31 Aralık 2012

Yeni Bir Yılı Karşılarken…

Bangır bangır ya da ciyak ciyak bir TV reklamı: \"İngilizler Happynew year derler, Fransızlar bonne année, İspanyollar feliz año nuevo derler. Türkiye’de vadaaaa deniyor…\"

Bangır bangır ya da ciyak ciyak bir TV reklamı: “İngilizler Happynew year derler, Fransızlar bonne année, İspanyollar feliz año nuevo derler. Türkiye’de vadaaaa deniyor…”

Reklamcı zat, yeni yılı bile metalaştıran berbat buluşuyla ister öğünsün, ister yerinsin, biz birbirimize içtenlikle “İyi bir yeni yıl” dileyelim, “Nice yıllara” diyelim. Kötümserlik ya da kof iyimserlik saçan siyaset bezirganlarına kulak asmayıp geçip gidenden daha iyi bir yılı ancak kendimizin yaratabileceğimizi bir kez daha bilince çıkarıp umudumuzu diri, inadımızı kavi tutalım…

Geçen yılbaşı yeniyetme TV habercileri Roboski cankırımının üstünden daha üç gün geçmişken, Diyarbakır sokaklarından “canlı”yayın yapıp “Diyarbakır yeni yıla büyük bir sevinç ve coşku ile giriyor”  çığırtkanlığına vurmuşlardı. Bu yıl da aynı yaveleri yineleyip, aynı ayıbı tekrarlarsa öfkelenmek yerine, umursamayıp, yeni yılın Roboski’nin acılı annelerine yeni acılar tattırmamasını dilemeyi unutmayalım…

Yeni yıl için “Oooon, dokuuuuz, sekiiiiz…” diye geri sayım yapılırken, yeni yılın birkaç saniye geç girivermesine boş verip “Sıfııııır” demeden önce kısacık bir an duralım ve ülkenin hapishanelerinde, hele hele F tipi mapusdamlarının insansız ve betona kesmiş duvarları arasında yapayalnız volta atan gencecik kadın ve erkeklere dostça, arkadaşça bir göz kırpalım, kulaklarına “Bu da geçecek ve biz, ışıklı ve özgür bir geleceği bugünden kurmak için elini taşın altına koyanlar kazanacak” diye fısıldayalım.

Yılbaşı sofrasına  anababamızla ya da çocuklarımız, kardeşlerimiz, arkadaşlarımızla oturduğumuzda ülkenin bir yerlerinde soğan kavurup ekmek banılarak karın doyurulan evler olduğunu da bir an için, kısa bir an için hatırlamak, düşünmek boynumuzun borcu olsun. İster bu yazıyı okuduğunda, ister o evleri anıp düşündümünüzde “Yav bırak bu popülist ayakları, bu sefalet edebiyatını” diye vıcık vıcık sırıtarak laf dokunduranlar olursa bildiğimiz okkalı bir küfrü ağız dolusu onlara fırlatıp yeni yılı gönlümüzce karşılamaya devam edelim…

Hepimize nice yıllar dilerim…

*    *    *

Meslektaşlarım için özel not: Herkes yılbaşı kutlarken gazetede nöbetçi kalıp, çay bardağına konyak koyup, neredeyse tek başına yılbaşı kutlamışlığım, dahası tatsız tuzsuz yeni yıl kutlaması haber ve mesajlarını gazeteye tıkıştırmak zorunda kalmışlığım çok oldu. Yani çaktırmamaya çalışsam da kederimle ve kaderimle  başbaşa kaldığım çok oldu.

Yılbaşı gecesi nöbetçisi yazıişleri, haber merkezi ve haberci genç ya da yaşlı kadın ya da erkek meslek arkadaşlarımın yeni yıllarını, kederlerini ve konyaklarını paylaşarak kutlarım…

 

Yazarın Diğer Yazıları

Bitirilmeyen bir Tırmık ve bir kişisel not

Hiç günü kurtarmak için yazmadım. Bundan sonra da yazmam

Reis boşa koysa dolmaz, doluya koysa almaz

Reis'in derdi büyük. Eğer "Seçim zamanında yapılacak" sözünü ve iddiasını yalayıp yutmayacaksa Anayasa'yı değiştirmek zorunda. Anayasayı değiştirmeye ise Meclis'teki AKP ve MHP milletvekillerinin sayısı yetmiyor. O zaman geriye tek seçenek kalıyor. Erken seçim

Bir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden

MHP Başbuğu partisinin Kızılcahamam kampının kapanışında konuştu. Valla kampa katılan MHP yiğitleri ne düşündüler bilemem. Zaten düşündükleri olumsuzsa dile getirmek MHP çatısı altında pek mümkün değildir. Parti disiplini değil, Başbuğ disiplini olsa gerek. Ama ben elbette her türüyle milliyetçiliğe, dolayısıyla MHP’ye de, onun Başbuğ’una da çok ama pek çok uzağım, öyleyse Başbuğ’un sözleri üstüne düşündüklerimi dile getirebilirim

"
"