01 Ocak 2014

Yorgun saat 12’yi vurduğunda…

Yorgun saat 12’yi vurduğunda gökten üç elma düşsün… O elmalar yedi iklim dört bucakta yılbaşı gecesi (de) aç yatan bütün çocukları doyursun.

Yorgun saat 12’yi vurduğunda sevgilisinin dudağına bir öpücük kondurup, gözlerinin içine hilesiz hurdasız ve ışık ışık bakıp “Seni seviyorum, sen de beni. Ne güzel” diyen delikanlının ya da genç kadının yeni yılı hep o andaki gibi geçsin…

Yorgun saat 12’yi vurduğunda küçük kızının ve oğulcuğunun karnını yine tarhana çorbası ile doyurup döşeklerine yatırdıktan sonra bir başına kaldığı evinde kederli gözlerini pencereden uzaklara çevirip beş yıldır hasretini çektiği, kollarının sıcaklığını özlediği KCK tutuklusu kocasını düşünen ve düşleyen Kürt geline de, o küçücük oğulcuğuna ve küçücük kızına da yeni yıl yeni acılar getirmesin; süren hasretlerini bitirsin…

Yorgun saat 12’yi vurduğunda yatağına yatırılmış, çoktan uyumuş olması gereken, emeklemeden yeni çıkıp ayağa dikilmeyi henüz öğrenmiş küçük kız ya da oğlan, salondan gelen yılbaşı seslerini umursamadan kalksın. Ayaklarının ucuna basarak pencereden baksın. Gökyüzündeki yıldızları görsün. “Küçük küçük yıldıslay, çok çok yıldıslay” desin. O yıldızlardan birinden Küçük Prens onu görsün ve yeni yıl armağanı olarak bir gülücük yollasın. Gülücük gelsin yumurcağın yanağındaki gamzeye konsun.  O gülücük yeni yılda hep orada kalsın…

Yorgun saat 12’yi vurduğunda Ödemiş Asri Mezarlığında, kocası ve aşkı Terzi Sadık’ın az ötesinde yatan Adalet hanıma benzer bir yaşlı kadın, kırış kırış yüzünde ışıldayan o gök mavisi gözleri ve titrek bacaklarıyla sessizce torunlarının odasına girsin. Oğlanın başucuna yepyeni bir futbol topu, kızın başucuna kendi elleriyle ördüğü yün hırkayı bıraksın, üstlerini bir daha örtsün ve sessizce çıksın. O hırka küçük kızı hep ısıtsın, o top yeni yılda hep zıplasın…

Yorgun saat 12’yi vurduğunda şair (bence genç şair) söylenmemiş sözler üretsin, sözcükleri kanatlandırsın, umudu diri tutan dizeler yazsın. Yeni yılda dili zengin, kalemi bereketli olsun

Yorgun saat 12’yi vurduğunda gazetecinin bu yeni yıl yazısında unuttukları varsa, ki vardır, hepsi onu hoş görsün…

Yorgun saat 12’yi vurduğunda gökten üç elma düşsün… O elmalar yedi iklim dört bucakta yılbaşı gecesi (de) aç yatan bütün çocukları doyursun.

Yeni yıl yazısı burada bitsin…

Yazarın Diğer Yazıları

Bitirilmeyen bir Tırmık ve bir kişisel not

Hiç günü kurtarmak için yazmadım. Bundan sonra da yazmam

Reis boşa koysa dolmaz, doluya koysa almaz

Reis'in derdi büyük. Eğer "Seçim zamanında yapılacak" sözünü ve iddiasını yalayıp yutmayacaksa Anayasa'yı değiştirmek zorunda. Anayasayı değiştirmeye ise Meclis'teki AKP ve MHP milletvekillerinin sayısı yetmiyor. O zaman geriye tek seçenek kalıyor. Erken seçim

Bir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden

MHP Başbuğu partisinin Kızılcahamam kampının kapanışında konuştu. Valla kampa katılan MHP yiğitleri ne düşündüler bilemem. Zaten düşündükleri olumsuzsa dile getirmek MHP çatısı altında pek mümkün değildir. Parti disiplini değil, Başbuğ disiplini olsa gerek. Ama ben elbette her türüyle milliyetçiliğe, dolayısıyla MHP’ye de, onun Başbuğ’una da çok ama pek çok uzağım, öyleyse Başbuğ’un sözleri üstüne düşündüklerimi dile getirebilirim

"
"