25 Ağustos 2021

2021 yazında havaalanı trendleri

Kanada’ya kimler girebiliyor, girerken ne isteniyor, maceralarla dolu havaalanında sizi adım adım neler bekliyor?

İstanbul’a iki yıl sonra görkemli inişimizi yazmıştım da, Vancouver’ı yazmak kısmet olmadı. Oysa pandemi döneminde Kanada’da herhangi bir havaalanına inmek trajikomik bir yazı konusu. İçinde biraz çile var, Karadeniz fıkrası tadında hikâyeler var, ön hazırlık var, mücadele var, savunma var, hedefe odaklanma ve sonunda başarı var.

Eminim memleketten yaşadıkları ülkeye geri dönen birçok göçmen benzer hikâyeler yaşıyordur. Ben Kanada’da yaşadığım için, işin Kanada kısmını yazacağım ve de bana ülkeye girişle ilgili en çok sorulan sorulara cevap vermeye çalışacağım.

 Başlayalım bakalım. 2021 yılında uçakla seyahat etmenin nasıl bir şey olduğunu şuraya kayıt düşelim ki, unutmayalım.

 HES - E-nabız - ArriveCan üçlüsü mühim 

  1. 9 Ağustos itibariyle çift aşılı Amerikan ve Fransız vatandaşları ülkeye kabul edilirken, 7 Eylül itibariyle Kanada’ya seyahat etmek isteyen tüm çift aşılı yabancıların, ülkeye kabul edilmesi bekleniyor. Kanada’da oturma izni, çalışma izni olan ve okul okuyanlar pandemi süresince de belli kurallara tabi tutularak ülkeye girebilmişti.
  2. Kanada’ya girişten en geç 72 saat önce PCR testi yaptırmanız (Antijen değil) ve sonuç raporunu üzerinde pasaport numaranız olacak şekilde e-nabızdan bastırmanız gerekiyor.
  3. Telefonunuza ArriveCan aplikasyonunu yüklemeniz ve istenen bilgileri yine Kanada’ya girişten en geç 72 saat önce doldurmanız gerekiyor.
  4. Bu aplikasyonda genel olarak sizin ve sizinle birlikte seyahat edecek yolcuların temel seyahat bilgileri (Uçuş numarası, uçağın iniş saati, kalacağınız adres, bu adres ev mi otel mi vs...) ve Kovid-19 semptomu gösterip göstermediğinize dâhil sorular soruluyor.

 

Hangi aşılar kabul ediliyor? 

  1. Eğer Kovid-19 geçirdiyseniz 14 - 180 gün arası alınmış pozitif sonuç raporunuzu yanınıza almanız ve bunu ArriveCan’a yüklemeniz gerekiyor.
  2. Eğer iki doz aşınızı olduysanız bunların kayıtlarını yanınıza almanız ve ArriveCan’a yüklemeniz gerekiyor.
  3. Benim gibi bir doz aşınızı Kanada’da, diğerini Türkiye’de veya iki doz aşınızı da Türkiye’de olduysanız, HES üzerinden pasaport numaranızı eklediğiniz aşı kartınızı e-nabızdan bastırmanız gerekiyor. (Kanada Pfizer/BioNTech, Moderna, AstraZeneca, Johnson & Johnson aşılarını kabul ediyor, bu dört aşının dışında kalan Sputnik V ve Sinovac aşılarını ülkeye girişte kabul etmiyor ve kullanmıyor.)
  4. Tek doz aşılılar ve ikinci doz aşısının üzerinden 14 gün geçmemiş olanlar, Kanada’ya girişte aşısız sayılıyor.

 Önce test, varışta test, sekizinci gün test 

  1. Ülkeye girmeden Lifelabs/Flyclear adresinden havaalanında yapılacak Kovid testi için randevu almanız gerekiyor.
  2. Aşısızsanız ve 14-180 gün arasında aldığınız bir pozitif sonuç raporunuz yoksa, ülkeye girişten itibaren 14 gün karantinaya girmeniz, havaalanında size verilen sekizinci gün Kovid-19 ev testini yapmanız ve bunu test merkezine postalamanız, 14 gün boyunca da semptom gösterip göstermediğinizin bilgilerini ArriveCan’a girmeniz lazım.
  3. 12 yaşından küçük çocuklar aşı olamadığı için onlara karantina zorunluluğu kalktı.
  4. İki doz aşınızı olduysanız, hava alanında yaptırdığınız testin sonucu çıkana kadar (iki gün civarında sonuç çıkıyor), karantina yapmanız gerekiyor. Sonrasında serbestsiniz.

 

Bana zorunlu seyahatin tarifini yapar mısınız, Memur Bey?

 Pasaport kontrolünde kırk beş dakika kadar bekledikten sonra sıra bize geliyor. Görevli, niye ülkeden çıktığımızı, nerede kaldığımızı, ne kadar kaldığımızı, hatta zorunlu bir seyahat olmadığı için niye bu kadar uzun kaldığımızı soruyor.

Kanada göçmenliğim boyunca öğrendiğim ilk ve önemli şeylerden biri, buranın memurlarıyla konuşurken sorulan sorulara kısa, öz ve net cevaplar vermek, lüzumsuz detaylara girmekten kaçınmak gerektiğidir. Fazla detay kafalarını karıştırabilir, daha fazla soru sormalarına ve sizin neyi anlamaya çalıştıklarını anlayamadığınız şeyi, hiç anlayamamalarına yol açabilir.

Bunu bilmeme rağmen “İki senedir ailemizi, ülkemizi, sevdiklerimi görmemiştik. Zorunlu seyahat bu değilse nedir, Memur Bey? Bana göre az bile kaldık” diyerek soruya soruyla cevap verme gafletine düşüyorum.

Neyse ki korktuğum olmuyor, kovid döneminde zorunlu seyahatin ne olduğunun detaylarına girilmiyor, hatta memur bey kafasıyla bana hak verdiğini ifade eden bir onay işareti yaptıktan sonra, pasaportlarımızı, negatif test sonuçlarımızı ve telefonumuzdaki ArriveCan uygulamasını kontrol edip, bizi geçiriyor.

Havaalanını tek sıra halinde terk ediniz 

Zor kısmı atlattığımızı zannedip, bir nefes alıyorum. Çocuklarımla birlikte bavullarımızı kapıp, çıkışa doğru yürüyoruz. Çıkışa varmamızla, çıkışta bir sıra olduğunu fark etmemiz bir oluyor. Geri yürümeye başlıyoruz. Biz geri yürürken, o sıranın ucuna, onlarca insan ekleniyor. Sırtımız pasaport kontrolü noktasına varana kadar geri yürüyoruz. Hop, döndük mü geldiğimiz yere! İnanamıyorum ama havaalanında bulunan herkes, havaalanını tek sıra halinde terk ediyor. Kuyruğun görebildiğim kısmı rahat 1 kilometre var. 

Çok aşamalı bilgisayar oyunu 

Bavulları ite çeke, adım adım ilerliyoruz sırada. Yanlış anlaşılmasın, çok istesem de içine peynir, zeytin, sucuk, salça koyduğum bir gurbetçi bavulum yok. Pandemi döneminde sorun olabileceğini düşünüp, taşımadım gözümün nurlarını... Normal yazlık kıyafetler haricinde, havlu alasım geldi sadece... Kanadalı arkadaşlara lokum, nazar boncuğu, sabun gibi küçük hediyeler... Biraz kitap. O kadar. Yine de ağır valizler. Allahtan çocuklar yardımcı oluyor. 

Çok aşamalı bir bilgisayar oyununu andıran bu sıranın ilk durağı rutin valiz kontrolü. Rastgele seçtikleri birilerini kenara çekip valiz açtırıyorlar. O an yanımda peynir- zeytin taşımadığıma şükrediyorum. 

Hani roket? 

Valiz kontrolünü geçtikten sonra da, sıra devam ediyor. Kendi kendime henüz geçen yıl Elon Musk bizi dünyanın bir ucundan diğer ucuna en hızlı şekilde ulaştıracak roketleri tasarlıyor. Belki dünya gözüyle görmek nasip olur!” diye hayal kurarken, 2021 yılında havaalanını tek sıra halinde terk ediyoruz. Zihnim de Ahmet Yılmaz’ın meşhur Kıllanan Adam’ı konuşuyor; “Elveda ay, Elveda feza!”

Neyse ki bir süre sonra sıra ikiye ayrılıyor; havaalanı Kovid testi için randevu alanlar ve almayanlar.

Randevulu sırasında randevu alma

Ben bu randevuyu almam gerektiğini bildiğim halde alamamıştım. Bir nedenle Türkiye’den link çalışmamıştı. Görevli sıranın uzun olduğunu ve istersem sırada beklerken randevu alabileceğimi söylüyor. “Tamam” diyorum, randevulu sırasına giriyoruz. O sıranın sonuna gelene kadar, ben ancak üç kişinin tüm uçuş bilgilerini girip, kayıt numaralarını alıyorum.

Bu sıranın sonunda, bir görevli kayıt numaralarımızı soruyor. Tek tek tüm bilgileri ekrana girip, çıkış alıp, pasaportlarımızın arasına koyarken, biz artık jetlagden ayakta uyuyor, bilgisayar oyununda bir puan daha almış olduğumuzu düşünerek bizi bekleyen bir sonraki aşamanın ne olduğunu merakla bekliyoruz. 

Sıranın sonunda Kovid test merkezi görünüyor

Nihayet girdiğimiz son sıra, bizi Kovid test merkezine ulaştırıyor. Ben ve çocuklar elimizde 24 saat önce alınmış negatif test sonuçları olduğu halde tekrar test oluyoruz. Son 24 saatte bir şekilde Kovid kaptıysak bunun zaten havaalanındaki testte çıkma ihtimali yok. Anlamsız olsa da bu ikinci testi oluyoruz.

Testi olduktan sonra artık varış çizgisine ulaşıp, ipi göğüslemek üzere çıkışa doğru koşuyoruz. Ancak bir görevli durduruyor. Çift aşılı olduğum için benim test sonucu çıkana kadar karantina yapmam, çocukların ise 14 gün karantina yapması gerektiğini bir daha söylüyor, içimden “Anladımmm!” diye bağırırken, elime aşılıların ve aşısızların uygulaması gereken karantina koşulları ile ilgili bilgi formlarını ve çocukların 8’inci gün yapmaları gereken ev test kitlerini tutuşturuyor.

Bir, iki, üç yetmez! Kaç negatif test lazım?

 Havaalanından tek sıra çıkışımız üç saat sürüyor. Nihayet evimize varıyoruz. Çocuklar için verilen ev testlerinin numaralarını Lifelabs’in sitesine kayıt ettiriyor ve bir laboratuvar görevlisinin huzurunda testlerini yapmaları için 8’inci gün test randevularını alıyorum.

 Havaalanı testlerimizin sonucu iki gün sonra negatif olarak elimize ulaşıyor. Çocuklar 8’inci gün testlerini de, görüntülü aplikasyon yardımıyla yapıyorlar. Paketi dahi görevlinin önünde açıp, kendi testlerini yapıp, yine görevlinin önünde kutusuna koyup postaya vermeye hazır hale getiriyorlar. Hemen Fedex’i arıyorum. Üç saat sonra gelip testleri evimizden alıyorlar. 

Aşısızlara bundan sonra hayat zor

 Çocukların 8’inci gün testi de negatif geliyor. Buna rağmen 14 gün zorunlu karantinalarını tamamlıyorlar. Test sonuçları pozitif çıksaydı da zaten karantina zorunluluğu 14 gün. Kanada hükûmetinin adeta aşısızları seyahatten caydırmak ya da seyahat edenleri cezalandırmak için böyle bir tutum takındığını düşünüyorum. Elimizde üç negatif testle çocuklarımın 14 gün karantina yapmasının hiçbir anlamı yok ama yaptılar işte. Karantina sonrası ilk aktiviteleri de aşı merkezine gidip ikinci doz aşılarını olmak oluyor. 

Aşı Kovid-19’dan çıkış bileti olarak görülüyor 

Bu arada bugün alınan bir kararla, yaşadığımız British Columbia eyaletinde 13 Eylül tarihinden sonra, kapalı alanlardaki spor aktivitelerini, maçları izlemek, konserlere, sergilere, kültürel faaliyetlere katılmak, restoranların iç ve dış alanlarında yemek yiyebilmek, gece kulüplerine, barlara gitmek, spora gitmek, düğünlere, konferanslara, iç mekânlarda gerçekleşen kurslara katılmak için aşı kartı gerekecek. Aşısız insanların seyahat edemediği ve sosyalleşemediği bir dünya bizi bekliyor.

British Columbia eyaleti yüzde 75 oranıyla Kanada’nın çift doz aşı oranı en yüksek eyaletlerinden biri ve aşı kartı Kovid-19’dan çıkış, normal hayata dönüş bileti olarak görülüyor. Normal hayata dönüşü bilemiyorum da, 2021 yazında Vancouver Uluslararası Havalimanı’na aynı anda inen altı uçaktaki 1000 civarı yolcunun, havaalanını tek sıra halinde terk etmesini unutamayacağım.

Yazarın Diğer Yazıları

Dış politikalar uzmanı Ziya Meral: Yeni bir Cumhuriyet mutabakatına ihtiyacımız var

Geçtiğimiz haftaki yazımda AKP seçmeninin tercihini değişimden yana kullanması için "Daha ne olması gerekirdi?" diye bir soru sordum. Bu hafta sizden gelen cevapları derledim ve Kraliyet Birleşik Kuvvetler Enstitüsü (RUSI) ve Avrupalı Liderler Netwörkü kıdemli uzmanı akademisyen-yazar Ziya Meral ile konuştum

Daha ne olması gerekirdi?

14 Mayıs Seçimleri'nin ardından aklımda tek bir soru var. Erdoğan seçmenlerinin değişim istemesi için daha ne olması gerekirdi?

Prof. Dr. Selçuk Şirin: İyi ebeveynlik, çocuğunun geleceğiyle ilgili kararları sandıkta vermekle başlar

Çocuklarım ilk oylarını kullanırken aklıma yazar-akademisyen Prof. Dr. Selçuk Şirin hocamızın bir röportajımızda söylediği "İyi ebeveynlik bilinçli seçmen olmakla, çocuğunun geleceğiyle ilgili kararları sandıkta vermekle başlar. Siyasete karışmıyorsan, siyaset senin çocuğunun geleceğine karışır." lafı geliyor. Tarihi seçime günler kala kendisiyle temasa geçiyor, görüşlerini soruyorum