25 Nisan 2011

Yaşasın! Obama yine ‘Meds Yeghern’ dedi

Bu yılı da atlattık. Bu yıl pek çaktırmadık; zaten YSK kepazeliği dikkatimizi epey de...


Bu yılı da atlattık. Bu yıl pek çaktırmadık; zaten YSK kepazeliği dikkatimizi epey de dağıtmıştı; ama 24 Nisan yaklaştıkça yine de “Ya derse” diye gergin bir bekleyiş içindeydik. 
Şükürler olsun. 24 Nisan geldi geçti ve korktuğumuz –bu yıl da- olmadı: 

Obama soykırım demedi.

Gerçi bizim Dışişleri Bakanı ( Düzeltiyorum: “Bizim” değil, AKP’nin Dışişleri Bakanı) Obama’nın Meds Yeghern demesini de esefle karşıladığını belirtti ama; hepimiz biliyoruz ki bu işin cilvesi. Aslında “Ben esef diyorum, sen teşekkür anla” demek istedi. Zaten Obama da öyle anladı. 
Hem zaten Meds Yeghern  bizim milli menfaatlerimiz bakımından kötü bir laf değil ki... Ermenice’de Meds Yeghern “Büyük felaket” demek. 1915’de başlarına gelenler için Ermeniler böyle diyor. Ama başlarına ne gelmiş? Ne bilelim! Belki tsunami olmuştur; Akdeniz’den (yahut Karadeniz’den) gelen dev dalgalar özellikle Doğu Anadolu’yu yerle bir etmiştir... Belki veba salgınıdır... Belki deprem olmuştur... Belki çok yağmur yağmış, Ermeni köylerini seller basmıştır... Falan filan...
Ama eğer Obama soykırım deseydi; işte o zaman kötü olurdu. Çünkü o zaman 1915’de İttihat Terakki çetesinin Anadolu’yu etnik ve sermaye bağlamında Türkleştirme hedefi uyarınca 1. Dünya Savaşı sırasında bazı Ermeni siyasal gruplarının düşman tarafındaki Ruslara yardım ettikleri bahanesiyle, o topraklarda binlerce yıldır yaşayan, Anadolu’nun kadim kavimlerinden Ermenileri, Suriye çölüne sürdüğü, sürgün yolculuğu sırasında da çok büyük bölümünü öldürdüğü, böylece tarihin en kanlı soykırımlarından birini yaptığı filan anlaşılacaktı. 
Obama böyle demediğine göre demek ki soykırım olmamıştır; Türkler, Ermenileri öldürmemiştir.  Zaten Türkler öyle bir millettir ki asla soykırım yapmaz. Soykırımı faşist Almanlar yapar, kalleş Araplar yapar, kahpe Yunan yapar, sonracığıma Moskof gavuru yapar, ama Türkler asla ve asla yapmaz...
Tamam, 1915’de Türkleri arkadan hançerleyen Ermeniler, Suriye’ye sürgüne yollandı ama, Türkler yol boyu onların kılına bile dokunmadı. Yolda Ermenileri öldürenler Kürtlerdir... Zaten bu bölücü Kürtler de çok soykırım yapar. Ama Türkler asla ve asla yapmaz...
Kanıt mı?
İşte Obama soykırım demedi ya! Başka kanıta gerek var mı?
Buna rağmen dün, yani  Ermenistan’da ve diasporada yaşayan bütün Ermeniler’in yas günü ilan ettikleri 24 Nisan’da Türkiye aleyhine toplantılar yapıldı ve “Türkler 1915’de Ermenilere soykırım uyguladı” diye her yıl söylenen yalanlar tekrarlandı... 
Bunlar yalandı. Kanıt ise Obama... Eğer Obama “soykırım” deseydi, tamam, amenna, kabul. Ama demedi. Demediğine göre...
Anladınız... 
*    *    *
Ama asıl ağırımıza gitmesi gereken, içimizdeki hainler. Bu kansızlar dün Ankara, İzmir, Diyarbakır ve Bodrum’da, Berlin’de toplantılar düzenlediler; akıllarınca 24 Nisan 1915’i anıp Ermeniler’den özür dilediler...
Anma sırasında bir de bildiri okudular. Bakın ne diyorlar. Bakın, okuyun ve içimizdeki yılanları tanıyın: 
"24 Nisan 1915, asırlardır bu ülkenin diğer halkları ile birlikte yan yana yaşamakta olan Ermeni halkının; kadın, çocuk, ihtiyar, hasta ayırt edilmeksizin, sırf Ermeni oldukları için; yurdundan, evinden, tarlasından, işyerinden, mesleğinden devlet zoruyla koparılıp yüz binlercesinin öldüğü, öldürüldüğü, sürüldüğü ve her türlü zulme maruz kaldığı felaketin başladığı gündür. 
O tarihten bu yana devlet ve hükümetler, bu korkunç olayın üstünü örtmeye, olmadı hafifsetmeye, dahası -isyan gibi nedenlerle- meşru göstermeye çalıştı. Oysa hiçbir gerekçenin haklı gösteremeyeceği bu ölümcül sürgün açıkça insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur.
Ancak bilinmelidir ki;
Devletin bu suçu inkâra dayalı resmi politikası sürdükçe o tarihten beri bu ülke insanlarının yüreğinde gizli gizli kanayan yara derinleşmekte; aklımızı, vicdanımızı, hak - adalet duygumuzu daha fazla felç etmektedir.
Ama artık buna bir son vermeliyiz. O nedenle, bu ülkenin alnı ve vicdanı ak insanlar ülkesi olmasını yürekten isteyen herkesi çok gecikmiş bir insanlık görevine davet ediyoruz. 24 Nisan'ın işaret ettiği o ağır suçun, insanlığın asli değerleri temelinde birleşen hepimizin ortak acısı olduğunu ilan etmeye çağırıyoruz."
Gördünüz mü kuyruklu yalanı?
Bereket Obama o şeyi demeyip öteki şeyi dedi de...
Ne yani 3,5 milyar dolarlık helikopter ihalesini boşuna mı  dost ve kardeş Amerika’nın Skorsky firmasına verdik? İhaleye ilişkin açıklamayı boşuna mı 24 Nisan arifesine denk getirdik? 
Koskoca Amerika bu kıyağımızın altında kalır mı?
Kalmadı nitekim; kalmadı ve soykırım demedi.


Yazarın Diğer Yazıları

Bitirilmeyen bir Tırmık ve bir kişisel not

Hiç günü kurtarmak için yazmadım. Bundan sonra da yazmam

Reis boşa koysa dolmaz, doluya koysa almaz

Reis'in derdi büyük. Eğer "Seçim zamanında yapılacak" sözünü ve iddiasını yalayıp yutmayacaksa Anayasa'yı değiştirmek zorunda. Anayasayı değiştirmeye ise Meclis'teki AKP ve MHP milletvekillerinin sayısı yetmiyor. O zaman geriye tek seçenek kalıyor. Erken seçim

Bir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden

MHP Başbuğu partisinin Kızılcahamam kampının kapanışında konuştu. Valla kampa katılan MHP yiğitleri ne düşündüler bilemem. Zaten düşündükleri olumsuzsa dile getirmek MHP çatısı altında pek mümkün değildir. Parti disiplini değil, Başbuğ disiplini olsa gerek. Ama ben elbette her türüyle milliyetçiliğe, dolayısıyla MHP’ye de, onun Başbuğ’una da çok ama pek çok uzağım, öyleyse Başbuğ’un sözleri üstüne düşündüklerimi dile getirebilirim

"
"