada ekmek aldığım bu fırına gidiyorum. Dükkanın önünde bir süre duruyorum. Yağmur bardaktan boşalırcasına yağıyor. Yoldan geçen insanlar sessizce dua ediyor ve ağlıyor. Yersiz bir çabayla tentenin altında kalan mumları yakmaya çalışıyorum.

Amir Pastanesi önü
Amir Pastanesi önü

Yolun karşısına geçip, hemen köşede yer alan İran Marketi Vanak'a uğruyorum. Mağaza müdürü Reza Varasteh aileyle 4 yıldır tanışıyor. Dükkanın ekmeklerini Amir'den alıyorlarmış. Onlar da hazırladıkları leziz ekmeklerin ve tatlıların malzemelerini Vanak'dan...

Sheida Zeinadi: Ayeshe çok sakin ve sessiz bir kadındı

Ayeshe 1,5 ay önce Sheida Zeinadi'ye (Reza'nın yardımcısı) heyecanla, ailesinin yanına Tahran'a gideceğini söylemiş ve onun yokluğunda ekmekleri dağıtacak bir şoför tanıyıp tanımadığını sormuş. Sheida'nın onu son görüşü bu. Sheida, Ayeshe'nin çok sakin ve sessiz bir kadın olduğunu ve kızı Fatemah'nın da yaşasaydı bu ay 18 yaşına basacağını söylüyor.

Reza çok öfkeli. Uçağın kaza sonucu düşmüş olmasını diliyor. İran Hükümeti'nin kazayla da olsa uçağı vurduğuna ve arkadaşlarının canını aldığına inanmak istemiyor. "Eğer bu bilgi doğruysa, insanlar delirecek. Kendilerini sokaklara atacak" diyor.

Bilindiği üzere uçak kazası İran'ın Irak'taki Amerika üstlerini bombalamasından sonra gerçekleşmişti. Bu saldırı da Amerika'nın, İran'ın üst düzey generali Süleymani'yi öldürmesinden sonra... Reza soruyor; "Böyle hassas bir zamanda İran'a olan tüm uçuşların durdurulması gerekmez miydi?"

Reza Varasteh: "Amerika'nın yaptırımları halkı vuruyor!"

Ve devam ediyor; "Amerika'nın uyguladığı yaptırımlar İran Hükümeti'ni değil, normal insanları etkiliyor. Süleymani'yi tanımam. Ama iyi bir insan olmadığını biliyorum. Amerika'ya saldırmak hiçbir şeyi çözmeyecek, halkın yaşam şartlarını iyileştirmeyecek. Ülkemizde özgürlükler kısıtlanmış durumda, ekonomimiz gün geçtikçe kötüye gidiyor. Eğitimli ve genç insanlar ülkeden kaçmaya çalışıyor. Umutları yok, işleri yok. Hükümet yetkilileri para içinde yüzüyor. Halk umurlarında bile değil!"

Müşteriler Reza'nın gazetecilere konuşmasına şaşırmış.

Reza yakın zamanda Vancouver Sun muhabirine bir röportaj verince marketin müşterileri çok şaşırmış ve hükümet aleyhine konuşmaya nasıl cesaret ettiğini, ya bir daha İran'a giremezse ne olacağını sormuşlar. Reza korkmadığını söylüyor: "Ülkeme zaten 26 yıldır gitmedim. Burada bir hayatım ve işim var. Çok çalışıyorum. Tıpkı Ayeshe ve Amir gibi..."

Reza'ya kazadan sonra Amir'le konuşup konuşmadığını soruyorum. Ortak arkadaşlarının Amir'i gördüğünü, şokta olduğunu ve kendisinin de o uçakta olması gerektiğini söyleyip durduğunu söylüyor.

Vanak markette Reza Varasteh ile 

Amir 48 saat geçtiği halde Tahran'a varamamış.

Amir, kazanın ertesi günü Tahran'a doğru yola çıksa da, bu söyleşinin yapıldığı saatlerde (10.01.2020 öğlen saatleri, Vancouver) Tahran'a henüz varamamıştı. Kendisinden en son alınan haber, Türkiye'den Tahran'a otobüsle geçmeye çalıştığı yönündeydi. Karısının ve kızının cenazelerinden kalanları tespit etmek için yola çıkan bir baba için, bitmek bilmez bir yolculuk!

Sheida ,Vancouver'dan iki arkadaşının daha Tahran'da olduğunu ve Vancouver'a nasıl geri döneceklerini bilmediklerini söylüyor.

Bir sonraki durağım, Kuzey Vancouver'ın en bilinen fotoğraf stüdyosu Rosewood Photography oluyor. Sahibi Arash Azrahimi kurbanların bir kısmını tanıyor.

Arash 4 kurbanın fotoğrafçısı

Victoria Üniversitesi öğrencilerinden Roja Omidbakhsh, Arash'ın ailesinin Kuzey İran'dan aile dostu. Arash Roja'nın küçüklüğünü biliyor. Ancak Kanada'da kendisini görme şansı bulamamış. 23 yaşındaki Roja, ailesinin yanına Noel tatilini geçirmek için gitmişti.

Amir ve Ayeshe'nin ise çok yakın arkadaşları olduğunu söylüyor. Ayeshe ve kızı, Arash'ın dükkânına her 10 günde bir uğrayıp, vatandaşlık sınavının tarihlerini kontrol ediyorlarmış. Hatta kazanın olduğu sıralarda, Amir Arash'ın dükkânındaymış ve kendisinden vatandaşlık sınavı için bazı dokümanları basmasını rica ediyormuş. Ekrandan Ayeshe ve Fatemah'nın pasaport fotoğraflarını açıyor, boğazım düğümleniyor.

Arash, geçtiğimiz yıl da kurbanlardan mühendis Daniel Saket ve eşi diş sağlığı uzmanı Fatemeh Kazerani'yi de bir Noel partisinde fotoğraflamış. Onların da resmini gösteriyor. Sessizce yası paylaşıyoruz.

Arash Azrahimi: "Açıklama bekliyoruz!"

Arash kazanın bir an bile teknik bir sorundan kaynaklandığına inanmadığını söylüyor. "Bir sorun olsa, pilot kontrol kulesine bildirirdi. İran kara kutuyu vermeyi reddediyor. Tüm bu hareketler şüpheli. Bir açıklama bekliyoruz" diyor.

Söyleşileri tamamlayıp, eve döndükten kısa bir süre sonra, İranlı yetkililer uçağı düşürdüklerini itiraf ediyorlar.

İran halkı sokaklarda!

İtirafın ardından Reza'nın dediği gibi İran halkı kendini sokaklara atıyor ve hükümet karşıtı protestolar başlıyor.

Kanada'da bir şeyleri protesto etmek en doğal hakkımızken, İran'da bu iş oldukça büyük bir cesaret istiyor. Muhtemelen yüzlercesi tutuklanacak, hatta sokaklarda öldürülenler olacak.

Babak Taghvaee (@BabakTaghvaee); İranlı yazar ve tarihçi, Twitter'da #Sondakika hashtagi altında, İran İslami Rejimi'nin güvenlik güçlerinin, kazada yakınlarını kaybedenlerin medya ile konuşmamalarını, aksi takdirde yakınlarının cenazelerinin kendilerine teslim edilmeyeceğini açıkladıklarını paylaşıyor.

Bir kez daha kanım donuyor.

İran'da konuşmak akıllıca bir iş değil!

İran'da konuşmak gördüğünüz üzere akıllıca bir iş değil. Buna rağmen, binlerce genç, eğitimli İranlı, başlarına gelebileceklerden korkmadan sokaklarda seslerini duyurmaya çalışıyor ve İran İslam Cumhuriyeti'ni protesto ediyorlar. Dünya onları izliyor. Kalbimiz ve dualarımız bu cesur gençlerle. 

Kuzey Vancouver Şehir Meclisi

Yazarın Diğer Yazıları

Dış politikalar uzmanı Ziya Meral: Yeni bir Cumhuriyet mutabakatına ihtiyacımız var

Geçtiğimiz haftaki yazımda AKP seçmeninin tercihini değişimden yana kullanması için "Daha ne olması gerekirdi?" diye bir soru sordum. Bu hafta sizden gelen cevapları derledim ve Kraliyet Birleşik Kuvvetler Enstitüsü (RUSI) ve Avrupalı Liderler Netwörkü kıdemli uzmanı akademisyen-yazar Ziya Meral ile konuştum

Daha ne olması gerekirdi?

14 Mayıs Seçimleri'nin ardından aklımda tek bir soru var. Erdoğan seçmenlerinin değişim istemesi için daha ne olması gerekirdi?

Prof. Dr. Selçuk Şirin: İyi ebeveynlik, çocuğunun geleceğiyle ilgili kararları sandıkta vermekle başlar

Çocuklarım ilk oylarını kullanırken aklıma yazar-akademisyen Prof. Dr. Selçuk Şirin hocamızın bir röportajımızda söylediği "İyi ebeveynlik bilinçli seçmen olmakla, çocuğunun geleceğiyle ilgili kararları sandıkta vermekle başlar. Siyasete karışmıyorsan, siyaset senin çocuğunun geleceğine karışır." lafı geliyor. Tarihi seçime günler kala kendisiyle temasa geçiyor, görüşlerini soruyorum