05 Ocak 2022

2022 dilekleri

"Aşağı bak", "Yukarı Bakma" diyenlere inat, saygı, sevgi, sağlık, şefkat, merhamet, umut, akıl ve bilimle gel 2022

"Dünya öyle kurulmuştu ki, gerçeğin ortaya çıkması için çoğu kez önce yalanlarla maskelenmesi gerekiyordu."

Jose Saramago, Körlük

Etrafımdaki birçok insan yeni yıl coşkusunu yitirmiş durumda.

Salgın hastalık ve iklim krizinin yarattığı yorgunluk çöktü üzerimize.

Kadın cinayetleri karşısında elimiz kolumuz bağlı kaldığımız için çıldırdık, dolar kurlarının altında ezildik, tüm dünyada ormanlar yanarken, sel felaketleri yaşanırken göz yaşlarımızı tutamadık, fikir özgürlüğü dendiğinde yine sınıfta kaldık, tam açılmalardan tam kapanmalara geçerken hunileri kafaya taktık.

Dev bir göktaşının gezegeni yok edeceği konusunda insanları uyarmaya çalışan ve sonunda uyaramadıkları için neredeyse deliren iki gökbilimcinin hikâyesini konu alan Don't Look Up (Yukarı Bakma) filmini izlerken aklıma Boğaziçi Üniversiteli öğrencilere polisin "Aşağı Bak" emri vermesi geldi. "Aşağı Bak" "Yukarı Bakma" sadece ülkemizin değil, günümüz dünyasının politik gerçeği. Bizden kör olmamızı bekleyen, körler arasında tek gözlülerin kral olduğu bir düzende (Saramago, Körlük), görerek yaşamaya çalışmak zor ve acı.

Uyarıldığımız konuları yaşıyoruz

On yıllardır bilim insanları salgın hastalık tehlikesinden, iklim krizinden, orman yangınlarından, doğal felaket senaryolarından bahsediyorlar. Aynı filmde olduğu gibi dünyaya göktaşı düşmesinden bile kendine çıkar yaratacak bir sistemin içinde olduğumuz için, "yaşanacağı" konusunda çoktan uyarıldığımız şeyleri yaşıyoruz. "Yukarı Bakma" filminde anlatılanlar bilmediğimiz şeyler değil elbette... Ama ne yalan söyleyeyim, yılın son günlerinde dünyanın geldiği hâli kara komedi olarak izlemek sinirlerimi bozuyor.

Hafif ve eğlenceli konular

Filmin senaristi, yönetmeni ve yapımcısı Adam McKay medyayı da şahane bir şekilde ti'ye alıyor. Filmde, Brie (Cate Blanchett) ve Jack'in (Tyler Perry) sabah TV şovuna, Dr. Randall (Leonardo Di Caprio) ve göktaşını bulan doktora öğrencisi Kate (Jennifer Lawrence) konuk olarak katılır. Programdan önce yönetmen konukların yanlarına gelir ve konuyu hafif ve eğlenceli tutmalarını söyler. Brie ve Jack'in o yapmacık gülüşleri ve dalga geçer gibi soruları karşısında, Kate canlı yayında sinir krizi geçirir ve "Altı ay sonra dünyaya dev bir göktaşının çarpacak ve bildiğimiz anlamıyla tüm canlı türlerinin soyunun tükenecek olması belki de çok eğlenceli bir konu değildir" diye bağırır.

Seksi bilim adamları, Tık odaklı habercilik

Programın hemen ardından Kate'in deliren imajı internette meme olur. Dr. Randall en seksi bilim adamı seçilir. Kate'in haberci sevgilisi "Bugün ekranda dünyaya göktaşı çarpacağını söylerken deliren kadın var ya... Ben onunla yattım." başlıklı bir makale yazarak, tık odaklı ucuz habercilikle sitesinde trafik yaratmaya çalışır. Sonuç olarak Dr. Randall ve Kate'in insanlığı uyarma çabaları hiçbir işe yaramaz.

İklim Zirvesi'nde öne çıkan haber Biden'ın uyuması

Bugün medya, aynı filmde olduğu gibi, iklim krizini hafif bir konu gibi ele alıyor. Zaman daralmışken, kritik önlemler çoktan alınmalıyken, konuyla ilgili haberleri ancak Greta bir yerde açıklama yaptığında, ya da dünyanın bir yerinde bir felaket olduğunda okuyoruz. İklim Zirvesi'nde (COP26) bile bilim insanları küresel ısınmaya yol açan sera gazlarının salınımını sınırlama konusunda ülkelerin yeterince adım atmadığına dair uyarılarını yaparken, Biden'ın konferansta uyuyakalması birinci haber oluyor. Ekonomileri kömür kullanımına dayanan Hindistan ve Çin'in son anda, anlaşma metninde yer alan filtresiz kömür kullanımının "aşamalı olarak bırakılması" ifadesini, "aşamalı olarak azaltma" olarak değiştirtmesinin, Biden'ın şekerlemesi kadar ratingi yok.

Bugünden geleceği yaratmak

Amacım aslında filmi yazmak değildi. Ben 2022 dileklerimi yazacaktım. Sanırım zaten bildiğim tablonun umutsuzluğu, kara mizahla gözüme sokulunca yeni gelen yıldan umutlu olmakta ve dilekte bulunmakta zorlandım. Ancak elbette güç ve mevkiye tapan, halkın zekasıyla adeta dalga geçen politikacılara, dünya batarken bile bundan rant sağlamaya çalışan doyumsuz iş insanlarına, üç maymunu oynayan medyaya rağmen umudu kaybetmeyeceğiz. Abraham Lincoln'ün gelecekle ilgili güzel bir lafı var: "Geleceği tahmin etmenin en güzel yolu, onu yaratmaktır." 2022'de "Aşağı Bak" ya da "Yukarı Bakma" diyen zihniyete inat, baktığımız şeyi görebilmeyi ve geleceği yaratmak için elimizden gelen çabayı harcamamızı diliyorum.

Herkes bir şey yapabilir

Belki altı ay sonra dünyaya bir göktaşı çarpacak olsa, bizim bireysel olarak yapabileceğimiz pek bir şey olamaz ama iklim krizi konusunda herkes kendi çapında bir şeyler yapabilir. Plastik diş fırçası yerine tahta olanı kullansak kardır. Plastik torba yerine, alışveriş filelerimizi yanımızda taşısak kardır. Okuyup, öğrensek kardır. Kimsenin bugünden yarına hayat tarzını değiştiremeyeceğini bilsem de, el birliğiyle hayatlarımızda yapacağımız ufak tefek değişikliklerin bile iklim kriziyle mücadelede etkili olacağına inancım sonsuz. Daha büyüğünü elbette devletlerin yapması lazım.

Şefkat, merhamet, saygı

Konu her ne olursa olsun, bilimin yanında olmamızı diliyorum. Şu son Covid yazılarımda aşılarıma rağmen hastalanmama sevinen insanlar olmasına şaşırıyorum. Ne zaman bu kadar şefkatsiz insanlar haline geldiğimizi gerçekten merak ediyorum. Tüm kalplere şefkat ve merhamet diliyorum. Farklı görüşlerden olsak da, birbirimize karşı saygılı olmak zor değil. 2022'de saygıyı elden bırakmamamızı, bir eleştiri yapacaksak bunu can acıtmak için değil, yapıcı olmak için yapmamızı diliyorum.

Sevilmenin değil, doyasıya sevebilmenin hazzı

Filozof ve Psikolog Erich Fromm, 1956'da yazdığı "Sevme Sanatı" isimli kitabında "Birçok insan sevgi sorununu, sevmek veya sevme kapasitesi olarak değil, öncelikle sevilmek olarak görür. Bu yüzden onlar için sorun nasıl sevilebilir olabilecekleridir." der. 2022'de sevgiden anladığımızın sevilmek değil, sevmek olmasını diliyorum. Birilerini doyasıya sevmenin, sarmanın, kucaklamanın hazzını tattığımız, hakkıyla sevilmenin yolunun hakkıyla sevmekten geçtiğini anladığımız bir yıl diliyorum.

En büyük başarı sağlıklı kalmak oldu

Covid bize hiçbir şey öğretmediyse, hayatta en önemli şeyin sağlık olduğunu öğretti. Bu yüzden sağlıklı, şanslı, mutlu olduğumuz anlara şükrediyorum. Evde ailecek yenen bir akşam yemeği, dostlarla bezenmiş bir rakı masası, sevdiğinizin eve bir çiçekle gelmesi, çocuğunuzun yanağına kondurduğunuz bir öpücük gibi tüm sıradan anların kıymetini bilmemizi diliyorum.

Süngümüz düşerse, başımız da öne düşer

İnsanlara akıl vermek yerine ihtiyacı olanlara elimizden geldiğince yardım edebildiğimiz bir yıl diliyorum. Hiçbir çıkarımız olmadan yardım edebilmek, yardım ettiğimiz kişi-kurum veya konuya fayda sağlarken, bizim de gönlümüzü zenginleştiren, ruhumuza ilaç gibi gelen bir eylem. 2022'de hepimizin gönüllü işlere vakit ayırabilmesini diliyorum.

Kıssadan hisse 2022'ye girerken yeni yıl heyecanımızı kaybetmiş olmamızı, süngümüzün düşmesini anlıyorum. Ama süngümüz düşerse, başımız da öne düşer. Bu nedenle her moralimiz bozulduğunda silkinip kendimize gelmemizi, sağlığımıza, güzel anlarımıza şükretmemizi, hayata elimizden gelen katkıyı sağlamaya, ümit etmeye ve hayallerimizin peşinden gitmeye devam etmemizi diliyorum. Sadece yeni yılda değil, her zaman dik durmak ve yukarı bakmak dileğiyle...

Yazarın Diğer Yazıları

Dış politikalar uzmanı Ziya Meral: Yeni bir Cumhuriyet mutabakatına ihtiyacımız var

Geçtiğimiz haftaki yazımda AKP seçmeninin tercihini değişimden yana kullanması için "Daha ne olması gerekirdi?" diye bir soru sordum. Bu hafta sizden gelen cevapları derledim ve Kraliyet Birleşik Kuvvetler Enstitüsü (RUSI) ve Avrupalı Liderler Netwörkü kıdemli uzmanı akademisyen-yazar Ziya Meral ile konuştum

Daha ne olması gerekirdi?

14 Mayıs Seçimleri'nin ardından aklımda tek bir soru var. Erdoğan seçmenlerinin değişim istemesi için daha ne olması gerekirdi?

Prof. Dr. Selçuk Şirin: İyi ebeveynlik, çocuğunun geleceğiyle ilgili kararları sandıkta vermekle başlar

Çocuklarım ilk oylarını kullanırken aklıma yazar-akademisyen Prof. Dr. Selçuk Şirin hocamızın bir röportajımızda söylediği "İyi ebeveynlik bilinçli seçmen olmakla, çocuğunun geleceğiyle ilgili kararları sandıkta vermekle başlar. Siyasete karışmıyorsan, siyaset senin çocuğunun geleceğine karışır." lafı geliyor. Tarihi seçime günler kala kendisiyle temasa geçiyor, görüşlerini soruyorum